02-27-2007, Saat: 10:57 AM
Aynı kalsın her şey
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında, ben yarınımı..
Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş, hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı…
Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin…
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk…Şehir uyurdu…..
Zordu sevmek, biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek…
Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin…
Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten
Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı, değersizdi, duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten…
Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...
Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun
Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim
Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam, kıyına vursun…
Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana, ben yarınımı.......
Yosun tutmuş taşlar misali
Tozlu sayfalarda bıraktım sana gelen yanımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü kaybetmiştin sokağında, ben yarınımı..
Hayatın nihavent makamında
İncesaz kıvamında söylenirken şarkılar
Sanki borçlanmış gibi
Hesabı gözyaşıyla ödedik durduk
Güneş, hep şu dağın ardında saklıydı
İnadına akşam vakti sevdik maviyi
Bulutu özlemek serbest
Uzanıp yıldız koparmak yasaklıydı…
Sürgün izler bıraktım yollara
Hiç kimse bulamadı gölgemi
Özlemek zamanında yorgun gövdemi
Usulca sararken tenin
Kokumuz sinerdi yastığa hani
Dalıp gittikçe gözlerin…
Saat başları hep yüreğimizden vurdu
Alıp şehri koynumuza yattık
Korkardık bir anı eksik yaşamaktan
Biz yorulurduk…Şehir uyurdu…..
Zordu sevmek, biliyorduk
Kavgasız olmazdı emek
Emeksiz yaşanmazdı sevda
Bir yanı hep dağ yangınıydı insan
Bir yanı yağmur kokusu üşümek…
Uzamış sakalıma değerdi omzun
Kirli düşlerimi süpürürdün aklımdan
Yaramı sararken acıtmazdı ellerin
Eğilip öperdim bahar kokulu avuçlarından
Sevemedik bir türlü sabahın olmasını
Sevemedik bu şehrin uykudan uyanmasını
Her gidişte bıçak gibi sırtıma saplanırdı gözlerin…
Sevdik işte
Utandık ismine aşk demekten
Ucuz insan pazarıydı sokaklar
Satılıktı, değersizdi, duygular
Yüreksiz iklimler mevsiminde
Korktuk belki de
Kendimize bile söylemekten…
Hiçbir şey alma giderken
Bırak aynı kalsın her şey...
Arama emirlerinde geçen ismim
Pencerende dursun
Terinde kalsın
Suç unsuru taşıyan parmak izlerim
Bir tebessüm yolla bana deniz bakışlı
Sevdam, kıyına vursun…
Tozlu sayfalarda bıraktım ten yangınımı
Belki tesadüftü bu aşk
Geçip gidiyorduk öylece bu şehirden
Sen dünü sormuştun bana, ben yarınımı.......