03-26-2007, Saat: 11:17 AM
Linkin Park'ın Yaradılış Öyküsü....
Chester Bennington telefonu açtığında Phoenix'teki evindeydi.Tarihler 20 Mart 1999 u gösteriyordu.Hattın diğer ucundaki isim Jeff Blue L.A. deki Zomba Müzik'in A&R kolunun başkanıydı.Jeff hemen konuya girerek;"Sana muhteşem bir haberim var.Çok iyi bir grup vokalist arıyor !" dedi.Grubun ismi Xero'ydu ve bir vokalistten yoksun durumdaydı.Tüm bunların yaşandığı gün Chester 23 yaşına basıyordu.Jeff onu sürpriz doğum günü partisinin ortasında aramıştı.
Ertesi gün Chester posta ile Xero ya ait demo kayıtlarını aldı.Kayıtlar iki nüshadan oluşuyordu.Birinde eski vokalist Mark Wakefield in şarkılara yorumu birinde ise şarkıların ham halleri vardı.Jeff,Chester'a;"Bu şarkıları senden duymak istiyorum" dedi.Chester şarkıları kendince yorumlayarak FedEx adlı kargo şirketi ile Jeff e geri gönderdi.
2 gün sonra Chester Los Angeles'taydı ve Xero grubunun prova yaptığı yerde o vokalistlik seçmelerine katılıyordu.Oraya uğurlu mikrofonu,birkaç parça elbise ve eşi Samantha'nın dualarıyla gitmişti.Samantha,Chester L.A. de ike Phoenix'te kalmayı terci etmiş ve satıcı olarak çalıştığı iş yerinden ayrılmıştı.
Chester o günler için gülerek;"Kaybedecek çok şey vardı,bu yüzden korkmalıydım." diyor ve "Tükenmek üzere olan az miktarda para,bitmek üzere olan bir ilişki..."diye bir itirafta bulunuyor.
Chester konuşmasına şu şekilde devam ediyor;"Kaydı elime aldığımda eşimle birbirimize baktık ve 'Evet ! Bu sefer olacak !' diye düşündük."Bu olaydan sonra Chester kalın siyah çerçeveli gözlüğü,alt dudağındaki piercingi ve bir silah sesine benzeyen sesi ile o yılların en hareketli rock grubu olarak görünen Xero'ya dahil oldu.Grup ismini Chester dan sonra Hybrid Theory'ye çevirdi,şimdi ise Linkin Park adı altında dünyayı sallıyorlar.
Sonuç inanılmazdı.Grubun ilk albümü Hybrid Theory piyasaya sürüldüğü yıl(Ekim,2000) 6 Milyon sattı.Bir yıl sonrasının en çok satan albümü oldu.Bugüne dek bu albüm 20 Milyon gibi bir satış rakamına ulaşmış durumda.
Linkin Park -Chester,kurucu üyeler Mike ve Brad,Joe,Rob,Dave(Phoenix)- 27 Şubat 2002 de en iyi albüm,yeni sanatçı/grup ve en iyi şarkı dallarında 3 tane Grammy'yi evlerine götürdü,daha nicesine talip oldu.Grubun ilk DVD'si 'Frat Pary at the Pankake Festival' satış listelerinde ilk 10 a yerleşti.Resmi fan sitesi kurulduğu tarih olan Kasım 2001 den bu yana 80.000 üyeyi aşkın katılımcıyla dolup taştı.Chester bu başarıları için mağrur ve gururlu bir edayla;"Her gün daha fazla saygı görüyoruz,bize olan ilgi her gün daha da artıyor"diyor.
Diğer yapımcılar ve müzik kuruluşları şimdilerde ne denli büyük bir potansiyeli kaçırdıklarına üzülüyor olsa gerek.Çünkü grup 3 yıl boyunca sürekli bu tür kurumlar ve otoriteler tarafından geri çevirilmiş.Warner Bros ise 3. teklifin ardından Linkin Park ile sonunda sözleşme imzalamayı başarmış.Jeff Blue grubu 1997'de tek gösterilerini izledikten sonra elinden geldiğince himayesi altına almış.(Jeff Blue Hybrid Theory'nin baş yapımcısı oldu.)
Jeff Blue anlatıyor;"Ortalık boştu,insanların yeni birşeyler arayışı içinde olduğunu sezebiliyordunuz.O zamanın Xero'su bugünün Linkin Park ı yalnızca bir müzik şirketinin çatısı altında yer almak için 42 kez şanslarını denedi."Chester tamamlıyor;"Bizi gören herkes hiçbir şey dinlemeden ve izlemeden yalnızca kapıyı gösteriyordu"
Nereden nereye değil mi?Grubu Kuzey Hollywood'da bulunan stüdyolarında ziyaret ettik ve grubun asi,dinamik ve hüzünlü havasından bir nebze olsun biz de tattık.-Grubun türü Faith No More a daha yakın,gitarlı Eminem söylentileri ise palavradan ibaret-
Brad Delson tam bir konsantrasyon ürünü.Sürekli kulaklıkla dolaşıyor.Ayrıca yazdığı besteler sonucu U2 ve Smiths'ten teklif bile almış.Joe Hahn ise özgün melodiler ve usta turntable hamleleri ile grubun müziğine destek olan bir isim.Bazen Brad'in gitarı ardında sanki ikinci bir gitar varmış gibi geliyor.İşte bu Joe Hahn.Rob un güm güm gümleyen ritimleri önünde ise Chester ve Mike ı görüyoruz.Sanki aynı parçanın bütünü gibiler.Rollerini son derece eşit paylaşıyorlar.
Popeye's restoranının hemen yakınında bir büfede tavuk yiyen Brad;"Çok uzun ve dönemeçli bir yoldan geldik.Vazgeçme ihtimalimiz de yüksekti.Ama biz kendimiz için 'İyiyiz,ve bunu herkesin bilmesini sağlayana dek durmayacağız' dedik.Umarım bu hikaye birçok gruba daha ilham kaynağı olur...Onlara tek tavsiyem vazgeçmemeleri yönünde" diyor.
Linkin Park ın sözlerinde sezilen intikam havasının sebebi başka yerlerde aranmamalı herhalde.Geçmişlerine olan bir borçları var ve sözlerle ödeşiyorlar.Grubun DJ'i ve videolarının yönetmeni Joe Hahn oturmuş bir ses tonuyla;"Çok istemiştik,bunu Tanrı'dan çok dilemiştik"diyor-bunları söylerken kırık bir sandalyede dengede durmaya çalışıyordu-Ve sözlerine ekliyor;"Dışarıdan bakılınca her şey daha basit görünüyor.Sanki liseden mezun olup şöhretin kucağına düşmüşüz gibi."Phoenix tam bu sırada sözü devralıyor ve;"Bundan 3-4 yıl önce ne yapmıştık hatırlıyor musun?Birbirimize sormuştuk,ne olmak istiyoruz diye.Sonra eve gidip herkes kendi dileklerini yazmıştı.Mike ın dileklerinden birine çok gülmüştük.Çünkü'Bir grammy kazanmak istiyorum' diyordu.Bu delilik demiştik.İyi fikir ama delilik."diye anlatıyor.
Grey Daze ile ciddi aşamalardan geçmiş olan Chester ilginç bir anısını bizlerle paylaşıyor;"Hybrid Theory piyasaya çıkmadan önce Warner Bros un uluslararası ilişkiler müdiresi Myra Simpson ile bir iddiaya girmiştik.Onda olan ve benim çok sevdiğim Stone Temple Pilots grubuna ait altın plağı şayet Hybrid Theory yılbaşında zirvede olursa bana verecekti."
Ve...Hybrid Theory Aralık ayının sonunda en üst sıradaydı.Chester; "STP plağımı aldım ve her gece onunla yattım.Kimsenin el sürmesine de izin vermedim"
Starbucks'ın bahçesinde bir şemsiye altında yakaladığımız Mike Shinoda;"Size en kötü senaryoyu anlatabilirim"diyor ve başlıyor konuşmaya;"Lise yıllarımda 9'dan 4'e,4'ten 7'ye ve 7'den gece 10'a dek dersim vardı.Hollywood'daki okuluma ulaşmam 2-3 saat sürüyordu.Aynı zamanı bir de eve dönerken harcıyordum ve gün bitiyordu.Gün bitmeden önce de ellerim resim çizmekten yoruluncaya kadar resim yapmayı da ihmal etmiyordum tabi.Sonra uyuyordum ve aynı rutin işler tekrar başlıyordu"(Mike Shinoda'nın babası II.Dünya Savaşı sırasında ABD kamplarında yaşamış)
"Öyle bir hafta oluyordu ki sizi kangren edebilirdi" diye tekrar söze başlıyor Mike;"Örneğin Cuma günü grubunuzla bir gösteriniz var,tüm arkadaşlarınızı sizi izlemeleri için çağırıyorsunuz ama onlar Pazartesi sınavları olduklarını söyleyerek sizi deli ediyorlar.Siz ise sınıfın en çalışkan öğrencisisiniz.."
Linkin Park'ın her üyesinin Mike'ın anlattığına benzer öğrenci yılları hikayeleri var.Örneğin Rob bir yandan Santa Monica Koleji'nde İktisat okurken bir yandan da garsonluk yapmış,bu da yetmemiş bir de bowling klubünde çalışmış.Joe bu süre zarfı içerisinde okuluna bir yıl daha devam etmiş ancak sonra filmler için tasarım yapan ve serbest çalışan biri olmak için okulu bırakmış.Brad zamanını UCLA'da iletişim dersleri görerek ve Mike 'ın odasında söz yazarak geçirmiş.
Linkin Park yalnızca Rock/Metal dünyasının en eğitimli gruplarından biri değil(Brad'in UCLA'dan arkadaşı ve grubun bassçısı Phoenix hala Felsefe üzerine ders alıyor) aynı zamanda en derli toplu ve organize bir grup.Her üye grubun sanatsal ve mesleki konularında eğitim görmüş.Joe'nun dediği gibi"Biz yalnızca eğlenmiyoruz.İşimize ve mesleğimize saygı duyuyoruz.Bu bizim kariyerimiz,ve son derece ciddi bir konu."
Joe ve Shinoda grubun komutanları gibiler.Hybrid Theory'nin muhteşem kapak resmini beraber çizen ikili daha çok sanatsal konular üzerinde yoğunlaşıyorlar.Brad ve Rob grubun finansal ve pazarlamaya yönelik işlerini yürütüyorlar.Chester Mike ile beraber söz yazıyor.Phoenix ise konser sonrası görüşlerini resmi sitede duyuruyor.(Azımsamayın,Linkin Park 2001 de 324 konser birden vererek ayrı bir rekora imza attı)
Şubat 2000'de grubun menajeri olan Rob McDermott grubun bu işbirliği için;"Onlar çalışabileceğiniz en iyi insanlar.Herkes kapris yaparken onlar ne yaptıklarının son derece farkında ve ciddi bir şekilde hareket ediyorlar.Bu adamlar bambaşka.Şu an zirvedelerse,yalnızca bu disiplin yüzündendir."diyor.
Rob;"Aramızda tamamen bir demokrasi hakim,hiçkimse birbirinden bağımsız hareket etmiyor"diyerek grubunu övüyor.Rob'un bateri ile tanışması çok ilginç.
Anlatılanlara göre Rob bir Aerosmith konseri sonrası bateriye merak salmış.Onu bu işe özendiren ise annesinin liseden arkadaşı ve Aerosmith bateristi Joey Kramer'mış.Rob'un bateri konusundaki dikkati gözünüzden kaçmamıştır.Ona göre bu çocukluğuna dayanıyor;"Her çocuk ayakkabı bağlamayı birkaç gün içinde öğrenir.Ben ise bana ayakkabı bağlamayı gösterdikleri andan itibaren tüm gün bir kenarda oturup ayakkabı bağlamayı denedim.Her zaman da böyle oldu.Bir şeyi başarana dek denerim.Sanırım grup olarak ortak sahip olduğumuz şey bu.Kararlılık."
Mike ve Brad ilk kez 1996 yılında Xero ile çalmışlardı.Sonra Chester hikayenin başında olduğu gibi gruba katıldı ve grup Hybrid Theory ismiyle ilk EP'sini yayınladı.Mike bu EP albümde profesyonel bir piyanist olduğunu kantılar çalışmalar yaptı.Ayrıca Pro Tools adlı programı ustaca kullanarak müziklerine değişik bir bakış açısı da kattı.
Rob'un ağzından Mike'la ilgili bir anıyı dinliyoruz;"Points of Authority ilk kez Brad'in elinde oluşmuştu.Brad şarkıyı yazıp evine gitmişti.Mike bu şarkıyı aldı ve üzerinde türlü oynamalar yaparak sizin bildiğiniz haline çevirdi.Brad döndüğünde kendi yazdığı şarkıyı bilgisayardan öğrenmek zorunda kalmıştı."Brad hiç bozuntuya vermeden;"Mike bir dahi.Grubun zihn-i siniri" diyor.
Kayıt şirketi bulunamaması gibi birçok sorunun ardından gruba ilgi her geçen gün fazlalaşmış.Hybrid Theory rap ve techno müziğin metalle birleştiği bir türe verilen isim olduğu için türlü türlü gençler kendi gruplarının demolarını ve tişörtlerini gruba postalamaya başlamış.Rob;"Postalar o kadar fazlalaşmıştı ki bazen dışarı çıkıyor ve posta varmı diye bakıp hemen ordan uzaklaşıyordum.Bir süre sonra evim postahaneye döndü." diyor.
Grubun biraz önce bahsettiğimiz disiplini tur otobüslerinde de mevcut.Linkin Park'ın biri yalnızca seyahat amaçlı kullanılan,diğeriyseiçinde stüdyoyuda barındıran 2 adet tur otobüsü mevcut.İlk araçta alkol,sigara ve konuk yasak.Bu yüzden Chester eşini getirdiğinde stüdyolu otobüste seyahat ediyolar.
Bu katı gibi görünen kurallar stüdyoda da geçerli.Rob bunun sebebini açıklıyor;"Çocuklar gibi liseden mezun olduğunda parti yapan içki içen insanlar 5 yıl içinde çürürdü.Ama bizler hala buradayız.Her başarıdan sonra içki içilmesi gerektiğine de inanmıyoruz.Siz işinize her gün sarhoş mu gidiyorsunuz?"
"Ama Tanrı'ya şükür moralle ilgili bi eksiğimiz yok" diyor gülerek Mike.Yine okul dönemine atıfta bulunarak;"Geçmişte çalışmak yerine saatlerce içki içen ve muhabbet eden birçok insan tanıdım..." diyor ve sözlerini sürdürüyor;"Sorabilirsiniz şimdi ne yapıyorsunuz diye.Size söyleyeyim; müzik asla başka şeylerin sonu değildir.Müzik başlı başına bir sondur..Sanırım bizim sonumuz da müzikten olacak"
Chester Jeff Blue dan uğurlu telefonu almadan tam 1 yıl önce 1998'de bir gün Phoenix'teki bir grupla yaşadığı hüsranın ardından eve gelmiş ve eşine müziği bıraktığını söylemiş.Hatta bunun üzerine yemin dahi etmiş.Samantha "Eve geldiğinde bağırıyor çağırıyor,etrafı birbirine katıyordu.Bense ona;'Bugün bana 1 saat müzik provası borçlandın.Evde dahi olsan ya şarkı söyle ya da çal.Yeter ki müzik yap' diyerek destek oldum.Ona o günü sabırla beklemesini tembihledim" diyor.
Chester'ın Linkin Park a katılır katılmaz bir milyonere dönüştüğünü sanmayın.Anlattığına göre aylarca evsiz kalmış ve akrabalarının kanepelerinde sabahlamak zorundaymış.Hatta bazen arabasında bile yatarmış.(Arabasıysa hurdadan ibaretmiş)Chester geceleri yattığı arabasını anlatıyor;"En fazla 50 km hız yapabiliyordu ve ön farları kırılmıştı..Ama değiştirecek param yoktu.."Yine Chester'a göre Hybrid Theory kayıtları sırasında stüdyo kapanınca herkes eve giderken o arabasında sabahlamış.
Chester tüm grubu çok seviyor.Onlar için;"Hepsi en iyi arkadaşlarım,bir gün aklımı kaybedebilirim ama onları kaybetmeyi göze alamam.Ayrıca benim hakkımda kaprisli ve hiçbir şeyden memnun olmayan bir baş vokalist diye bahsedilmesini de istemiyorum" diyor.
Chester'ın çalışması ve azmi hakkında Brad konuşmaya başlıyor;"Hepimiz çok çalışıyorduk ama onunkisi çok daha riskliydi ve işine öyle sıkı sarılmıştı ki bizleri bazen yetersiz bulduğu bile oluyordu."
4 çocuğun en küçüğü olan Chester her zaman böyle değilmiş.Kendisi anlatıyor;"Çocukken çok kararsızdım.bazen düz duvara tırmanıyor bazen bir köeşeye çekilip öylece duruyordum."Chester'ın hemşire annesi ve 30 yıllık polis şefi babası o 11 yaşındayken ayrılmışlar.Chester bundan sonra babasıyla yaşamaya başlamış.Chester babasıyla geçirdiği o günleri bize şöyle tanımlıyor;"Çok uzun bir süre yalnızca o ve ben vardık...Çocuk istismarı gibi toplumsal suçlarla uğraşan bi adamdı.Ve bu şeylerden eve fazlasıyla getirirdi.Anlayacağınız çok duygusal bir ortamdı..."
Linkin Park'ın yapılan ilk röportajlarında Chester'a sürekli çocukluğunda yaşadığı suistimaller hakkında soru soruldu.Ayrıca uyuşturucu ve içki hakkındaki sorunlarının da üzerine gidildi.Aynı sorular şimdi sorulduğunda Chester açık yüreklilikle cevap veriyor;"İlk olarak;ailemden tek bir kişi bile beni taciz etmedi.Bu söylentiler hep çevremdeki insanlar tarafından uyduruldu.Çünkü ayrı anne babam vardı ve bu tür sorunların ortaya çıkması normaldi.Ama hayır,hiçbir taciz söz konusu değil.Tamam babamla çeşitli sorunlar yaşadık ama bunlar da 5 yıl içerisinde son buldu.
Chester uyuşturucu konusunda ise;"Kullandığımda sanki kendime olan özgüvenim artıyordu...Ve kendimi onu kullanmaktan alamıyordum.Crawling de bunu anlatıyor.yaptığın şeylerin sorumluluğunda olmanın.." diyor.Chester uyuşturucudan ilk eşiyle evlenmeden hemen önce kurtulmuş.Son olarak bir konser sırasında aşırı sarhoş olarak tüm grup üyelerini deli etmiş ve tek başına seyahat etmek zorunda kalmış.Ancak Bu Ocak'ta(2002) içki probleminden de kendi imkanlarıyla kurtulmayı başarmış.Şimdi ise pırıl pırıl biri.
"Durmamalıyız!" diye bir iddia atıyor Chester."Dinlenmek için daha 3 albüm yapmak zorundayız.Hatta yeni başladık da denebilir"-Bir süre sonra abarttığının kendisi de farkına varıyor ve devam ediyor;"Neden ilk albümle bunca şey yaşamak zorundaydık?Şimdi insanlar çıkan her albümümüzü ilkiyle kıyaslayıp duracak...""Ama bunu hakettiğimiz bir gerçek.Gördüğünüz her şey bizim ürünümüz..Notalar,sözler,tasarımlar...Hepsi..Elimizden tek kişi tutmadı.Eğer biri bir gün bana yalan söylediğimi söylerse ona bir çift sözüm olacak;'Fazlasıyla yanılıyorsun!' "
"Emeğimizin karşılığını aldık.Çünkü çok çok çalıştık.Bir konserden hemen 2 saat sonra bizi görmelisiniz.Uzatılan herşeyi imzalıyoruz.Hiçbir şeyi de kollarımız kopana dek geri çevirmeyeceğiz-bir an kollarının sağlamlığından emin olmak için kollarını ovuşturur ve-
"Sanırım hepimiz adına konuşmuş oldum.."
©Her hakkı saklıdır.
http://www.LPTurkiye.com
Chester Bennington telefonu açtığında Phoenix'teki evindeydi.Tarihler 20 Mart 1999 u gösteriyordu.Hattın diğer ucundaki isim Jeff Blue L.A. deki Zomba Müzik'in A&R kolunun başkanıydı.Jeff hemen konuya girerek;"Sana muhteşem bir haberim var.Çok iyi bir grup vokalist arıyor !" dedi.Grubun ismi Xero'ydu ve bir vokalistten yoksun durumdaydı.Tüm bunların yaşandığı gün Chester 23 yaşına basıyordu.Jeff onu sürpriz doğum günü partisinin ortasında aramıştı.
Ertesi gün Chester posta ile Xero ya ait demo kayıtlarını aldı.Kayıtlar iki nüshadan oluşuyordu.Birinde eski vokalist Mark Wakefield in şarkılara yorumu birinde ise şarkıların ham halleri vardı.Jeff,Chester'a;"Bu şarkıları senden duymak istiyorum" dedi.Chester şarkıları kendince yorumlayarak FedEx adlı kargo şirketi ile Jeff e geri gönderdi.
2 gün sonra Chester Los Angeles'taydı ve Xero grubunun prova yaptığı yerde o vokalistlik seçmelerine katılıyordu.Oraya uğurlu mikrofonu,birkaç parça elbise ve eşi Samantha'nın dualarıyla gitmişti.Samantha,Chester L.A. de ike Phoenix'te kalmayı terci etmiş ve satıcı olarak çalıştığı iş yerinden ayrılmıştı.
Chester o günler için gülerek;"Kaybedecek çok şey vardı,bu yüzden korkmalıydım." diyor ve "Tükenmek üzere olan az miktarda para,bitmek üzere olan bir ilişki..."diye bir itirafta bulunuyor.
Chester konuşmasına şu şekilde devam ediyor;"Kaydı elime aldığımda eşimle birbirimize baktık ve 'Evet ! Bu sefer olacak !' diye düşündük."Bu olaydan sonra Chester kalın siyah çerçeveli gözlüğü,alt dudağındaki piercingi ve bir silah sesine benzeyen sesi ile o yılların en hareketli rock grubu olarak görünen Xero'ya dahil oldu.Grup ismini Chester dan sonra Hybrid Theory'ye çevirdi,şimdi ise Linkin Park adı altında dünyayı sallıyorlar.
Sonuç inanılmazdı.Grubun ilk albümü Hybrid Theory piyasaya sürüldüğü yıl(Ekim,2000) 6 Milyon sattı.Bir yıl sonrasının en çok satan albümü oldu.Bugüne dek bu albüm 20 Milyon gibi bir satış rakamına ulaşmış durumda.
Linkin Park -Chester,kurucu üyeler Mike ve Brad,Joe,Rob,Dave(Phoenix)- 27 Şubat 2002 de en iyi albüm,yeni sanatçı/grup ve en iyi şarkı dallarında 3 tane Grammy'yi evlerine götürdü,daha nicesine talip oldu.Grubun ilk DVD'si 'Frat Pary at the Pankake Festival' satış listelerinde ilk 10 a yerleşti.Resmi fan sitesi kurulduğu tarih olan Kasım 2001 den bu yana 80.000 üyeyi aşkın katılımcıyla dolup taştı.Chester bu başarıları için mağrur ve gururlu bir edayla;"Her gün daha fazla saygı görüyoruz,bize olan ilgi her gün daha da artıyor"diyor.
Diğer yapımcılar ve müzik kuruluşları şimdilerde ne denli büyük bir potansiyeli kaçırdıklarına üzülüyor olsa gerek.Çünkü grup 3 yıl boyunca sürekli bu tür kurumlar ve otoriteler tarafından geri çevirilmiş.Warner Bros ise 3. teklifin ardından Linkin Park ile sonunda sözleşme imzalamayı başarmış.Jeff Blue grubu 1997'de tek gösterilerini izledikten sonra elinden geldiğince himayesi altına almış.(Jeff Blue Hybrid Theory'nin baş yapımcısı oldu.)
Jeff Blue anlatıyor;"Ortalık boştu,insanların yeni birşeyler arayışı içinde olduğunu sezebiliyordunuz.O zamanın Xero'su bugünün Linkin Park ı yalnızca bir müzik şirketinin çatısı altında yer almak için 42 kez şanslarını denedi."Chester tamamlıyor;"Bizi gören herkes hiçbir şey dinlemeden ve izlemeden yalnızca kapıyı gösteriyordu"
Nereden nereye değil mi?Grubu Kuzey Hollywood'da bulunan stüdyolarında ziyaret ettik ve grubun asi,dinamik ve hüzünlü havasından bir nebze olsun biz de tattık.-Grubun türü Faith No More a daha yakın,gitarlı Eminem söylentileri ise palavradan ibaret-
Brad Delson tam bir konsantrasyon ürünü.Sürekli kulaklıkla dolaşıyor.Ayrıca yazdığı besteler sonucu U2 ve Smiths'ten teklif bile almış.Joe Hahn ise özgün melodiler ve usta turntable hamleleri ile grubun müziğine destek olan bir isim.Bazen Brad'in gitarı ardında sanki ikinci bir gitar varmış gibi geliyor.İşte bu Joe Hahn.Rob un güm güm gümleyen ritimleri önünde ise Chester ve Mike ı görüyoruz.Sanki aynı parçanın bütünü gibiler.Rollerini son derece eşit paylaşıyorlar.
Popeye's restoranının hemen yakınında bir büfede tavuk yiyen Brad;"Çok uzun ve dönemeçli bir yoldan geldik.Vazgeçme ihtimalimiz de yüksekti.Ama biz kendimiz için 'İyiyiz,ve bunu herkesin bilmesini sağlayana dek durmayacağız' dedik.Umarım bu hikaye birçok gruba daha ilham kaynağı olur...Onlara tek tavsiyem vazgeçmemeleri yönünde" diyor.
Linkin Park ın sözlerinde sezilen intikam havasının sebebi başka yerlerde aranmamalı herhalde.Geçmişlerine olan bir borçları var ve sözlerle ödeşiyorlar.Grubun DJ'i ve videolarının yönetmeni Joe Hahn oturmuş bir ses tonuyla;"Çok istemiştik,bunu Tanrı'dan çok dilemiştik"diyor-bunları söylerken kırık bir sandalyede dengede durmaya çalışıyordu-Ve sözlerine ekliyor;"Dışarıdan bakılınca her şey daha basit görünüyor.Sanki liseden mezun olup şöhretin kucağına düşmüşüz gibi."Phoenix tam bu sırada sözü devralıyor ve;"Bundan 3-4 yıl önce ne yapmıştık hatırlıyor musun?Birbirimize sormuştuk,ne olmak istiyoruz diye.Sonra eve gidip herkes kendi dileklerini yazmıştı.Mike ın dileklerinden birine çok gülmüştük.Çünkü'Bir grammy kazanmak istiyorum' diyordu.Bu delilik demiştik.İyi fikir ama delilik."diye anlatıyor.
Grey Daze ile ciddi aşamalardan geçmiş olan Chester ilginç bir anısını bizlerle paylaşıyor;"Hybrid Theory piyasaya çıkmadan önce Warner Bros un uluslararası ilişkiler müdiresi Myra Simpson ile bir iddiaya girmiştik.Onda olan ve benim çok sevdiğim Stone Temple Pilots grubuna ait altın plağı şayet Hybrid Theory yılbaşında zirvede olursa bana verecekti."
Ve...Hybrid Theory Aralık ayının sonunda en üst sıradaydı.Chester; "STP plağımı aldım ve her gece onunla yattım.Kimsenin el sürmesine de izin vermedim"
Starbucks'ın bahçesinde bir şemsiye altında yakaladığımız Mike Shinoda;"Size en kötü senaryoyu anlatabilirim"diyor ve başlıyor konuşmaya;"Lise yıllarımda 9'dan 4'e,4'ten 7'ye ve 7'den gece 10'a dek dersim vardı.Hollywood'daki okuluma ulaşmam 2-3 saat sürüyordu.Aynı zamanı bir de eve dönerken harcıyordum ve gün bitiyordu.Gün bitmeden önce de ellerim resim çizmekten yoruluncaya kadar resim yapmayı da ihmal etmiyordum tabi.Sonra uyuyordum ve aynı rutin işler tekrar başlıyordu"(Mike Shinoda'nın babası II.Dünya Savaşı sırasında ABD kamplarında yaşamış)
"Öyle bir hafta oluyordu ki sizi kangren edebilirdi" diye tekrar söze başlıyor Mike;"Örneğin Cuma günü grubunuzla bir gösteriniz var,tüm arkadaşlarınızı sizi izlemeleri için çağırıyorsunuz ama onlar Pazartesi sınavları olduklarını söyleyerek sizi deli ediyorlar.Siz ise sınıfın en çalışkan öğrencisisiniz.."
Linkin Park'ın her üyesinin Mike'ın anlattığına benzer öğrenci yılları hikayeleri var.Örneğin Rob bir yandan Santa Monica Koleji'nde İktisat okurken bir yandan da garsonluk yapmış,bu da yetmemiş bir de bowling klubünde çalışmış.Joe bu süre zarfı içerisinde okuluna bir yıl daha devam etmiş ancak sonra filmler için tasarım yapan ve serbest çalışan biri olmak için okulu bırakmış.Brad zamanını UCLA'da iletişim dersleri görerek ve Mike 'ın odasında söz yazarak geçirmiş.
Linkin Park yalnızca Rock/Metal dünyasının en eğitimli gruplarından biri değil(Brad'in UCLA'dan arkadaşı ve grubun bassçısı Phoenix hala Felsefe üzerine ders alıyor) aynı zamanda en derli toplu ve organize bir grup.Her üye grubun sanatsal ve mesleki konularında eğitim görmüş.Joe'nun dediği gibi"Biz yalnızca eğlenmiyoruz.İşimize ve mesleğimize saygı duyuyoruz.Bu bizim kariyerimiz,ve son derece ciddi bir konu."
Joe ve Shinoda grubun komutanları gibiler.Hybrid Theory'nin muhteşem kapak resmini beraber çizen ikili daha çok sanatsal konular üzerinde yoğunlaşıyorlar.Brad ve Rob grubun finansal ve pazarlamaya yönelik işlerini yürütüyorlar.Chester Mike ile beraber söz yazıyor.Phoenix ise konser sonrası görüşlerini resmi sitede duyuruyor.(Azımsamayın,Linkin Park 2001 de 324 konser birden vererek ayrı bir rekora imza attı)
Şubat 2000'de grubun menajeri olan Rob McDermott grubun bu işbirliği için;"Onlar çalışabileceğiniz en iyi insanlar.Herkes kapris yaparken onlar ne yaptıklarının son derece farkında ve ciddi bir şekilde hareket ediyorlar.Bu adamlar bambaşka.Şu an zirvedelerse,yalnızca bu disiplin yüzündendir."diyor.
Rob;"Aramızda tamamen bir demokrasi hakim,hiçkimse birbirinden bağımsız hareket etmiyor"diyerek grubunu övüyor.Rob'un bateri ile tanışması çok ilginç.
Anlatılanlara göre Rob bir Aerosmith konseri sonrası bateriye merak salmış.Onu bu işe özendiren ise annesinin liseden arkadaşı ve Aerosmith bateristi Joey Kramer'mış.Rob'un bateri konusundaki dikkati gözünüzden kaçmamıştır.Ona göre bu çocukluğuna dayanıyor;"Her çocuk ayakkabı bağlamayı birkaç gün içinde öğrenir.Ben ise bana ayakkabı bağlamayı gösterdikleri andan itibaren tüm gün bir kenarda oturup ayakkabı bağlamayı denedim.Her zaman da böyle oldu.Bir şeyi başarana dek denerim.Sanırım grup olarak ortak sahip olduğumuz şey bu.Kararlılık."
Mike ve Brad ilk kez 1996 yılında Xero ile çalmışlardı.Sonra Chester hikayenin başında olduğu gibi gruba katıldı ve grup Hybrid Theory ismiyle ilk EP'sini yayınladı.Mike bu EP albümde profesyonel bir piyanist olduğunu kantılar çalışmalar yaptı.Ayrıca Pro Tools adlı programı ustaca kullanarak müziklerine değişik bir bakış açısı da kattı.
Rob'un ağzından Mike'la ilgili bir anıyı dinliyoruz;"Points of Authority ilk kez Brad'in elinde oluşmuştu.Brad şarkıyı yazıp evine gitmişti.Mike bu şarkıyı aldı ve üzerinde türlü oynamalar yaparak sizin bildiğiniz haline çevirdi.Brad döndüğünde kendi yazdığı şarkıyı bilgisayardan öğrenmek zorunda kalmıştı."Brad hiç bozuntuya vermeden;"Mike bir dahi.Grubun zihn-i siniri" diyor.
Kayıt şirketi bulunamaması gibi birçok sorunun ardından gruba ilgi her geçen gün fazlalaşmış.Hybrid Theory rap ve techno müziğin metalle birleştiği bir türe verilen isim olduğu için türlü türlü gençler kendi gruplarının demolarını ve tişörtlerini gruba postalamaya başlamış.Rob;"Postalar o kadar fazlalaşmıştı ki bazen dışarı çıkıyor ve posta varmı diye bakıp hemen ordan uzaklaşıyordum.Bir süre sonra evim postahaneye döndü." diyor.
Grubun biraz önce bahsettiğimiz disiplini tur otobüslerinde de mevcut.Linkin Park'ın biri yalnızca seyahat amaçlı kullanılan,diğeriyseiçinde stüdyoyuda barındıran 2 adet tur otobüsü mevcut.İlk araçta alkol,sigara ve konuk yasak.Bu yüzden Chester eşini getirdiğinde stüdyolu otobüste seyahat ediyolar.
Bu katı gibi görünen kurallar stüdyoda da geçerli.Rob bunun sebebini açıklıyor;"Çocuklar gibi liseden mezun olduğunda parti yapan içki içen insanlar 5 yıl içinde çürürdü.Ama bizler hala buradayız.Her başarıdan sonra içki içilmesi gerektiğine de inanmıyoruz.Siz işinize her gün sarhoş mu gidiyorsunuz?"
"Ama Tanrı'ya şükür moralle ilgili bi eksiğimiz yok" diyor gülerek Mike.Yine okul dönemine atıfta bulunarak;"Geçmişte çalışmak yerine saatlerce içki içen ve muhabbet eden birçok insan tanıdım..." diyor ve sözlerini sürdürüyor;"Sorabilirsiniz şimdi ne yapıyorsunuz diye.Size söyleyeyim; müzik asla başka şeylerin sonu değildir.Müzik başlı başına bir sondur..Sanırım bizim sonumuz da müzikten olacak"
Chester Jeff Blue dan uğurlu telefonu almadan tam 1 yıl önce 1998'de bir gün Phoenix'teki bir grupla yaşadığı hüsranın ardından eve gelmiş ve eşine müziği bıraktığını söylemiş.Hatta bunun üzerine yemin dahi etmiş.Samantha "Eve geldiğinde bağırıyor çağırıyor,etrafı birbirine katıyordu.Bense ona;'Bugün bana 1 saat müzik provası borçlandın.Evde dahi olsan ya şarkı söyle ya da çal.Yeter ki müzik yap' diyerek destek oldum.Ona o günü sabırla beklemesini tembihledim" diyor.
Chester'ın Linkin Park a katılır katılmaz bir milyonere dönüştüğünü sanmayın.Anlattığına göre aylarca evsiz kalmış ve akrabalarının kanepelerinde sabahlamak zorundaymış.Hatta bazen arabasında bile yatarmış.(Arabasıysa hurdadan ibaretmiş)Chester geceleri yattığı arabasını anlatıyor;"En fazla 50 km hız yapabiliyordu ve ön farları kırılmıştı..Ama değiştirecek param yoktu.."Yine Chester'a göre Hybrid Theory kayıtları sırasında stüdyo kapanınca herkes eve giderken o arabasında sabahlamış.
Chester tüm grubu çok seviyor.Onlar için;"Hepsi en iyi arkadaşlarım,bir gün aklımı kaybedebilirim ama onları kaybetmeyi göze alamam.Ayrıca benim hakkımda kaprisli ve hiçbir şeyden memnun olmayan bir baş vokalist diye bahsedilmesini de istemiyorum" diyor.
Chester'ın çalışması ve azmi hakkında Brad konuşmaya başlıyor;"Hepimiz çok çalışıyorduk ama onunkisi çok daha riskliydi ve işine öyle sıkı sarılmıştı ki bizleri bazen yetersiz bulduğu bile oluyordu."
4 çocuğun en küçüğü olan Chester her zaman böyle değilmiş.Kendisi anlatıyor;"Çocukken çok kararsızdım.bazen düz duvara tırmanıyor bazen bir köeşeye çekilip öylece duruyordum."Chester'ın hemşire annesi ve 30 yıllık polis şefi babası o 11 yaşındayken ayrılmışlar.Chester bundan sonra babasıyla yaşamaya başlamış.Chester babasıyla geçirdiği o günleri bize şöyle tanımlıyor;"Çok uzun bir süre yalnızca o ve ben vardık...Çocuk istismarı gibi toplumsal suçlarla uğraşan bi adamdı.Ve bu şeylerden eve fazlasıyla getirirdi.Anlayacağınız çok duygusal bir ortamdı..."
Linkin Park'ın yapılan ilk röportajlarında Chester'a sürekli çocukluğunda yaşadığı suistimaller hakkında soru soruldu.Ayrıca uyuşturucu ve içki hakkındaki sorunlarının da üzerine gidildi.Aynı sorular şimdi sorulduğunda Chester açık yüreklilikle cevap veriyor;"İlk olarak;ailemden tek bir kişi bile beni taciz etmedi.Bu söylentiler hep çevremdeki insanlar tarafından uyduruldu.Çünkü ayrı anne babam vardı ve bu tür sorunların ortaya çıkması normaldi.Ama hayır,hiçbir taciz söz konusu değil.Tamam babamla çeşitli sorunlar yaşadık ama bunlar da 5 yıl içerisinde son buldu.
Chester uyuşturucu konusunda ise;"Kullandığımda sanki kendime olan özgüvenim artıyordu...Ve kendimi onu kullanmaktan alamıyordum.Crawling de bunu anlatıyor.yaptığın şeylerin sorumluluğunda olmanın.." diyor.Chester uyuşturucudan ilk eşiyle evlenmeden hemen önce kurtulmuş.Son olarak bir konser sırasında aşırı sarhoş olarak tüm grup üyelerini deli etmiş ve tek başına seyahat etmek zorunda kalmış.Ancak Bu Ocak'ta(2002) içki probleminden de kendi imkanlarıyla kurtulmayı başarmış.Şimdi ise pırıl pırıl biri.
"Durmamalıyız!" diye bir iddia atıyor Chester."Dinlenmek için daha 3 albüm yapmak zorundayız.Hatta yeni başladık da denebilir"-Bir süre sonra abarttığının kendisi de farkına varıyor ve devam ediyor;"Neden ilk albümle bunca şey yaşamak zorundaydık?Şimdi insanlar çıkan her albümümüzü ilkiyle kıyaslayıp duracak...""Ama bunu hakettiğimiz bir gerçek.Gördüğünüz her şey bizim ürünümüz..Notalar,sözler,tasarımlar...Hepsi..Elimizden tek kişi tutmadı.Eğer biri bir gün bana yalan söylediğimi söylerse ona bir çift sözüm olacak;'Fazlasıyla yanılıyorsun!' "
"Emeğimizin karşılığını aldık.Çünkü çok çok çalıştık.Bir konserden hemen 2 saat sonra bizi görmelisiniz.Uzatılan herşeyi imzalıyoruz.Hiçbir şeyi de kollarımız kopana dek geri çevirmeyeceğiz-bir an kollarının sağlamlığından emin olmak için kollarını ovuşturur ve-
"Sanırım hepimiz adına konuşmuş oldum.."
©Her hakkı saklıdır.
http://www.LPTurkiye.com