03-31-2007, Saat: 03:45 PM
Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmis gibi takip ederken, saskınlıgını gizleyemiyordu. Onu hayrete düsüren sey, "Bizim eve bile sıgmaz" dedigi o güzelim balonlarin adamı nasıl havaya kaldırmadıgı idi. Baloncu dinlenmek için durakladigında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktıgını farkederek ona dogru yaklastı ve bütün cesaretini toplayarak:
-Baloncu amca, dedi. Biliyormusun benim hiç balonum olmadı.
Adam çocugu söyle bir süzdükten sonra:
-Paran var mı? diye sordu. sen onu söyle.
-Bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak.
-Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim.
Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadıgı gözleri dolu dolu olmus, yürümeye bile mecali kalmamıstı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktıgında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmus ve yol kenarindaki büyük bir akasya agacının dallarına takılmıstı. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona dogru dönerek:
-Küçük, diye seslendi. Balonları agaçtan kurtarırsan birini sana veririm.
Yapilan teklif, yavrucagın aklını basından almıstı. Kosarak agacın altına dogru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle firlatıp tırmanmaya basladi. Hedefine adım-adım yaklasırken duydugu heyecan, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikligiyle balonlara ulastıgında bir müddet onlari seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıstıgından digerlerinden ayrılmıs ve agaçta kalmıstı. Çocuk onu kurtarmaya kalkıssa, dikenlerden patlayacagını çok iyi biliyordu. Ister istemez balonu yerinde bırakıp asagıya indi ve adam dönerek:
-Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o?
Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
-Seninki agaçta kaldı evlat, dedi. Istersen çık al.
Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı. Kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklasmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak:
-Baloncu amca, dedi. Biliyormusun benim hiç balonum olmadı.
Adam çocugu söyle bir süzdükten sonra:
-Paran var mı? diye sordu. sen onu söyle.
-Bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak.
-Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim.
Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadıgı gözleri dolu dolu olmus, yürümeye bile mecali kalmamıstı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktıgında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmus ve yol kenarindaki büyük bir akasya agacının dallarına takılmıstı. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona dogru dönerek:
-Küçük, diye seslendi. Balonları agaçtan kurtarırsan birini sana veririm.
Yapilan teklif, yavrucagın aklını basından almıstı. Kosarak agacın altına dogru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle firlatıp tırmanmaya basladi. Hedefine adım-adım yaklasırken duydugu heyecan, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikligiyle balonlara ulastıgında bir müddet onlari seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıstıgından digerlerinden ayrılmıs ve agaçta kalmıstı. Çocuk onu kurtarmaya kalkıssa, dikenlerden patlayacagını çok iyi biliyordu. Ister istemez balonu yerinde bırakıp asagıya indi ve adam dönerek:
-Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o?
Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
-Seninki agaçta kaldı evlat, dedi. Istersen çık al.
Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı. Kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklasmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak: