12-29-2006, Saat: 09:34 PM
Hazret-i Mevlana’n?n Hayat?
</STRONG>Mevlana’n?n as?l ad? Muhammed Celaleddin’dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manas?na gelen Mevlana ismi O’na daha pek gen? iken Konya’da ders okutmaya ba?lad??? tarihlerde verilir. Bu ismi, ?emseddin-i Tebrizi ve Sultan Veled’den itibaren Mevlana’y? sevenler kullanm??, adeta ad? yerine sembol olmu?tur. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana’n?n, Rumi diye tan?nmas?, ge?mi? y?zy?llarda Diyar-? Rum denilen Anadolu ?lkesinin vilayeti olan Konya’da uzun m?ddet oturmas?, ?mr?n?n b?y?k bir k?sm?n?n orada ge?mesi ve nihayet t?rbesinin orada olmas?ndand?r.
[/url]Do?um Yeri ve Y?l?
Mevlana’n?n do?um yeri, bug?nk? Afganistan’da bulunan, eski b?y?k T?rk K?lt?r merkezi Belh’tir. Mevlana’n?n do?um tarihi ise 30 Eyl?l 1207 (6 Rebiu’l-evvel, 604) dir.
Nesebi (Soyu)
Asil bir aileye mensup olan Mevlana’n?n annesi, Belh Emiri R?kneddin’in k?z? M?mine Hatun; babaannesi, Harezm?ahlar (1157 Do?u T?rk Hakanl???) hanedan?ndan T?rk prensesi, Melike-i Cihan Emetullah Sultan’d?r. Babas?, Sultan?’l-Ulema (Alimlerin Sultan?) ?nvan? ile tan?nm??, Muhammed Bahaeddin Veled; b?y?kbabas?, Ahmet Hatibi o?lu H?seyin Hatibi’dir. Eflaki’ye g?re H?seyin Hatibi, ilmi deniz gibi engin ve geni? olan bir alim idi. Din ilminin ?stad? ve alimlerin b?y?klerinden say?lan, g?zel ?iirler s?yleyen Ni?aburlu Raziy?ddin gibi bir zat da talebelerindendi. Kaynaklar ve Mevlana’n?n sevgi yolunda gidenler eserlerinde Sultan?’l-Ulema Bahaeddin Veled’in nesebinin, anne cihetiyle ond?rd?nc? g?bekte Hazret-i Muhammed’in torunu Hazret-i H?seyin’e, baba cihetiyle de onuncu g?bekte Hazret-i Muhammed’in se?ilmi? d?rt dostundan ilki Hazret-i Ebu Bekir S?dd?k’a ula?t???n? kaydediyorlar.
Babas? Bahaeddin Veled Hazretleri’nin ?ahsiyeti
Bahaeddin Veled, 1150’de Belh’de do?mu?, babas? ve dedesinin manevi ilimleriyle yeti?mi?; ayr?ca Necmeddin-i K?bra (? – 1221)’dan feyz alm??t?r. Bahaeddin Veled b?t?n ilimlerde e?i olmayan, olgun mana sultan? idi. ?lahi hakikatler ve Rabbani ilimlerden meydana gelen u?suz bucaks?z bir deniz gibi olan Bahaeddin Veled, Horasan Diyar?n?n, en g?? fetvalar? halletmede, tek ?stad? idi ve vak?ftan hi?bir ?ey almazd?; devlet hazinesinden kendisine tahsis edilen maa?la ge?inirdi. Kaynaklar?n ittifakla rivayetine g?re, devrinin alimleri ve ulu m?ft?leri, Hazreti Muhammed’in manevi i?aretiyle, Baheddin Veled’e Sultan?’l- Ulema ?nvan?n? vermi?lerdir. Bundan sonra da Bahaeddin Veled bu ?nvanla yad edilmi?tir. Bu ?nvan?n verili?i T?rklerin adetiyle de izah edilebilir. T?rkler, y?ksek kabiliyet ve fazilet sahiplerinin tan?nmadan kaybolup gitmesine, unutulmas?na raz? olmazlard?. Onlar? halk?n g?z?nde belirtmek, halk? ilim ve irfana y?neltmek i?in o gibi b?y?klere lay?k olduklar? birer unvan verilirdi. Bu anane, T?rklerin ilme, fazilete kar?? sayg? duygular?n? g?steren parlak bir delildir. Hatta anane gere?ince imzalar?n ?st?nde bu ?nvanlar? kullanmaya mecburdurlar onlar kazand?klar? bu ?nvanlar? kendileri i?in manevi bir r?tbe yayarlar, nefisleri i?in bundan asla gurur duymazlard?. Alimler gibi giyinen Bahaeddin Veled, adeti ?zere, sabah namaz?ndan sonra, halka ders okutur; ??le namaz?ndan sonra dostlar?na sohbette bulunur; pazartesi g?nleri de b?t?n halka va’z ederdi. Va’z? esnas?nda umumiyetle, Yunan filozoflar?n?n fikirlerini benimseyenlerin g?r??lerini reddeder ve “Semavi (Allah’dan olan ilahi) kitaplar? arkalar?na at?p, filozoflar?n silik s?zlerini ?nlerine al?p itibar edenlerin nas?l kurtulma ?midi olur” derdi. Bu arada Yunan felsefesini okutan ve savunan Fahreddin-i Razi’ye ve ona uyan Harezm?ah’?n aleyhinde bulunur; onlar? bidat ehli (dinde, peygamber zaman?nda olmayan, yeniden be?enilmeyen ?eyleri ??karanlar) olarak g?r?r ve ??yle derdi: “Muhammed Mustafa’n?n y?r?y???nden dahi iyi y?r?y??, yolundan daha do?ru bir yol g?rmedim”
Hazret-i Mevlana’n?n Babas? ile Belh’ten ??k??lar? ve Konya’ya Geli?leri
Esasen tasavvuf ehline iyi g?zle bakmayan ve bunlar?n Harezm?ah kat?nda sayg? g?rmelerini ?ekemeyen Fahreddin-i Razi, Bahaeddin Veled’in a??k?a kendi aleyhine tav?r almas?na da ?ok i?erledi?inden onu Harezm?ah’a gammazlad?. Bahaeddin Veled’in de g?nl? Harezm?ah’tan incindi ve Belh’i terk etti. Ancak ara?t?r?c?lar, Bahaeddin Veled’in Belh’ten g?? etmesine sebep olarak, Mo?ol istilas?n? g?sterirler. Sultan?’l-Ulema, aile fertleri ve dostlar?yla Belh ?ehrini 1212-1213 tarihlerinde terk ettikten sonra Hacca gitmeye niyet etmi?ti. Ni?abur’a u?rad?. G?? kervan?yla Ba?dat’a yakla?t???nda, kendisine hangi kavimden olduklar?n? ve nereden gelip nereye gittiklerini soran muhaf?zlara Sultan?’l-Ulema ?eyh Bahaeddin Veled ?u manidar cevab? verir: “Allah’dan geldik, Allah’a gidiyoruz. Allah’dan ba?ka kimsede kuvvet ve kudret yoktur.” Bu s?z ?eyh ?ehabeddin-i S?hreverdi (1145-1235)’ye ula?t???nda: “Bu s?z? Belhli Bahaeddin Veled”den ba?kas? s?yleyemez” dedi, samimiyetle ve muhabbetle kar??lamaya ko?tu. Birbirleriyle kar??la??nca Seyh S?hreverdi, kat?r?ndan inip nezaketle Bahaeddin Veled’in dizini ?pt?, g?n?lden h?rmetlerini sundu. Bahaeddin Veled, Ba?dat’ta ?? g?nden fazla kalmad? ve Kufe yolundan Kabe’ye hareket etti. Hac farizas?n? yerine getirdikten sonra, d?n??te ?am’a u?rad?. Bahaeddin Veled, yan?nda biricik o?lu Mevlana oldu?u halde, g?? kervan?yla ?am’dan Malatya’ya, oradan Erzincan’a, oradan Karaman’a u?rad?lar. Karaman’da bir m?ddet kald?ktan sonra, nihayet Konya’y? se?ip oraya yerle?tiler.
G?? Yolunda Hazret-i Mevlana’ya Tevecc?hte Bulunan Mutasavv?flar
?eyh Attar Hazretleri: Belh’i terk ettikten sonra Ba?dat’a do?ru yola ??kan Bahaeddin Veled, Ni?abur’a vard???nda ziyaretine gelen ?eyh Ferid?ddin-i Attar (1119-1221;1230) ile g?r???p sohbet eder. Sohbet esnas?nda ?eyh Attar, Mevlana’n?n nasiyesindeki (aln?ndaki) kemali g?r?r ve ona Esrar-name adl? eserini hediye eder ve babas?na da; “?ok ge?meyecek ki, bu senin o?lun alemin y?re?i yan?klar?n?n y?reklerine ate?ler salacakt?r.” der.
?eyh-i Ekber Hazretleri: Sultan?’l-Ulema, Hac farizas?n? yerine getirdikten sonra d?n??te ?am’a u?rad?. Orada ?eyh-i Ekber Muhyiddin ?bn?’l-Arabi (1165-1240) ile g?r??t?. ?eyh-i Ekber, Sulta?’l-Ulema’n?n arkas?nda y?r?yen Mevlana’ya bakarak: “S?bhanallah! Bir okyanus bir denizin arkas?nda gidiyor” demi?tir.
Hazret-i Mevlana’n?n Evlenmesi
Karaman’da bulunduklar? 1225 tarihinde Mevlana, babas?n?n buyru?u ile itibarl?, asil bir zat olan Semerkantl? Hoca ?erafeddin Lala’n?n, huyu g?zel, y?z? g?zel k?z? Gevher Banu ile evlendi. Mevlana d?nya evine girdi?inde onsekiz ya??ndad?r.
Hazret-i Mevlana’n?n, Konya’ya Yerle?meleriyle ?lgili Yorumu: “Hak Teala’n?n Anadolu halk? h?kk?nda b?y?k inayeti vard?r ve S?ddik-? Ekber Hazretlerinin duas?yla da bu halk b?t?n ?mmetin en merhamete lay?k olan?d?r. En iyi ?lke Anadolu ?lkesidir; fakat bu ?lkenin insanlar? m?lk sahibi Allah’?n a?k aleminden ve deruni zevkten ?ok habersizlerdir. Sebeplerin hakiki yarat?c?s? Allah, ho? bir lutufta bulundu, sebepsizlik aleminden bir sebep yaratarak bizi Horasan ?lkesinden Anadolu vilayetine ?ekip getirdi.
Haleflerimize de bu temiz toprakta konacak yer verdi ki, led?nni (Allah bilgisine ve s?rlar?na ait) iksirimizden (alt?n yapma hassam?zdan) onlar?n bak?r gibi v?cutlar?na sa?al?m da onlar tamam?yla kimya (bak???yla, bakt??? kimseyi manen y?celten olgun insan); irfan aleminin mahremi ve d?nya ariflerinin hemdemi (canci?er arkada??) olsunlar
Hazret-i Mevlana’y? Yeti?tiren Mutasavv?flar
Sultan?’l-Ulema ?eyh Bahaeddin Veled Hazretleri?nceki bahislerde ?ahsiyetini belirtmeye ?al??t???m?z Bahaeddin Veled, Mevlana’n?n ilk m?r?ididir. Yani Mevlana’ya Allah yolunu ??retip, tasavvuf usulunce hakikatleri ve s?rlar? g?steren tarikat ?eyhidir. B?t?n ?slam aleminde y?ksek itibar ve ??hrete sahip olan Bahaeddin Veled, Sel?uklulular?n Sultan? Alaaddin Keykubat’tan yak?n alaka ve sonsuz h?rmet g?r?r. Bahaeddin Veled, 3 May?s 1228 tarihinde Sel?uklular?n ba? ?ehri Konya’y? ?ereflendirip yerle?tikden k?sa bir s?re sonra, son derece samimi dindar olan Sultan Alaaddin Keykubat (saltanat m?ddesi 1219-1236), saray?nda Bahaeddin Veled’in ?erefine b?y?k bir toplant? tertip etti ve b?t?n ileri gelenleriyle birlikte onun manevi terbiyesi alt?na girdi. Sulta?’l-Ulemaya g?n?lden ba?l? olan Sultan Alaaddin onu hayranl?kla ??yle ?ver; “Heybetinden g?nl?m tir tir titriyor, y?z?ne bakmaktan korkuyorum. Bu eri ?rd?ke, ger?ekli?im, dinim art?yor. Bu alem, bendem korkup titrerken ben, bu adamdan korkuyorum, ya Rabbi, bu ne hal? ?yice inand?m ki o, cihanda nadir bulunan ve e?i benzeri olmayan bir Allah dostudur.” D?nya sultan?na h?kmeden, e?siz Allah dostu mana ve g?n?l sultan? Bahaeddin Veled, 24 ?ubat, 1231 tarihinde Cuma g?n? ku?luk vaktinde ebedi alemde g??t?. Geriye Muhammed Celaleddin gibi bir hay?rl? o?ul ile Maarif gibi bir eser b?rakt?. Sultan?’l-Ulema, sadece duygu ve d???ncelerini a??klad? ??hret pe?inde ko?mad?. Etraf?ndakilerini yeti?tirdi ve onlar? daima ayd?nlatt?.
Seyyid Burhaneddin Hazretleri
Bahaeddin Veled’in irtihalinde Mevlana yirmid?rt ya??nda idi. Babas?n?n vasiyeti, dostlar?n?n ve b?t?n halk?n yalvarmalar? ile babas?n?n makam?na ge?ti, oturdu. Mevlana, babas?ndan sonra, Seyid Burhaneddin'i buluncaya kadar bir y?l m?r?idsiz kald?. 1232 tarihinde babas?n?n de?erli halifesi Seyyid Burhneddin-i Muhakk?k-? Tirmizi, Konya’ya geldi. Mevlana onun manevi terbiyesi alt?na girdi.
Seyyid Burhaneddin, mertebesi ?ok y?ksek bir kamil m?r?id idi. Maarif adl? eseri irfan?n?n delilidir. Kendisine, daima kalblerde bulunan s?rlar? bilmesinden dolay?, Seyyid S?rdan denirdi. Seyyid Burhaneddin, ta ?ocukluk y?llar?nda bir lala gibi omuzlarda ta??y?p dola?t?rd??? Mevlana’ya dedi ki: “Bilginde e?in yok, se?kinsin. Ama baban hal (manevi makam) sahibiydi, sen de onu ara, kalden (s?zden) ge?. Onun s?zlerini iki eline kavram??s?n; fakat benim gibi onun haliyle de sarho? ol. B?ylece de ona tam miras?? kesil; cihana ???k sa?mada g?ne?e benze. Sen zahiren baban?n miras??s?s?n; ama ?z? ben alm???m; bu dosta bak, bana uy.” Mevlana babas?n?n halifesinden bu s?zleri duyunca samimiyetle onun terbiyesine teslim oldu. Mevlana candan, samimiyetle, Seyyid Burhaneddin’i babas?n?n yerine koydu ve ger?ek bir m?r?id bilerek g?n?lden, tam dokuz y?l ona hizmet etti. Bu zaman zarf?nda, o kamil m?r?idin k?lavuzlu?u ile m?cahede (nefsi yenmek i?in gayret sarfederek) ve riyazetle o kamil arifin feyizli sohbet ve nefesleriyle pi?ti, olgunla?t?, ba?tan aya?a nur oldu; kendinden kurtuldu, mana sultan? oldu. Nitekim, Mesnevi’sindeki ?u iki beyit, pi?ti?inin, kamil insan mertebesine ula?t???n?n ifadesidir; “Pi?, ol da bozulmaktan kurtul... Y?r?, Burhan-? Muhakk?k gibi nur ol. Kendinden kurtuldun mu, tamamiyle Burhan olursun. Kul olup yok oldun mu sultan kesilirsin.”
Hazret-i Mevlana’n?n Konya D???na Seyahati
Halep ve ?am’a Gidi?i: Mevlana, y?ksek ilimlerde daha ?ok derinle?mek i?in, Seyyid Burhaneddin’in izniyle Haleb’e gitti. Halaviyye Medresesi’nde, f?k?h, tefsir ve usul ilimlerinde ?st?n bir alim olan Adim o?lu Kemaleddin’den ders ald?. Mevlana, Halep’teki tahsilini bitirdikten sonra ?am’a ge?ti. Burada, ilmi incelemeler yapmak i?in d?rt y?l kald?. Bu zaman zarf?nda ?am’daki alimlerle tan???p, onlarla sohbet etti.
?am’da ?ems-i Tebrizi Hazretleri ile Bir Anl?k G?r??me
Eflaki’ye g?re Mevlana, ?am’da ?emseddin-i Tebrizi ile g?r??m??t?r; fakat bu g?r??me k?sa bir m?ddettir ve ??yle cereyan etmi?tir. ?emseddin-i Tebrizi, bir g?n halk?n aras?nda, Mevlana’n?n elini yakalay?p ?per ve ona “D?nyan?n sarraf? beni anla!” diye hitap eder ve kaybolur. ??te bu sohbet veya bir anl?k g?r??me tarihinden takriben sekiz sene sonra ?ems, Konya’ya gelecek ve Mevlana ile i?li d??l? sohbet edecektir.
Hazret-i Mevlana Kamil Bir M?r?id
Yedi y?l s?ren Halep ve ?am seyahatinden sonra Konya’ya d?nen Mevlana, Seyyid Burhaneddin’in arzusu ?zerine birbiri arkas?na, candan istekle ve samimiyetle, ?? ?ile ??kard?. Yani ?? defa k?rkar g?n (y?zyirmi g?n) az yemek, az i?mek, az uyumak ve vaktinin tamam?n? ibadetle ge?irmek suretiyle nefsini ar?tt?. ???nc? ?ilenin sonunda Seyyid Burhaneddin, Mevlana’y? kucaklay?p ?pt?; takdir ve tebrikle, “B?t?n ilimlerde e?i benzeri olmayan bir insan, nebilerin ve velilerin parmakla g?sterdi?i bir ki?i olmu?sun... Bismillah de y?r?, insanlar?n ruhunu taze bir hayat ve ?l??lemiyecek bir rahmete bo?; bu suret aleminin ?l?lerini kendi mana ve a?k?nla dirilt.” Dedi ve onu ir?ad ile g?revlendirdi. Seyyid Burhaneddin, daha sonra, Mevlana’dan izin al?p Kayseri’ye gitmi? ve orada ebedi aleme g??m??t?r (1241-1242). T?rbesi Kayseri’dedir. Mevlana Seyyid Burhaneddin’in Konya’dan ayr?l???ndan sonra, ir?ad (Allah Yolunu g?sterme) ve tedris (??retim) makam?na ge?ti. Babas?n?n ve dedelerinin usullerine uyarak be? y?l bu vazifeyi ba?ar? ile yapt?. Rivayete g?re dini ilimleri tahsil eden d?rt y?z talebesi ve on binden ?ok m?ridi vard?.
Hazret-i Mevlana’n?n Dostlar?, Halifeleri; Kendisine ilham Kayna?? Olan Mutasavv?flar
?ems-i Tebrizi Hazretleri
Bu zat?n ad?, ?emseddin Muhammed olup do?umu 1186 d?r. Tebrizli Melekdad o?lu Ali’nin o?lu olan ?ems, tahsilini bitirdikten sonra, zaman?n?n yegane ?eyhi olarak g?rd??? Tekbirzi ?eyh Ebu Bekir Sellebaf’a (sele ve sepet ?r?c?s?ne) intisap etti ve onun terbiye ve ir?ad?yla yeti?ip olgunla?t?. ?ems, ula?t??? manevi makama kanaat etmedi?inden daha olgun m?r?idler bulmak arzusuyla seyehate ??kt?. Senelerce takati t?kenircesine bir ?ok bir ?ok yerler dola?t?, zaman?n?n arifleriyle g?r??t?. Bu arifleri, mana alemindeki u?u?unda kinaye olarak ?ems’e, ?ems-i Perende (U?an G?ne?) ad?n? vermi?lerdir. ?ems, ta ?ocuklu?undan itibaren fikren ve ruhen h?r bir dervi?, kendinden ge?ercesine ilahi a?ka dalarak ya?ayan bir ?ahsiyetti. ?ems, kendisini ruhen tatmin edecek seviyede bir Hak dostu bulamayan ve hep kendi mertebesinde bir sohbet arkada?? arayan bir kamil velidir. Yana yak?la, kendisine muhatap olabilecek, sohbetine dayanabilecek bir dost arayan ?ems’in bir gece karar? elden gitti, heyecan i?inde idi. Allah’?n tecellilerine g?m?l?p mest olmu? bir halde m?nacat?nda “Ey Allah’?m! Kendi, ?rt?l? olan sevgililerinden birini bana g?stermeni istiyorum” diye yalvard?. Allah taraf?ndan, istedi?inin, Anadolu ?lkesinde bulunan, Belhli Sultan?’l-Ulema’n?n o?lu Muhammed Celaleddin oldu?u ilham edildi. Bu ilham ile ?ems, 29 Kas?m 1244 y?l? Cumartesi sabah? Konya’ya geldi.
Hazret-i Mevlana ile Hazret-i ?ems’in Bulu?malar?
Mevlana ile ?ems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet bulu?tular, g?r??t?ler. Bu tarihte ?ems, altm??, Mevlana, otuz sekiz ya??nda idi. Bu iki ilahi a??k, bir m?ddet yaln?zca bir k??eye ?ekilerek kendilerini tamamiyle Hakk’a verdiler ve g?n?llerine gelen ilahi ilhamlarla sohbetlere koyuldular. Sultan Veled der ki: “Ans?z?n ?ems gelip ona ula?t?; ona ma?ukluk (sevilen, sevgili olman?n) hallerini anlatt?, a??klad?. B?ylece de s?rr? y?celerden y?ceye vard?. ?ems, Mevlana’y? ?a??lacak bir aleme ?a??rd?, ?yle bir aleme ki, ne T?rk g?rd? o alemi ne Arap.”
Hazret-i Mevlana’n?n Ma?ukluk Mertebesine Eri?mesi: Bu hususu Sultan Veled ??yle a??klar, “Alemdeki erenlerin derecelerinden ?st?n bir derece vard?r ki o, ma?ukluk dura??d?r. Aleme bu ma?ukluk dura??na dair haber gelmemi?, bu durakta bulunanlar?n ahvalini hi?bir kulak i?itmemi?ti. Tebrizli ?emseddin zuhur edip, Mevlana Celaleddin’i a??kl?k ve erenlik mertebesinden, bu zamana kadar duyulmamas? olan, ma?ukluk mertebesine eri?tirmi?tir. Esasen Mevlana, ezelde, ma?ukluk denizinin incisiydi, her ?ey d?ner, asl?na var?r.”
Kim, kimi arad?? Hat?rlara gelebilecek, “?ems mi Mevlana’y? arad?, Mevlana m? ?ems’i” sorusuna ??yle cevap verebiliriz: ?ems, Mevlana’y?, Mevlana’da ?ems’i aram??t?r. ?ems Mevlana’ya a??k ve taliptir, Mevlana’da ?ems’e a??k ve taliptir. ??nk? a??k, ayn? zamanda ma?uk, ma?uk ayn? zamanda a??kt?r. Mevlana der ki: “Dilberler (g?nl? al?p g?t?renler, manevi g?zeller), a??klar?, canla ba?la ararlar. B?t?n ma?uklar, a??klara avlanm??lard?r. Kimi a??k g?r?rsen bil ki ma?uktur. ??nk? o, a??k olmakla beraber ma?uk taraf?ndan sevildi?i cihetle ma?uktur da. Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da cihanda suzuslar? arar.”
Hazret-i Mevlana’n?n Manevi Yolculu?undaki Safhalar?
Mevlana, manevi yolculu?unu, olgunlu?a ermesini, ?u s?z?nde toplam??t?r. “hamd?m, pi?tim, yand?m.” Mevlana’n?n pi?mesi, babas? Sultan?’l-Ulema Bahaeddin Veled ve Seyyid Burhaneddin’in feyizli nefesleriyle, yanmas? da ?ems’in nurlu aynas?nda g?rd??? kendi g?zelli?inin a?k ate?iyledir.
Hazret-i Mevlana ile ?ems Hakk?nda
Mevlana, ?ems ile Konya’da bulu?tu?u zaman tamamiyle kemale ermi? bir ?ahsiyetti. ?ems, Mevlana’ya ayna oldu. Mevlana, ?ems’in aynas?nda g?rd??? kendi e?siz g?zelli?ine a??k oldu. Di?er bir ifadeyle Mevlana, g?nl?ndeki Allah a?k?n? ?ems’te ya?att?. Mevlana’n?n ?ems’e kar?? olan sevgisi, Allah’a olan a?k?n?n miyar?d?r (?l??s?d?r). ??nk? Mevlana, ?ems’te Allah cemalinin parlak tecellilerini g?r?yordu. Mevlana a??lmak ?zere bir g?ld?. ?ems ona bir nesim oldu. Mevlana bir a?k ?arab? idi, ?ems ona bir kadeh oldu. Mevlana zaten b?y?kt?, ?ems onda bir gidi?, bir ne?ve de?i?ikli?i yapt?. ?ems ile Mevlana ?zerine s?z t?kenmez. Son s?z olarak ??yle s?yleyelim, ?ems, Mevlana’y? ate?ledi, ama kar??s?nda ?yle bir volkan tutu?tu ki, alevleri i?inde kendi de yand?.
?ems-i Tebrizi Hazretleri’nin Konya’dan Ayr?l???
?ems ile bulu?an Mevlana, art?k vartini ?ems’in sohbetine hasretmi?, ?ems’in nurlar?na g?m?l?p gitmi?, bamba?ka bir aleme girmi?i. ?ems’in cazibesinde yana yana d?n?yor, ilahi a?kla kendinden ge?ercesine Sema ediyordu. Bu iki ilahi dostun sohbetlerindeki mukaddes s?rr? idrakten aciz olanlar, ileri geri konu?maya ba?lad?lar. Neticede ?ems, incindi ve Mevlana’n?n yalvarmalar?na ra?men, Konya’dan ?am’a gitti (14 Mart, 1246 Per?embe).
Hazret-i ?ems’in Kaybolu?u
?ems’in Konya’ya geri gelmesine herkes sevindi. Mevlana da hasretin s?k?nt?lar?ndan kurtuldu. Art?k ?ems’in ?erefine ziyafetler verildi, Sema meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle, dostluk i?inde ge?en g?nler pek ?ok s?rmedi, dedikodular ve can s?k?s? durumlar yeniden ba?lad?. ?ems, o bahts?z dedikoducu toplulu?un yine kinle doldu?unu, g?n?llerinden sevginin u?up gitti?ini, ak?llar?n?n nefislerine esir oldu?unu anlad? ve kendisini ortadan kald?rmaya u?ra?t?klar?n? bildi, Sultan Veled’e dedi ki: G?rd?n ya azg?nl?kta yine birle?tiler. Do?ru yolu g?stermekte, bilginlikte e?i olmayan Mevlana’n?n huzurundan beni ay?rmak, uzakla?t?rma, sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer ?ylesine bir gidece?im ki, hi? kimse benim nerede oldu?umu bilmeyecek. Aramaktan herkes acze d??ecek, kimse benden bir ni?an bile bulamayacak. B?ylece bir ?ok y?llar ge?ecek de yine kimse izimin tozunu bile g?remeyecek.” ??te Sultan Veled’e b?yle yak?nan ?ems, 1247-1248 tarihinde Konya’dan ans?z?n gidip kayboldu. ?ems’in kaybolu?undan sonra Mevlana, herkesten onun haberini soruyordu. Kim onun hakk?nda asl? esas? olmayan bir haber bile verse ve ?ems’i falan yerde g?rd?m dese, bu m?jde i?in sar???n? ve h?rkas?n? vererek ??kranelerde bulunuyordu. Bir g?n bir adam, ?ems’i ?am’da g?rd?m diye haber verdi. Mevlana buna, tarif edilemeyecek ?ekilde sevindi ve o adama, ?st?nde nesi varsa ba???lad?. Dostlar?ndan birisi, bu adam?n verdi?i haber yaland?r, o ?ems’i g?rmemi?tir, dedi?inde Mevlana ?u cevab? vermi?tir. “Evet, onun verdi?i bu yalan haber i?inde ?st?mde neyim varsa verdim. E?er, do?ru haber verseydi, can?m? verirdim.”
Hazret-i Mevlana’n?n, ?ems-i Tebrizi Hazretleri’ni Aramak ??in ?am’a Gidi?i
Mevlana, ?ems’i ?ok arad?. Onun ayr?l???yla, g?n?lleri yakan, s?zlatan, nice ?iirler s?yledi. Onu aramak i?in iki kere ?am’a gitti. Yine ?ems’i bulamad?. Bu son iki seyahatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle beraber, b?y?k bir ihtimalle 1248-1250 y?llar? aras?nda oldu?u s?ylenebilir. Sultan Veled’in ifadesiyle Mevlana, ?am’da suret bak?m?ndan Tebrizli ?ems’i bulamad? ama, mana y?n?nden onu, kendisinde buldu. Ay gibi kendi varl???nda beliren ?ems’i, kendinde g?rd? ve dedi ki: “Beden bak?m?ndan ondan ayr?y?m ama, bedensiz ve cans?z ikimiz de bir nuruz. Ey arayan ki?i! ?ster onu g?r, ister beni. Ben O'yum O da ben.”
Konya’l? Kuyumcu ?eyh Selahaddin Hazretleri
Ya??basan’?n o?lu Konyal? Zerkub (kuyumcu) diye tan?nan ?eyh Selahaddin Feridun, Konya civar?ndaki bir g?l?n kenar?nda bal?k??l?kla ge?inen bir ailedendir. Ummi olarak bilinen ?eyh Selahaddin, gen?li?inde Seyyid Burhaneddin’in terbiyesine girmi?, onun sohbetlerinde pi?mi?, onun feyziyle olgunla?m??, kamil bir insand?r. Ayr?ca ?ems’in sohbetlerinde de bulunmu?, ondan da feyz alm??t?r. Mevlana ile ?ems bulu?malar?nda, alt? ay ?eyh Selahaddin’in h?cresinde sohbet etmi?lerdir. Onlara hizmet edebilme ?erefine ve sohbetlerinde bulunabilme bahtiyarl???na eren zat, ?eyh Selahaddin’dir. ?eyh Selahddin, kuyumcu d?kkan?nda alt?n varak yaparak, helalinden para kazanmak ve manevi halini kuvvetlendirmekle u?ra??rd?.
Hazret-i Mevlana’n?n Vecd ile Sema’?
?eyh Selahaddin’in, Mevlana ile tan??mas? ta Seyyid Burhaneddin’in manevi terbiyesi alt?na girdi?i tarihte ba?lar, fakat b?t?n sevgilerden tamamen vaz ge?ip Mevlana’ya manen ba?lanmas?na ve vakitlerini onun sohbetlerine hasretmesine sebep ?u hadisedir. Mevlana bir g?n ?eyh Selahaddin’in Kuyumcular ?ar??s?ndaki d?kkan?n?n ?n?nden ge?mektedir. ??eride varak yapmak i?in ?eki?le alt?n d?vmekte olan Kuyumcu ?eyh Selahaddin ve ??raklar?n?n ?eki? darbelerinden ??kan sesleri duyan Mevlana, o ho? seslerin ahengi ile cezbelenir. (Allah taraf?ndan manen ?ekilerek iradesi elden gider) ve vecd ile (kendinden ge?ip ilahi a?ka dalarak) Sema etmeye ba?lar. D??ar?da Mevlana’n?n Sema etti?ini g?ren ?eyh Selahaddin onun, ?eki? darbelerinin ahengine, ritmine uyarak Sema etti?ini anlay?nca, alt?n?n zayi olmas?n? d???nmez ve ??raklar?na, ?eki? darbelerine devam etmelerini emrederek kendisi de d??ar? f?rlar ve Mevlana’n?n ayaklar?na kapan?r.
Hazret-i Mevlana’n?n, ?eyh Selahaddin Hazretleri’ni Kendisine Hemden ve Halife Se?mesi
Mevlana, son ?am seyahatinde, mana y?n?nden ?ems’i ay gibi kendinde g?rd?kten sonra, onu aramaktan vaz ge?ti ve kendisine ?eyh Selahaddin’i dost ve hemden olarak se?ti. Mevlana, ?ems’e duydu?u muhabbet ve g?n?l ba?l?l???n?n ayn?s?n? ?eyh Selahaddin’e de g?sterdi ve bu zat ile s?kun buldu. Mevlana, Allah’?n cemal tecellileri i?inde ruhen manevi bir alemde ya?ad???ndan, m?ridlerinin ir?ad?yla bizzat u?ra?amam?? ve onlar?n ir?ad ve terbiyesine, en se?kin, en ehil dostlar?ndan birbirini tayin etmi?tir. ??te ?eyh Selahaddin, bu vazifeye ilk olarak tayin etti?i dostudur. Mevlana, ?eyh Selahaddin’e yaln?z manevi bir ba? ve i?ten gelen muhabbetiyle kalmad?, onun k?z? hakk?nda, “Benim sa? g?z?m” diyerek iltifatta bulundu?u Fatma Hatun’u o?lu Slutan Veled’e almak suretiyle aralar?nda bir akrabal?k ba?? da kurdu.
?eyh Selahaddin Hazretlerinin Olgunlu?u
Mevlana’n?n, ?ems ile dostlu?unu ?ekemeyenler bu sefer de Mevlana’n?n ?eyh Selahaddin’e g?sterdi?i yak?nl??a haset etmeye ba?lad?lar. ?eyh Selahaddin’i, ?mmidir diye, y?ksek ir?ad makam?na lay?k g?rm?yorlard?. ?ems’e yapt?klar? gibi k?stahl??a kalk??t?lar. Kendisine k?t? d???nce ile bakan bahts?z, zavall?lara ?eyh Selahaddin, “Mevlana, beni yaln?zca herkesten ?st?n tuttu da bu y?zden inciniyorsunuz. Bilmiyorsunuz ki benim apa??k bir g?r???m yok, ben bir aynay?m. Mevlana, ben de kendi y?z?n? g?r?yor; ne diye kendini se?mesin? O kendi g?zelim y?z?ne a??k, bundan ba?ka fikre d??mek k?t? bir ?ey” diyerek, kemal ve mahviyyetini (ileri derecede al?ak g?n?ll???n?) g?stermi?tir.
?eyh Selahaddin Hazretleri’nin Ebedi Aleme G?????
Mevlana ile Seyh Selahaddin, on y?l birbiriyle adeta mest olarak g?r???p sohbet ettiler, ayr?l?k mahmurlu?unu tadmadan, visal aleminde safalar s?rd?ler. Nihayet ?eyh Selahaddin hastaland? ve ebedi alemde g??t? (1259).
?elebi H?sameddin Hazretleri
?elebi H?sameddin, vaktiyle Konya’ya g??m?? bir soylu ailedendir ve do?um yeri Konya’d?r. (1225) ?elebi lakab?n? kendisine veren Mevlana’d?r. Gen?li?inin ilk y?llar?nda, Ahilerin ?eyhi olan babas?n? kaybeden ?elebi H?sameddin, zaman?n?n b?t?n ulu ki?ileri ve ?eyhlerinden yak?n alaka ve himaye g?rd??? halde, b?t?n hizmetkarlar? ve arkada?lar?yla, Mevlana’n?n hizmetini se?mi?tir. B?ylece Mevlana’n?n terbiyesinde yeti?ip olgunla?m??, kamil insan olmu?tur.
Hazret-i Mevlana’n?n ?elebi H?sameddin’i Kendisine Hemdem ve Halife Se?mesi
Mevlana, ?eyh Selahaddin’den sonra kendisine hemdem ve halife olarak ?elebi H?sameddin’i se?ti ve dostlar?na ??yle dedi; “Ona ba? e?in, ?n?nde acizcesine kanatlar?n?z? yere gerin! B?t?n buyruklar?n? yerine getirin, sevgisini can?n?z?n ta i?ine ekin. O rahmet madenidir, Allah nurudur.” Mevlana’n?n bu buyru?u ?zerine, b?t?n dostlar ona itaat ettiler. Sultan Veled’in diliyle, “B?t?n dostlar, onun lutuf suyuna testi kesildiler, ?ems’e ve ?eyh Selahaddin’e yapm?? olduklar? a?a??l?k hareketlerden kurtulmu?lar, edeplenmi?lerdi. Haset etmeden ?elebi H?sameddin’e itaat ettiler.” ?elebi H?sameddin on be? sene Mevlana’n?n ?erefli sohbetinde bulundu. Mevlana’dan sonra da dokuz sene ir?ad makam?nda, Mevlana postunda oturdu.
?elebi H?sameddin Hazretleri’nin De?eri
Mevlana, ancak ?elebi H?sameddin’in bulundu?u meclis rahat bulur, huzur duyar, co?up manalar sa?ar, hakikat ilminden bahisler a?ard?. Mevlana’ya g?re, hakikatler memesinden manalar s?t?n? emip ??karan ?elebi H?sameddin’dir. Mesnevi’sinde bu manaya i?aretle ??yle der; “Bu s?z, can memesininde s?tt?r. Emen olmad?k?a g?zelce akm?yor. Dinleyen susuz ve aray?c? olursa, va’zeden ?l? bile olsa s?yler. Dinleyen yeni gelmi? ve usanmam?? olursa dilsiz bile s?zde b?lb?l kesilir. Kap?mdan i?eri, na-mahrem girince, harem halk?, perde arkas?na girer, gizlenir. Zarars?z ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, y?zlerindeki pe?eyi a?arlar. B?t?n g?zel, ho? ve yara?an ?eyler, g?ren g?z i?in yap?l?r. ?engin zir (en ince) ve bam (en kal?n) na?meleri, nas?l olur da sa??r kular i?in terenn?m edilir? Allah, miski beyhude yere g?zel kokulu yapmad?. Koku duyan i?in yaratt?; koku almayan i?in de?il.” ??te ?slami Tasavvuf edebiyat?n?n en b?y?k didaktik ?aheseri olan Mesnevi’yi ?elebi H?sameddin, Mevlana’n?n t?kenmez bir hazineye benzeyen ruhundan ?ekip ??kartm??t?r.
?elebi H?sameddin Hakk?nda
Mevlana’n?n k?rk y?l samimiyetle hizmetinde, sohbetinde bulunan Sipehsalar, Risale’sinde, ?elebi H?sameddin’in de?erini ?u c?mlelerle belirtiyor; “Hakikatte H?davendigar Hazretlemizin tam mazhari ?elebi H?sameddin idi ve b?t?n Mesnev-i ?erif onun ricas? ile yaz?lm??t?r. B?t?n tevhid ve a?k ehli, kendilerine bah?edilen Mesnevi’nin yaln?zca yaz?lmas? hususunda, k?yamete kadar ?elebi H?sameddin’e te?ekk?r etseler, yine ??kran bor?lar?n? ?deyemezler.”
Mesnevi’nin Yaz?l???
Eflaki, Mesnevi’nin yaz?l?p tamamlanmas?n? anlatt??? bahiste diyor ki: “Mevlana Hazretleri, asil ki?ilerin sultan? ?elebi H?sameddin’in cazibesi ile heyecanlar i?erisinde Sema ederken, hamamda otururken, ayakta, s?kunet ve hareket halinde daima Mesnevi’yi s?ylemeye devam etti. Bazen ?yle olurdu ki, ak?amdan ba?l?yarak g?n a?ar?ncaya kadar birbiri arkas?ndan s?yler, yazd?r?rd?. ?elebi H?sameddin de bunu s?r’atle yazar ve yazd?ktan sonra hepsini y?ksek sesle Mevlana’ya okurdu. Cilt tamamlan?nca ?elebi H?sameddin, beyitleri yeniden g?zden ge?irerek gereken d?zeltmeleri yap?p tekrar okurdu.” Bu ?ekilde dikkatlice 1259-1261 y?llar? aras?nda yaz?lmaya ba?lan?lan Mesnevi, 1264-1268 y?llar? aras?nda sona erdi.
Hazret-i Mevlana’n?n Baki Aleme G?????
Mevlana, ?elebi H?sameddin ile tam onbe? sene g?zel demler, ho? safalar s?rd?. Bu m?ddet zarf?ndan bahts?zlar?n fitne ve h?cumundan uzak, huzur ve s?rur i?inde ya?ad?. Dostlar? onun cemalinin nuruna pervane olmu?lard?. Mevlana, art?k son anlar?n? ya?ad???n?, ?zledi?i ebedi cemal alemine kavu?aca??n? anlam??t?. Ans?z?n hastalan?p yata?a d??t?. Mevlana’n?n hastal?k haberi Konya’da yay?ld??? zaman ahali, ?ifalar dilemeye, g?nl?n?, duas?n? almaya geliyorlard?.
?eyh Sadreddin (? – 1274) de talebeleriyle birlikte Mevlana’ya ge?mi? olsun demeye geldi ve ?ok ?z?ld???n? beyan edip, “Allah yak?n zamanda ?ifalar versin. Hastal?k ahirette derecenizin y?kselmesine sebeptir. Siz alemin can?s?n?z, in?aallah yak?n zamanda tam bir s?hhate kavu?ursunuz” diye temennide bulundu. Bu nun ?zerine Mevlana: “Bundan sonra Allah sizlere ?ifa versin. A??k?n ma?ukuna kavu?mas?n? ve nurun nura ula?mas?n? istemiyor musun?” dedi. ?eyh Sadreddin, yan?ndakilerle birlikte a?layarak kalk?p gitti.
Mevlana, dostlar?na ve aile efrad?na, bu d?nyadan g??ece?ine ?z?lmemelerini s?yl?yordu, fakat onlar, benden de olsa, bu ayr?l??? kabullenemiyorlar, a?lay?p inliyorlard?. Mevlana’n?n han?m?, Mevlana’ya hitaben; “Ey alemin nuru, ey ademin can?! Bizi b?rak?p nereye gideceksin?” diyerek a?l?yor ve ilave ediyordu. “Hudavendigar Hazretlerinin d?nyay? hakikat ve manalarla doldurmas? i?in ??y?z veya d?rty?z y?ll?k ?mr?n?n olmas? laz?md?.” Mevlana cevaben, “Ni?in? Ni?in? Biz ne Firavun ve ne de Nemrud’uz, bizim toprak alemiyle ne i?imiz var, bize bu toprak aleminde huzur ve karar nas?l olur? Ben insanlara faydam dokunsun diye d?nya zindan?nda k?lm???m, yoksa hapishane nerede ben nerede? Kimin mal?n? ?alm???m? Yak?nda Allah’?n sevgili dostunun, Hazret-i Muhammed’in yan?na d?nece?imiz umulur”
Hazret-i Mevlana’n?n Vasiyeti
“Ben size, gizli ve aleni, Allah’dan korkman?z?, az yemenizi, az uyuman?z?, az s?ylemenizi, g?nahlardan ?ekinmenizi, oru? tutmaya ve namaz k?lmaya devam etmenizi, daima ?ehvetten ka??nman?z?, halk?n eziyet ve cefas?na dayanman?z? avam ve sefihlerle d???p kalkmaktan uzak bulunman?z?, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olman?z? vasiyet ederim. Hay?rl?s?, insanlara faydas? dokunand?r. S?z?n hay?rl?s? da az ve ?z olan?d?r. Hamd, yaln?z tek olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”
?eb-i Arus
?rfan ve sevgi g?ne?i Mevlana, 5 Cemaziye’l-ahir, 672 (17 Aral?k 1273) Pazar g?n? gurup vakti, b?t?n parlakl??? ile, b?t?n g?zellikleriyle g?lerek ebediyet aleminin asuman?na do?du. Mevleviler, o geceye ?eb-i Arus derler.
Hazret-i Mevlana’n?n Cenaze Merasimi
M?sl?man olan, m?sl?man olmayan, k???k b?y?k ne kadar Konyal? varsa hepsi, Mevlana’n?n cenaze merasimine kat?ld?. M?sl?manlar, m?sl?man olmayanlar? sopa ve k?l??la savmaya ?al??arak onlar: “Bu merasimin sizinle ne ilgisi vard?r? Bu din sultan? Mevlana bizimdir, bizim imam?m?zd?r” diyorlard?. Onlar da ?u cevab? veriyorlard?. “Biz Musa’n?n ve b?t?n peygamberlerin hakikatini onun s?zlerinden anlay?p ??rendik. Kendi kitaplar?m?zda okudu?umuz olgun peygamberlerin huy ve hareketlerini onda g?rd?k. Sizler nas?l onun muhibbi ve m?ridi iseniz, biz de onun muhibbiyiz. Mevlana Hazretleri’nin zat?, insanlar ?zerinde parlayan ve onlara iyilikte, c?mertlikte bulunan hakikatler g?ne?idir. G?ne?i b?t?n d?nya sever. B?t?n evler onun nuruyla ayd?nlan?r. Mevlana ekmek gibidir. Hi? kimse ekme?e ihtiya? duymamazl?k edemez. Ekmekten ka?an hi?bir a? g?rd?n?z m??
Hazret-i Mevlana’ya Ye?il Kubbe
Mevlana’ya Ye?il Kubbe denilen t?rbe, Sultan Veled ile Alameddin Kayser’in gayreti ve Emir Pervane’nin e?i (Sultan II. G?yaseddin Keyh?srev’in k?z?) G?rc? Hatun’un yard?m?yla ?elebi H?sameddin zaman?nda yap?ld?. T?rbenin mimar? Tebrizli Bedreddin’dir. Selimo?lu Abd?lvahid adl? bir sanatkar da Mevlana’n?n kabri ?zerine, Sel?uklu oymac?l???n?n ?aheseri olarak kabul edilen, b?y?k bir ceviz sanduka yapt?rm??t?r. Bu sanduka bu g?n, Sultan”?l-Ulema Bahaeddin Veled’in kabri ?zerindedir.
Hazret-i Mevlana’n?n ?l?me ve Mezara Bak???
“?l?m g?n?mde tabutum y?r?y?p gitmeye ba?lad? m?, bende bu cihan?n gam? var, d?nyadan ayr?ld???ma tasalan?yorum sanma; bu ?e?it ??pheye d??me, bana a?lama, yaz?k yaz?k deme. ?eytan?n tuza??na d??ersem i?te hay?flanman?n s?ras? o zamand?r. Cenazemi g?r?nce ayr?l?k ayr?l?k deme. O vakit benim bulu?ma ve g?r??me zaman?md?r. Beni kabre indirip b?rak?nca, sak?n elveda elveda deme; zira mezar cennetler toplulu?unun perdesidir. Batmay? g?rd?n ya, do?may? da seyret. G?ne?e ve aya batmadan ne ziyan geliyor ki? Sana batmak g?r?n?r, ama o, do?makt?r. Mezar hapis gibi g?r?n?r, ama o, can?n kurtulu?udur. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda ??pheye d???yorsun? Hangi kova kuyuya sal?nd? da dolu dolu ??kmad?? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?Bu tarafta a?z?n? yumdun mu o tarafta a?. Zira senin hayuhuyun, mekans?zl?k aleminin fezas?ndad?r.”
[url=http://www.duygusuz.com/forum/]Hazret-i Mevlana’n?n Ziyaret?ilerine Sesleni?i
“Karde?, mezar?ma defsiz gelme; ??nk? Allah meclisinde gaml? durmak yara?maz. Hak Teala beni a?k ?arab?ndan yaratm??t?r. ?lsem, ??r?sem bile, ben yine o a?k?m.”
“?l?m?m?zden sonra mezar?m?z? yerde aramay?n?z?
Bizim mezar?m?z ariflerin g?n?llerindedir.”
</STRONG>Mevlana’n?n as?l ad? Muhammed Celaleddin’dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manas?na gelen Mevlana ismi O’na daha pek gen? iken Konya’da ders okutmaya ba?lad??? tarihlerde verilir. Bu ismi, ?emseddin-i Tebrizi ve Sultan Veled’den itibaren Mevlana’y? sevenler kullanm??, adeta ad? yerine sembol olmu?tur. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana’n?n, Rumi diye tan?nmas?, ge?mi? y?zy?llarda Diyar-? Rum denilen Anadolu ?lkesinin vilayeti olan Konya’da uzun m?ddet oturmas?, ?mr?n?n b?y?k bir k?sm?n?n orada ge?mesi ve nihayet t?rbesinin orada olmas?ndand?r.
[/url]Do?um Yeri ve Y?l?
Mevlana’n?n do?um yeri, bug?nk? Afganistan’da bulunan, eski b?y?k T?rk K?lt?r merkezi Belh’tir. Mevlana’n?n do?um tarihi ise 30 Eyl?l 1207 (6 Rebiu’l-evvel, 604) dir.
Nesebi (Soyu)
Asil bir aileye mensup olan Mevlana’n?n annesi, Belh Emiri R?kneddin’in k?z? M?mine Hatun; babaannesi, Harezm?ahlar (1157 Do?u T?rk Hakanl???) hanedan?ndan T?rk prensesi, Melike-i Cihan Emetullah Sultan’d?r. Babas?, Sultan?’l-Ulema (Alimlerin Sultan?) ?nvan? ile tan?nm??, Muhammed Bahaeddin Veled; b?y?kbabas?, Ahmet Hatibi o?lu H?seyin Hatibi’dir. Eflaki’ye g?re H?seyin Hatibi, ilmi deniz gibi engin ve geni? olan bir alim idi. Din ilminin ?stad? ve alimlerin b?y?klerinden say?lan, g?zel ?iirler s?yleyen Ni?aburlu Raziy?ddin gibi bir zat da talebelerindendi. Kaynaklar ve Mevlana’n?n sevgi yolunda gidenler eserlerinde Sultan?’l-Ulema Bahaeddin Veled’in nesebinin, anne cihetiyle ond?rd?nc? g?bekte Hazret-i Muhammed’in torunu Hazret-i H?seyin’e, baba cihetiyle de onuncu g?bekte Hazret-i Muhammed’in se?ilmi? d?rt dostundan ilki Hazret-i Ebu Bekir S?dd?k’a ula?t???n? kaydediyorlar.
Babas? Bahaeddin Veled Hazretleri’nin ?ahsiyeti
Bahaeddin Veled, 1150’de Belh’de do?mu?, babas? ve dedesinin manevi ilimleriyle yeti?mi?; ayr?ca Necmeddin-i K?bra (? – 1221)’dan feyz alm??t?r. Bahaeddin Veled b?t?n ilimlerde e?i olmayan, olgun mana sultan? idi. ?lahi hakikatler ve Rabbani ilimlerden meydana gelen u?suz bucaks?z bir deniz gibi olan Bahaeddin Veled, Horasan Diyar?n?n, en g?? fetvalar? halletmede, tek ?stad? idi ve vak?ftan hi?bir ?ey almazd?; devlet hazinesinden kendisine tahsis edilen maa?la ge?inirdi. Kaynaklar?n ittifakla rivayetine g?re, devrinin alimleri ve ulu m?ft?leri, Hazreti Muhammed’in manevi i?aretiyle, Baheddin Veled’e Sultan?’l- Ulema ?nvan?n? vermi?lerdir. Bundan sonra da Bahaeddin Veled bu ?nvanla yad edilmi?tir. Bu ?nvan?n verili?i T?rklerin adetiyle de izah edilebilir. T?rkler, y?ksek kabiliyet ve fazilet sahiplerinin tan?nmadan kaybolup gitmesine, unutulmas?na raz? olmazlard?. Onlar? halk?n g?z?nde belirtmek, halk? ilim ve irfana y?neltmek i?in o gibi b?y?klere lay?k olduklar? birer unvan verilirdi. Bu anane, T?rklerin ilme, fazilete kar?? sayg? duygular?n? g?steren parlak bir delildir. Hatta anane gere?ince imzalar?n ?st?nde bu ?nvanlar? kullanmaya mecburdurlar onlar kazand?klar? bu ?nvanlar? kendileri i?in manevi bir r?tbe yayarlar, nefisleri i?in bundan asla gurur duymazlard?. Alimler gibi giyinen Bahaeddin Veled, adeti ?zere, sabah namaz?ndan sonra, halka ders okutur; ??le namaz?ndan sonra dostlar?na sohbette bulunur; pazartesi g?nleri de b?t?n halka va’z ederdi. Va’z? esnas?nda umumiyetle, Yunan filozoflar?n?n fikirlerini benimseyenlerin g?r??lerini reddeder ve “Semavi (Allah’dan olan ilahi) kitaplar? arkalar?na at?p, filozoflar?n silik s?zlerini ?nlerine al?p itibar edenlerin nas?l kurtulma ?midi olur” derdi. Bu arada Yunan felsefesini okutan ve savunan Fahreddin-i Razi’ye ve ona uyan Harezm?ah’?n aleyhinde bulunur; onlar? bidat ehli (dinde, peygamber zaman?nda olmayan, yeniden be?enilmeyen ?eyleri ??karanlar) olarak g?r?r ve ??yle derdi: “Muhammed Mustafa’n?n y?r?y???nden dahi iyi y?r?y??, yolundan daha do?ru bir yol g?rmedim”
Hazret-i Mevlana’n?n Babas? ile Belh’ten ??k??lar? ve Konya’ya Geli?leri
Esasen tasavvuf ehline iyi g?zle bakmayan ve bunlar?n Harezm?ah kat?nda sayg? g?rmelerini ?ekemeyen Fahreddin-i Razi, Bahaeddin Veled’in a??k?a kendi aleyhine tav?r almas?na da ?ok i?erledi?inden onu Harezm?ah’a gammazlad?. Bahaeddin Veled’in de g?nl? Harezm?ah’tan incindi ve Belh’i terk etti. Ancak ara?t?r?c?lar, Bahaeddin Veled’in Belh’ten g?? etmesine sebep olarak, Mo?ol istilas?n? g?sterirler. Sultan?’l-Ulema, aile fertleri ve dostlar?yla Belh ?ehrini 1212-1213 tarihlerinde terk ettikten sonra Hacca gitmeye niyet etmi?ti. Ni?abur’a u?rad?. G?? kervan?yla Ba?dat’a yakla?t???nda, kendisine hangi kavimden olduklar?n? ve nereden gelip nereye gittiklerini soran muhaf?zlara Sultan?’l-Ulema ?eyh Bahaeddin Veled ?u manidar cevab? verir: “Allah’dan geldik, Allah’a gidiyoruz. Allah’dan ba?ka kimsede kuvvet ve kudret yoktur.” Bu s?z ?eyh ?ehabeddin-i S?hreverdi (1145-1235)’ye ula?t???nda: “Bu s?z? Belhli Bahaeddin Veled”den ba?kas? s?yleyemez” dedi, samimiyetle ve muhabbetle kar??lamaya ko?tu. Birbirleriyle kar??la??nca Seyh S?hreverdi, kat?r?ndan inip nezaketle Bahaeddin Veled’in dizini ?pt?, g?n?lden h?rmetlerini sundu. Bahaeddin Veled, Ba?dat’ta ?? g?nden fazla kalmad? ve Kufe yolundan Kabe’ye hareket etti. Hac farizas?n? yerine getirdikten sonra, d?n??te ?am’a u?rad?. Bahaeddin Veled, yan?nda biricik o?lu Mevlana oldu?u halde, g?? kervan?yla ?am’dan Malatya’ya, oradan Erzincan’a, oradan Karaman’a u?rad?lar. Karaman’da bir m?ddet kald?ktan sonra, nihayet Konya’y? se?ip oraya yerle?tiler.
G?? Yolunda Hazret-i Mevlana’ya Tevecc?hte Bulunan Mutasavv?flar
?eyh Attar Hazretleri: Belh’i terk ettikten sonra Ba?dat’a do?ru yola ??kan Bahaeddin Veled, Ni?abur’a vard???nda ziyaretine gelen ?eyh Ferid?ddin-i Attar (1119-1221;1230) ile g?r???p sohbet eder. Sohbet esnas?nda ?eyh Attar, Mevlana’n?n nasiyesindeki (aln?ndaki) kemali g?r?r ve ona Esrar-name adl? eserini hediye eder ve babas?na da; “?ok ge?meyecek ki, bu senin o?lun alemin y?re?i yan?klar?n?n y?reklerine ate?ler salacakt?r.” der.
?eyh-i Ekber Hazretleri: Sultan?’l-Ulema, Hac farizas?n? yerine getirdikten sonra d?n??te ?am’a u?rad?. Orada ?eyh-i Ekber Muhyiddin ?bn?’l-Arabi (1165-1240) ile g?r??t?. ?eyh-i Ekber, Sulta?’l-Ulema’n?n arkas?nda y?r?yen Mevlana’ya bakarak: “S?bhanallah! Bir okyanus bir denizin arkas?nda gidiyor” demi?tir.
Hazret-i Mevlana’n?n Evlenmesi
Karaman’da bulunduklar? 1225 tarihinde Mevlana, babas?n?n buyru?u ile itibarl?, asil bir zat olan Semerkantl? Hoca ?erafeddin Lala’n?n, huyu g?zel, y?z? g?zel k?z? Gevher Banu ile evlendi. Mevlana d?nya evine girdi?inde onsekiz ya??ndad?r.
Hazret-i Mevlana’n?n, Konya’ya Yerle?meleriyle ?lgili Yorumu: “Hak Teala’n?n Anadolu halk? h?kk?nda b?y?k inayeti vard?r ve S?ddik-? Ekber Hazretlerinin duas?yla da bu halk b?t?n ?mmetin en merhamete lay?k olan?d?r. En iyi ?lke Anadolu ?lkesidir; fakat bu ?lkenin insanlar? m?lk sahibi Allah’?n a?k aleminden ve deruni zevkten ?ok habersizlerdir. Sebeplerin hakiki yarat?c?s? Allah, ho? bir lutufta bulundu, sebepsizlik aleminden bir sebep yaratarak bizi Horasan ?lkesinden Anadolu vilayetine ?ekip getirdi.
Haleflerimize de bu temiz toprakta konacak yer verdi ki, led?nni (Allah bilgisine ve s?rlar?na ait) iksirimizden (alt?n yapma hassam?zdan) onlar?n bak?r gibi v?cutlar?na sa?al?m da onlar tamam?yla kimya (bak???yla, bakt??? kimseyi manen y?celten olgun insan); irfan aleminin mahremi ve d?nya ariflerinin hemdemi (canci?er arkada??) olsunlar
Hazret-i Mevlana’y? Yeti?tiren Mutasavv?flar
Sultan?’l-Ulema ?eyh Bahaeddin Veled Hazretleri?nceki bahislerde ?ahsiyetini belirtmeye ?al??t???m?z Bahaeddin Veled, Mevlana’n?n ilk m?r?ididir. Yani Mevlana’ya Allah yolunu ??retip, tasavvuf usulunce hakikatleri ve s?rlar? g?steren tarikat ?eyhidir. B?t?n ?slam aleminde y?ksek itibar ve ??hrete sahip olan Bahaeddin Veled, Sel?uklulular?n Sultan? Alaaddin Keykubat’tan yak?n alaka ve sonsuz h?rmet g?r?r. Bahaeddin Veled, 3 May?s 1228 tarihinde Sel?uklular?n ba? ?ehri Konya’y? ?ereflendirip yerle?tikden k?sa bir s?re sonra, son derece samimi dindar olan Sultan Alaaddin Keykubat (saltanat m?ddesi 1219-1236), saray?nda Bahaeddin Veled’in ?erefine b?y?k bir toplant? tertip etti ve b?t?n ileri gelenleriyle birlikte onun manevi terbiyesi alt?na girdi. Sulta?’l-Ulemaya g?n?lden ba?l? olan Sultan Alaaddin onu hayranl?kla ??yle ?ver; “Heybetinden g?nl?m tir tir titriyor, y?z?ne bakmaktan korkuyorum. Bu eri ?rd?ke, ger?ekli?im, dinim art?yor. Bu alem, bendem korkup titrerken ben, bu adamdan korkuyorum, ya Rabbi, bu ne hal? ?yice inand?m ki o, cihanda nadir bulunan ve e?i benzeri olmayan bir Allah dostudur.” D?nya sultan?na h?kmeden, e?siz Allah dostu mana ve g?n?l sultan? Bahaeddin Veled, 24 ?ubat, 1231 tarihinde Cuma g?n? ku?luk vaktinde ebedi alemde g??t?. Geriye Muhammed Celaleddin gibi bir hay?rl? o?ul ile Maarif gibi bir eser b?rakt?. Sultan?’l-Ulema, sadece duygu ve d???ncelerini a??klad? ??hret pe?inde ko?mad?. Etraf?ndakilerini yeti?tirdi ve onlar? daima ayd?nlatt?.
Seyyid Burhaneddin Hazretleri
Bahaeddin Veled’in irtihalinde Mevlana yirmid?rt ya??nda idi. Babas?n?n vasiyeti, dostlar?n?n ve b?t?n halk?n yalvarmalar? ile babas?n?n makam?na ge?ti, oturdu. Mevlana, babas?ndan sonra, Seyid Burhaneddin'i buluncaya kadar bir y?l m?r?idsiz kald?. 1232 tarihinde babas?n?n de?erli halifesi Seyyid Burhneddin-i Muhakk?k-? Tirmizi, Konya’ya geldi. Mevlana onun manevi terbiyesi alt?na girdi.
Seyyid Burhaneddin, mertebesi ?ok y?ksek bir kamil m?r?id idi. Maarif adl? eseri irfan?n?n delilidir. Kendisine, daima kalblerde bulunan s?rlar? bilmesinden dolay?, Seyyid S?rdan denirdi. Seyyid Burhaneddin, ta ?ocukluk y?llar?nda bir lala gibi omuzlarda ta??y?p dola?t?rd??? Mevlana’ya dedi ki: “Bilginde e?in yok, se?kinsin. Ama baban hal (manevi makam) sahibiydi, sen de onu ara, kalden (s?zden) ge?. Onun s?zlerini iki eline kavram??s?n; fakat benim gibi onun haliyle de sarho? ol. B?ylece de ona tam miras?? kesil; cihana ???k sa?mada g?ne?e benze. Sen zahiren baban?n miras??s?s?n; ama ?z? ben alm???m; bu dosta bak, bana uy.” Mevlana babas?n?n halifesinden bu s?zleri duyunca samimiyetle onun terbiyesine teslim oldu. Mevlana candan, samimiyetle, Seyyid Burhaneddin’i babas?n?n yerine koydu ve ger?ek bir m?r?id bilerek g?n?lden, tam dokuz y?l ona hizmet etti. Bu zaman zarf?nda, o kamil m?r?idin k?lavuzlu?u ile m?cahede (nefsi yenmek i?in gayret sarfederek) ve riyazetle o kamil arifin feyizli sohbet ve nefesleriyle pi?ti, olgunla?t?, ba?tan aya?a nur oldu; kendinden kurtuldu, mana sultan? oldu. Nitekim, Mesnevi’sindeki ?u iki beyit, pi?ti?inin, kamil insan mertebesine ula?t???n?n ifadesidir; “Pi?, ol da bozulmaktan kurtul... Y?r?, Burhan-? Muhakk?k gibi nur ol. Kendinden kurtuldun mu, tamamiyle Burhan olursun. Kul olup yok oldun mu sultan kesilirsin.”
Hazret-i Mevlana’n?n Konya D???na Seyahati
Halep ve ?am’a Gidi?i: Mevlana, y?ksek ilimlerde daha ?ok derinle?mek i?in, Seyyid Burhaneddin’in izniyle Haleb’e gitti. Halaviyye Medresesi’nde, f?k?h, tefsir ve usul ilimlerinde ?st?n bir alim olan Adim o?lu Kemaleddin’den ders ald?. Mevlana, Halep’teki tahsilini bitirdikten sonra ?am’a ge?ti. Burada, ilmi incelemeler yapmak i?in d?rt y?l kald?. Bu zaman zarf?nda ?am’daki alimlerle tan???p, onlarla sohbet etti.
?am’da ?ems-i Tebrizi Hazretleri ile Bir Anl?k G?r??me
Eflaki’ye g?re Mevlana, ?am’da ?emseddin-i Tebrizi ile g?r??m??t?r; fakat bu g?r??me k?sa bir m?ddettir ve ??yle cereyan etmi?tir. ?emseddin-i Tebrizi, bir g?n halk?n aras?nda, Mevlana’n?n elini yakalay?p ?per ve ona “D?nyan?n sarraf? beni anla!” diye hitap eder ve kaybolur. ??te bu sohbet veya bir anl?k g?r??me tarihinden takriben sekiz sene sonra ?ems, Konya’ya gelecek ve Mevlana ile i?li d??l? sohbet edecektir.
Hazret-i Mevlana Kamil Bir M?r?id
Yedi y?l s?ren Halep ve ?am seyahatinden sonra Konya’ya d?nen Mevlana, Seyyid Burhaneddin’in arzusu ?zerine birbiri arkas?na, candan istekle ve samimiyetle, ?? ?ile ??kard?. Yani ?? defa k?rkar g?n (y?zyirmi g?n) az yemek, az i?mek, az uyumak ve vaktinin tamam?n? ibadetle ge?irmek suretiyle nefsini ar?tt?. ???nc? ?ilenin sonunda Seyyid Burhaneddin, Mevlana’y? kucaklay?p ?pt?; takdir ve tebrikle, “B?t?n ilimlerde e?i benzeri olmayan bir insan, nebilerin ve velilerin parmakla g?sterdi?i bir ki?i olmu?sun... Bismillah de y?r?, insanlar?n ruhunu taze bir hayat ve ?l??lemiyecek bir rahmete bo?; bu suret aleminin ?l?lerini kendi mana ve a?k?nla dirilt.” Dedi ve onu ir?ad ile g?revlendirdi. Seyyid Burhaneddin, daha sonra, Mevlana’dan izin al?p Kayseri’ye gitmi? ve orada ebedi aleme g??m??t?r (1241-1242). T?rbesi Kayseri’dedir. Mevlana Seyyid Burhaneddin’in Konya’dan ayr?l???ndan sonra, ir?ad (Allah Yolunu g?sterme) ve tedris (??retim) makam?na ge?ti. Babas?n?n ve dedelerinin usullerine uyarak be? y?l bu vazifeyi ba?ar? ile yapt?. Rivayete g?re dini ilimleri tahsil eden d?rt y?z talebesi ve on binden ?ok m?ridi vard?.
Hazret-i Mevlana’n?n Dostlar?, Halifeleri; Kendisine ilham Kayna?? Olan Mutasavv?flar
?ems-i Tebrizi Hazretleri
Bu zat?n ad?, ?emseddin Muhammed olup do?umu 1186 d?r. Tebrizli Melekdad o?lu Ali’nin o?lu olan ?ems, tahsilini bitirdikten sonra, zaman?n?n yegane ?eyhi olarak g?rd??? Tekbirzi ?eyh Ebu Bekir Sellebaf’a (sele ve sepet ?r?c?s?ne) intisap etti ve onun terbiye ve ir?ad?yla yeti?ip olgunla?t?. ?ems, ula?t??? manevi makama kanaat etmedi?inden daha olgun m?r?idler bulmak arzusuyla seyehate ??kt?. Senelerce takati t?kenircesine bir ?ok bir ?ok yerler dola?t?, zaman?n?n arifleriyle g?r??t?. Bu arifleri, mana alemindeki u?u?unda kinaye olarak ?ems’e, ?ems-i Perende (U?an G?ne?) ad?n? vermi?lerdir. ?ems, ta ?ocuklu?undan itibaren fikren ve ruhen h?r bir dervi?, kendinden ge?ercesine ilahi a?ka dalarak ya?ayan bir ?ahsiyetti. ?ems, kendisini ruhen tatmin edecek seviyede bir Hak dostu bulamayan ve hep kendi mertebesinde bir sohbet arkada?? arayan bir kamil velidir. Yana yak?la, kendisine muhatap olabilecek, sohbetine dayanabilecek bir dost arayan ?ems’in bir gece karar? elden gitti, heyecan i?inde idi. Allah’?n tecellilerine g?m?l?p mest olmu? bir halde m?nacat?nda “Ey Allah’?m! Kendi, ?rt?l? olan sevgililerinden birini bana g?stermeni istiyorum” diye yalvard?. Allah taraf?ndan, istedi?inin, Anadolu ?lkesinde bulunan, Belhli Sultan?’l-Ulema’n?n o?lu Muhammed Celaleddin oldu?u ilham edildi. Bu ilham ile ?ems, 29 Kas?m 1244 y?l? Cumartesi sabah? Konya’ya geldi.
Hazret-i Mevlana ile Hazret-i ?ems’in Bulu?malar?
Mevlana ile ?ems, bu iki kabiliyet, bu iki nur, bu iki ruh, nihayet bulu?tular, g?r??t?ler. Bu tarihte ?ems, altm??, Mevlana, otuz sekiz ya??nda idi. Bu iki ilahi a??k, bir m?ddet yaln?zca bir k??eye ?ekilerek kendilerini tamamiyle Hakk’a verdiler ve g?n?llerine gelen ilahi ilhamlarla sohbetlere koyuldular. Sultan Veled der ki: “Ans?z?n ?ems gelip ona ula?t?; ona ma?ukluk (sevilen, sevgili olman?n) hallerini anlatt?, a??klad?. B?ylece de s?rr? y?celerden y?ceye vard?. ?ems, Mevlana’y? ?a??lacak bir aleme ?a??rd?, ?yle bir aleme ki, ne T?rk g?rd? o alemi ne Arap.”
Hazret-i Mevlana’n?n Ma?ukluk Mertebesine Eri?mesi: Bu hususu Sultan Veled ??yle a??klar, “Alemdeki erenlerin derecelerinden ?st?n bir derece vard?r ki o, ma?ukluk dura??d?r. Aleme bu ma?ukluk dura??na dair haber gelmemi?, bu durakta bulunanlar?n ahvalini hi?bir kulak i?itmemi?ti. Tebrizli ?emseddin zuhur edip, Mevlana Celaleddin’i a??kl?k ve erenlik mertebesinden, bu zamana kadar duyulmamas? olan, ma?ukluk mertebesine eri?tirmi?tir. Esasen Mevlana, ezelde, ma?ukluk denizinin incisiydi, her ?ey d?ner, asl?na var?r.”
Kim, kimi arad?? Hat?rlara gelebilecek, “?ems mi Mevlana’y? arad?, Mevlana m? ?ems’i” sorusuna ??yle cevap verebiliriz: ?ems, Mevlana’y?, Mevlana’da ?ems’i aram??t?r. ?ems Mevlana’ya a??k ve taliptir, Mevlana’da ?ems’e a??k ve taliptir. ??nk? a??k, ayn? zamanda ma?uk, ma?uk ayn? zamanda a??kt?r. Mevlana der ki: “Dilberler (g?nl? al?p g?t?renler, manevi g?zeller), a??klar?, canla ba?la ararlar. B?t?n ma?uklar, a??klara avlanm??lard?r. Kimi a??k g?r?rsen bil ki ma?uktur. ??nk? o, a??k olmakla beraber ma?uk taraf?ndan sevildi?i cihetle ma?uktur da. Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da cihanda suzuslar? arar.”
Hazret-i Mevlana’n?n Manevi Yolculu?undaki Safhalar?
Mevlana, manevi yolculu?unu, olgunlu?a ermesini, ?u s?z?nde toplam??t?r. “hamd?m, pi?tim, yand?m.” Mevlana’n?n pi?mesi, babas? Sultan?’l-Ulema Bahaeddin Veled ve Seyyid Burhaneddin’in feyizli nefesleriyle, yanmas? da ?ems’in nurlu aynas?nda g?rd??? kendi g?zelli?inin a?k ate?iyledir.
