:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Türkiye bir yere gitmesin...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
1096.gif





Bekir Coşkun
Türkiye bir yere gitmesin...

Sevdiği erkekle aşk yaşadığı için İranlı dul kadına, toprağa gömüp taşlamadan önce “99 kırbaç” vurdular?..
Niçin 90 değil...
Ya da 100 değil...
Çünkü; kadının üstün kimliği karşısında bilinçaltında ezilen gelişmemiş erkek bilgelik taslamak ister...
Bir büyük düşünce-buluş-icat-keşifmiş gibi duruyordur ona göre “99” rakamı...
“Yuvarlak hesap 100 yapsak?..”
Bu olmaz...
Kafasını çağdaş ilim-bilim rakamları yerine, kadına vurulacak kırbaç sayısı rakamına yorduğu için yobaz... Gözünde Alman icadı gözlük, elinde İtalyan kalem, kolunda İsviçre saat, önünde Çin malı mikrofon, “99”u savunur, Japon otomobiline binip gitmek üzere...
“99” olacak kırbaç sayısı...
Kırbaççı kekeme değilse...
*
Bu yazı yazıldığı saatlerde; 99 kırbaç vurulan 43 yaşındaki Sakine Aştiyani’nin, bu kez recm (suçluyu omuzlarına kadar toprağa gömüp, kafasına taş atarak öldürmek) cezasına çarptırılacağı... Ancak Batı’nın yoğun tepkisi üzerine, İran’ın infazı şimdilik ertelediği haberleri geliyordu...
Ama recm var ve sürecek...
Recm cezasında ilk taşı, kararı veren hâkim(!) atıyor...
Toplanmış kalabalık onu izliyor...
Taşların ne hemen öldürecek kadar büyük, ne öldürmeyecek kadar küçük olması gerekiyor...
Orta boy...
Böylece ölümün 20 dakikada gerçekleşmesi sağlanıyor...
Bu “orta boy taşla 20 dakikada ölüm” de ilmen “99”u bulanın belirlediği bir şey olmalı...
O kafasını kadının başına atılacak taşın büyüklüğüne ve orta boy taşla 20 dakikada ölmesine yorduğu için... Onu koleradan Almanlar, veremden İngilizler, zatürreeden Danimarkalılar koruyor ve kıçına Fransız patentli merhem sürüp orta boy taş atıyor...
*
“Türkiye nereye gidiyor?” tartışmaları sürerken bunları düşünüyorum...
Şimdi siz; kadına onurlu yerini veren ve çağdaşlık hayalleri olan Atatürk’ün ülkesini, çeke çeke bu ilkellerin arasına sürükleyeceksiniz...
Öyle mi?..