03-31-2007, Saat: 03:51 PM
SEN GİTTİÄžİNDE
sonbahar tüm hüznü ile çöker omuzlarımın üstüne yapraklar sararır
Birden bire, dökülür hüzünlü omuzlarımdan kırık kalbimim derinliklerine. Yabancı dilde söylenen bir tangonun anlaşılır hisleri ele geçirir ruhumu sessizce Omuzlarıma doğru uçurumlara kendimi feda ederim gözyaşlarımın umutsuz direnişinde seninle birlikte sensiz sonsuzluğa düşerim pencereler kapatır göz kapaklarımın önünü gözlerim duymaz olur sesin zaten görülmez oysa sen yankılanırsın uzaklardan kopup gelen yüzünün izinde beni bana taşıyan bin bir türlü aşk tarifinde
SEN GİTTİÄžİNDE
Durur zaman, güneş, ay, bulutlar öylece durur. Dalgalar durur, rüzgârlar durur, insanlar durur. Ben durmam ben seni özlerim durmadan usanmadan bıkmadan döneceğin günü beklerim bulutlara takılırım güneşle şakalaşırım dolunayla gölgeni ararım dalgalar bir türlü yazıp sana atmadığım şişelerin hesabını sorar. Rüzgârlar kolumdan tutup beni sana taşımaya kalkar çok geçmeden insanlar ne olduğunu anlamaya başlar sen acımasız zamanı da beraberinde götürürsün tüm saatler, dakikalar, saniyeler saygı ile döneceğin günü bekler Bende beklerim Sensiz zamanı bensiz geçiririm.
SEN GİTTİÄžİNDE
Kırmızı bir mühür vurulur hayatımın üzerine. Sen gelene kadar tadilat nedeni ile kapalıyız der. Ruh dünyalarında yıllık sayımlar yapılır defterler açık verir ve tüm matematik işlemleri seni gösterir. Yediğim her şey seninle çarpılır duyduğum her heyecan sana bölünür. Seni düşünmediğim her an benden çıkartılır. Seni düşündüğüm her an benimle toplanır. Ve sonuç hep sen çıkar.
Bir tek senin sağlaması beni ben yapar.
Sensizken seni tanımak her zamankinden daha zorlaşır. O anlarda beni yalnızca senin varlığın taşır.
SEN GİTTİÄžİNDE
Gündüzleri sokak lambaları sanki hiç sönmüyor ve geceler zifiri karanlıkta geçiyor nefes alınmıyor yalnızca veriliyor. Arabalar duruyor yollar hareket ediyor. Güneş dünyanın etrafında dönüyor. Dünya ayın çekim alanına giriyor. Bir yara açılır senin her gidişinde içimde çaresiz bir hayat mahkûmu umutsuz bir yalan taciri.
sonbahar tüm hüznü ile çöker omuzlarımın üstüne yapraklar sararır
Birden bire, dökülür hüzünlü omuzlarımdan kırık kalbimim derinliklerine. Yabancı dilde söylenen bir tangonun anlaşılır hisleri ele geçirir ruhumu sessizce Omuzlarıma doğru uçurumlara kendimi feda ederim gözyaşlarımın umutsuz direnişinde seninle birlikte sensiz sonsuzluğa düşerim pencereler kapatır göz kapaklarımın önünü gözlerim duymaz olur sesin zaten görülmez oysa sen yankılanırsın uzaklardan kopup gelen yüzünün izinde beni bana taşıyan bin bir türlü aşk tarifinde
SEN GİTTİÄžİNDE
Durur zaman, güneş, ay, bulutlar öylece durur. Dalgalar durur, rüzgârlar durur, insanlar durur. Ben durmam ben seni özlerim durmadan usanmadan bıkmadan döneceğin günü beklerim bulutlara takılırım güneşle şakalaşırım dolunayla gölgeni ararım dalgalar bir türlü yazıp sana atmadığım şişelerin hesabını sorar. Rüzgârlar kolumdan tutup beni sana taşımaya kalkar çok geçmeden insanlar ne olduğunu anlamaya başlar sen acımasız zamanı da beraberinde götürürsün tüm saatler, dakikalar, saniyeler saygı ile döneceğin günü bekler Bende beklerim Sensiz zamanı bensiz geçiririm.
SEN GİTTİÄžİNDE
Kırmızı bir mühür vurulur hayatımın üzerine. Sen gelene kadar tadilat nedeni ile kapalıyız der. Ruh dünyalarında yıllık sayımlar yapılır defterler açık verir ve tüm matematik işlemleri seni gösterir. Yediğim her şey seninle çarpılır duyduğum her heyecan sana bölünür. Seni düşünmediğim her an benden çıkartılır. Seni düşündüğüm her an benimle toplanır. Ve sonuç hep sen çıkar.
Bir tek senin sağlaması beni ben yapar.
Sensizken seni tanımak her zamankinden daha zorlaşır. O anlarda beni yalnızca senin varlığın taşır.
SEN GİTTİÄžİNDE
Gündüzleri sokak lambaları sanki hiç sönmüyor ve geceler zifiri karanlıkta geçiyor nefes alınmıyor yalnızca veriliyor. Arabalar duruyor yollar hareket ediyor. Güneş dünyanın etrafında dönüyor. Dünya ayın çekim alanına giriyor. Bir yara açılır senin her gidişinde içimde çaresiz bir hayat mahkûmu umutsuz bir yalan taciri.