Hazret-i Mevlana ile ?ems Hakk?nda
Mevlana, ?ems ile Konya’da bulu?tu?u zaman tamamiyle kemale ermi? bir ?ahsiyetti. ?ems, Mevlana’ya ayna oldu. Mevlana, ?ems’in aynas?nda g?rd??? kendi e?siz g?zelli?ine a??k oldu. Di?er bir ifadeyle Mevlana, g?nl?ndeki Allah a?k?n? ?ems’te ya?att?. Mevlana’n?n ?ems’e kar?? olan sevgisi, Allah’a olan a?k?n?n miyar?d?r (?l??s?d?r). ??nk? Mevlana, ?ems’te Allah cemalinin parlak tecellilerini g?r?yordu. Mevlana a??lmak ?zere bir g?ld?. ?ems ona bir nesim oldu. Mevlana bir a?k ?arab? idi, ?ems ona bir kadeh oldu. Mevlana zaten b?y?kt?, ?ems onda bir gidi?, bir ne?ve de?i?ikli?i yapt?. ?ems ile Mevlana ?zerine s?z t?kenmez. Son s?z olarak ??yle s?yleyelim, ?ems, Mevlana’y? ate?ledi, ama kar??s?nda ?yle bir volkan tutu?tu ki, alevleri i?inde kendi de yand?.
?ems-i Tebrizi Hazretleri’nin Konya’dan Ayr?l???
?ems ile bulu?an Mevlana, art?k vartini ?ems’in sohbetine hasretmi?, ?ems’in nurlar?na g?m?l?p gitmi?, bamba?ka bir aleme girmi?i. ?ems’in cazibesinde yana yana d?n?yor, ilahi a?kla kendinden ge?ercesine Sema ediyordu. Bu iki ilahi dostun sohbetlerindeki mukaddes s?rr? idrakten aciz olanlar, ileri geri konu?maya ba?lad?lar. Neticede ?ems, incindi ve Mevlana’n?n yalvarmalar?na ra?men, Konya’dan ?am’a gitti (14 Mart, 1246 Per?embe).
Hazret-i ?ems’in Kaybolu?u
?ems’in Konya’ya geri gelmesine herkes sevindi. Mevlana da hasretin s?k?nt?lar?ndan kurtuldu. Art?k ?ems’in ?erefine ziyafetler verildi, Sema meclisleri tertip edildi. Fakat huzurla, muhabbetle, dostluk i?inde ge?en g?nler pek ?ok s?rmedi, dedikodular ve can s?k?s? durumlar yeniden ba?lad?. ?ems, o bahts?z dedikoducu toplulu?un yine kinle doldu?unu, g?n?llerinden sevginin u?up gitti?ini, ak?llar?n?n nefislerine esir oldu?unu anlad? ve kendisini ortadan kald?rmaya u?ra?t?klar?n? bildi, Sultan Veled’e dedi ki: G?rd?n ya azg?nl?kta yine birle?tiler. Do?ru yolu g?stermekte, bilginlikte e?i olmayan Mevlana’n?n huzurundan beni ay?rmak, uzakla?t?rma, sonra da sevinmek istiyorlar. Bu sefer ?ylesine bir gidece?im ki, hi? kimse benim nerede oldu?umu bilmeyecek. Aramaktan herkes acze d??ecek, kimse benden bir ni?an bile bulamayacak. B?ylece bir ?ok y?llar ge?ecek de yine kimse izimin tozunu bile g?remeyecek.” ??te Sultan Veled’e b?yle yak?nan ?ems, 1247-1248 tarihinde Konya’dan ans?z?n gidip kayboldu. ?ems’in kaybolu?undan sonra Mevlana, herkesten onun haberini soruyordu. Kim onun hakk?nda asl? esas? olmayan bir haber bile verse ve ?ems’i falan yerde g?rd?m dese, bu m?jde i?in sar???n? ve h?rkas?n? vererek ??kranelerde bulunuyordu. Bir g?n bir adam, ?ems’i ?am’da g?rd?m diye haber verdi. Mevlana buna, tarif edilemeyecek ?ekilde sevindi ve o adama, ?st?nde nesi varsa ba???lad?. Dostlar?ndan birisi, bu adam?n verdi?i haber yaland?r, o ?ems’i g?rmemi?tir, dedi?inde Mevlana ?u cevab? vermi?tir. “Evet, onun verdi?i bu yalan haber i?inde ?st?mde neyim varsa verdim. E?er, do?ru haber verseydi, can?m? verirdim.”
Hazret-i Mevlana’n?n, ?ems-i Tebrizi Hazretleri’ni Aramak ??in ?am’a Gidi?i
Mevlana, ?ems’i ?ok arad?. Onun ayr?l???yla, g?n?lleri yakan, s?zlatan, nice ?iirler s?yledi. Onu aramak i?in iki kere ?am’a gitti. Yine ?ems’i bulamad?. Bu son iki seyahatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle beraber, b?y?k bir ihtimalle 1248-1250 y?llar? aras?nda oldu?u s?ylenebilir. Sultan Veled’in ifadesiyle Mevlana, ?am’da suret bak?m?ndan Tebrizli ?ems’i bulamad? ama, mana y?n?nden onu, kendisinde buldu. Ay gibi kendi varl???nda beliren ?ems’i, kendinde g?rd? ve dedi ki: “Beden bak?m?ndan ondan ayr?y?m ama, bedensiz ve cans?z ikimiz de bir nuruz. Ey arayan ki?i! ?ster onu g?r, ister beni. Ben O'yum O da ben.”
Konya’l? Kuyumcu ?eyh Selahaddin Hazretleri
Ya??basan’?n o?lu Konyal? Zerkub (kuyumcu) diye tan?nan ?eyh Selahaddin Feridun, Konya civar?ndaki bir g?l?n kenar?nda bal?k??l?kla ge?inen bir ailedendir. Ummi olarak bilinen ?eyh Selahaddin, gen?li?inde Seyyid Burhaneddin’in terbiyesine girmi?, onun sohbetlerinde pi?mi?, onun feyziyle olgunla?m??, kamil bir insand?r. Ayr?ca ?ems’in sohbetlerinde de bulunmu?, ondan da feyz alm??t?r. Mevlana ile ?ems bulu?malar?nda, alt? ay ?eyh Selahaddin’in h?cresinde sohbet etmi?lerdir. Onlara hizmet edebilme ?erefine ve sohbetlerinde bulunabilme bahtiyarl???na eren zat, ?eyh Selahaddin’dir. ?eyh Selahddin, kuyumcu d?kkan?nda alt?n varak yaparak, helalinden para kazanmak ve manevi halini kuvvetlendirmekle u?ra??rd?.
Hazret-i Mevlana’n?n Vecd ile Sema’?
?eyh Selahaddin’in, Mevlana ile tan??mas? ta Seyyid Burhaneddin’in manevi terbiyesi alt?na girdi?i tarihte ba?lar, fakat b?t?n sevgilerden tamamen vaz ge?ip Mevlana’ya manen ba?lanmas?na ve vakitlerini onun sohbetlerine hasretmesine sebep ?u hadisedir. Mevlana bir g?n ?eyh Selahaddin’in Kuyumcular ?ar??s?ndaki d?kkan?n?n ?n?nden ge?mektedir. ??eride varak yapmak i?in ?eki?le alt?n d?vmekte olan Kuyumcu ?eyh Selahaddin ve ??raklar?n?n ?eki? darbelerinden ??kan sesleri duyan Mevlana, o ho? seslerin ahengi ile cezbelenir. (Allah taraf?ndan manen ?ekilerek iradesi elden gider) ve vecd ile (kendinden ge?ip ilahi a?ka dalarak) Sema etmeye ba?lar. D??ar?da Mevlana’n?n Sema etti?ini g?ren ?eyh Selahaddin onun, ?eki? darbelerinin ahengine, ritmine uyarak Sema etti?ini anlay?nca, alt?n?n zayi olmas?n? d???nmez ve ??raklar?na, ?eki? darbelerine devam etmelerini emrederek kendisi de d??ar? f?rlar ve Mevlana’n?n ayaklar?na kapan?r.
Hazret-i Mevlana’n?n, ?eyh Selahaddin Hazretleri’ni Kendisine Hemden ve Halife Se?mesi
Mevlana, son ?am seyahatinde, mana y?n?nden ?ems’i ay gibi kendinde g?rd?kten sonra, onu aramaktan vaz ge?ti ve kendisine ?eyh Selahaddin’i dost ve hemden olarak se?ti. Mevlana, ?ems’e duydu?u muhabbet ve g?n?l ba?l?l???n?n ayn?s?n? ?eyh Selahaddin’e de g?sterdi ve bu zat ile s?kun buldu. Mevlana, Allah’?n cemal tecellileri i?inde ruhen manevi bir alemde ya?ad???ndan, m?ridlerinin ir?ad?yla bizzat u?ra?amam?? ve onlar?n ir?ad ve terbiyesine, en se?kin, en ehil dostlar?ndan birbirini tayin etmi?tir. ??te ?eyh Selahaddin, bu vazifeye ilk olarak tayin etti?i dostudur. Mevlana, ?eyh Selahaddin’e yaln?z manevi bir ba? ve i?ten gelen muhabbetiyle kalmad?, onun k?z? hakk?nda, “Benim sa? g?z?m” diyerek iltifatta bulundu?u Fatma Hatun’u o?lu Slutan Veled’e almak suretiyle aralar?nda bir akrabal?k ba?? da kurdu.
?eyh Selahaddin Hazretlerinin Olgunlu?u
Mevlana’n?n, ?ems ile dostlu?unu ?ekemeyenler bu sefer de Mevlana’n?n ?eyh Selahaddin’e g?sterdi?i yak?nl??a haset etmeye ba?lad?lar. ?eyh Selahaddin’i, ?mmidir diye, y?ksek ir?ad makam?na lay?k g?rm?yorlard?. ?ems’e yapt?klar? gibi k?stahl??a kalk??t?lar. Kendisine k?t? d???nce ile bakan bahts?z, zavall?lara ?eyh Selahaddin, “Mevlana, beni yaln?zca herkesten ?st?n tuttu da bu y?zden inciniyorsunuz. Bilmiyorsunuz ki benim apa??k bir g?r???m yok, ben bir aynay?m. Mevlana, ben de kendi y?z?n? g?r?yor; ne diye kendini se?mesin? O kendi g?zelim y?z?ne a??k, bundan ba?ka fikre d??mek k?t? bir ?ey” diyerek, kemal ve mahviyyetini (ileri derecede al?ak g?n?ll???n?) g?stermi?tir.
?eyh Selahaddin Hazretleri’nin Ebedi Aleme G?????
Mevlana ile Seyh Selahaddin, on y?l birbiriyle adeta mest olarak g?r???p sohbet ettiler, ayr?l?k mahmurlu?unu tadmadan, visal aleminde safalar s?rd?ler. Nihayet ?eyh Selahaddin hastaland? ve ebedi alemde g??t? (1259).
?elebi H?sameddin Hazretleri
?elebi H?sameddin, vaktiyle Konya’ya g??m?? bir soylu ailedendir ve do?um yeri Konya’d?r. (1225) ?elebi lakab?n? kendisine veren Mevlana’d?r. Gen?li?inin ilk y?llar?nda, Ahilerin ?eyhi olan babas?n? kaybeden ?elebi H?sameddin, zaman?n?n b?t?n ulu ki?ileri ve ?eyhlerinden yak?n alaka ve himaye g?rd??? halde, b?t?n hizmetkarlar? ve arkada?lar?yla, Mevlana’n?n hizmetini se?mi?tir. B?ylece Mevlana’n?n terbiyesinde yeti?ip olgunla?m??, kamil insan olmu?tur.
