fb son Türkiye Kupası`nı aldığında;
- Hiçbirimizin evinde renkli TV yoktu.
- Hiçbirimizin evinde bilgisayar, internet yoktu.
- Arıza durumunda sedefli maşrapa gösteren TRT dışında kanal yoktu.
- Hiçbirimizin cebinde cep telefonu yoktu.
- Şu anda PAF liginde oynayan bütün futbolcular ağaçtaki meyvede vitamindi. (Ayrıca Fortis süper ligin yarısından çoğu)
- Türkiye nin en zengin insanları şu anda galerilerde 5-6 bin YTL ye satılan mercedeslere biniyordu.
- O günden buyana 4 cumhurbaşkanı, 9 hükümet değişti, Avrupa da duvarlar yıkıldı, Rusya ve Yugoslavya dağıldı, dünya coğrafyası değişti.
- Seda Sayan 4, Mehmet Ali Erbil 3 kez evlendi boşandı.
- O zaman yeni gönderilmiş olan Veoger 2 uzay aracı plüton gezegenini de inceledikten sonra güneş sistemini terketti. Şu anda yaklaşık 10 Milyar km uzakta (bu aracın sinyali bize 9 saatte geliyor).
- O gün doğanlar evlendiler.
- O gün evlenenler, torunlarını uyutmak için akşam maçı seyredemediler.
- O gün işe başlayanlar emeklilik dilekçelerini verdiler.
- O gün üsteğmen (veya yüzbaşı) olan bir gencin adı Hilmi Özkök idi.
Evet, o günden bu yana değişmeyen iki şey, febe ve Ajda Pekkan oldu.
Ey ezikler 25 sene beklediniz daha çok BEKLERSİNİZ! Nice 25 senelere!...
Not:Alıntıdır.
bisey deil
Fenerliler kızmaz heralde kızmasınlar diye geyiğe açtım konuyu
Walla Bilmiyodum öğrendimm Saol Hocam
[COLOR="Purple"]kim tutar feneri
böyle devam etsinler.....
[/COLOR]
Kaç yaşında olduğumu hatırlamadığım zamanlarda aklımda kalan bir çok şeyde onun renkleri vardı...
Uçurtmam sarı-lacivertti mesela...İlkokula başladığımda tüm defter kitaplarımı sarı-laciverte kaplamıştım...Peşinde koştuğum topumda sarı-lacivertti...
Babamın karda kışta bile gittiği maçlarda sarı-lacivert çubuklumu ve kısacık şortumu giyer bende gideceğim diye tutturduğumu hatırlıyorum....
Nasıl bir sevgiyse nasıl bir tutkuysa aklımızada gönlümüzede öylesine kazınmış bu sevda....Taraftar olmanın zorluklarını hep yaşadık...Saatlerce kuyruklarda beklerdik...O sıra bir türlü gelmezdide gelmezdi...Sıcak insanların tepesine binerdi ama kimsede galeyan yapmazdı...Eskiler alışık sanırım kuyrukta beklemeye...Sabahtan girilip yağ,şeker,tüp sırası beklemektense sevdikleri Fenerbahçelerini beklemek pek koymaz olmuştu onlara...Saatlerce beklenirdi...Şarkılar söylenirdi..Eski maçlardan bahsederlerdi aralarında...Benim hiç tanımadığım,mahallemizde bile görmediğim adamlarla babamın ve arkadaşlarının 40 yıllık dostmuş gibi sohbetlerini hayretle dinlerdim...Şimdi kendimi Fenerbahçe ile ilğili bir ortamda bulunduğumda,yada bir dost arkadaş sohbetinde ilk defa tanıştırıldığım ve Fenerbahçeli olduğunu öğrendiğim biriyle aynı hararette konuştuğumu farkedince yüzümü bir tebessüm kaplıyor...Konuşulacak şey o kadar farklı ve büyük ki..Kalplerde bir bile olsa ortak sevgili Fenerbahçe ve ben şimdi çok daha iyi anlıyorum ki..İnsan sevdasını anlatmaktan bıkmıyor ve her anlatmaya başladığında daha önce hiç paylaşmamış gibi aynı belkide daha hararetli anlatmaya başlıyor....
İnsan sever..Annesini,babasını, ailesini,sevgilisini,çocu ğunu....Ama kim ne derse desin bu sevgisinde muhakkak bir menfaat vardır...Sevgi karşılık beklememektir..Ne kadar seversen sev karşılıksız sevmektir...Karşılıksız sevmekte o gücü sana verense terkedilmeyeceğini bilmektir...Biz o yüzden Fenerbahçe'yi bu kadar büyük seviyoruz...Bizi üzsede,onu terkedemiyoruz..Sanki biz en çok Fenerbahçeyi seviyoruz.....
Hepimiz birgün bu dünyadan göçüp gideceğiz..Aklımızda binlerce hatıra olacak...Arkaya dönüp baktığımızda muhakkak ama muhakkak birçok anı ve hatırada renkler hep SARI ve LACİVERT olacak....Babam Manchester City i 2-1 yendiklerinde asker olduğunu 3 kişi hariç bütün TCG Foça gemisi personelinin kaptan dahil Fenerbahçeli olduğunu ve maç bitimi seyirde olan gemiyi denizin ortasında 3 tur attırdıklarını anlatır durur...O bunu hatırlayıp gülümseyecek belki ..Ben ise Galatasaray galibiyetlerini,Babamla Bordo maçında 3 gol sonrası radyo başında sarmaş dolaş olmalarımızı hatırlıycam belkide askerde komutan yürüyüş kararı sayılacak diye bagırdığında Her Türk Fenerbahçeli Doğar diye bağırdığımı ....
Bizi büyük kılan kupalar değil arkadaşlar...Bizi büyük kılan şuan ki Türkiyenin en muhteşem stadıda değil...Bizi büyük kılan milyon dolarlık ciroları olan Fenerium mağazaları değil..FBTV bile değil...Bizi büyük kılan içimizde hiç bir zaman eksilmeyen ve karşılık beklemediğimiz Fenerbahçelilik...
Bu ülkede asla ama asla inkar edilemeyecek bir gerçek var...Oda Fenerbahçemizin büyüklüğü...Biz bu sene şampiyonda olamasak,kupayıda alamasak asla ama asla değişmeyecek bir gerçek var...Onlar ne kadar kendilerini yırtsada gazetelerin ilk haberi gene Fenerbahçe olacak..Spor programları yine Fenerbahçe ile açılacak...Spor denince akla yine Fenerbahçe gelecek...Kendi transferlerinden çok bizim transferlerimizle ilğilenecekler...Yaptıkla rımız değil hep yapmadıklarımız akıllarını kurcalayacak....
Bu sevda 2 kupayla yerle yeksan olacak bir sevda değil...Eğer öyle olsaydı buğüne kadar bu sevda çoktan terkederdi beni...O yüzdendirki Kadıköy de fark yediğimiz,korolar halinde arkası gelmez dertlerimin şarkılarının Kadıköy ü inlettiği maç çıkışlarında ben o şapkayı kafamdan,o atkıyı boynumdan çıkarmadım...O yüzden eve dönerken otobüste bana tuhaf bakanlara hep dörtbaşı mağrur baktım...O yüzdendir ki geçen sene 5-1 lik kupa yenilğisi sonrası eziklerden önce bayrağımı balkona astım....
Bizdeki sevda kimseye benzemez..Biz kefenizmiz sarı-lacivert olsun isteriz...Biz olmayan çocuğumuza Fenerbahçe için ter akıtmış futbolcularımızın ismini veririz...Biz o yüzden başucumuza formalarımızı asar ve uyandığımızda ilk gördüğümüz şeyin sarı-lacivert çubuklu olmasını isteriz...
Bizler kocaman bir sevdanın renkleriyiz onlar ise Duhuliye Tribününün(genç arkadaşlar bilmez,İnönü stadının deniz tarafındaki tek katlı tribünü)iki direk arasının(eskiden tüm takımlar bu stadda ve peşpeşe oynarlarmış,maçı olan takımlarında bayrakları oradaki direklere çekilirmiş.eziklerin ne kadar kalabalık geldiğini siz hesab edin) renkleridir.
O yüzden varsın kupaları onların olsun..İçine feslegen ekip sulasınlar...Benim sevdam bana kalsın...Ben bu takımı kupaları için sevmedim....
Siz Gibi Kupayla Övünmedim...
Kupamız Var Diye Artislik Yapmadım..
Yapmam da...
Ben Sevdamla Övündüm...
Ve Sevdamla Övünürüm..
Ve Fenerbahçe Sevdası da Hiçbişeye Benzemez...
oy oy saol
ama bunları nsl yazdın yaww
parmaklarına krp gircek haberin olsunnn
BaL10CuK Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Kaç yaşında olduğumu hatırlamadığım zamanlarda aklımda kalan bir çok şeyde onun renkleri vardı...
Uçurtmam sarı-lacivertti mesela...İlkokula başladığımda tüm defter kitaplarımı sarı-laciverte kaplamıştım...Peşinde koştuğum topumda sarı-lacivertti...
Babamın karda kışta bile gittiği maçlarda sarı-lacivert çubuklumu ve kısacık şortumu giyer bende gideceğim diye tutturduğumu hatırlıyorum....
Nasıl bir sevgiyse nasıl bir tutkuysa aklımızada gönlümüzede öylesine kazınmış bu sevda....Taraftar olmanın zorluklarını hep yaşadık...Saatlerce kuyruklarda beklerdik...O sıra bir türlü gelmezdide gelmezdi...Sıcak insanların tepesine binerdi ama kimsede galeyan yapmazdı...Eskiler alışık sanırım kuyrukta beklemeye...Sabahtan girilip yağ,şeker,tüp sırası beklemektense sevdikleri Fenerbahçelerini beklemek pek koymaz olmuştu onlara...Saatlerce beklenirdi...Şarkılar söylenirdi..Eski maçlardan bahsederlerdi aralarında...Benim hiç tanımadığım,mahallemizde bile görmediğim adamlarla babamın ve arkadaşlarının 40 yıllık dostmuş gibi sohbetlerini hayretle dinlerdim...Şimdi kendimi Fenerbahçe ile ilğili bir ortamda bulunduğumda,yada bir dost arkadaş sohbetinde ilk defa tanıştırıldığım ve Fenerbahçeli olduğunu öğrendiğim biriyle aynı hararette konuştuğumu farkedince yüzümü bir tebessüm kaplıyor...Konuşulacak şey o kadar farklı ve büyük ki..Kalplerde bir bile olsa ortak sevgili Fenerbahçe ve ben şimdi çok daha iyi anlıyorum ki..İnsan sevdasını anlatmaktan bıkmıyor ve her anlatmaya başladığında daha önce hiç paylaşmamış gibi aynı belkide daha hararetli anlatmaya başlıyor....
İnsan sever..Annesini,babasını, ailesini,sevgilisini,çocu ğunu....Ama kim ne derse desin bu sevgisinde muhakkak bir menfaat vardır...Sevgi karşılık beklememektir..Ne kadar seversen sev karşılıksız sevmektir...Karşılıksız sevmekte o gücü sana verense terkedilmeyeceğini bilmektir...Biz o yüzden Fenerbahçe'yi bu kadar büyük seviyoruz...Bizi üzsede,onu terkedemiyoruz..Sanki biz en çok Fenerbahçeyi seviyoruz.....
Hepimiz birgün bu dünyadan göçüp gideceğiz..Aklımızda binlerce hatıra olacak...Arkaya dönüp baktığımızda muhakkak ama muhakkak birçok anı ve hatırada renkler hep SARI ve LACİVERT olacak....Babam Manchester City i 2-1 yendiklerinde asker olduğunu 3 kişi hariç bütün TCG Foça gemisi personelinin kaptan dahil Fenerbahçeli olduğunu ve maç bitimi seyirde olan gemiyi denizin ortasında 3 tur attırdıklarını anlatır durur...O bunu hatırlayıp gülümseyecek belki ..Ben ise Galatasaray galibiyetlerini,Babamla Bordo maçında 3 gol sonrası radyo başında sarmaş dolaş olmalarımızı hatırlıycam belkide askerde komutan yürüyüş kararı sayılacak diye bagırdığında Her Türk Fenerbahçeli Doğar diye bağırdığımı ....
Bizi büyük kılan kupalar değil arkadaşlar...Bizi büyük kılan şuan ki Türkiyenin en muhteşem stadıda değil...Bizi büyük kılan milyon dolarlık ciroları olan Fenerium mağazaları değil..FBTV bile değil...Bizi büyük kılan içimizde hiç bir zaman eksilmeyen ve karşılık beklemediğimiz Fenerbahçelilik...
Bu ülkede asla ama asla inkar edilemeyecek bir gerçek var...Oda Fenerbahçemizin büyüklüğü...Biz bu sene şampiyonda olamasak,kupayıda alamasak asla ama asla değişmeyecek bir gerçek var...Onlar ne kadar kendilerini yırtsada gazetelerin ilk haberi gene Fenerbahçe olacak..Spor programları yine Fenerbahçe ile açılacak...Spor denince akla yine Fenerbahçe gelecek...Kendi transferlerinden çok bizim transferlerimizle ilğilenecekler...Yaptıkla rımız değil hep yapmadıklarımız akıllarını kurcalayacak....
Bu sevda 2 kupayla yerle yeksan olacak bir sevda değil...Eğer öyle olsaydı buğüne kadar bu sevda çoktan terkederdi beni...O yüzdendirki Kadıköy de fark yediğimiz,korolar halinde arkası gelmez dertlerimin şarkılarının Kadıköy ü inlettiği maç çıkışlarında ben o şapkayı kafamdan,o atkıyı boynumdan çıkarmadım...O yüzden eve dönerken otobüste bana tuhaf bakanlara hep dörtbaşı mağrur baktım...O yüzdendir ki geçen sene 5-1 lik kupa yenilğisi sonrası eziklerden önce bayrağımı balkona astım....
Bizdeki sevda kimseye benzemez..Biz kefenizmiz sarı-lacivert olsun isteriz...Biz olmayan çocuğumuza Fenerbahçe için ter akıtmış futbolcularımızın ismini veririz...Biz o yüzden başucumuza formalarımızı asar ve uyandığımızda ilk gördüğümüz şeyin sarı-lacivert çubuklu olmasını isteriz...
Bizler kocaman bir sevdanın renkleriyiz onlar ise Duhuliye Tribününün(genç arkadaşlar bilmez,İnönü stadının deniz tarafındaki tek katlı tribünü)iki direk arasının(eskiden tüm takımlar bu stadda ve peşpeşe oynarlarmış,maçı olan takımlarında bayrakları oradaki direklere çekilirmiş.eziklerin ne kadar kalabalık geldiğini siz hesab edin) renkleridir.
O yüzden varsın kupaları onların olsun..İçine feslegen ekip sulasınlar...Benim sevdam bana kalsın...Ben bu takımı kupaları için sevmedim....
Siz Gibi Kupayla Övünmedim...
Kupamız Var Diye Artislik Yapmadım..
Yapmam da...
Ben Sevdamla Övündüm...
Ve Sevdamla Övünürüm..
Ve Fenerbahçe Sevdası da Hiçbişeye Benzemez...
BU HERALDE GÜSEL BİR CVP DIRRR
YETMEZ AMA NESEEEE