04-01-2007, Saat: 06:54 PM
SEF: Ooo, Kaan bey nerelerdesiniz? Kotu bir şey olmamıştır insallah.
(Yine gec geldi hiyar.)
KAAN: Sormayın müdür bey, basima neler geldi bir bilseniz!
(Ulan bu da beni her gun kapida bekliyor herhalde.)
SEF: Hayirdir n'oldu?
(Gozleri kan canagi, aksam odun gibi icmis bu hiyar!)
KAAN: Efendim dun halamin oglunun evinde kaldim, gecenin vakti karakola dustuk maalesef.
(Inandi galiba. Isterse detay sorsun, yol boyunca hikâye dusundum.)
SEF: (Inanmis gibi yaptim ya, gozleri parladi. Yol boyunca yalan dusunmustur zaten.) Allah Allah geçmiş olsun,gelin oturun soyle.
(Hala les gibi icki kokuyor it!)
KAAN: (O kadar da sakiz cignedik ama kokuya uyandi galiba lavuk)Simdi efendim,benim dayimin oğlu (lan demin halamın oglu mu demistim yoksa?)
Kedi ticaretiyle ugrasiyor.
SEF: (Oha! Uydurduğu mesleğe bak)
Aaa, cok ilginc bir is.Para birakiyor mu bari.
KAAN: (Sanane lan parasindan)Sokak kedisi degil efendim, amcamin oğlu (Lan valla iyice karistirdim. Amcaoglu muydu, dayioglu mu?)
Van kedisi satıyor.
SEF: Eee, n’olmus, kedi mafyasıyla başı derde mi girmis?
(Lafi soktuk ama anlayacak adam nerede?)
KAAN: (Espri yapti hayvan)Yok efendim, oyle değil. Simdi teyzemin oğlu (Ulan suna bastan kuzen desene, is iyice moka sardi )
Van kedisi satiyor. Istanbul’da bu isi sayili adam yapiyor biliyorsunuz.
SEF: Bu meslek dalini ilk kez sizden duydum, sayisini bilemiycem.
(Yahu, laf sokmaya çalışacağıma uçarak kafayı çaksam ya şuna. Neyse sakinleşeyim. )
KAAN: Neyse beyefendi, diger saticilardan biri, sokak kedilerini toplayip gozlerine lens takiyormus meger (uctuk mu ki?), sonra da değişik göz renkleri var diye Van kedisi olarak satiyormus.
SEF: (Vay ki vay, vay ki vay! Bu itin idrarini tahlile gondericem, alkol kafasi degil bu) Bakin siz su sahtekârlara.
KAAN: Kesinlikle haklisiniz efendim, neler var. Baksaniza, sen tut hayvanlarin gercek gozunun ustune renkli lens tak, sonra da Van kedisi diye sat. (Kesin abarttık)
SEF: (Onu anladık essek sıpası, gerisinde ne yumurtlaya can ben onu merak ediyorum)Sizin kuzenin ne alakasi var ki bununla?
(Kuzen dedim ya, sevindi, gözleri parladı. Salak...Salaak. ..Salaaak. ..)
KAAN: (Kuzen dedi, valla kuzen dedi. Kurtuldum stresten)
Efendim, İstanbul’da ne kadar Van kedisi ticareti yapan varsa topluyorlar.
SEF: Doğru ya, zaten sayili.
(Bunu dövmek de beni kesmeyecek, ne yapsam acaba?)
KAAN: Aynen oyle beyefendi. Neyse, evdeyim diye beni de aldilar.
(Of be, kurtulduk galiba)
SEF: (Karsi saldirinin zamani geldi),Neyse olayin ayrintilarini okuruz gazetelerden, ilginc olay, kesin haber olur.
(Bakalım nasıl karşılayacak?)
KAAN: (Bunu da hesapladim dallama, ulan ne zekiyim be.)
Yok, efendim, yapanlar bulundu. Sonra araya bir suru insan girdi, bizim yeğen (hay anasını mictik) de suçsuz olduğu için, ticari itibari sarsılmasın diye gazetelere yansimayacak olay.
SEF: (Bak, bak, bak. Yavsaga bak! Analitik dusunuyor ya,bunu da hesaplamis.Analitik kötek atıcam bu deveye)
Neyse, gecmis olsun. Siz bugun eve gidin, iyice bi dinlenin isterseniz. Moraliniz bozulmus, uykusuz kalmissiniz.
(Lan bi git, daha kapida yersin ucan tekmeyi. Bu sefer girismezsem serefsizim)
KAAN: (Hisar'da manitalar bekliyor, tabii giderim kerizim. Lan bu lambayı da müdür yapmışlar ya buraya, helal olsun valla.He he he.)
Sagolun, aslinda iyi degilim, dinlensem gerçekten iyi olur.
(Lan herif saatini falan cikariyor, odunu yiyeceğiz galiba, vazgecelim) Ama gece ne gune duruyor ki beyefendi, gece dinlenirim.
Zaten gec geldim, arkadaslara da ayip oldu.
SEF: (Saati çıkarmadan dalmam lazımdı aslında uyandı hayvan)E hadi yerinize gecin o zaman. Tekrar tekrar geçmiş olsun.
(Isten kovmak tatmin etse, dakikada kovucam da, dövmem lazım, söyle evire çevire dövmem lazım ki hincimi alabileyim. Neyse bir dahaki sefere)
KAAN: Sagolun efendim, anlayisiniza teşekkür ederim
(Lan gitse miydim ki? Saati öylesine çıkardı belki de.)
(Yine gec geldi hiyar.)
KAAN: Sormayın müdür bey, basima neler geldi bir bilseniz!
(Ulan bu da beni her gun kapida bekliyor herhalde.)
SEF: Hayirdir n'oldu?
(Gozleri kan canagi, aksam odun gibi icmis bu hiyar!)
KAAN: Efendim dun halamin oglunun evinde kaldim, gecenin vakti karakola dustuk maalesef.
(Inandi galiba. Isterse detay sorsun, yol boyunca hikâye dusundum.)
SEF: (Inanmis gibi yaptim ya, gozleri parladi. Yol boyunca yalan dusunmustur zaten.) Allah Allah geçmiş olsun,gelin oturun soyle.
(Hala les gibi icki kokuyor it!)
KAAN: (O kadar da sakiz cignedik ama kokuya uyandi galiba lavuk)Simdi efendim,benim dayimin oğlu (lan demin halamın oglu mu demistim yoksa?)
Kedi ticaretiyle ugrasiyor.
SEF: (Oha! Uydurduğu mesleğe bak)
Aaa, cok ilginc bir is.Para birakiyor mu bari.
KAAN: (Sanane lan parasindan)Sokak kedisi degil efendim, amcamin oğlu (Lan valla iyice karistirdim. Amcaoglu muydu, dayioglu mu?)
Van kedisi satıyor.
SEF: Eee, n’olmus, kedi mafyasıyla başı derde mi girmis?
(Lafi soktuk ama anlayacak adam nerede?)
KAAN: (Espri yapti hayvan)Yok efendim, oyle değil. Simdi teyzemin oğlu (Ulan suna bastan kuzen desene, is iyice moka sardi )
Van kedisi satiyor. Istanbul’da bu isi sayili adam yapiyor biliyorsunuz.
SEF: Bu meslek dalini ilk kez sizden duydum, sayisini bilemiycem.
(Yahu, laf sokmaya çalışacağıma uçarak kafayı çaksam ya şuna. Neyse sakinleşeyim. )
KAAN: Neyse beyefendi, diger saticilardan biri, sokak kedilerini toplayip gozlerine lens takiyormus meger (uctuk mu ki?), sonra da değişik göz renkleri var diye Van kedisi olarak satiyormus.
SEF: (Vay ki vay, vay ki vay! Bu itin idrarini tahlile gondericem, alkol kafasi degil bu) Bakin siz su sahtekârlara.
KAAN: Kesinlikle haklisiniz efendim, neler var. Baksaniza, sen tut hayvanlarin gercek gozunun ustune renkli lens tak, sonra da Van kedisi diye sat. (Kesin abarttık)
SEF: (Onu anladık essek sıpası, gerisinde ne yumurtlaya can ben onu merak ediyorum)Sizin kuzenin ne alakasi var ki bununla?
(Kuzen dedim ya, sevindi, gözleri parladı. Salak...Salaak. ..Salaaak. ..)
KAAN: (Kuzen dedi, valla kuzen dedi. Kurtuldum stresten)
Efendim, İstanbul’da ne kadar Van kedisi ticareti yapan varsa topluyorlar.
SEF: Doğru ya, zaten sayili.
(Bunu dövmek de beni kesmeyecek, ne yapsam acaba?)
KAAN: Aynen oyle beyefendi. Neyse, evdeyim diye beni de aldilar.
(Of be, kurtulduk galiba)
SEF: (Karsi saldirinin zamani geldi),Neyse olayin ayrintilarini okuruz gazetelerden, ilginc olay, kesin haber olur.
(Bakalım nasıl karşılayacak?)
KAAN: (Bunu da hesapladim dallama, ulan ne zekiyim be.)
Yok, efendim, yapanlar bulundu. Sonra araya bir suru insan girdi, bizim yeğen (hay anasını mictik) de suçsuz olduğu için, ticari itibari sarsılmasın diye gazetelere yansimayacak olay.
SEF: (Bak, bak, bak. Yavsaga bak! Analitik dusunuyor ya,bunu da hesaplamis.Analitik kötek atıcam bu deveye)
Neyse, gecmis olsun. Siz bugun eve gidin, iyice bi dinlenin isterseniz. Moraliniz bozulmus, uykusuz kalmissiniz.
(Lan bi git, daha kapida yersin ucan tekmeyi. Bu sefer girismezsem serefsizim)
KAAN: (Hisar'da manitalar bekliyor, tabii giderim kerizim. Lan bu lambayı da müdür yapmışlar ya buraya, helal olsun valla.He he he.)
Sagolun, aslinda iyi degilim, dinlensem gerçekten iyi olur.
(Lan herif saatini falan cikariyor, odunu yiyeceğiz galiba, vazgecelim) Ama gece ne gune duruyor ki beyefendi, gece dinlenirim.
Zaten gec geldim, arkadaslara da ayip oldu.
SEF: (Saati çıkarmadan dalmam lazımdı aslında uyandı hayvan)E hadi yerinize gecin o zaman. Tekrar tekrar geçmiş olsun.
(Isten kovmak tatmin etse, dakikada kovucam da, dövmem lazım, söyle evire çevire dövmem lazım ki hincimi alabileyim. Neyse bir dahaki sefere)
KAAN: Sagolun efendim, anlayisiniza teşekkür ederim
(Lan gitse miydim ki? Saati öylesine çıkardı belki de.)