02-01-2007, Saat: 12:22 AM
Seni seviyorum,
çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben güne seninle başlıyorum ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum.
Seni seviyorum,
çünkü gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renksin sen. Herşey senin rengini taşıyor ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor.
Seni seviyorum,
çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltemsin. Sıcak günlerde ise ferahlık veren kuzey rüzgarı. İliklerime işleyerek esiyorsun.
Seni seviyorum,
çünkü herşeyde sen varsın. Nasıl olmayacaksın ki? Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin. Yüreğimin en derin köşesindeydin. Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduğunu fark edince hakettiğin yere çıkardım seni.
Seni seviyorum,
çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasın. Gördüğüm her yüz aslında sensin.
Seni seviyorum,
çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız, gecenin karanlığını delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum. O yıldızların parlaklığında kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamaşıyor ama şikayetçi değilim aydınlığından. Güneş doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki güneşim de sen olacaksın gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın karşıma.
Seni seviyorum,
çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken , dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararlıyım.
Seni seviyorum,
çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor. Her gülümseyişin, karamsarlığı yıkıyor, umutsuzluğu parçalıyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı.
Çiçek dedim ya, bir çiçek adı verseydim sana papatya olurdun. Açışıyla dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya. İddiasız ama güzel. Güzel ama kibirsiz.
Seni seviyorum,
çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi, sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum.
Seninle birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum.
Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.
Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım.
Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak.
Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana...
çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben güne seninle başlıyorum ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum.
Seni seviyorum,
çünkü gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renksin sen. Herşey senin rengini taşıyor ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor.
Seni seviyorum,
çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltemsin. Sıcak günlerde ise ferahlık veren kuzey rüzgarı. İliklerime işleyerek esiyorsun.
Seni seviyorum,
çünkü herşeyde sen varsın. Nasıl olmayacaksın ki? Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin. Yüreğimin en derin köşesindeydin. Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduğunu fark edince hakettiğin yere çıkardım seni.
Seni seviyorum,
çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasın. Gördüğüm her yüz aslında sensin.
Seni seviyorum,
çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız, gecenin karanlığını delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum. O yıldızların parlaklığında kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamaşıyor ama şikayetçi değilim aydınlığından. Güneş doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki güneşim de sen olacaksın gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın karşıma.
Seni seviyorum,
çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken , dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararlıyım.
Seni seviyorum,
çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor. Her gülümseyişin, karamsarlığı yıkıyor, umutsuzluğu parçalıyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı.
Çiçek dedim ya, bir çiçek adı verseydim sana papatya olurdun. Açışıyla dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya. İddiasız ama güzel. Güzel ama kibirsiz.
Seni seviyorum,
çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi, sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum.
Seninle birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum.
Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.
Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım.
Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak.
Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana...