03-02-2007, Saat: 10:50 PM
Yokluğun…
Ah o dayanılmaz yokluğun var ya… Uyutmuyor. Nefes aldırmıyor. Hiç bir şeyi yaşatmıyor. Bırak yaşatmayı. . .
Uzaktasın, ayrısın benden; sana duyduğum sonsuz sevgime, aşkıma rağmen. Var uzakta ol. Sana dokunamasam bile, yanımda göremesem bile her gün açacak bir çiçek. Senin için… Aşk için. . .
Yokluğun… Buz gibi. Zemheride bırakıyor yüreğimi. İçmeye çalıştığım bir bardak tavşan kanı çay bile ısıtmıyor içimi, okuduğum bir dolu aşk şiiri dindirmiyor yüreğimdeki sensizliği. .
Ellerimsin, gözlerimsin. Yokluğunda daha da iyi anladım bunu. Benim bunu anlamam bir şey ifade etmiyor ama… Hatta bunu anlamam sevdamı daha da büyütüyor, yüceltiyor kalbimde. Azalacağı yerde kat be kat artıyor sana olan sevgim. .
Kalbimin seni sınırsız, karşılıksız katıksız sevmesini; bülbülle gülün tutkusuna, şarkılardaki söz ve müziğin vazgeçilmez arkadaşlığına benzetiyorum. .
Ama şöyle bir düşünüyorum. . .
Çok sevmek işe yaramıyor bazı aşklarda. İşe yaramıyor demeyelim de sadece çok sevmek yetmiyor bazı aşklarda. Yani benim şu anki durumum. Gönlümün sevdiğim kişi yani senin tarafından sevilme isteğini bir tarafa bırakalım, sonsuz ve de katıksız bir sevgi ile seni seviyorum ama sen yoksun. Yokluğunla başbaşayım, seninle olmam gereken yerde. .
Nerdesin. . ? Gel. . .
Yüreğimde aşkın serinliğini, sevginin dinginliğini, aşkın heyecanlarını, kıpırtılarını hissetmek istiyorum. Seninle birlikte. . .
“Sevgi bir yürekteki yoğun duyguların, başka bir yüreğe akmasıdır. .” diye okumuştum bir yerde. Çok doğru. Yüreğine akıyor, yüreğimdeki o tarifsiz duygular. Hissediyor musun bilmem. . ?
Aşk, yüreklerin en kuytu yerindeki sürekli okşayıcı bir şarkı; bitmesi hiç istenmeyen, defalarca dinlenmek istenen. . .
Sen de yaşadığımız güzel anları düşün. Sadece aşkı… Bir aşk şarkısı eşliğinde. . .
Ben aşkı düşünüyorum şu an. Yüreğimden zihnime yansıyanlar bunlar. . ;
Bebek için ağlamak, yazar için yazmak, volkan için patlamak, kuş için uçmak, hanendeler için şarkı söylemek, çıra için yanmak, su için akmak, fırtına için esmek, yağmur için yağmak, yıldız için parlamak, sis için çökmek, miskamberler için kokmak, şair için şiir, ağaç için kök, gül için gonca, çiçek için açmak, nehir için coşmak, güneş için doğmak, bülbül için gül, sevgi için paylaşılmak ne ise yürek için aşk odur. .
Nefes almak, yaşamın nasıl ‘olmazsa olmaz’ı ise sevginin bir kıvılcımla ateşlediği aşk da yüreğin ‘olmazsa olmaz’ıdır. .
Korkulan, kaçılan ama vazgeçilemeyen, duygularımızı yüreğimizin diline bıraktıran, şaşırtan, havalara uçuran, yerden yere vuran, bizi anlatılmaz telaşa koyan. . .
Aşk böyle bir şey işte. . .
Şimdi seninle aramızda, kalbimde keskin acısını hissettiğim kahrolası ayrılık var. Var ama… Gelmeni istesem. . Gelir misin. . ?
Bilmiyorum. .
Ama şunu iyi biliyorum ki, kader hiç bir şeyi yarım bırakmıyor. . .
