03-24-2007, Saat: 10:23 PM
Bu Kadarı da Fazla !
ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı.
Başımıza taş yağar mı?
1971´de Avustralya´da Sydney´de gökten altın sarısı yağmur yağmaya başladı, yapış yapıştı ve boyuyordu. Sonradan balarısı polenlerinin buna neden olduğu anlaşıldı.
1976´da 3 Mart´da ABD´de Kentucy´de gökten taze et parçacıkları yağmaya başladı. İşin tuhafı gökte bulut yoktu, uzmanlar bunların at eti parçaları olabileceğini söylediler fakat tam bir açıklama yapılamadı.
Ama 25 Temmuz 1973´de ABD´de Albany´de saat 16:15´de gökten yağan binlerce kağıt gerçek anlamda bir bilinmeyendir. Üçte ikisi beyaz olan kağıtlarda, hiç anlaşılamayan garip formüller, şekiller ve grafikler vardı, hiçbir uzman bunların ne olduklarını anlayamadı. Kent iki günde ancak temizlendi.
Gerizekalılar tarikatı
Hong Kong Hükümeti, Zion Tarikatı´nın lideri olan Leung Yat-Wah´a karşı dava açtı. Yüzyılın en inanılmaz davalarından birisi olan davanın konusu şu; Wah, 2000 müridine çok büyük miktarlarda hidrojen peroksit içirmişti. Haziran ayında Kanada´dan deniz yoluyla getirilen peroksit, küçük şişeler içinde satılmıştı. Tarikatın lideri peroksitin boğaz ağrısından, AIDS´e kadar herşeye iyi geldiğini söyleyince, 2000 kişi şişelerce peroksiti bir güzel içtiler. Herbir şişe 2.70 pound´a satılmıştı. Kimyasal deneyler sonunda anlaşıldı ki, içenlerin vücütlarındaki oksijen habbeleri büyümüş, soluk almaları zorlaşmış ve kalp krizi geçirenler olmuştu. Bunun dışında müridlerde isilikler çıkmış, baş dönmeleri başlamış ve ishal başlamıştı. Bunlar yan etkilerdiler ama Lider Wah, ruhlarının ve bedenlerinin temizlendiğini söylüyordu. Müridlerden 28 yaşındaki öğretmen Hosanna Law Chor-Hing, üç hafta boyunca günde 75 damla peroksit aldıklarını ve aynı dozun çocuklara da verildiğini söyledi. Lider Wah, 1991´den beri tarikatın başında ama geçen yıl Kanada´dan kovulmuştu.
Soğan hırsızı
ABD, Michigan, Ypsilanti´deki Burger King dükkanına sabahın ilk saatinde giren bir adam, silahını çekerek, kasadaki paraları istedi. Kasiyer kız, bir sipariş alıp, ücretini kasaya yazdıktan sonra kasanın açılabileceğini sdğukkanlılıkla söyleyince adam durakladı ve kızarmış soğan halkası sipariş verdi ama kız bu kez, soğan halkalarının kahvaltı saatinde verilmediğini söyledi ve siparişi reddetti. Bunun üzerine adam başını sallayarak tabancasını cebine soktu, arkasını dönerek dükkandan çıkıp gitti. Soygundan vazgeçmişti
Akrebin huyu
Batı İran´da bulunan Ilam bölgesinde, Zade ailesi bir akrep yüzünden toptan ölümden döndü. Akrep evdeki çaydanlığın içine saklanmıştı. Anne Hadi Zade çaydanlığı alarak çalkaladı ve suyla doldurarak ateşin üzerine koydu ama akrep çaydanlığın eğik boru biçimindeki ağız kısmına kaçarak saklandı. Fakat suyun kaynaması ve ısının artması sonucunda haşlanmadan evvel, tüm zehirini suya akıttı. Çaya karışan zehir beş kişilik ailenin tümünü zehirledi, kısacası paçayı zor kurtardılar. Akrep ise çaydanlığın içinde pişmiş olarak bulundu. Uzmanlar, akrep zehirinin sadece kan yoluyla etki yaptağını biliyorlar ama beş kişinin nasıl olup ta içtikleri çaydan zehirlendiklerini anlayamıyorlar.
Okun marifeti
Portland Üniversitesi tıp fakültesi acil servis doktorları, bir gece kafasına av oku saplanmış bir adamla karşılaştılar ama bu adam hastaneye alınmadı. Tony Roberts 25 yaşındaydı, hafta sonu tatilinde bir arkadaşı bira şişelerine ok atarken hedefi şaşırmış ve ok gelip Tony´nin sağ gözüne girmişti. Doktorlar okun sadece bir mm. sola kayması halinde ana kan damarının kesileceğini ve öleceğini belirttiler. Nörocerrah Dr. Johnny Delashaw, okun beyne 20-25 cm girmiş olarak kafanın arkasından çıkmış olduğunu ve belki de çok önemli damarların kopmuş olabileceğini belirtiyordu, üstelik Delashaw Tony´nin oku çekip çıkarmaya çalışarak kendisini öldürme noktasına geldiğini de söylüyordu. Ok yerinden çıkarıldı ameliyat tahminlerin aksine çok kolay geçti, hiçbir damar ve hayati merkez zarar görmemişti. Bütün bunlardan sonra Tony hastane masraflarına itiraz edince kıyamet koptu çünkü Tony´nin ve oku atan arkadaşının meslekleri ortaya çıkmıştı; ikisi de tehlikeli film sahnelerinde oynayan birer dublördüler. Olay, kaza falan değildi, oturup tehlikeli bir sahnenin provasını yapmışlardı. Sonuçta hala sigorta kavgaları sürmekte...
ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı.
Başımıza taş yağar mı?
1971´de Avustralya´da Sydney´de gökten altın sarısı yağmur yağmaya başladı, yapış yapıştı ve boyuyordu. Sonradan balarısı polenlerinin buna neden olduğu anlaşıldı.
1976´da 3 Mart´da ABD´de Kentucy´de gökten taze et parçacıkları yağmaya başladı. İşin tuhafı gökte bulut yoktu, uzmanlar bunların at eti parçaları olabileceğini söylediler fakat tam bir açıklama yapılamadı.
Ama 25 Temmuz 1973´de ABD´de Albany´de saat 16:15´de gökten yağan binlerce kağıt gerçek anlamda bir bilinmeyendir. Üçte ikisi beyaz olan kağıtlarda, hiç anlaşılamayan garip formüller, şekiller ve grafikler vardı, hiçbir uzman bunların ne olduklarını anlayamadı. Kent iki günde ancak temizlendi.
Gerizekalılar tarikatı
Hong Kong Hükümeti, Zion Tarikatı´nın lideri olan Leung Yat-Wah´a karşı dava açtı. Yüzyılın en inanılmaz davalarından birisi olan davanın konusu şu; Wah, 2000 müridine çok büyük miktarlarda hidrojen peroksit içirmişti. Haziran ayında Kanada´dan deniz yoluyla getirilen peroksit, küçük şişeler içinde satılmıştı. Tarikatın lideri peroksitin boğaz ağrısından, AIDS´e kadar herşeye iyi geldiğini söyleyince, 2000 kişi şişelerce peroksiti bir güzel içtiler. Herbir şişe 2.70 pound´a satılmıştı. Kimyasal deneyler sonunda anlaşıldı ki, içenlerin vücütlarındaki oksijen habbeleri büyümüş, soluk almaları zorlaşmış ve kalp krizi geçirenler olmuştu. Bunun dışında müridlerde isilikler çıkmış, baş dönmeleri başlamış ve ishal başlamıştı. Bunlar yan etkilerdiler ama Lider Wah, ruhlarının ve bedenlerinin temizlendiğini söylüyordu. Müridlerden 28 yaşındaki öğretmen Hosanna Law Chor-Hing, üç hafta boyunca günde 75 damla peroksit aldıklarını ve aynı dozun çocuklara da verildiğini söyledi. Lider Wah, 1991´den beri tarikatın başında ama geçen yıl Kanada´dan kovulmuştu.
Soğan hırsızı
ABD, Michigan, Ypsilanti´deki Burger King dükkanına sabahın ilk saatinde giren bir adam, silahını çekerek, kasadaki paraları istedi. Kasiyer kız, bir sipariş alıp, ücretini kasaya yazdıktan sonra kasanın açılabileceğini sdğukkanlılıkla söyleyince adam durakladı ve kızarmış soğan halkası sipariş verdi ama kız bu kez, soğan halkalarının kahvaltı saatinde verilmediğini söyledi ve siparişi reddetti. Bunun üzerine adam başını sallayarak tabancasını cebine soktu, arkasını dönerek dükkandan çıkıp gitti. Soygundan vazgeçmişti
Akrebin huyu
Batı İran´da bulunan Ilam bölgesinde, Zade ailesi bir akrep yüzünden toptan ölümden döndü. Akrep evdeki çaydanlığın içine saklanmıştı. Anne Hadi Zade çaydanlığı alarak çalkaladı ve suyla doldurarak ateşin üzerine koydu ama akrep çaydanlığın eğik boru biçimindeki ağız kısmına kaçarak saklandı. Fakat suyun kaynaması ve ısının artması sonucunda haşlanmadan evvel, tüm zehirini suya akıttı. Çaya karışan zehir beş kişilik ailenin tümünü zehirledi, kısacası paçayı zor kurtardılar. Akrep ise çaydanlığın içinde pişmiş olarak bulundu. Uzmanlar, akrep zehirinin sadece kan yoluyla etki yaptağını biliyorlar ama beş kişinin nasıl olup ta içtikleri çaydan zehirlendiklerini anlayamıyorlar.
Okun marifeti
Portland Üniversitesi tıp fakültesi acil servis doktorları, bir gece kafasına av oku saplanmış bir adamla karşılaştılar ama bu adam hastaneye alınmadı. Tony Roberts 25 yaşındaydı, hafta sonu tatilinde bir arkadaşı bira şişelerine ok atarken hedefi şaşırmış ve ok gelip Tony´nin sağ gözüne girmişti. Doktorlar okun sadece bir mm. sola kayması halinde ana kan damarının kesileceğini ve öleceğini belirttiler. Nörocerrah Dr. Johnny Delashaw, okun beyne 20-25 cm girmiş olarak kafanın arkasından çıkmış olduğunu ve belki de çok önemli damarların kopmuş olabileceğini belirtiyordu, üstelik Delashaw Tony´nin oku çekip çıkarmaya çalışarak kendisini öldürme noktasına geldiğini de söylüyordu. Ok yerinden çıkarıldı ameliyat tahminlerin aksine çok kolay geçti, hiçbir damar ve hayati merkez zarar görmemişti. Bütün bunlardan sonra Tony hastane masraflarına itiraz edince kıyamet koptu çünkü Tony´nin ve oku atan arkadaşının meslekleri ortaya çıkmıştı; ikisi de tehlikeli film sahnelerinde oynayan birer dublördüler. Olay, kaza falan değildi, oturup tehlikeli bir sahnenin provasını yapmışlardı. Sonuçta hala sigorta kavgaları sürmekte...