02-26-2007, Saat: 03:55 PM
Ah!...... Dağ Çiçeğim!
Düşlerim dağınık şimdi, kara bulutlar kümelenip durur usuma, acılar çöreklenip yüreğime yerden yere vurur beni olmadık zamanlarda. Ben seni sevdiğimden beri, ilmek ilmek hasret dokur gözlerim uzak yolların gergefine... Sevdiğimsin sen benim... Gelmesende beklediğimsin !...
Ah! dağçiçeğim, canımıngülü . Yıldızım yitikse şimdi, doğmuyorsa ve ışımıyorsa gecelerime ay. Beni terkedip başka ufuklarda parlıyorsa ve almıyorsa kucağına bir vefalı dost gibi... Gelmiyorsa beklediğim sabah. Özlediğimde yanımda olmuyorsan eğer, uzaklar vuruyorsa acımasızca kalbime.
Ben yine de seni düşlüyorsam ışıl ışıl, özlüyorsam en karanlık gecelerde...
Tüm karanlıklara rağmen buğulu bir cama dayayıp alnımı hasretini çiziyorsam bulutlara, direniyorsam yaşama ..
Bilki, kör kuyularda merdivensiz de kalsam, yelkensiz de bıraksan uçsuz bucaksız denizler ortasında, alıp gitsende bütün umutlarımı uzak diyarlara, bütün duygularımı yerden yere vursan da beklerim ben...
Gelmesen de en güzel şiirlerimi, düşlerimi, hayallerimi sana saklıyorum...
Yanlızca senin beni sevmeni istedim çünkü.. Senin sarmanı istedim... Yalnızca seni yazdım kaderime, seni aradım her yerde, seni çizdim her yere, nereye baktıysam seni gördüm.
Ölümüne sevdim seni ..Unutamam seni.. Hayatımdan silemem, çıkarıp atamam kalbimden...
Seni anmadığım gün dünya anlamsız, yaşam anlamsız., sevda yitirir anlamını, özlem yitirir...
Sen benim bir ömür hasretini çektiğimsin, sevdiğimsin!... Gelmesende beklediğimsin!...
Bilki, tomurcuklar açmadan kuruyorsa dalında, her bahar bir tek kan gülleri açıyorsa gülşende, ey aşk, ey sevdiğim sensin sebep...
Sende özledin mi bir gün bile olsa?... Senin de yandı mı yüreğin benim için? Gelir diye bekledin mi yollara bakıp?...
Her gece mavi bir özlem girdi mi koynuna? Yastığını ıslattı mı gözyaşların?.... Ağladın mı?...
...../
Şimdi her gece bir tren kalkıyorsa gönlümün istasyonundan sana doğru, elim kalkmıyorsa ve sallayamıyorsam verdiğin mendili ardından. Gözyaşlarım ateş olup düşüyorsa ve hüzün olup yakıyorsa düştüğü yeri, sebep sensin ey dağ çiçeğim....
Şimdi ölüme hüküm giyiyorsam her yargılandığım yerde, hüznün acılı ırmaklarında kalıyorsa hayallerim ve sonunda kırılıyorsa kalem. Bil ki sebep sensin ey aşk, ey sevgili.
Ayrılık kimi zaman bir özlem sızısı, kimi zaman derin bir kurşun yarası da olsa. Sonsuz bir acı vereceğini de bilsem, sarı bir yaprak gibi rüzgarda sürüklenmeyi tercih etmişim!...
Bilki ben sefilliği, garipliği, çölü, kimsesizliği, sahrayı, sahrada derviş olmayı, aşka mahkum olmayı, ölümü senin için seçmişim Ah!!! ... Dağ çiçeğim...
İstersen sev beni! istersen kır! Acıt, ez, öğüt, paramparça et.
Gücüm yok tükendim ey yar! Çek ipimi...
Söyle, ne desem son sözüm sorulup, zülfün boynuma dolandığında, Söyle ne etsem, nereye gitsem...
Söyle, Ah! etsem delinir mi kara bağrım? Yaralı geyikleri kurtulur mu canevimin? Kavuşur mu ruhum huzura?... Söyle Hasretini çektiğim! söyle Dağ çiçeğim...
Söyle, son sözüm sorulduğunda, tutar mı elimi aşk? Toplar mı yerlere savrulan hayallerimi? yaşatır mı anılarda?
Gücüm yok... Ah!!! Dağ çiçeğim... Tükendim artık! Çek ipimi öleyim...
... Düşlerim dağınık şimdi, kara bulutlar kümelenip durur usuma, acılar çöreklenip yüreğime yerden yere vurur beni olmadık zamanlarda. Ben seni sevdiğimden beri, ilmek ilmek hasret dokur gözlerim uzak yolların gergefine... Sevdiğimsin sen benim... Gelmesende beklediğimsin !...
