02-24-2007, Saat: 02:35 PM
KURTLAR VADİSİ: GÖREV MARS
uzun zaman önce, uzak,çok uzak bir galakside...
samanyolu...dünya..
Dünya'da savaşlar devam ediyor, hergün binlerce insan ölüyordu. Modernleşme ve özgürleştirme kisvesi altında Amerika ve en büyük yandaşı İsrail hergün doğuda katliamlar yaparken, ekonomik ve kültürel propoganda bombardımanı altındaki dünya bunlara sessiz kalmaya devam ediyordu..
..Fakat savaşlar sadece dünyada yaşanmıyordu... Mars gezegeninde uzaylılar tarafından kaçırılıp orada köle gibi yaşamaya zorlanan Türk vatandaşlarından zaten MİT'in uzun zamandır haberi vardı.Ama Mars'a daha önce insan teknolojisiyle canlı bir varlık hiç gitmemişti ve bu riski göze alamıyorlardı.. ta ki mektup görünümündeki bir yardım çığlığı Polat Alemdar'a gelene kadar..
Polat Mars'ta da olsa Türk insanlarının sömürülemeyeceğini düşünür ve bu aşşağılık duruma bir son vermek ister. Derhal ekibini toplayıp Houston'a saldırır. Onlar ön kapıda amerikan kuvvetleriyle savaşırken Güllü Erhan arka kapıdan Nasa garajına girip uzay mekiğini çalmıştır bile. Hemen mekiği polat'ın bi arkadaşının ayvalıktaki yazlığına götürürler.Orada mekiğin üzerindeki amerikan bayrağını kazıyıp guaj boyayla türk bayrağı yaparlar. Lakin birşeyi unutmuşlardır, dünyadan havalanacak yakıtı ve ateş gücünü nasıl bulacaklardı? Memati'nin gözü hemen karşı sokaktaki BP'nin "LPG'li araçlar için" ve hemen sağ taraftaki "Tamirci Osman" tabelasına gider....
Ayvalığı birkaç gün toz toprak içerisinde bırakan muhteşem bir ateş gücüyle havalanırlar ve kısa sürede Mars'a gelirler. Durum çok vahimdir, orasından burasından uzantılar çıkmış iğrenç görünümlü uzaylılar Türk'lere işkence ediyor ve onları kırbaçlıyorlardır. Polat Alemdar ve ekibi Abdülhey,Memati ve Erhan hemen astronot kıyafetlerinin altından UZİ leri çıkartıp Allah ne verdiyse bu iğrenç mahluklara girerler. Savaş çok çetin geçiyordur. Uzaylının tekinden çıkan serseri kurşun Erhan'ın astronot kıyafeti üzerinde özel cam bölmede bulunan güle isabet edip onu yakar. Buna tüm ekip çok içerler. Saldırılarını arttırıp hilal taktiğiyle uzaylıları geri püskürtürler.. ama uzaktan çok büyük bir ordu görünür..
...tamamen robotlardan oluşan bu ordu Marslılar için ordadır ve bu robot ordusunu yarı robot yarı insan bir mahlukat kumanda ediyordur. Bizimkiler oldukça yaralanır, polat'ın aklına nazife annesi,ömer babası, elif gelir...çok duygulanır, demekki buraya kadarmış diye düşünüp tüm ekip alla alla alla alla diyerekten Marslılara hücum ederken birden oldukça boğuk ve mekanik bir sesin "oh, 4 kişi koca orduya karşı...ne güzel Mars be.." dediğini duyarlar... evet bu O'dur...O geri dönmüştür...
Yarı robot yarı insan şeklindeki Çakır, yeni adıyla "Çakır T-1000 Ultimate Post Nuclear Killing Machine" kolları yerine geçen ikiz foton silahını Polat Alemdar'a doğrultur ve "kafana sıkarım.." der. Memati arkadan şaşkın şaşkın "abi!!! " demektedir, Polat'ın gözünden ufacık bir damla Mars atmosferine karışır, ona yeniden insan olmasını,yengenin çocukların ona ihtiyacı olduğunu söyler, insanlığa çağırır... Çakır ufak bi sinir buhranı geçirir, makine tarafı tam tersini söylüyordur ama birdenbire geçmişi çok havalı bir flashback gibi gözlerinin önüne gelir, pilavcıda yediği dayak, baronun kılıcın tombalacı önünde ona verdikleri ayar, Halit'in onu öldürmesi....aman allahım o hep ezilmiş ve dövülen taraf olmuştu ve hala bu iğrenç marslılar tarafından kullanılıyordu... "eeeaaah be!!" nidasıyla Polat Alemdar'ın yanına gelen Çakır, ikiz foton silahı ve sırtında sakladığı nükleer başlıklı proton torpidosunu kullanarak, Polat ile birlikte tam bir ölüm makinesine dönüştü ve tüm Marslıları yokedip Türk'leri bu sefil yerden kurtardılar.
En sonunda Mars'ın çok konuşulan Cydonia bölgesindeki yüze benzeyen tuhaf yapılara T.C Özel Harekat Dairesi binası ve bir kantin yaparlar. BMW X5 jipleriyle ufak bir Mars gezintisi yapıp biraz ortamın tadını aldıktan sonra çalıntı uzay mekiği ile tekrar Dünya'ya dönerler. Atmosferdeyken mekiğin ucunu Houston'a çevirip mekiğin üzerine bağladıkları jiplerine binerler ve jipe bağladıkları paraşütü açarak hepberaber Türkiye'ye inerler. Mekik Houston'a çarpacakken Amerikan F-16'ları tarafından vurulup yokedilir. Tabi üzerine Türk Bayrağı olan bir aleti nasıl yokederler mantığıyla Polat Alemdar ve Çakır T-1000 buna içten içe kinlenirler...ama bu başka bir macera...
Lenses by Panavision
Sound Services by THX Laboratories
Post Production & Animation Services by ILM (Industrial Light&Magic)
International Distribution by 20th Century Fox
film by Pana Film
all animals were killed during production.
Filmin yakında çıkacak olan fragmanından ilk görüntüler:
uzun zaman önce, uzak,çok uzak bir galakside...
samanyolu...dünya..
Dünya'da savaşlar devam ediyor, hergün binlerce insan ölüyordu. Modernleşme ve özgürleştirme kisvesi altında Amerika ve en büyük yandaşı İsrail hergün doğuda katliamlar yaparken, ekonomik ve kültürel propoganda bombardımanı altındaki dünya bunlara sessiz kalmaya devam ediyordu..
..Fakat savaşlar sadece dünyada yaşanmıyordu... Mars gezegeninde uzaylılar tarafından kaçırılıp orada köle gibi yaşamaya zorlanan Türk vatandaşlarından zaten MİT'in uzun zamandır haberi vardı.Ama Mars'a daha önce insan teknolojisiyle canlı bir varlık hiç gitmemişti ve bu riski göze alamıyorlardı.. ta ki mektup görünümündeki bir yardım çığlığı Polat Alemdar'a gelene kadar..
Polat Mars'ta da olsa Türk insanlarının sömürülemeyeceğini düşünür ve bu aşşağılık duruma bir son vermek ister. Derhal ekibini toplayıp Houston'a saldırır. Onlar ön kapıda amerikan kuvvetleriyle savaşırken Güllü Erhan arka kapıdan Nasa garajına girip uzay mekiğini çalmıştır bile. Hemen mekiği polat'ın bi arkadaşının ayvalıktaki yazlığına götürürler.Orada mekiğin üzerindeki amerikan bayrağını kazıyıp guaj boyayla türk bayrağı yaparlar. Lakin birşeyi unutmuşlardır, dünyadan havalanacak yakıtı ve ateş gücünü nasıl bulacaklardı? Memati'nin gözü hemen karşı sokaktaki BP'nin "LPG'li araçlar için" ve hemen sağ taraftaki "Tamirci Osman" tabelasına gider....
Ayvalığı birkaç gün toz toprak içerisinde bırakan muhteşem bir ateş gücüyle havalanırlar ve kısa sürede Mars'a gelirler. Durum çok vahimdir, orasından burasından uzantılar çıkmış iğrenç görünümlü uzaylılar Türk'lere işkence ediyor ve onları kırbaçlıyorlardır. Polat Alemdar ve ekibi Abdülhey,Memati ve Erhan hemen astronot kıyafetlerinin altından UZİ leri çıkartıp Allah ne verdiyse bu iğrenç mahluklara girerler. Savaş çok çetin geçiyordur. Uzaylının tekinden çıkan serseri kurşun Erhan'ın astronot kıyafeti üzerinde özel cam bölmede bulunan güle isabet edip onu yakar. Buna tüm ekip çok içerler. Saldırılarını arttırıp hilal taktiğiyle uzaylıları geri püskürtürler.. ama uzaktan çok büyük bir ordu görünür..
...tamamen robotlardan oluşan bu ordu Marslılar için ordadır ve bu robot ordusunu yarı robot yarı insan bir mahlukat kumanda ediyordur. Bizimkiler oldukça yaralanır, polat'ın aklına nazife annesi,ömer babası, elif gelir...çok duygulanır, demekki buraya kadarmış diye düşünüp tüm ekip alla alla alla alla diyerekten Marslılara hücum ederken birden oldukça boğuk ve mekanik bir sesin "oh, 4 kişi koca orduya karşı...ne güzel Mars be.." dediğini duyarlar... evet bu O'dur...O geri dönmüştür...
Yarı robot yarı insan şeklindeki Çakır, yeni adıyla "Çakır T-1000 Ultimate Post Nuclear Killing Machine" kolları yerine geçen ikiz foton silahını Polat Alemdar'a doğrultur ve "kafana sıkarım.." der. Memati arkadan şaşkın şaşkın "abi!!! " demektedir, Polat'ın gözünden ufacık bir damla Mars atmosferine karışır, ona yeniden insan olmasını,yengenin çocukların ona ihtiyacı olduğunu söyler, insanlığa çağırır... Çakır ufak bi sinir buhranı geçirir, makine tarafı tam tersini söylüyordur ama birdenbire geçmişi çok havalı bir flashback gibi gözlerinin önüne gelir, pilavcıda yediği dayak, baronun kılıcın tombalacı önünde ona verdikleri ayar, Halit'in onu öldürmesi....aman allahım o hep ezilmiş ve dövülen taraf olmuştu ve hala bu iğrenç marslılar tarafından kullanılıyordu... "eeeaaah be!!" nidasıyla Polat Alemdar'ın yanına gelen Çakır, ikiz foton silahı ve sırtında sakladığı nükleer başlıklı proton torpidosunu kullanarak, Polat ile birlikte tam bir ölüm makinesine dönüştü ve tüm Marslıları yokedip Türk'leri bu sefil yerden kurtardılar.
En sonunda Mars'ın çok konuşulan Cydonia bölgesindeki yüze benzeyen tuhaf yapılara T.C Özel Harekat Dairesi binası ve bir kantin yaparlar. BMW X5 jipleriyle ufak bir Mars gezintisi yapıp biraz ortamın tadını aldıktan sonra çalıntı uzay mekiği ile tekrar Dünya'ya dönerler. Atmosferdeyken mekiğin ucunu Houston'a çevirip mekiğin üzerine bağladıkları jiplerine binerler ve jipe bağladıkları paraşütü açarak hepberaber Türkiye'ye inerler. Mekik Houston'a çarpacakken Amerikan F-16'ları tarafından vurulup yokedilir. Tabi üzerine Türk Bayrağı olan bir aleti nasıl yokederler mantığıyla Polat Alemdar ve Çakır T-1000 buna içten içe kinlenirler...ama bu başka bir macera...
Lenses by Panavision
Sound Services by THX Laboratories
Post Production & Animation Services by ILM (Industrial Light&Magic)
International Distribution by 20th Century Fox
film by Pana Film
all animals were killed during production.
Filmin yakında çıkacak olan fragmanından ilk görüntüler:
