03-23-2007, Saat: 02:10 PM
*Hoşçakal Yalancı Bahar*
Sana birikirken kapkara bir yolun başlangıcında buldum gözlerimi. Yaşamın tam içinde debelenip dururken, kendimi o keskin çizginin dışında buldum birden. Ne olduğunu soramadım kendimden korkarak. Kimsenin bilmediği o korkak yanımı ortaya çıkaramadım.
Sonra düşlerimin içine girişinle hayal ve gerçek birbirine karıştı. Uykuların bitiminde başlayan düşlerle zamandan haberi olmayan günlere cesaretimi bıraktım. Artık sana bile savunmasızdım. Kimin istediğini bilmeden beni ben yapan ne varsa ortalığa dağıttım. Kendinden bihaber yaşayan suskunluklarımın farkına vardım daha önce hiç anlamı yokmuş gibi sanki. Yakın zamanda ardı ardına gelecek gözyaşlarının habercileri... Önceden sezemedim. Olan biten, bunalım dolu, umursanmadan geçen bir zaman yalnızca göremeyen gözlere..
Hadi bakalım yok ol şimdi. Savurabildiğin kadar uzağa savur benden parçalarını. Bende olmayan cesarete sahipsen yada bir cesaret bulabildiysen herhangi bir emanetçiden. Sonsuza kadar geri gelmeyecekmiş gibi savur kendini. Kapat ve git perdelerini. Bunu yapmalısın ki benim aşka hiç güvenim kalmamalı artık. Asla umut etmemeliyim düşlerin içinde bile gözlerini. Aklımın içinde dolaştırmamalıyım seni.
Şimdi acı veren halinle durduğun yerde olmamalısın. Böyle olması gerekli. Çünkü aşk kırılma noktalarında boynuma sarılıp daha da dibe çekmemeli beni. Ben sadece sevdiğim için ve kaybedeceğimi bildiğim için ağlamak zorunda kalmamalıyım. Karanlık dolu odaların içinde sanki bütün damarlarımın içini boşaltırcasına içimdeki kanı acı mürekkep olarak kullanmamalıyım. Sona yaklaştığımı bildiğim anda acıya yeniden uyanmamalıyım.
Sen artık ne yaparsan yapmalısın. Belki anlaşılmaz bir sevdanın kucağında oturup karışırsın yalan dolan yaşama. Belki bir acının içinde doğmak istersin merak edip kahredici sızıları. Unutuluşun içine düşüp de kurtarılmamayı bekleyen bir ruhtan uzaklaşma zamanı gelmiştir yani. Yazılanlara hiçbir anlam veremeyen dillere inat bende çekip gitmeliyim buralardan... Sonu gelen sonsuzluğa kadar... Hoşçakal yalancı bahar!..
Sana birikirken kapkara bir yolun başlangıcında buldum gözlerimi. Yaşamın tam içinde debelenip dururken, kendimi o keskin çizginin dışında buldum birden. Ne olduğunu soramadım kendimden korkarak. Kimsenin bilmediği o korkak yanımı ortaya çıkaramadım.
Sonra düşlerimin içine girişinle hayal ve gerçek birbirine karıştı. Uykuların bitiminde başlayan düşlerle zamandan haberi olmayan günlere cesaretimi bıraktım. Artık sana bile savunmasızdım. Kimin istediğini bilmeden beni ben yapan ne varsa ortalığa dağıttım. Kendinden bihaber yaşayan suskunluklarımın farkına vardım daha önce hiç anlamı yokmuş gibi sanki. Yakın zamanda ardı ardına gelecek gözyaşlarının habercileri... Önceden sezemedim. Olan biten, bunalım dolu, umursanmadan geçen bir zaman yalnızca göremeyen gözlere..
Hadi bakalım yok ol şimdi. Savurabildiğin kadar uzağa savur benden parçalarını. Bende olmayan cesarete sahipsen yada bir cesaret bulabildiysen herhangi bir emanetçiden. Sonsuza kadar geri gelmeyecekmiş gibi savur kendini. Kapat ve git perdelerini. Bunu yapmalısın ki benim aşka hiç güvenim kalmamalı artık. Asla umut etmemeliyim düşlerin içinde bile gözlerini. Aklımın içinde dolaştırmamalıyım seni.
Şimdi acı veren halinle durduğun yerde olmamalısın. Böyle olması gerekli. Çünkü aşk kırılma noktalarında boynuma sarılıp daha da dibe çekmemeli beni. Ben sadece sevdiğim için ve kaybedeceğimi bildiğim için ağlamak zorunda kalmamalıyım. Karanlık dolu odaların içinde sanki bütün damarlarımın içini boşaltırcasına içimdeki kanı acı mürekkep olarak kullanmamalıyım. Sona yaklaştığımı bildiğim anda acıya yeniden uyanmamalıyım.
Sen artık ne yaparsan yapmalısın. Belki anlaşılmaz bir sevdanın kucağında oturup karışırsın yalan dolan yaşama. Belki bir acının içinde doğmak istersin merak edip kahredici sızıları. Unutuluşun içine düşüp de kurtarılmamayı bekleyen bir ruhtan uzaklaşma zamanı gelmiştir yani. Yazılanlara hiçbir anlam veremeyen dillere inat bende çekip gitmeliyim buralardan... Sonu gelen sonsuzluğa kadar... Hoşçakal yalancı bahar!..