01-16-2007, Saat: 12:33 AM
Kisinin agzindan sozlerdir
Bu olayın tüm tanıklarıyla ayrı şehirlerde ve farklı zamanlarda görüşme olanağım oldu. Hepsi harfiyen aynı şeyi bana anlattı. Bende aynı garip olayı olayın şahitlerinden birisinin ağzıyla size aktarıyorum;
Babamız evimizden uzaktaydı. Evimizde sürekli bir tedirginlik ve huzursuzluk vardı. Yedi kardeştik ve köy evimizde biz kızlar annemizle birlikte aynı odada uyuyorken, abilerimiz yan odada uyuyordu. Ben o devirde 13 yaşındaydım. Evimizin odası beyaz kireçti. Geceleri korkmayalım diye bir gaz lambası kısık ateşte sürekli yanardı. Ancak duvarlar beyaz olduğundan az ışıkta olsa odada herşey seçilebiliyordu. Ben iki kız kardeşimle yer yatağında yatıyordum. Annem divanda yatıyordu. Yatağa gireli bir kaç saat olmasına rağmen ben uyuyamamıştım. Tavana bakıyordum. O sırada odamızın kapısı açıldı. İçeri kafasında şapka bir adam girdi. "Bu şapka dediği şey örgü bere" Babamız evde olmadığı için dayım köyümüze gelerk sık sık bizde kalırdı. Yine geç vakitte dayım geldi diye düşündüm. Ardından adamın arkasından odaya bir kadın girdi. Adam önde kadın arkada gaz lambamızın asılı durduğu duvara yürüdüler. Adamda pantlon yerine, aşağıdan iple bağlanmış bir kapri vardı. Kadın beyaz bir elbise giymişti, siyah saçları beline kadar arkadan uzanıyordu. Hiç konuşmadılar ve lambanın yanında durdular. Her ikisede bir süre lambanın fanusundan içeri baktılar. O anda her ikisininde yüzünü net olarak gördüm. Bu kişileri tanımıyordum. Dayım olmadığını anladığımda çok korktum. Heyecandan dilim tutulmuştu. Ardından adam gaz lambasının ışığını biraz açtı. Herşeyi artık daha net seçebiliyordum. Işığı açtıktan sonra yine adam önde, kadın arkada yürüyerek odanın duvarından dışarı çıktılar. İşte o anda "Anneee !!!" diyerek sessizce ağlamaya başladım. Annem hızla ellerimi tuttu. "Korkma kızım sende gördün mü dedi ?" Bu olaya odada bulunan annem, ben ve ablam aynı anda şahit olmuştuk. Annem sonra bizi şöyle teskin etti. "Kızlarım !!! korkmayın, bunlar bize zarar vermek için gelmedi. Hanemizin ışığını arttırdılar. Herşey daha iyi olacak." O gece korkuyla biribirimize sarılarak uyuduk. Annem o gaz lambasını korkudan bir daha söndüremedi. Onu yanık bir şekilde vitrinin üzerine koydu. Lamba orada kendi kendine gazı bitene kadar yandı. Lambayı söndürmememiz içinde bize tembihtede bulundu. Sanırım evimize gelenlerin açtığı ışığı söndürmeye korkmuştu...Bu olayı kimseyle paylaşmadık. Aile sırrımız olarak uzun süre içimizde yaşattık....
Bu olayı olayın tanıklarına ayrı zaman ve mekanlarda sordum. Hepsi yaşanan bu olayı aynen teyit etti. Yaşları şuanda epey ilerlemiş bu sıradan kadınların aradan yıllar geçtikten sonra böyle bir hikaye uydurmalarının hiç bir anlamı olmayacağı kanaati bende oluştu. Hatta olayı duymuş olmama epey şaşırdılar. Sanırım birbirlerine çok iyi tembihlemiş olacaklar veya bu sır dolu olayı unutmak istemelerinden de kaynaklanıyor olabilir. Genelde olayı anlatışları yorumdan uzak, kısa ve özdü. Genelde bu tip olayı anlatanların heyecanla, ballandırarak bezedikleri cümleler kurmadılar. Yaşandı bitti ! üzerinde durmuyoruz havasındaydılar. Tüm bu izlenimlerim bana bu olayın gerçekliliği konusunda daha da inandırıcı düşünmeme neden olmuştur.
Bu olayın tüm tanıklarıyla ayrı şehirlerde ve farklı zamanlarda görüşme olanağım oldu. Hepsi harfiyen aynı şeyi bana anlattı. Bende aynı garip olayı olayın şahitlerinden birisinin ağzıyla size aktarıyorum;
Babamız evimizden uzaktaydı. Evimizde sürekli bir tedirginlik ve huzursuzluk vardı. Yedi kardeştik ve köy evimizde biz kızlar annemizle birlikte aynı odada uyuyorken, abilerimiz yan odada uyuyordu. Ben o devirde 13 yaşındaydım. Evimizin odası beyaz kireçti. Geceleri korkmayalım diye bir gaz lambası kısık ateşte sürekli yanardı. Ancak duvarlar beyaz olduğundan az ışıkta olsa odada herşey seçilebiliyordu. Ben iki kız kardeşimle yer yatağında yatıyordum. Annem divanda yatıyordu. Yatağa gireli bir kaç saat olmasına rağmen ben uyuyamamıştım. Tavana bakıyordum. O sırada odamızın kapısı açıldı. İçeri kafasında şapka bir adam girdi. "Bu şapka dediği şey örgü bere" Babamız evde olmadığı için dayım köyümüze gelerk sık sık bizde kalırdı. Yine geç vakitte dayım geldi diye düşündüm. Ardından adamın arkasından odaya bir kadın girdi. Adam önde kadın arkada gaz lambamızın asılı durduğu duvara yürüdüler. Adamda pantlon yerine, aşağıdan iple bağlanmış bir kapri vardı. Kadın beyaz bir elbise giymişti, siyah saçları beline kadar arkadan uzanıyordu. Hiç konuşmadılar ve lambanın yanında durdular. Her ikisede bir süre lambanın fanusundan içeri baktılar. O anda her ikisininde yüzünü net olarak gördüm. Bu kişileri tanımıyordum. Dayım olmadığını anladığımda çok korktum. Heyecandan dilim tutulmuştu. Ardından adam gaz lambasının ışığını biraz açtı. Herşeyi artık daha net seçebiliyordum. Işığı açtıktan sonra yine adam önde, kadın arkada yürüyerek odanın duvarından dışarı çıktılar. İşte o anda "Anneee !!!" diyerek sessizce ağlamaya başladım. Annem hızla ellerimi tuttu. "Korkma kızım sende gördün mü dedi ?" Bu olaya odada bulunan annem, ben ve ablam aynı anda şahit olmuştuk. Annem sonra bizi şöyle teskin etti. "Kızlarım !!! korkmayın, bunlar bize zarar vermek için gelmedi. Hanemizin ışığını arttırdılar. Herşey daha iyi olacak." O gece korkuyla biribirimize sarılarak uyuduk. Annem o gaz lambasını korkudan bir daha söndüremedi. Onu yanık bir şekilde vitrinin üzerine koydu. Lamba orada kendi kendine gazı bitene kadar yandı. Lambayı söndürmememiz içinde bize tembihtede bulundu. Sanırım evimize gelenlerin açtığı ışığı söndürmeye korkmuştu...Bu olayı kimseyle paylaşmadık. Aile sırrımız olarak uzun süre içimizde yaşattık....
Bu olayı olayın tanıklarına ayrı zaman ve mekanlarda sordum. Hepsi yaşanan bu olayı aynen teyit etti. Yaşları şuanda epey ilerlemiş bu sıradan kadınların aradan yıllar geçtikten sonra böyle bir hikaye uydurmalarının hiç bir anlamı olmayacağı kanaati bende oluştu. Hatta olayı duymuş olmama epey şaşırdılar. Sanırım birbirlerine çok iyi tembihlemiş olacaklar veya bu sır dolu olayı unutmak istemelerinden de kaynaklanıyor olabilir. Genelde olayı anlatışları yorumdan uzak, kısa ve özdü. Genelde bu tip olayı anlatanların heyecanla, ballandırarak bezedikleri cümleler kurmadılar. Yaşandı bitti ! üzerinde durmuyoruz havasındaydılar. Tüm bu izlenimlerim bana bu olayın gerçekliliği konusunda daha da inandırıcı düşünmeme neden olmuştur.