04-03-2007, Saat: 05:19 PM
Yok yok yok...Uykum bu gece de yok.
Neden acaba diyorum. Neden acaba?
Yaşam temposunun hızlı oluşu mu?
Geçmişle bitmeyen hesaplaşmalarım mı?
Geleceğe yönelik artan kaygılarım mı?
Vehimlerim mi?
Çektiğim çileler mi?
Bel ağrılarım mı?
Dauussıla yaram mı?
Sonu gelmez soru yağmurları mı?
Artan tecrübelerim mi?
Genişleyen görme alanım mı?
Almada zorlandığım kararlar mı?
Gelmeyen cevapların sessizliği, üstesinden gelemediğim kompleksler, beceremediğim sabır ve tevekkül mü?
Bir soru daha soruyorum; başımı yastığa koyunca uykuya
daldığım geceler de olacak mı ?
Bilmiyorum...bilemiyorum...Ama bir şey biliyorum ki o da bugün onun şehrin en işlek caddesinde elindeki poşetle , siyah kıyafetler içinde otobüs durağına doğru gidişiydi.
Akşam yedi sıralarıydı,görmemle kalabalığın içine karışıp kaybolması bir oldu; tıpkı sabah uyandığımda yanımda bulamayaşım gibi.
Rüyalarıma hep o şuh bakışlarıyla çıkıyor. Altın bir kasede sürüyor dudaklarıma ağusunu, kömür karası gözlerinden mecnununun en zayıf noktasına zerk ediyor zehrini. Ateşi bırakıp da kaçıyor işte böyle Nemrut misali. Uyanıyorum...Boncuk boncuk terlemişim, nevrim dönmüş, kalbim güvercin kalbi gibi çarpıyor,soluk alıp veriyorum ve soruyorum....'Yine aynı mi rüya Allah'ım.. Neden böyle, neden?'diye geçirirken içimden artık terk ediyorum korku tünelimi.
Her şey onunla buruk ayrılmamızdan mı kaynaklandı diye soruyorum kendime. Onunla tanıştığım günden muhabbeti çektiğim mesajla kestiğim son güne kadarki kayıtlı görüntüleri işlenmiş olarak giriyor rüyalarıma.
Seviyor ama sevmiyor kabilinden davranışları,tevilli sözleri, ok misali kirpiklerinden çıkan son mağrur bakışları ceylanın peşine düşmüş aslan gibi kovalıyor hep hiç bitmemecesine rüyalarımda beni.
Yaklaşık iki yıldır en çok onu görüyorum düşlerimde ve soruyorum kendime acaba o da beni görüyor mu düşlerinde, acaba o da birden kalkıyor mu yatağından nefes nefese. Acaba ben de geziyor muyum rüyalarında? Ruhsal etkileşimde miyiz?
Ahını mı aldım? Kalbini mi kırdım? Ne yaptım ki aşkımda acı reva görüldü?
Bendeki nefreti mi yoksa eziklikle karışık gururunun farklı bir tecessümü mü bu, nedir?
Ya kendimle başbaşa kaldığım zamanlarda şah damarımdan yakalayışı...
Nedir bu tanımsız şey?
Neyin dışavurumu, neyin içe yönelişi?
Neyin, nereden, neden gelişi?
Haykırıyorum.. Git diyorum .. gelme diyorum artık..
Gelmesen de emanetim olan kanayan kalbimi bana geri ver
Neden acaba diyorum. Neden acaba?
Yaşam temposunun hızlı oluşu mu?
Geçmişle bitmeyen hesaplaşmalarım mı?
Geleceğe yönelik artan kaygılarım mı?
Vehimlerim mi?
Çektiğim çileler mi?
Bel ağrılarım mı?
Dauussıla yaram mı?
Sonu gelmez soru yağmurları mı?
Artan tecrübelerim mi?
Genişleyen görme alanım mı?
Almada zorlandığım kararlar mı?
Gelmeyen cevapların sessizliği, üstesinden gelemediğim kompleksler, beceremediğim sabır ve tevekkül mü?
Bir soru daha soruyorum; başımı yastığa koyunca uykuya
daldığım geceler de olacak mı ?
Bilmiyorum...bilemiyorum...Ama bir şey biliyorum ki o da bugün onun şehrin en işlek caddesinde elindeki poşetle , siyah kıyafetler içinde otobüs durağına doğru gidişiydi.
Akşam yedi sıralarıydı,görmemle kalabalığın içine karışıp kaybolması bir oldu; tıpkı sabah uyandığımda yanımda bulamayaşım gibi.
Rüyalarıma hep o şuh bakışlarıyla çıkıyor. Altın bir kasede sürüyor dudaklarıma ağusunu, kömür karası gözlerinden mecnununun en zayıf noktasına zerk ediyor zehrini. Ateşi bırakıp da kaçıyor işte böyle Nemrut misali. Uyanıyorum...Boncuk boncuk terlemişim, nevrim dönmüş, kalbim güvercin kalbi gibi çarpıyor,soluk alıp veriyorum ve soruyorum....'Yine aynı mi rüya Allah'ım.. Neden böyle, neden?'diye geçirirken içimden artık terk ediyorum korku tünelimi.
Her şey onunla buruk ayrılmamızdan mı kaynaklandı diye soruyorum kendime. Onunla tanıştığım günden muhabbeti çektiğim mesajla kestiğim son güne kadarki kayıtlı görüntüleri işlenmiş olarak giriyor rüyalarıma.
Seviyor ama sevmiyor kabilinden davranışları,tevilli sözleri, ok misali kirpiklerinden çıkan son mağrur bakışları ceylanın peşine düşmüş aslan gibi kovalıyor hep hiç bitmemecesine rüyalarımda beni.
Yaklaşık iki yıldır en çok onu görüyorum düşlerimde ve soruyorum kendime acaba o da beni görüyor mu düşlerinde, acaba o da birden kalkıyor mu yatağından nefes nefese. Acaba ben de geziyor muyum rüyalarında? Ruhsal etkileşimde miyiz?
Ahını mı aldım? Kalbini mi kırdım? Ne yaptım ki aşkımda acı reva görüldü?
Bendeki nefreti mi yoksa eziklikle karışık gururunun farklı bir tecessümü mü bu, nedir?
Ya kendimle başbaşa kaldığım zamanlarda şah damarımdan yakalayışı...
Nedir bu tanımsız şey?
Neyin dışavurumu, neyin içe yönelişi?
Neyin, nereden, neden gelişi?
Haykırıyorum.. Git diyorum .. gelme diyorum artık..
Gelmesen de emanetim olan kanayan kalbimi bana geri ver