02-15-2007, Saat: 02:52 AM
Hayatın eskimiş bir kısmında bir Nisan sabahı,
yorgun artık bedenim.
Kaybetmek bulutları bulmuşken bir seferde.
Ne ilk
ne de son bu sevda ağacından kayıp düşen,
etrafa saçılan , dağıldıkça kaybolan sevgiler.
Yalınayak tek başına, caddeler de
yalnızlığın şarkısını söyler.
Rüzgar kapkara olmuş, yanmayan lambaya eser.
Kaçacak yer arayan kimse yok,
kaçan kaçmış gün perdelerini kapatırken.
Ben yürüdüm.
Yağmur yürüdü.
Bu gün yağmurun günüydü.
Durmak bilmedi yağmur.
Elbiseler süründü yerlere
Yer çamur, yer ıslak
Akşamdan kalan alemcilerin günahlarını sürükler gibi.
Ne saçımdaki beyaz teller açıklıyordu geçmişi,
Ne de açıklama getirmesini istiyordum gecenin.
Düşmüşüz katran bir gecede sorgusuz batağa
Çölde serap hayal etsem nafile.
Merhem olmaz dünde kalan acılara.
Bu gecede yağmur var.
Gecenin hatırına, yağdı üzerime hatıralar.
Ben yürüdüm.
Yağmur yürüdü.
Bu gün yağmurun günüydü.
İliklerimde seni hissetmek yerine
Puslu soğuk damlalarla bütünleştim tenimde.
Sayamadığım umutlarda,
Sevgiler tükettim sensizliğin ertesinde.
Soluklandığım saatler uzun olsa da,
Seni bir nefes gibi içime çektiğim anlar sayılı.
Sayısız sevişmeler
Yerini bıraktığı hüzünler kadar kaygılı.
Kaygılı Artık!....
19 yaşın tatlı heyecan kaplı savurganlığı
kalmadı ne yazık!..
Ellerime bulaşan yorgun yılların istismarıydı
yaşanan acı gerçekler.
Ben yürüdüm, Yağmur yürüdü
Bu gün yağmurun günüydü.
Başlangıç sonda mı yaşanır?
Sonun başlangıcında mıdır
Hayatın oltasına takılan gönül yareleri.
Peki neden bu tuhaf duygu
Nerden çıktı bu yağmur?..
Başlamadan daha....
Ortak olmadan şafak vaktine.
Doyamadan sana.......
Ben yürüdüm.
Yağmur yürüdü.
Bu gün yağmurun günüydü.
YILMAZ GÜZEL