02-27-2007, Saat: 01:01 PM
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil. Sararmış eski bir yaprak gibi saklamaya müsait değil.
Anlattığımda sana ilk gecemizde kambur bir şövalyeydim; tüm savaşları kaybetmiş, tüm ölümleri hak etmiştim ve yalnızdım senin için, sana rağmen.
Ellerimi tuttun kimsenin tutmadığı gibi ve susturdun önce kâinatı sonra beni.
Hüsrandı bizimkisi aşk değil.
“Kahramanlar” dedin “az konuş çok susarlar.” Seven söylemez, söyleyen sevmez.
“Aşk” dedin “hiç de adı gibi aşkın değildir, olsa olsa şarap kadar içkindir” ve layıkı derin bir sükunettir.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil. Yanarak kayan bir yıldız kadar anlamlı değil. Kendime küsmüştüm seni ararken, –ki ömrümün miladısın- kendimi ararken seni bulduğum kadar. Tanımlar tanımlamalarıma sığmadı sözlüklerdeki, kelimelerse karşılamıyordu aklımdakini. Be şarap değil süt aradım düşümde, sense aşka müdahil bir tarihtin rüyet dipnotlarına düştüğüm. Sevdiklerim kendim için, kendime rağmen. Terleyen avuç içlerinde fal bakmak gibi.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil.
“Yalanlar” dedin “bilinmek içindir, gerçekse yaşamak için.” Kendimi sende kaybetmek, bahara aldanmakmış. Tuttuğum çiçek soldu, yaktığım ateş dondu.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil. Işıksız bir gece, görünmez bir peçeydi gerçek yüzlerimizi örten. Aydınlık sabah değil.
Ne eksik ne fazlaydı ama yine de bir türlü tamam değil.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil.
Anlattığımda sana ilk gecemizde kambur bir şövalyeydim; tüm savaşları kaybetmiş, tüm ölümleri hak etmiştim ve yalnızdım senin için, sana rağmen.
Ellerimi tuttun kimsenin tutmadığı gibi ve susturdun önce kâinatı sonra beni.
Hüsrandı bizimkisi aşk değil.
“Kahramanlar” dedin “az konuş çok susarlar.” Seven söylemez, söyleyen sevmez.
“Aşk” dedin “hiç de adı gibi aşkın değildir, olsa olsa şarap kadar içkindir” ve layıkı derin bir sükunettir.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil. Yanarak kayan bir yıldız kadar anlamlı değil. Kendime küsmüştüm seni ararken, –ki ömrümün miladısın- kendimi ararken seni bulduğum kadar. Tanımlar tanımlamalarıma sığmadı sözlüklerdeki, kelimelerse karşılamıyordu aklımdakini. Be şarap değil süt aradım düşümde, sense aşka müdahil bir tarihtin rüyet dipnotlarına düştüğüm. Sevdiklerim kendim için, kendime rağmen. Terleyen avuç içlerinde fal bakmak gibi.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil.
“Yalanlar” dedin “bilinmek içindir, gerçekse yaşamak için.” Kendimi sende kaybetmek, bahara aldanmakmış. Tuttuğum çiçek soldu, yaktığım ateş dondu.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil. Işıksız bir gece, görünmez bir peçeydi gerçek yüzlerimizi örten. Aydınlık sabah değil.
Ne eksik ne fazlaydı ama yine de bir türlü tamam değil.
Hüsrandı bizimkisi, aşk değil.