01-22-2007, Saat: 08:32 PM
HABERİN YOK ÖLÜYORUM
" Bu bir bilinç kaybı degil,
bir kaybın bilincidir... "
Artık çıkmıyorum odamdan bugulu pencereler ardından gri renkli günü seyrediyorum.[Sancım!]
Bir fincan çay sıcaklıgı, birkaç kalp ağrısı benimkisi. Soguk duvarlar üzerime geliyor sanki.
Ve seninle savastıgım kendimle yine sana yeniliyorum. Her geçen dakika bir kez daha vuruluyorum
meydanlarında. Ardı arkası kesilmeyen kayıplar veriyorum uğruna.*
Kalbimin kırıkları etrafa dagılırken, bir yanımı yine sana teslim ediyorum. Bu sessiz ve
sensiz direnisin ardından kalan: Yanıp kül olmus birkaç fotograf bir de ben dizlerimin üzerine
çökmüs, nefessiz kalmışım.. Konusamıyorum...
Sönüp sönüp yanıyor yıldızlar.Ellerimi uzattıkça kaçıyorlar benden.Kaçıyorlar düşlerimden.
Uzun ve karanlık koridorlar var simdi önümde. Her adımda bir parçamı kaybettigim, her kalp
atımında acı çektigim. Tutuklanıyorum...
Hücremde, bir parça ekmek, ekmeğimi yokluğuna banıyorum ve her lokmada düğümler, çözülüp
suretine,dudaklarına dokunmayı bekleyen kelimelerim birikiyor boğazımda. Sahipsiz günlerin en
son anlarında adını yazıyorum kara kara duvarlara. Hücremde içinde boguldugum yalnızlıgım var.
Elimde, dumanında hayaller biriktirdigim sigaram, dibinde kendimi aradıgım korkularım var. Her
nefesimde de sen. Bilmiyorsun, üsüyorum...
Gün geçtikçe daha da büyüyorsun içimde. Gözlerin kahverengi sonbaharıyla sarıyor bedenimi.
Kalbimdeki kardelenlerim soluyor. Ve ben seninle bahara küsmeyi, kahverengini sevmeyi seviyorum.
Seni bekliyorum soğuk ve ıssız yalnızlıklarda, gelmemenin korkusuyla dolan hayal peronlarında.
Şimdiyse kirpikten parmaklıklar arkasında yine sana yazıyorum hayallerimi. Her zaman gözlerinin
sonsuza dek gözlerime degmesini isterdim. Ama simdi gözlerinde mahkumum. Her gülüsünde sıcacık
parıltılar hissediyorum içimde. Ve her üzüldügünde ardına sıgındıgın gözyasları görüyorum, ürkek
ve beyaz bir yagmur gibi düsüyorsun kalbime. Düşlerim da yoruldu artık. Yalnızlıgımın gölgesinde
yesertmeye çalıstıgım senin için derleyip toparladığım düslerim.Onlar da terkdecekler biliyorum.
Senin gibi, mavi gibi... Artık sevdan sarmayacak kalbimi. Terkedilmişliğin ve seni kaybetmeninin
esaretinde kırılıyor bedenim. Soluyorum..
Karanlıgımın koridorlarında kaybolmuş, pas tutmus kalbimin nice kabuslar yerine bu denli
güzel bir rüyadan uyanmasının verdigi hasarı hala tesbit ededebilmis ve tamir edebilmis degilim.
Bu bir neshter yarası kadar agır, sert rüzgarlara karsı aglayabilmek kadar zor. Ve akıp giderken
kum taneleri avuçlarımdan, sensizliğinin senle olan anlarında kaybediyorum kendimi. Kuramıyorum
seni sevmediğini söyleyen cümleleri. Günden güne yitiyorum. Bilmesen de ben kanıyorum...
Dedim ya artık çıkmıyorum odamdan. Ne çayın sıcaklıgı kaldı içimde ne de resmin, masamda.
Senden öncesi yoktu. Senden sonrası da yok artık. Aksamları seni karsıma alıp sonsuz sohbetler
ederdim bazen. Şimdi o aksamlar da yok.Bak bir sonbahar daha geçti sensiz. Artık baharım, günüm,
gecem de yok. Sonbahar gibi yanıyorum...Geriye dönüp bakıyorum da.. Pencere kenarındaki zamansız
titremelerim, masanın üstünde seni anlattıgım denemelerim, radyoda yine aynı sarkıyı duyuyorum :
Haberin Yok Ölüyorum...