01-30-2007, Saat: 08:02 PM
Ne zaman baksan gözlerime,
savaş sonralarına dönerdi için..
Depremden sonra bir heyelân, heyecân, bir avuç ta can vardı..
Ayna kırıklarının arasında, damla damla billûr vardı
Ve..
Yerim yurdum vardı..
Kömür karası gözbebeklerinde
Ve..
Karanlıktan aydınlığa çıkmak isteyen yüreğinde..
Dört duvardan saydığım kapalı bir han'ım,
Viranelere yuva yapmış kırlangıçlarım vardı,
Kanatlarında ki kırıklarının verdiği acılarla ötüşürlerdi.
Senin çaresizlikten koşturmaca içinde kaçışların vardı,
Benim ise içimden gelen fütursuzca yazılan bir duygu yumağım vardı.
Ne kimse okudu gözlerimde ki gazeli,
Ne de sildiler akan bir damla yaşı..
Belki de gözyaşlarımın gerçekliğineydi garazları..
Unutmuştum belki bende ağlamayı...
Unutmuştum belki bir çok şeyi,
Hatırlamayı unutmuştum belkide..
Özlemiştim artık bir yerden bir selam gelmesini..
Karanlıktan sonra bir parça güneşe sırtımı dayamayı,
Ve olabildiğince öksürmeyi..
İnsanlığa dair ne varsa herşeyi..
Bazen ellerimi ısıtmak için ovuşturmayı,
Veya kendime ayna'da bakmayı..
Bir zaman sonrası savaş meydanlarında demir artıkları,
Kararmış, kapkara yanık kömürler vardı.
Özlemiştim savaşmayı, o zaman bir hırçınlığım, birde cesaretim vardı..
Dinleyen her zerreye bir hitabım vardı..
Unutmuştum artık yaşamayı, yaşamaktan kasıt nefes almakmıydı?
Şimdi şöyle rahatça bir nefes almak vardı..
Yaşam belkide şimdilerde sadece su bilmeden..
yağmur altında ıslanmaktı..
Unutmuştum.. yağmurun gözyaşı olduğunu...
Ve köhne bir savaş mekanının ortasında kalmak gibi..
Bende unutulmuştum..
Şimdi gönül dağında hatırlanmak vardı..
Ve..
Sen olsaydın şimdi bunları yazmamak vardı...
Ne zaman baksan gözlerime,
savaş sonralarına dönerdi için..
Ayna'da BEN.. Ben'de SEN...
Ve..
Yerim yurdum vardı..
Kömür karası gözbebeklerinde
Ve..
Karanlıktan aydınlığa çıkmak isteyen yüreğinde..
Ufacık bir emanetim vardı...
savaş sonralarına dönerdi için..
Depremden sonra bir heyelân, heyecân, bir avuç ta can vardı..
Ayna kırıklarının arasında, damla damla billûr vardı
Ve..
Yerim yurdum vardı..
Kömür karası gözbebeklerinde
Ve..
Karanlıktan aydınlığa çıkmak isteyen yüreğinde..
Dört duvardan saydığım kapalı bir han'ım,
Viranelere yuva yapmış kırlangıçlarım vardı,
Kanatlarında ki kırıklarının verdiği acılarla ötüşürlerdi.
Senin çaresizlikten koşturmaca içinde kaçışların vardı,
Benim ise içimden gelen fütursuzca yazılan bir duygu yumağım vardı.
Ne kimse okudu gözlerimde ki gazeli,
Ne de sildiler akan bir damla yaşı..
Belki de gözyaşlarımın gerçekliğineydi garazları..
Unutmuştum belki bende ağlamayı...
Unutmuştum belki bir çok şeyi,
Hatırlamayı unutmuştum belkide..
Özlemiştim artık bir yerden bir selam gelmesini..
Karanlıktan sonra bir parça güneşe sırtımı dayamayı,
Ve olabildiğince öksürmeyi..
İnsanlığa dair ne varsa herşeyi..
Bazen ellerimi ısıtmak için ovuşturmayı,
Veya kendime ayna'da bakmayı..
Bir zaman sonrası savaş meydanlarında demir artıkları,
Kararmış, kapkara yanık kömürler vardı.
Özlemiştim savaşmayı, o zaman bir hırçınlığım, birde cesaretim vardı..
Dinleyen her zerreye bir hitabım vardı..
Unutmuştum artık yaşamayı, yaşamaktan kasıt nefes almakmıydı?
Şimdi şöyle rahatça bir nefes almak vardı..
Yaşam belkide şimdilerde sadece su bilmeden..
yağmur altında ıslanmaktı..
Unutmuştum.. yağmurun gözyaşı olduğunu...
Ve köhne bir savaş mekanının ortasında kalmak gibi..
Bende unutulmuştum..
Şimdi gönül dağında hatırlanmak vardı..
Ve..
Sen olsaydın şimdi bunları yazmamak vardı...
Ne zaman baksan gözlerime,
savaş sonralarına dönerdi için..
Ayna'da BEN.. Ben'de SEN...
Ve..
Yerim yurdum vardı..
Kömür karası gözbebeklerinde
Ve..
Karanlıktan aydınlığa çıkmak isteyen yüreğinde..
Ufacık bir emanetim vardı...