:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: eL iLe Doyum.. İstimna ..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Masturbasyon, el ile tatmin denen bu olay, kişinin cinsel organı ile oynamak suretiyle doyuma gitmesidir. Bu adet genellikle 13-15 yaşlarındaki erkek ve kızlarda görülür. Değişik sebeplerle bu yaşın üzerindekilerde daha az görüldüğü ileri sürülmektedir.

Cinsel organın el veye ne olursa olsun, herhangi bir cisme sürtünmesi veya göğüslerinde yahut göğüs uçlarında ve diğer cinsel bölgelerde sıkıştırma ve benzeri baskılarla yapılan bir uygulamadır. Maksat orgazm olmaktır.

Hristiyanlık da Masturbasyon 4

VII. yy'da Canterbury'li Thedoros erkek ve kadının mastürbasyonu gibi ahlak suçları işleyenlere muamele konusunda bir tövbe yayınladı. XIII. yy.'da Thomas Aquinas cinsel sapkınlıklar arasında mastürbasyonu da sayıyor, bu eylemi mantığa aykırı buluyordu. Üremeye katkı sağlamıyordu. Bu yüzden ensest, zina ve tecavüzden daha yanlıştı.

Erkek mastürbasyonunun dehşeti bugün hala Roma Katolik Kilisesi'nin cinsel ahlak kılavuzlarında yer almaktadır ve "ciddi bir rahatsızlık" olarak nitelendirilmektedir. Bunun sebebi, kısmen değerli meninin "yanlış kullanımı" ve "ziyan olmasıdır". bununla beraber kadın mastürbasyonu göz ardı edilmiş veya önemsenmemiştir.

Denildiğine göre mastürbasyon, "Kutsal Kitap'ın bu günahı açıkça, ismiyle kınadığı kanıtlanmasa bile", 1054 tarihli bir karardan bu yana "ciddi bir şekilde hastalıklı bir eylem" olarak görülmüştü. Gayri meşru sayılıyordu, çünkü "bütünüyle gerçek sevgi bağlamında karşılıklı kendini vermenin ve insanın ürmesinin anlamından" yoksundu.

XVI. yy.'a kadar erkek menisi "neredeyse insan" olarak görülüyordu. Mastürbasyon, gece kirlenmesiyle meninin harcanmasından korkuluyordu.

İslam da Masturbasyon

İslam alimlerinin bazıları evlilik dışı her türlü cinsel doyumu haram saymışlardır. Delil olarak da şu ayetleri göstermişlerdir:
"Ve onlar ki, iffetlerini korurlar; Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir." (Müminun Suresi : 5-7)

"Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir." (Mearic Suresi 30-31)

İslam alimlerinin çoğunluğu, buradaki aşırı gitmeden, evlilik dışında başka bir kadınla birleşmeyi anlamışlar ve elle doyumu bu birinci derece haramlar arasında saymamışlardır.

Allah Resulu şöyle buyurur:
"Cinsel organıyla oynayan bir millete Allah azab etmiştir."
"Elini nikahlayan mel'undur"
"Elle boşalan lanetlidir"

Bu hadis-i şerif kesin bir hükümle, masturbasyon olayını yasaklamaktadır. Ancak İslam alimlerinden bazıları bu hadisin, sahih hadis kitaplarına girecek kadar sağlam senetli olmadığı için, helal-haram bağlamında delil olamayacağını savunurlar. Bazı Hanefi ve Hanbeli alimleri eşi olmayan birinin, alışkanlık haline getirmemek şartıyla bu sıkıntısını giderebileceği görüşündedirler. Ancak bu sadece bir zaruret kapısıdır. Zina tehklikesine düşmemek ve çok fazla zihni meşgul etmemek içindir. Asıl olarak helal değildir. Bunu hiçbir İslam alimi savunmamıştır. İki tercih arasında kalan bir müslüman zararı daha az olanı tercih etmelidir. Bu bir fıkıh kuralıdır. Eğer bir müslüman, zina yapabilecek kadar kontrolünü kaybetmişse, daha hafif olan bu yolu tercih eder ve zina tehlikesinden kendisini kurtarır.

Bu konudaki görüşler:

* Keyfi olarak şehvetini gidermek için el ile menisini getirmek haramdır. Ancak şehveti kendisine galebe çalıp da karısı veya cariyesi bulunmazsa, şehvetini teskin için bunu yaptığında günahkar olmayacağı umulur.(İbni Abidin)
* Böyle bir kimse zina edeceğinden korkarsa, el ile meni getirerek şehvetini teskin etmesi vacip olur. (Ebu Leys)
* Şehveti galebe çalar da, onu teskin için yaparsa cezalanmaması umulur. (Fethu'l-Kadir)
* Şafi ve Maliki mezhebine göre zevcenin elinde mastürbasyon etmesinde bir sakınca yoktur. (Mürşit 4, İlmihal)

Çok az fıkıh aleminin kadınlar konusunda bu konuya değindiği genellikle erkeklerle ilgili bu konunun ele alındığı, bu konuya değinenlerden Mücahid şöyle demiştir: "Bundan önce geçmiş olanlar genç erkeklerin istimnadan uzak kalmalarını emrederdi.. bu konuda kadının durumu ile erkeğin durumu arasında fark yoktur".

Masturbasyon'un İslami hükmü konusunda mezhepler arasında bazı farklılıklar vardır.

* Hanefi, Şafii ve Maliki mezhebine göre masturbasyon:
o
İmam Mâlik; "onlar eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar; doğrusu bunlar yerilemezler. Bu sınırları aşmak isteyenler; doğrusu bunlar aşırı gidenlerdir" âyetine dayanarak, bu fiilin sınırı aşmaya dahil ve haram olduğunu ileri sürmüştür. 7
o
Mezkür fiil İmam ŞÃ¢fiî'nin son içtihadına göre haramdır.
o
Hanefîlere göre tahrimen mekruhtur; ancak "yapmadığı takdirde zinâya düşeceğinden korkan bir gencin affedileceği umulur." denilmiştir. alışkanlık yaptığı ve sıhhati bozduğu takdirde yasak fiiller arasında gireceği şüphesizdir.
* Hanbeli mezhebine göre ise, "meni, vücudun dışarı atmaya muhtaç olduğu birşeydir; onu eliyle atan, kan aldıran gibidir ve caizdir." Ancak Hanbelî fukahâsı bunu "zinâya düşme tehlikesi ve evlenme imkânından mahrum bulunma" şartlarına bağlamışlardır. zina korkusu olduğu zaman mübah olur, değilse haramdır. 7

Bu şartlar gözönünde bulundurulacak olursa, elle boşalmanın hükmünü herkes vicdanında daha iyi verebilir. ancak insan fıtratı bunu hoş karşılamaz: yaptıktan sonra pişmanlık duygusu gelen bir fiilin kesin olarak helalliğine hiçbir müslüman inanmaz ve bu yolu çözüm olarak göremez. Haramlar bellidir. Helaller bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır. En güzeli bunlardan uzak durmaktır. Niteki tıp otoriteleride aşırı alışkanlık haline getirilen masturbasyonun ruhi ve fizyolojik zararlarını ortaya koymaktadır.

Hafta'da bir defayı aşan istimnanın yol açtığı zararlar hakkında doktorlar şunları söylemektedir: 6

* Bez ve sinirler üzerinde bitkinlik meydana getirir. Çalışan unsurlar iltihaba uğrar ve yavaş yavaş mahvolur.
* Alışkanlık kazanıldıktan sonra terk edilmesi zordur. Bu yüzden bu kimseler evlenemezler. Evlenmiş olsalar bile bu fena alış kanlığa devam ederek devam ederek boş yere sinirleri yorarlar.
* Tenasüli Nervasteni (Sinir Yorgunluğu) oluşur.
* Tenasüli nervasteni genel nervasteni ile karışır:
o Hafıza ciddi şekilde zayıflar
o Vücut ne bedeni ne de fikri görev yapamaz hale gelir.
o Şiddetli başağrıları, uykusuzluk,çarpıntı, iştahsızlık vücudu edeta yıkar, kuvvetten düşürür, zayıflatır.
CENÂBET

Boy abdesti (gusül) almayı gerektiren durum; büyük abdestsizlik hâli; bu durumda olup da henüz gusletmemiş olan kimse.

Cenâbet olan, yani cinsî münasebette bulunmuş yahut rüyada ihtilâm olmuş veya birine bakmakla ya da dokunmakla kendisinden şehvetle inzal vaki olmuş kimseye cünüp bu durumuna da cenâbet denir.

Cinsî münasebetle meni gelmese de kişi cünüp sayılır. Bunun için sünnet mahallinin kadının cinsel organında kaybolması gerekir. Übey b. Ka'b'tan rivayete göre, Rasûlullah (s.a.s.), İslâm'ın ilk yıllarında elbisenin azlığından dolayı, inzalsiz cima hâlinde yıkanmamayı bir ruhsat kıldı. Daha sonra ise guslü emretti: Ruhsatı kaldırdı. Ebû Dâvud şöyle der: "Übey bununla sudan dolayı suyu kasdetmiştir. Bu da meninin gelmesinden dolayı guslün gerektiğini ifade etmektedir." (Ebû Dâvud, Tahare, 381; İbn Mâce, Tahare, 111; Ahmed b. Hanbel, V, 115-116) Bu hadisten anladığımıza göre inzalsiz cima'ın hükmü cünüplüktür ve guslü gerektirir.

Bu durumda olan kişi için Hanefiler: "Meni gelse de gelmese de bu durumda kişi cünüptür. Yani kadın ve erkek her ikisi de cünüp olur" demişlerdir.

Ölü veya diri bir hayvanın dübürüne haşefenin (cinsel organın ucu) girmesi ise, guslü icap ettirmez ve kişi cünüp olmaz. Fakat bu durumda meni gelirse cünüplük vaki olur. Bu tür yönelişler her devirde görülebildiği ve cinsel bir sapma olduğu için İslâm' da yasaktır ve cezası vardır.

ŞÃ¢fiîler, inzalsiz cima'ın hükmü konusunda Hanefilerle aynı görüşü paylaşıyorlar. Bu konuda İmam ŞÃ¢fiî (rh.a.) şöyle demiştir: "Arap dili, cenabet kelimesinin cinsî münasebet manasına gelmesini gerektirir, isterse meni çıkmasın. Çünkü birisine filanca falan kadından cünüp oldu deseler, meni inmese bile hemen o kadınla cinsî münasebette bulunduğunu anlar. Böylece, sadece içeriye girmenin guslü icap ettirmesi konusunda kitap ile sünnet birbirini desteklemiş oluyor." (İbn Hacer el-Askalanî, Buluğü'l Meram, Trc. ve Şerh A. Davudoğlu, I, 145-146).

ŞÃ¢fiîler, Hanefîlerden farklı olarak

"Kişi baliğ olmasa bile cünüp olur" demişlerdir. (Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı, I, 94-95).

İslâm alimlerinin çoğunluğunun bu konuda ittifak etmelerine sebep teşkil eden bir hadis-i şerifte de Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Erkek, kadının dört dalı (kolları ve bacakları) arasına oturur, (erkek) sünnet mahallini (kadının) sünnet mahalline bitiştirirse, (inzal vuku bulsun bulmasın) guslü gerektirir." (Buharî, Gusl, 28; Müslim, Hayz 28; Ebû Dâvud, Terceme ve Şerhi, 1, 384).

Erkek veya kadından ihtilâm, oynaşma, bakma, düşünme veya benzeri sebeplerle meninin gelmesiyle kişi cünüp olur.

Bir kimse uykuda iken rüya görme yoluyla boşalırsa cünüp sayılır. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişi uyandığında, elbiselerinde veya yatağında herhangi bir ıslaklık ile karsılaşmazsa, Hz. Peygamber (s.as.)'in şu emirlerine göre hareket eder: "Rasulullah (s.a.s.)'a ihtilâm olduğunu hatırlamadığı halde (çamaşırında) ıslaklık bulan adam(ın) durumu soruldu. Efendimiz, Gusletsin buyurdular. İhtilâm olduğunu gören, fakat ıslaklık görmeyen kişinin durumu sorulduğunda, Gusûl gerekmez buyurdular. Ümmü Süleym, (ihtilâm olan kadın için; Bunu gören kadına da gusül icap eder mi? diye sordu. Rasûlullah Evet, çünkü kadınlar erkeklerin benzeridirler şeklinde cevap verdi." (Ebû Davud Terceme ve Şerhi, Tahare, I, 423; Tirmizî, Tahâre 82). Sarhoş ve baygın kimseler de aynı durumdadır.

Cünüp olan kimse idrarını yapmadan veya çokça yürümeden yıkanıp da bilâhare kendisinden nutfenin geri kalanı çıkacak olsa tekrar yıkanması gerekir.

Kadınlarda meninin dışarıya çıkması çok az vaki olduğu için, rüyada ihtilam olan bir kadın ihtiyaten yıkanmalıdır. Kişi karısı ile oynaşır veya bakar yahut da cinsî tahrike sürükleyen şey hakkında düşünür de bu yünden cinsel organından lezzet duymak şartıyla meni gelirse cünüp olur.

Oynaşma veya öpüşme anında erkekten de kadından da mezi gelebilir. Mezi, beyaza çalan yapışkan bir sıvıdır. Mezinin gelmesi cünüplüğü gerektirmez, fakat meni ile meziyi iyi ayırdetmek lâzımdır. Bu konuda Ali (r.a.)

"Ben, mezisi çok gelen biriydim. (Meniye kıyas ederek) yıkanmaya başladım. Öyle ki, sırtım çatladı. Bunun üzerine durumu Rasûlullah (s.a.s.)'a anlattım -veya anlatıldı- Rasûlullah: Böyle yapma. Meziyi gördüğünde tenasül organını yıka ve namaz için abdest aldığın gibi abdest al. Meni çıktığında ise guslet buyurdu." (Ebû Dâvud Terceme ve Şerhi, I, 371; Nesâî, Tehare, 179)

Hanefî ve Mâlikîlere göre meni pistir. ŞÃ¢fiî ve Hanbelilere göre ise temizdir.

Elle tatmin yolu (mastürbasyon) da cünüplüğü gerektiren fiillerdendir. Mastürbasyon için açık bir nâs, emir veya yasak yoktur, fakat zina tehlikesini önlemek için bu yola başvurulabilir.

Yüksek bir yerden atlamak veya idrardan sonra yahut kişinin beline vurulması sonucu meninin gelmesi kişiyi cünüp etmez. Abdest almak yeterlidir. (Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı, I, 94).

Cenâb-ı Allah, cünüp olan kişinin cünüplükten kurtulması için "...eğer cünüp olursanız, yıkanıp temizlenin... Yahut da kadınlara dokunmuşsanız, su bulamazsanız o vakit tertemiz toprakla teyemmüm edin. " (el-Maide, 5/6) buyurarak yol göstermiştir. Yüce Allah, cünüp olan kişinin suyla gusletmesi gerektiğini, eğer su bulamazsa, yahut yıkanması hâlinde hastalıktan korkarsa, teyemmüm ederek bu durumdan kurtulması gerektiğini bildiriyor. (Geniş bilgi için bk. Gusl ve Teyemmüm.)

Cünüp olan kişi ikinci defa cinsi temasta bulunmak isterse, gusletmeden kadına yaklaşabilir. Nitekim, Rasûlullah da böyle yapmıştır. Enes b. Malik (r.a003.gif'den rivayet edilmiştir: "Rasûlullah bir gün (bütün) hanımlarıyla (cinsî) temasta bulundu ve en sonunda bir kere gusül abdesti aldı" (Buhârî, Nikâh,102; Nesâî, Tahare 169; İbn Mâce, Tahare, 102). İki temas arasında gusletmek sadece müstehaptır. Bir kimse cünüp olduğu halde uyumak istiyorsa, Rasûlullah'ın Hz. Ömer'e "Abdest al, zekerini yıka, sonra uyu" (Buharî, Gusl, 3, 27) buyurduğu gibi, abdest alıp cinsel organını da yıkayarak uyuyabilir.

Cünüp iken yemek yeme, su içmek, yatmak ve Allah'a zikretme gibi eylemlerde bulunmak caizdir. Hz. Âişe (r.an), "Rasûlullah (s.a.s.) cünüp olarak yatmak istediği zaman namaz abdesti gibi bir abdest alırdı." demektedir. (İbn Mâce, Tahare, 99).

Ebû Hüreyre'den rivayet olunduğuna göre, cünüp iken, Rasûlullah (s.a.s.) ona rastlamış. Ebu Hüreyre gizlice oradan sıvışıp gitmiş. Bunun üzerine Peygamber (s.a.s.) onu araştırmış. Geldiği zaman ona neredeydin ey Ebu Hüreyre! diye sormuş; kendisi de, " Ya Rasûlallah, ben cünüp iken bana rastladınız. Gusletmedikçe huzurunuzda oturmayı uygun görmedim diye cevap vermiş. Hz. Peygamber (s.a.s.) "Mümin necis olmaz" buyurmuştur." (Buharî, Gusl, 23; İbn Mâce, Tahare, 80).

Rasûlullah (s.a.s.), cünüplükten yıkanmak istediği zaman ilk önce namaz abdesti gibi bir abdest alır, bilâhare yıkanırmış. Nitekim Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimizin boy abdesti alışını şöyle anlatıyor:

"Peygamber (s.a.s.) cenabetten yıkanmak istediği zaman, ellerini yıkamayla başlardı. Sonra namaz için abdest alır gibi bir abdest alırdı. Sonra ellerini suya sokup, saç diplerini oğuştururdu, bilâhare avuçları ile üç defa başına su dökerdi. En sonunda suyu tüm vücuduna dökerdi." (Buharî, Gusül, 1)

Cünüplükte fazla beklememek ve ilk namaz vaktinden önce gusül abdesti almak gerekmektedir. Bir namaz vaktini hiçbir özür yokken cünüp geçiren kimse sorumlu duruma düşer.

Ali (r.a.), Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "İçinde resim, köpek ve cünüp bulunan eve melekler girmez. " (Ebû Dâvud Libas,129; Nesâî, Tahare,167) Hadisten de anlaşıldığına göre guslü geciktirerek cünüp kalmaya devam etmek ve namaz vaktini geciktirmek tehlikelidir. Hadiste kastedilen cünüplük, namaz vaktini geçirmeye sebep olan cünüplüktür. Rasûlullah cünüp olarak bazen uyur ve sabah namazı vakti girmeden uyanıp gusledermiş. Ramazan gecelerinde kişi imsaka kadar cünüp olduğu halde uyuyabilir ve imsaktan önce gusledip oruca başlayabilir.

Cünüplük insanı yaşanan faal hayatın dışında tutar. Cünüp dolaşmak bir mümini rahatsız eder. Çünkü nafile namaz bile kılmak istese bunu yapamaz. Oruç tutamaz.

Cünüp olana haram olan şeyler: 1. Namaz kılamaz. Allah (c.c.), cünüp olan kişinin temizleninceye kadar namaza yaklaşmasını, yasaklamıştır:

"Ey iman edenler... Cünüp iken de gusledinceye kadar namaza durmayın. " (en-Nisa, 4/43).

2. Oruç tutamaz. Eğer uykuda ihtilâm olunup da sabahleyin bunun farkına varılırsa hemen gusledilip oruca devam edilmelidir. Fakat cünüp olarak oruç tutulamaz.

3. Cünüp olan kişi Kur'an okuyamaz. Cumhûr'a göre cünüp olan kişinin Kur'an okuması haramdır. Hz. Ali, "Cünüplükten başka hiçbir şey O'nu (Rasülullah'ı) Kur'an okumaktan alıkoyamazdı." (Ebu Dâvud Terceme Şerhi, I, 405; Nesâî, Tahare, 170) demiştir.

4. Kur'an'a el süremez, kendisine Kur'an okunmaz. "Şüphesiz bu, korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir. " (el- Vâkıa, 56/77-79).

5. Kâbe'yi tavaf edemez.

6. Mescide giremez. Camide iken ihtilâm olan kişi, hemen mescidi terketmelidir. Kapıların kapalı olması halinde zarurete binaen caizdir. Rasûlullah, "Şu evlerin (kapılarını) çeviriniz. Çünkü ben mescidi hayız ve cünüplere helâl görmüyorum" buyurdular. (İbn Mâce Tahare, 126).

7. Namaz kıldıramaz. Cünüp olduğu halde unutarak cemaate namaz kıldıran kişi, hatırlar hatırlamaz namazı terk etmeli ve guslederek namazına devam etmelidir.
Cok cok tesekkürLer arkadasim
Ben Tskr Edrim Nur..
Saol Smile