Hazret-i Mevlana’n?n ?elebi H?sameddin’i Kendisine Hemdem ve Halife Se?mesi
Mevlana, ?eyh Selahaddin’den sonra kendisine hemdem ve halife olarak ?elebi H?sameddin’i se?ti ve dostlar?na ??yle dedi; “Ona ba? e?in, ?n?nde acizcesine kanatlar?n?z? yere gerin! B?t?n buyruklar?n? yerine getirin, sevgisini can?n?z?n ta i?ine ekin. O rahmet madenidir, Allah nurudur.” Mevlana’n?n bu buyru?u ?zerine, b?t?n dostlar ona itaat ettiler. Sultan Veled’in diliyle, “B?t?n dostlar, onun lutuf suyuna testi kesildiler, ?ems’e ve ?eyh Selahaddin’e yapm?? olduklar? a?a??l?k hareketlerden kurtulmu?lar, edeplenmi?lerdi. Haset etmeden ?elebi H?sameddin’e itaat ettiler.” ?elebi H?sameddin on be? sene Mevlana’n?n ?erefli sohbetinde bulundu. Mevlana’dan sonra da dokuz sene ir?ad makam?nda, Mevlana postunda oturdu.
?elebi H?sameddin Hazretleri’nin De?eri
Mevlana, ancak ?elebi H?sameddin’in bulundu?u meclis rahat bulur, huzur duyar, co?up manalar sa?ar, hakikat ilminden bahisler a?ard?. Mevlana’ya g?re, hakikatler memesinden manalar s?t?n? emip ??karan ?elebi H?sameddin’dir. Mesnevi’sinde bu manaya i?aretle ??yle der; “Bu s?z, can memesininde s?tt?r. Emen olmad?k?a g?zelce akm?yor. Dinleyen susuz ve aray?c? olursa, va’zeden ?l? bile olsa s?yler. Dinleyen yeni gelmi? ve usanmam?? olursa dilsiz bile s?zde b?lb?l kesilir. Kap?mdan i?eri, na-mahrem girince, harem halk?, perde arkas?na girer, gizlenir. Zarars?z ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, y?zlerindeki pe?eyi a?arlar. B?t?n g?zel, ho? ve yara?an ?eyler, g?ren g?z i?in yap?l?r. ?engin zir (en ince) ve bam (en kal?n) na?meleri, nas?l olur da sa??r kular i?in terenn?m edilir? Allah, miski beyhude yere g?zel kokulu yapmad?. Koku duyan i?in yaratt?; koku almayan i?in de?il.” ??te ?slami Tasavvuf edebiyat?n?n en b?y?k didaktik ?aheseri olan Mesnevi’yi ?elebi H?sameddin, Mevlana’n?n t?kenmez bir hazineye benzeyen ruhundan ?ekip ??kartm??t?r.
?elebi H?sameddin Hakk?nda
Mevlana’n?n k?rk y?l samimiyetle hizmetinde, sohbetinde bulunan Sipehsalar, Risale’sinde, ?elebi H?sameddin’in de?erini ?u c?mlelerle belirtiyor; “Hakikatte H?davendigar Hazretlemizin tam mazhari ?elebi H?sameddin idi ve b?t?n Mesnev-i ?erif onun ricas? ile yaz?lm??t?r. B?t?n tevhid ve a?k ehli, kendilerine bah?edilen Mesnevi’nin yaln?zca yaz?lmas? hususunda, k?yamete kadar ?elebi H?sameddin’e te?ekk?r etseler, yine ??kran bor?lar?n? ?deyemezler.”
Mesnevi’nin Yaz?l???
Eflaki, Mesnevi’nin yaz?l?p tamamlanmas?n? anlatt??? bahiste diyor ki: “Mevlana Hazretleri, asil ki?ilerin sultan? ?elebi H?sameddin’in cazibesi ile heyecanlar i?erisinde Sema ederken, hamamda otururken, ayakta, s?kunet ve hareket halinde daima Mesnevi’yi s?ylemeye devam etti. Bazen ?yle olurdu ki, ak?amdan ba?l?yarak g?n a?ar?ncaya kadar birbiri arkas?ndan s?yler, yazd?r?rd?. ?elebi H?sameddin de bunu s?r’atle yazar ve yazd?ktan sonra hepsini y?ksek sesle Mevlana’ya okurdu. Cilt tamamlan?nca ?elebi H?sameddin, beyitleri yeniden g?zden ge?irerek gereken d?zeltmeleri yap?p tekrar okurdu.” Bu ?ekilde dikkatlice 1259-1261 y?llar? aras?nda yaz?lmaya ba?lan?lan Mesnevi, 1264-1268 y?llar? aras?nda sona erdi.
Hazret-i Mevlana’n?n Baki Aleme G?????
Mevlana, ?elebi H?sameddin ile tam onbe? sene g?zel demler, ho? safalar s?rd?. Bu m?ddet zarf?ndan bahts?zlar?n fitne ve h?cumundan uzak, huzur ve s?rur i?inde ya?ad?. Dostlar? onun cemalinin nuruna pervane olmu?lard?. Mevlana, art?k son anlar?n? ya?ad???n?, ?zledi?i ebedi cemal alemine kavu?aca??n? anlam??t?. Ans?z?n hastalan?p yata?a d??t?. Mevlana’n?n hastal?k haberi Konya’da yay?ld??? zaman ahali, ?ifalar dilemeye, g?nl?n?, duas?n? almaya geliyorlard?.
?eyh Sadreddin (? – 1274) de talebeleriyle birlikte Mevlana’ya ge?mi? olsun demeye geldi ve ?ok ?z?ld???n? beyan edip, “Allah yak?n zamanda ?ifalar versin. Hastal?k ahirette derecenizin y?kselmesine sebeptir. Siz alemin can?s?n?z, in?aallah yak?n zamanda tam bir s?hhate kavu?ursunuz” diye temennide bulundu. Bu nun ?zerine Mevlana: “Bundan sonra Allah sizlere ?ifa versin. A??k?n ma?ukuna kavu?mas?n? ve nurun nura ula?mas?n? istemiyor musun?” dedi. ?eyh Sadreddin, yan?ndakilerle birlikte a?layarak kalk?p gitti.
Mevlana, dostlar?na ve aile efrad?na, bu d?nyadan g??ece?ine ?z?lmemelerini s?yl?yordu, fakat onlar, benden de olsa, bu ayr?l??? kabullenemiyorlar, a?lay?p inliyorlard?. Mevlana’n?n han?m?, Mevlana’ya hitaben; “Ey alemin nuru, ey ademin can?! Bizi b?rak?p nereye gideceksin?” diyerek a?l?yor ve ilave ediyordu. “Hudavendigar Hazretlerinin d?nyay? hakikat ve manalarla doldurmas? i?in ??y?z veya d?rty?z y?ll?k ?mr?n?n olmas? laz?md?.” Mevlana cevaben, “Ni?in? Ni?in? Biz ne Firavun ve ne de Nemrud’uz, bizim toprak alemiyle ne i?imiz var, bize bu toprak aleminde huzur ve karar nas?l olur? Ben insanlara faydam dokunsun diye d?nya zindan?nda k?lm???m, yoksa hapishane nerede ben nerede? Kimin mal?n? ?alm???m? Yak?nda Allah’?n sevgili dostunun, Hazret-i Muhammed’in yan?na d?nece?imiz umulur”
Hazret-i Mevlana’n?n Vasiyeti
“Ben size, gizli ve aleni, Allah’dan korkman?z?, az yemenizi, az uyuman?z?, az s?ylemenizi, g?nahlardan ?ekinmenizi, oru? tutmaya ve namaz k?lmaya devam etmenizi, daima ?ehvetten ka??nman?z?, halk?n eziyet ve cefas?na dayanman?z? avam ve sefihlerle d???p kalkmaktan uzak bulunman?z?, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olman?z? vasiyet ederim. Hay?rl?s?, insanlara faydas? dokunand?r. S?z?n hay?rl?s? da az ve ?z olan?d?r. Hamd, yaln?z tek olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”
?eb-i Arus
?rfan ve sevgi g?ne?i Mevlana, 5 Cemaziye’l-ahir, 672 (17 Aral?k 1273) Pazar g?n? gurup vakti, b?t?n parlakl??? ile, b?t?n g?zellikleriyle g?lerek ebediyet aleminin asuman?na do?du. Mevleviler, o geceye ?eb-i Arus derler.
Hazret-i Mevlana’n?n Cenaze Merasimi
M?sl?man olan, m?sl?man olmayan, k???k b?y?k ne kadar Konyal? varsa hepsi, Mevlana’n?n cenaze merasimine kat?ld?. M?sl?manlar, m?sl?man olmayanlar? sopa ve k?l??la savmaya ?al??arak onlar: “Bu merasimin sizinle ne ilgisi vard?r? Bu din sultan? Mevlana bizimdir, bizim imam?m?zd?r” diyorlard?. Onlar da ?u cevab? veriyorlard?. “Biz Musa’n?n ve b?t?n peygamberlerin hakikatini onun s?zlerinden anlay?p ??rendik. Kendi kitaplar?m?zda okudu?umuz olgun peygamberlerin huy ve hareketlerini onda g?rd?k. Sizler nas?l onun muhibbi ve m?ridi iseniz, biz de onun muhibbiyiz. Mevlana Hazretleri’nin zat?, insanlar ?zerinde parlayan ve onlara iyilikte, c?mertlikte bulunan hakikatler g?ne?idir. G?ne?i b?t?n d?nya sever. B?t?n evler onun nuruyla ayd?nlan?r. Mevlana ekmek gibidir. Hi? kimse ekme?e ihtiya? duymamazl?k edemez. Ekmekten ka?an hi?bir a? g?rd?n?z m??
Hazret-i Mevlana’ya Ye?il Kubbe
Mevlana’ya Ye?il Kubbe denilen t?rbe, Sultan Veled ile Alameddin Kayser’in gayreti ve Emir Pervane’nin e?i (Sultan II. G?yaseddin Keyh?srev’in k?z?) G?rc? Hatun’un yard?m?yla ?elebi H?sameddin zaman?nda yap?ld?. T?rbenin mimar? Tebrizli Bedreddin’dir. Selimo?lu Abd?lvahid adl? bir sanatkar da Mevlana’n?n kabri ?zerine, Sel?uklu oymac?l???n?n ?aheseri olarak kabul edilen, b?y?k bir ceviz sanduka yapt?rm??t?r. Bu sanduka bu g?n, Sultan”?l-Ulema Bahaeddin Veled’in kabri ?zerindedir.
Hazret-i Mevlana’n?n ?l?me ve Mezara Bak???
“?l?m g?n?mde tabutum y?r?y?p gitmeye ba?lad? m?, bende bu cihan?n gam? var, d?nyadan ayr?ld???ma tasalan?yorum sanma; bu ?e?it ??pheye d??me, bana a?lama, yaz?k yaz?k deme. ?eytan?n tuza??na d??ersem i?te hay?flanman?n s?ras? o zamand?r. Cenazemi g?r?nce ayr?l?k ayr?l?k deme. O vakit benim bulu?ma ve g?r??me zaman?md?r. Beni kabre indirip b?rak?nca, sak?n elveda elveda deme; zira mezar cennetler toplulu?unun perdesidir. Batmay? g?rd?n ya, do?may? da seyret. G?ne?e ve aya batmadan ne ziyan geliyor ki? Sana batmak g?r?n?r, ama o, do?makt?r. Mezar hapis gibi g?r?n?r, ama o, can?n kurtulu?udur. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda ??pheye d???yorsun? Hangi kova kuyuya sal?nd? da dolu dolu ??kmad?? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?Bu tarafta a?z?n? yumdun mu o tarafta a?. Zira senin hayuhuyun, mekans?zl?k aleminin fezas?ndad?r.”
[url=http://www.duygusuz.com/forum/]Hazret-i Mevlana’n?n Ziyaret?ilerine Sesleni?i
“Karde?, mezar?ma defsiz gelme; ??nk? Allah meclisinde gaml? durmak yara?maz. Hak Teala beni a?k ?arab?ndan yaratm??t?r. ?lsem, ??r?sem bile, ben yine o a?k?m.”
“?l?m?m?zden sonra mezar?m?z? yerde aramay?n?z?
Bizim mezar?m?z ariflerin g?n?llerindedir.”