04-08-2007, Saat: 03:56 AM
Saatlerdir bilgisayarin basinda oturuyordu, hala bekledigi mail gelmemisti.Silkindi. Kac saat olmustu bilgisayar basina oturali?iki saatten fazla olmus, koskoca iki saat? Arkadaslari yemege davet etmisti, Sinan sinemaya,oda arkadaslari ise fal partisine.. Hiçbirini kabul etmemisti. Simdi bu ücra internet cafede gelecek o maili bekliyordu. Daha ne kadar sürecekti?Kimbilir belki bugün hesabina bile girmemisti, girmeyecekti? Girse bile yazacagi daha önemli insanlar vardi belki... Belki de onun ona önem verdigi gibi o ona önem vermiyordu? Yok canim! O da en az Sevgi kadar deger veriyordu Sevgi'ye, yazdigi her mesajin karsiligi ertesi güne geliyor, hadi ertesi gün olmadi birkaç gün içinde gecikmenin özürünü de içeren mail hesabinda bekliyordu Sevgi'yi. Aylar olmustu yazismaya baslayali, bir kez bile aksamamisti mailler. Ta ki bu haftaya kadar. Hafta basindan beri tek bir satir gelmemisti ondan. Tuhaf! Oysa kendisi yazacak bir sey bulamasa ki bu da ayda yilda bir olurdu ! forward edilmis mesajlar
gönderirdi, güzel sözler, fikralar ya da ufacik bir e-kart. Üçüncü gün dayanamamis, onu merak ettigini söyledigi bir mail göndermisti: Heeeey,öldün mü kaldin mi? Haber verseneeeee! diye sakalasmisti üstelik. Ses seda yoktu yine karsi tarafta, besinci gün iyiden iyiye meraklanir olmustu, hatta bir sapigin onun hesabina girip gelen mesajlari ondan önce okuyupsildigini bile düsünmüstü. iyisi mi oturup bütün gün bekleyecekti bilgisayar basinda, hem icinde de bir s üphe kalmayacakti böylece. Bugün
sekizinci gün de bitmisti. Yine en ufak bir yazi bile gelmemisti. Unuttu beni diye geçirdi içinden. Tabii, ne bekliyordun ki! diye kizdi kendi kendine. Alay etti bir süre bu cocukluguyla. Hiç görmedigi, sadece yazilariyla, siirleriyle tanidigi biriydi karsidaki ve hep öyle uzakta öyle bilinmez kalacakti. Ne bekliyordu ki? Kendisi de bilmiyordu. Hayalinde bu yazilari yazan kisiyi bir türlü canlandiramiyordu.Ne zaman gözlerini kapasa sadece bir çift el görüyordu, klavyenin tuslarina dokunan güzel parmaklar... Bu elin kime ait oldugunu görmeye çalisiyor didiniyor ama hayali bir anda dagilan sis gibi yok oluyordu. Ertesi gün solugu yine bilgisayar basinda aldi. Bekledi, bekledi. Birkac arkadasindan gelen mailleri yanitladi hemencecik. Aslinda böyle beklemek fena da olmuyordu hani.Zaten tatildeydi yapacak baska bir isi yoktu, arkadaslarindan çogu eve dönmüstü kalanlar ise onu çagirsa da o pek istemiyordu. Bu düsüncelere dalmisken yeni bir mesaj geldi. Hayret adres pek yabanciydi ona. Biraz tereddüt ettikten sonra yüregi korku içinde açti. Mail "Merhaba ben Akin'in çok yakin arkadasiyim. Kendisini trafik kazasinda kaybettik, telefon defterinin arasinda sizin mail adresinizi bulduk ve haber vermeyi uygun gördük. Basimiz sagolsun" diyor ve devam ediyordu ama
mailin devami onu ilgilendirmiyordu artyk. Okuyacagini okumu?tu zaten.Kaçinci ölum haberiydi bu, bu kaçinci deger verdigi insandiyitip giden?Bazen bütün ugursuzlugun kendinde oldugunu düsünüyordu. Sonra saçma geliyordu düsündükleri, ama ne farkederdi ki iste çok sevdigi, her gün yazdiklariyla onun gününe renk katan o kisi artik yoktu. Kötü bir saka olamaz miydi? Ne yapacakti simdi? Bekledigi mail gelmismiydi? Ne yani kalkip gidecek ve bir daha gelmeyecek miydi? Bir daha o güzel mesajlari hiç göremeyecek bir daha o elleri hayal edememenin üzüntüsüyle dogruldu. " Cebinden size henüz yollamadigi , yollamak için
dogum gününüzü bekledigi bir siir bulduk. Tipki sahibine ulasmamis bir mektup gibi duruyordu oracikta. Asagida onun sizin için yazdigi son siiri bulacaksiniz."
