02-13-2007, Saat: 04:02 PM
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Bakanlar Kurulundan dün geçen, elektronik ortamda işlenen suçların önlenmesiyle ilgili 2 kanunda değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısıyla ilgili bilgi verdi.
Tasarının, gençliğin korunması açısından önemli düzenlemeleri içerdiğini ifade eden Erdoğan, dünyada yaşanan başdöndürücü bir değişime tanıklık ettiklerini söyledi. Bu değişime kayıtsız kalınamayacağını dile getiren Erdoğan, hızlı değişim çağının en belirgin özelliğinin, bilginin serbest dolaşımı olduğunu kaydetti.
“AHLAKİ DÜNYAMIZI TEHDİT EDEN BİLGİ KİRLİLİÄžİDİR”
Erdoğan, bu değişimin, bazı fırsatlarla birlikte sayısız tehlikeyi de beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Bunlardan ilki, çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi maddi sonuçları olan tehlikelerdir. İkincisi ve en önemlisi manevi tahribata yol açan, ahlaki dünyamızı tehdit eden bilgi kirliliğidir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bilgi çağının en önemli aracı olan internet, doğruluğu ve amacına uygun kullanılmadığı takdirde aynen bir katil, bir cani elinde bıçak neyse o tesiri gösterir. Bir doktorun elinde neşter neyse, doğru kullanıldığı taktirde de o neticeyi gösterir. İyi ile kötü, güzel ile çirkin, doğru ile yanlış, birbirine karışmış vaziyette ışık hızıyla dünyayı dolaşıyor. Nasıl ki hava kirliliği insanlarımızın ciğerlerini tehdit ediyorsa ve bundan en önce aydınlık geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimiz etkileniyorsa, aynı şekilde sözkonusu bilgi kirliliği de gençlerimizin zihinlerini, ruhlarını etkisi altına alabilmektedir.
Bunun neticesi olarak da gazetelerde her gün bir yenisi gördüğümüz, millet olarak hiç alışık olmadığımız ve alışmak da istemediğimiz bazı suçlar işlenmektedir, buna uygun zemin bulunabilmektedir. Şunu unutmamalıyız; gençlerimiz sosyal hayatımızın ön saflarında yer almaktadır. Güzel ve çirkin her türlü etkiye açık olan gençliğimizi bilgi kirliliğinin ve sanal suç zemininin olumsuz etkilerinden korumak hayati bir önem taşımaktadır. İnternet üzerinden gençlerin, vatandaşların suça teşvik edilmesi, kanunsuzluğa alet edilmeye çalışılması, zihinsel, ruhsal ve bedensel açıdan kötü etkilenebilecekleri yönlendirmelere maruz bırakılması hiç bir devletin görmezden gelebileceği, sessiz kalabileceği bir durum değildir.”
Erdoğan, yasa tasarısıyla aileyi, çocukları ve gençleri; internet dahil, elektronik iletişim araçlarının suistimal edilmesi suretiyle, kötü alışkanlıkları teşvik eden yayınların içeriklerinden korumayı ve gerekli tedbirleri almayı amaçladıklarını söyledi.
İSRAİL'İN HAREMİ ŞERİF'TEKİ KAZI ÇALIŞMASI
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, İsrail'in Haremi Şerif'teki tarihi köprünün kullanılamaz hale geldiği gerekçesiyle başlattığı kazı çalışmasına da değindi.
İsrail'in geçmişte de bu tür girişimleri olduğunu, 1996'da Haremi Şerif'in yakınında tünel inşasına başladığını ve sonrasında çıkan olaylarda çok sayıda Filistinlinin hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, 2000'de de Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'ya girmek istemesiyle 2. intifadanın başladığını hatırlattı.
“BU GİRİŞİM ANLAMLIDIR”
“Bugün, El-Fetih ve Hamas arasında ulusal birlik hükümeti kurulmasına karar verildiği anda böyle bir girişimde bulunulması anlamlıdır” diyen Erdoğan, gerilimi tırmandıran bu girişim karşısında İsrail Hükümetine yönelik olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Haremi Şerif, Müslümanların en kutsal mekanları arasındadır. Buraya yönelik her türlü girişim İslam dünyasının haklı tepkisi ve hassasiyetiyle karşılaşacaktır. Ortada, Kudüs'te Müslümanlara ait dini mekanların korunmasına ilişkin anlaşmalar, düzenlemeler var. İsrail bu anlaşmalara uymak zorundadır. 3 büyük dinin de kutsal mekanlarının yer aldığı Kudüs'te 'ben yaptım oldu' şeklinde bir politika izlemeye hiç kimsenin hakkı yoktur, olamaz. İsrail Hükümeti, tek taraflı ve kaygı uyandıracak şekilde girişimlerde bulunmamalıdır. Eski Kudüs bölgesinde yapacağı her türlü girişimde uzlaşmaya ve her kesimin onayına başvurmalıdır. İsrail'in bölgenin kutsallığına saygı gösteren ve gerilimin daha fazla tırmanmasına mahal vermeyecek bir hareket tarzı benimsemesini bekliyoruz. Barış sürecinin canlandırılması yolunda yeni fırsat pencerelerinin açıldığını düşündüğümüz bir dönemde, bu olayların yaşanmasından rahatsızız, üzüntü duyuyoruz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu düşünceleri, Dışişleri Bakanlığının İsrail'li yetkililere aktardığını, kendisinin de 15 Şubat Perşembe günü Türkiye'ye gelecek olan İsrail Başbakanı Ehud Olmert'e Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetlerini aktaracağını söyledi.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a, bir çok ilden gelen partililer çeşitli hediyeler sundu. 2011 Dünya Üniversite Kış Olimpiyatlarını düzenleyecek olan Erzurum'dan gelen heyet, kayak takımı ile Palandöken Kayak Merkezinin maketini; Yalova'dan gelen heyet ise Yalovaspor'un kaşkolu ile formasını Erdoğan'a hediye etti.
GRUPTA EYLEM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasından sonra, elinde gazete kupürü olan bir kişi, “Beni öldürecekler Sayın başbakanım” diye bağırdı.
Güvenlik görevlilerince grup salonu dışına çıkarılan kişi daha sonra Tutanak Müdürlüğündeki bir odaya götürülerek ilk ifadesi alındı.
İfadesi alınan kişi daha sonra iki polis eşliğinde Meclis'ten çıkarılırken, gazetecilerin sorusu üzerine adının “Sait Satılmış” olduğunu söyledi.
Gazetecilerin “Trabzonlu musun?” sorusuna Satılmış, “Nevşehirliyim” cevabını verdi. Satılmış, neden eylem yaptığının sorulması üzerine, “Devlet sırrı, konuşamam” karşılığını verdi.
Tasarının, gençliğin korunması açısından önemli düzenlemeleri içerdiğini ifade eden Erdoğan, dünyada yaşanan başdöndürücü bir değişime tanıklık ettiklerini söyledi. Bu değişime kayıtsız kalınamayacağını dile getiren Erdoğan, hızlı değişim çağının en belirgin özelliğinin, bilginin serbest dolaşımı olduğunu kaydetti.
“AHLAKİ DÜNYAMIZI TEHDİT EDEN BİLGİ KİRLİLİÄžİDİR”
Erdoğan, bu değişimin, bazı fırsatlarla birlikte sayısız tehlikeyi de beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Bunlardan ilki, çevre kirliliği ve küresel ısınma gibi maddi sonuçları olan tehlikelerdir. İkincisi ve en önemlisi manevi tahribata yol açan, ahlaki dünyamızı tehdit eden bilgi kirliliğidir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bilgi çağının en önemli aracı olan internet, doğruluğu ve amacına uygun kullanılmadığı takdirde aynen bir katil, bir cani elinde bıçak neyse o tesiri gösterir. Bir doktorun elinde neşter neyse, doğru kullanıldığı taktirde de o neticeyi gösterir. İyi ile kötü, güzel ile çirkin, doğru ile yanlış, birbirine karışmış vaziyette ışık hızıyla dünyayı dolaşıyor. Nasıl ki hava kirliliği insanlarımızın ciğerlerini tehdit ediyorsa ve bundan en önce aydınlık geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz gençlerimiz etkileniyorsa, aynı şekilde sözkonusu bilgi kirliliği de gençlerimizin zihinlerini, ruhlarını etkisi altına alabilmektedir.
Bunun neticesi olarak da gazetelerde her gün bir yenisi gördüğümüz, millet olarak hiç alışık olmadığımız ve alışmak da istemediğimiz bazı suçlar işlenmektedir, buna uygun zemin bulunabilmektedir. Şunu unutmamalıyız; gençlerimiz sosyal hayatımızın ön saflarında yer almaktadır. Güzel ve çirkin her türlü etkiye açık olan gençliğimizi bilgi kirliliğinin ve sanal suç zemininin olumsuz etkilerinden korumak hayati bir önem taşımaktadır. İnternet üzerinden gençlerin, vatandaşların suça teşvik edilmesi, kanunsuzluğa alet edilmeye çalışılması, zihinsel, ruhsal ve bedensel açıdan kötü etkilenebilecekleri yönlendirmelere maruz bırakılması hiç bir devletin görmezden gelebileceği, sessiz kalabileceği bir durum değildir.”
Erdoğan, yasa tasarısıyla aileyi, çocukları ve gençleri; internet dahil, elektronik iletişim araçlarının suistimal edilmesi suretiyle, kötü alışkanlıkları teşvik eden yayınların içeriklerinden korumayı ve gerekli tedbirleri almayı amaçladıklarını söyledi.
İSRAİL'İN HAREMİ ŞERİF'TEKİ KAZI ÇALIŞMASI
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, İsrail'in Haremi Şerif'teki tarihi köprünün kullanılamaz hale geldiği gerekçesiyle başlattığı kazı çalışmasına da değindi.
İsrail'in geçmişte de bu tür girişimleri olduğunu, 1996'da Haremi Şerif'in yakınında tünel inşasına başladığını ve sonrasında çıkan olaylarda çok sayıda Filistinlinin hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, 2000'de de Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'ya girmek istemesiyle 2. intifadanın başladığını hatırlattı.
“BU GİRİŞİM ANLAMLIDIR”
“Bugün, El-Fetih ve Hamas arasında ulusal birlik hükümeti kurulmasına karar verildiği anda böyle bir girişimde bulunulması anlamlıdır” diyen Erdoğan, gerilimi tırmandıran bu girişim karşısında İsrail Hükümetine yönelik olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Haremi Şerif, Müslümanların en kutsal mekanları arasındadır. Buraya yönelik her türlü girişim İslam dünyasının haklı tepkisi ve hassasiyetiyle karşılaşacaktır. Ortada, Kudüs'te Müslümanlara ait dini mekanların korunmasına ilişkin anlaşmalar, düzenlemeler var. İsrail bu anlaşmalara uymak zorundadır. 3 büyük dinin de kutsal mekanlarının yer aldığı Kudüs'te 'ben yaptım oldu' şeklinde bir politika izlemeye hiç kimsenin hakkı yoktur, olamaz. İsrail Hükümeti, tek taraflı ve kaygı uyandıracak şekilde girişimlerde bulunmamalıdır. Eski Kudüs bölgesinde yapacağı her türlü girişimde uzlaşmaya ve her kesimin onayına başvurmalıdır. İsrail'in bölgenin kutsallığına saygı gösteren ve gerilimin daha fazla tırmanmasına mahal vermeyecek bir hareket tarzı benimsemesini bekliyoruz. Barış sürecinin canlandırılması yolunda yeni fırsat pencerelerinin açıldığını düşündüğümüz bir dönemde, bu olayların yaşanmasından rahatsızız, üzüntü duyuyoruz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu düşünceleri, Dışişleri Bakanlığının İsrail'li yetkililere aktardığını, kendisinin de 15 Şubat Perşembe günü Türkiye'ye gelecek olan İsrail Başbakanı Ehud Olmert'e Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetlerini aktaracağını söyledi.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a, bir çok ilden gelen partililer çeşitli hediyeler sundu. 2011 Dünya Üniversite Kış Olimpiyatlarını düzenleyecek olan Erzurum'dan gelen heyet, kayak takımı ile Palandöken Kayak Merkezinin maketini; Yalova'dan gelen heyet ise Yalovaspor'un kaşkolu ile formasını Erdoğan'a hediye etti.
GRUPTA EYLEM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını tamamlamasından sonra, elinde gazete kupürü olan bir kişi, “Beni öldürecekler Sayın başbakanım” diye bağırdı.
Güvenlik görevlilerince grup salonu dışına çıkarılan kişi daha sonra Tutanak Müdürlüğündeki bir odaya götürülerek ilk ifadesi alındı.
İfadesi alınan kişi daha sonra iki polis eşliğinde Meclis'ten çıkarılırken, gazetecilerin sorusu üzerine adının “Sait Satılmış” olduğunu söyledi.
Gazetecilerin “Trabzonlu musun?” sorusuna Satılmış, “Nevşehirliyim” cevabını verdi. Satılmış, neden eylem yaptığının sorulması üzerine, “Devlet sırrı, konuşamam” karşılığını verdi.