Nuri Can
Düşlerim dağınık şimdi, kara bulutlar kümelenip durur usuma, acılar çöreklenip yüreğime yerden yere vurur beni olmadık zamanlarda. Ben seni sevdiğimden beri, ilmek ilmek hasret dokur gözlerim uzak yolların gergefine... Sevdiğimsin sen benim... Gelmesende beklediğimsin !...
Ah! dağçiçeğim, canımıngülü . Yıldızım yitikse şimdi, doğmuyorsa ve ışımıyorsa gecelerime ay. Beni terkedip başka ufuklarda parlıyorsa ve almıyorsa kucağına bir vefalı dost gibi... Gelmiyorsa beklediğim sabah. Özlediğimde yanımda olmuyorsan eğer, uzaklar vuruyorsa acımasızca kalbime.
Ben yine de seni düşlüyorsam ışıl ışıl, özlüyorsam en karanlık gecelerde...
Tüm karanlıklara rağmen buğulu bir cama dayayıp alnımı hasretini çiziyorsam bulutlara, direniyorsam yaşama ..
Bilki, kör kuyularda merdivensiz de kalsam, yelkensiz de bıraksan uçsuz bucaksız denizler ortasında, alıp gitsende bütün umutlarımı uzak diyarlara, bütün duygularımı yerden yere vursan da beklerim ben...
Gelmesen de en güzel şiirlerimi, düşlerimi, hayallerimi sana saklıyorum...
Yanlızca senin beni sevmeni istedim çünkü.. Senin sarmanı istedim... Yalnızca seni yazdım kaderime, seni aradım her yerde, seni çizdim her yere, nereye baktıysam seni gördüm.
Ölümüne sevdim seni ..Unutamam seni.. Hayatımdan silemem, çıkarıp atamam kalbimden...
Seni anmadığım gün dünya anlamsız, yaşam anlamsız., sevda yitirir anlamını, özlem yitirir...
Sen benim bir ömür hasretini çektiğimsin, sevdiğimsin!... Gelmesende beklediğimsin!...
Bilki, tomurcuklar açmadan kuruyorsa dalında, her bahar bir tek kan gülleri açıyorsa gülşende, ey aşk, ey sevdiğim sensin sebep...
Sende özledin mi bir gün bile olsa?... Senin de yandı mı yüreğin benim için? Gelir diye bekledin mi yollara bakıp?...
Her gece mavi bir özlem girdi mi koynuna? Yastığını ıslattı mı gözyaşların?.... Ağladın mı?...
...../
Şimdi her gece bir tren kalkıyorsa gönlümün istasyonundan sana doğru, elim kalkmıyorsa ve sallayamıyorsam verdiğin mendili ardından. Gözyaşlarım ateş olup düşüyorsa ve hüzün olup yakıyorsa düştüğü yeri, sebep sensin ey dağ çiçeğim....
Şimdi ölüme hüküm giyiyorsam her yargılandığım yerde, hüznün acılı ırmaklarında kalıyorsa hayallerim ve sonunda kırılıyorsa kalem. Bil ki sebep sensin ey aşk, ey sevgili.
Ayrılık kimi zaman bir özlem sızısı, kimi zaman derin bir kurşun yarası da olsa. Sonsuz bir acı vereceğini de bilsem, sarı bir yaprak gibi rüzgarda sürüklenmeyi tercih etmişim!...
Bilki ben sefilliği, garipliği, çölü, kimsesizliği, sahrayı, sahrada derviş olmayı, aşka mahkum olmayı, ölümü senin için seçmişim Ah!!! ... Dağ çiçeğim...
İstersen sev beni! istersen kır! Acıt, ez, öğüt, paramparça et.
Gücüm yok tükendim ey yar! Çek ipimi...
Söyle, ne desem son sözüm sorulup, zülfün boynuma dolandığında, Söyle ne etsem, nereye gitsem...
Söyle, Ah! etsem delinir mi kara bağrım? Yaralı geyikleri kurtulur mu canevimin? Kavuşur mu ruhum huzura?... Söyle Hasretini çektiğim! söyle Dağ çiçeğim...
Söyle, son sözüm sorulduğunda, tutar mı elimi aşk? Toplar mı yerlere savrulan hayallerimi? yaşatır mı anılarda?
Gücüm yok... Ah!!! Dağ çiçeğim... Tükendim artık! Çek ipimi öleyim...
... Düşlerim dağınık şimdi, kara bulutlar kümelenip durur usuma, acılar çöreklenip yüreğime yerden yere vurur beni olmadık zamanlarda. Ben seni sevdiğimden beri, ilmek ilmek hasret dokur gözlerim uzak yolların gergefine... Sevdiğimsin sen benim... Gelmesende beklediğimsin !...
Nuri Can