Ah o dayanılmaz yokluğun var ya… Uyutmuyor. Nefes aldırmıyor. Hiç bir şeyi yaşatmıyor. Bırak yaşatmayı. . .
Uzaktasın, ayrısın benden; sana duyduğum sonsuz sevgime, aşkıma rağmen. Var uzakta ol. Sana dokunamasam bile, yanımda göremesem bile her gün açacak bir çiçek. Senin için… Aşk için. . .
Yokluğun… Buz gibi. Zemheride bırakıyor yüreğimi. İçmeye çalıştığım bir bardak tavşan kanı çay bile ısıtmıyor içimi, okuduğum bir dolu aşk şiiri dindirmiyor yüreğimdeki sensizliği. .
Ellerimsin, gözlerimsin. Yokluğunda daha da iyi anladım bunu. Benim bunu anlamam bir şey ifade etmiyor ama… Hatta bunu anlamam sevdamı daha da büyütüyor, yüceltiyor kalbimde. Azalacağı yerde kat be kat artıyor sana olan sevgim. .
Kalbimin seni sınırsız, karşılıksız katıksız sevmesini; bülbülle gülün tutkusuna, şarkılardaki söz ve müziğin vazgeçilmez arkadaşlığına benzetiyorum. .
Ama şöyle bir düşünüyorum. . .
Çok sevmek işe yaramıyor bazı aşklarda. İşe yaramıyor demeyelim de sadece çok sevmek yetmiyor bazı aşklarda. Yani benim şu anki durumum. Gönlümün sevdiğim kişi yani senin tarafından sevilme isteğini bir tarafa bırakalım, sonsuz ve de katıksız bir sevgi ile seni seviyorum ama sen yoksun. Yokluğunla başbaşayım, seninle olmam gereken yerde. .
Nerdesin. . ? Gel. . .
Yüreğimde aşkın serinliğini, sevginin dinginliğini, aşkın heyecanlarını, kıpırtılarını hissetmek istiyorum. Seninle birlikte. . .
“Sevgi bir yürekteki yoğun duyguların, başka bir yüreğe akmasıdır. .” diye okumuştum bir yerde. Çok doğru. Yüreğine akıyor, yüreğimdeki o tarifsiz duygular. Hissediyor musun bilmem. . ?
Aşk, yüreklerin en kuytu yerindeki sürekli okşayıcı bir şarkı; bitmesi hiç istenmeyen, defalarca dinlenmek istenen. . .
Sen de yaşadığımız güzel anları düşün. Sadece aşkı… Bir aşk şarkısı eşliğinde. . .
Ben aşkı düşünüyorum şu an. Yüreğimden zihnime yansıyanlar bunlar. . ;
Bebek için ağlamak, yazar için yazmak, volkan için patlamak, kuş için uçmak, hanendeler için şarkı söylemek, çıra için yanmak, su için akmak, fırtına için esmek, yağmur için yağmak, yıldız için parlamak, sis için çökmek, miskamberler için kokmak, şair için şiir, ağaç için kök, gül için gonca, çiçek için açmak, nehir için coşmak, güneş için doğmak, bülbül için gül, sevgi için paylaşılmak ne ise yürek için aşk odur. .
Nefes almak, yaşamın nasıl ‘olmazsa olmaz’ı ise sevginin bir kıvılcımla ateşlediği aşk da yüreğin ‘olmazsa olmaz’ıdır. .
Korkulan, kaçılan ama vazgeçilemeyen, duygularımızı yüreğimizin diline bıraktıran, şaşırtan, havalara uçuran, yerden yere vuran, bizi anlatılmaz telaşa koyan. . .
Aşk böyle bir şey işte. . .
Şimdi seninle aramızda, kalbimde keskin acısını hissettiğim kahrolası ayrılık var. Var ama… Gelmeni istesem. . Gelir misin. . ?
Bilmiyorum. .
Ama şunu iyi biliyorum ki, kader hiç bir şeyi yarım bırakmıyor. . .