VAR MISIN?
Biliyorum sasiracaksin,
Son sözler gibi gelecek kulagina,
Yoo yanilmiyorsun , son sözler bunlar
Bu uzakligi kaldirmak için ortadan sadece bir ufacik bir histik
Sen bana ben sana iki satir laf iki misralik siirdik,
Bir gülücüktük, bir soru isareti,
Oysa daha fazlasini istemek bencillik mi?
Anla artik! sözler var ama satirlar yetersiz,
Düsünceler var ama sayfalar yetersiz,
Duygular var ama misralar yetersiz,
Anla artik, biliyorum bir sen var bir de ben ,
Uzak uzak yerlerde ayri ayri sehirlerde
Ama desem ki sana, biz demeye var misin?
Desem ki ne sen olsun ne de ben,
Bir biz olalim Var misin?
Akin Yildiz
Sasirmisti, istemezdi etraftakilerin gözü önünde aglasin. Hiç adeti degildi.Ne de olsa. Oysa Akin hep "Nasil hissediyorsan öyle ol baskalarini bosver "derdi. iste her zamanki gibi yine dinlemisti onun sözünü. Demek o da ayni seyleri hissetmis, o da artik bu uzakligi kaldirmak istemisti. Dogum günü geçmisti, hem de yine bilgisayar basinda.Yeni bir yasa daha girmisti iste,yepyeni bir yas, yepyeni umutlar, acilar, mutluluklar. Her yas olgunlastirirmis biraz daha insani, belki de en cok bu yasa girdiginde olgunlastigini anlayacakti yillar sonra arkasina dönüp baktiginda kimbilir.Akin! Kahretsin, seni simdiden özledim diyerek hiçkiriklara gömüldü. Neden?sonra eli yanita gitti. Akin'a gec kalmis bir yanitti bu.
Sadece tek bir sözcük yazdi: VARIM!
gönderirdi, güzel sözler, fikralar ya da ufacik bir e-kart. Üçüncü gün dayanamamis, onu merak ettigini söyledigi bir mail göndermisti: Heeeey,öldün mü kaldin mi? Haber verseneeeee! diye sakalasmisti üstelik. Ses seda yoktu yine karsi tarafta, besinci gün iyiden iyiye meraklanir olmustu, hatta bir sapigin onun hesabina girip gelen mesajlari ondan önce okuyupsildigini bile düsünmüstü. iyisi mi oturup bütün gün bekleyecekti bilgisayar basinda, hem icinde de bir s üphe kalmayacakti böylece. Bugün
sekizinci gün de bitmisti. Yine en ufak bir yazi bile gelmemisti. Unuttu beni diye geçirdi içinden. Tabii, ne bekliyordun ki! diye kizdi kendi kendine. Alay etti bir süre bu cocukluguyla. Hiç görmedigi, sadece yazilariyla, siirleriyle tanidigi biriydi karsidaki ve hep öyle uzakta öyle bilinmez kalacakti. Ne bekliyordu ki? Kendisi de bilmiyordu. Hayalinde bu yazilari yazan kisiyi bir türlü canlandiramiyordu.Ne zaman gözlerini kapasa sadece bir çift el görüyordu, klavyenin tuslarina dokunan güzel parmaklar... Bu elin kime ait oldugunu görmeye çalisiyor didiniyor ama hayali bir anda dagilan sis gibi yok oluyordu. Ertesi gün solugu yine bilgisayar basinda aldi. Bekledi, bekledi. Birkac arkadasindan gelen mailleri yanitladi hemencecik. Aslinda böyle beklemek fena da olmuyordu hani.Zaten tatildeydi yapacak baska bir isi yoktu, arkadaslarindan çogu eve dönmüstü kalanlar ise onu çagirsa da o pek istemiyordu. Bu düsüncelere dalmisken yeni bir mesaj geldi. Hayret adres pek yabanciydi ona. Biraz tereddüt ettikten sonra yüregi korku içinde açti. Mail "Merhaba ben Akin'in çok yakin arkadasiyim. