03-10-2007, Saat: 06:49 PM
Durduk yere ayrıldık birden
Oysa hiç tartışmamıştık...
Sesimizi bile hiç yükselmedik
Hatırlamıyorum...
Çünkü sen hep yoktun...
Ben o ihaneti, o sevgi cinayetini gördüm...
Hasetimden, gölgeme kurşun sıktım öldürdüm...
Seni geçen gün yine onunla görmüşler…
Var ya hani o uzun boylu zengin olan...
Bu gecede onunla hesaplaşacağız...
Eski gardaki meyhanede...
Biliyorum gelmeyecek, korkuyor benden...
Öyle oldu, uzun süre bekledim...gelmedi...
Gelemezdi zaten, çünkü haberi yoktu...
Önceki gün Kumkapıya gittim, efkar dağıttım...
Bol bol sohbet ettim, rakı içtim....
Ama masam boştu......
Olsun sen vardın ya.. beynimin içinde...
Göz kapaklarımın her kıpırtısı fotoğrafını çekti...
Bir sonbahar çiçeği kadar hüzünlü...
İlkbahar çiçeği kadar şuh
Bir yaz gülü kadar hınzırdın...
Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum..
Her yudumda seni içtim...
Dut gibi sarhoşum...
Bil ki sarhoşluğum rakıdan değil...
Hasretliktendir…
Durduk yerde kayboldun yine...
Ben senim, sen de ben...
Biliyorum bu kentin bir yerlerinde gizleniyorsun...
Belki bir cami avlusunda, belki bir başka gönülde…...
Yüreğim hala yangınlarda
Nişantaşın’da gördüm seni... Yanında o uzun adam
Hani o zengin olan...
Artık bu ihanete dayanamıyorum….
Gölgelerle, hayallerle savaşım...
En gıcığına 4 kurşun sıktım...
Hayallerimin boğazını sıktım...
Çünkü gücüm onlara yetiyor...
İşte gördün mü
Durduk yere ayrıldık birden
Oysa hiç tartışmamıştık...
Sesimizi bile hiç yükselmedik
Hatırlamıyorum...
İtirafımdır...
Beni artık tanımasan da seni hala seviyorum...
Binlerce aşk öyküsünden biri
Oysa hiç tartışmamıştık...
Sesimizi bile hiç yükselmedik
Hatırlamıyorum...
Çünkü sen hep yoktun...
Ben o ihaneti, o sevgi cinayetini gördüm...
Hasetimden, gölgeme kurşun sıktım öldürdüm...
Seni geçen gün yine onunla görmüşler…
Var ya hani o uzun boylu zengin olan...
Bu gecede onunla hesaplaşacağız...
Eski gardaki meyhanede...
Biliyorum gelmeyecek, korkuyor benden...
Öyle oldu, uzun süre bekledim...gelmedi...
Gelemezdi zaten, çünkü haberi yoktu...
Önceki gün Kumkapıya gittim, efkar dağıttım...
Bol bol sohbet ettim, rakı içtim....
Ama masam boştu......
Olsun sen vardın ya.. beynimin içinde...
Göz kapaklarımın her kıpırtısı fotoğrafını çekti...
Bir sonbahar çiçeği kadar hüzünlü...
İlkbahar çiçeği kadar şuh
Bir yaz gülü kadar hınzırdın...
Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum..
Her yudumda seni içtim...
Dut gibi sarhoşum...
Bil ki sarhoşluğum rakıdan değil...
Hasretliktendir…
Durduk yerde kayboldun yine...
Ben senim, sen de ben...
Biliyorum bu kentin bir yerlerinde gizleniyorsun...
Belki bir cami avlusunda, belki bir başka gönülde…...
Yüreğim hala yangınlarda
Nişantaşın’da gördüm seni... Yanında o uzun adam
Hani o zengin olan...
Artık bu ihanete dayanamıyorum….
Gölgelerle, hayallerle savaşım...
En gıcığına 4 kurşun sıktım...
Hayallerimin boğazını sıktım...
Çünkü gücüm onlara yetiyor...
İşte gördün mü
Durduk yere ayrıldık birden
Oysa hiç tartışmamıştık...
Sesimizi bile hiç yükselmedik
Hatırlamıyorum...
İtirafımdır...
Beni artık tanımasan da seni hala seviyorum...
Binlerce aşk öyküsünden biri
