01-14-2007, Saat: 07:59 PM
Önce rahat olmayı dene…
Ben, bir karış mesafeden, gözbebeklerinde kendi mimiklerimi ve tebessümümü görerek, bu tonda konuşuyorsam seninle; gülümsemeni beklemeye hakkım var, değil mi?
Kendini iyi hisset…
ve GÜLÜMSE…
Gülümseyen insanlarla mı, yoksa gülümsemeyen insanlarla mı vakitini geçirmek isterdin? İş yerinde, verimin yükselirmiydi yüzüne baktığın herkes gülümsüyor olsaydı?
Ve sokaktaki problemler, insanlar gülümsediğinde mi, gülümsemediğinde mi daha kolay çözüme ulaşırdı?
Kendini iyi hisset…
ve GÜLÜMSE…
Gülümsediğinde kendini daha da iyi hissedeceksin…
Günün birinde yeni bir iş yeri açmaya kalkarsam, benimle çalışan herkes önce gülümsemeyi bilenlerin arasından seçilecek. Ve sonra onlar problemlerin üzerinden gülümseyerek atlamayı öğrenecekler. Bütün kapıların üzerinde notlar olacak, kocaman;
“GÜLÜMSE”
Güler yüzlü insanlar işsiz kalmaz, aşksız kalmaz…
Güler yüzlü insanlar eşsiz kalmaz, arkadaşsız kalmaz…
“GÜLÜMSE”
Dikenlerin elbette var ve olmalı. Ama gül isen, önce gülen yüzünü göster…
“GÜLÜMSE”
Sen “farkını” göstermek istiyorsan sıradan insanlardan; gülümsemen yeter!
Gücün, düşünme şeklin ve olumlu yapın gözükecek gülümserken yüzünde.
İnsanların içi yüzlerinden okunur. Ve içine göre değil, yüzüne göre davranılır sana!
Farkını göster, herkes somurtkanken;
“Kar hepimizin başına yağıyor ama ben gülümseyebiliyorum…”
Çevrende güler yüzlü birini görsen sen de ona tebessüm edersin değil mi?
“GÜLÜMSE”
İnsanlar hazır aslında gülümsemeye, kucaklaşmaya, bir kıvılcım bekliyorlar… Ama herkes bekliyor!
Ödül olmanın “ödülünü” sun kendine insanlara tebessümünü sunarak… Ve bu onuru “yüzünde” taşı,
“GÜLÜMSE”
Ben, bir karış mesafeden, gözbebeklerinde kendi mimiklerimi ve tebessümümü görerek, bu tonda konuşuyorsam seninle; gülümsemeni beklemeye hakkım var, değil mi?
Kendini iyi hisset…
ve GÜLÜMSE…
Gülümseyen insanlarla mı, yoksa gülümsemeyen insanlarla mı vakitini geçirmek isterdin? İş yerinde, verimin yükselirmiydi yüzüne baktığın herkes gülümsüyor olsaydı?
Ve sokaktaki problemler, insanlar gülümsediğinde mi, gülümsemediğinde mi daha kolay çözüme ulaşırdı?
Kendini iyi hisset…
ve GÜLÜMSE…
Gülümsediğinde kendini daha da iyi hissedeceksin…
Günün birinde yeni bir iş yeri açmaya kalkarsam, benimle çalışan herkes önce gülümsemeyi bilenlerin arasından seçilecek. Ve sonra onlar problemlerin üzerinden gülümseyerek atlamayı öğrenecekler. Bütün kapıların üzerinde notlar olacak, kocaman;
“GÜLÜMSE”
Güler yüzlü insanlar işsiz kalmaz, aşksız kalmaz…
Güler yüzlü insanlar eşsiz kalmaz, arkadaşsız kalmaz…
“GÜLÜMSE”
Dikenlerin elbette var ve olmalı. Ama gül isen, önce gülen yüzünü göster…
“GÜLÜMSE”
Sen “farkını” göstermek istiyorsan sıradan insanlardan; gülümsemen yeter!
Gücün, düşünme şeklin ve olumlu yapın gözükecek gülümserken yüzünde.
İnsanların içi yüzlerinden okunur. Ve içine göre değil, yüzüne göre davranılır sana!
Farkını göster, herkes somurtkanken;
“Kar hepimizin başına yağıyor ama ben gülümseyebiliyorum…”
Çevrende güler yüzlü birini görsen sen de ona tebessüm edersin değil mi?
“GÜLÜMSE”
İnsanlar hazır aslında gülümsemeye, kucaklaşmaya, bir kıvılcım bekliyorlar… Ama herkes bekliyor!
Ödül olmanın “ödülünü” sun kendine insanlara tebessümünü sunarak… Ve bu onuru “yüzünde” taşı,
“GÜLÜMSE”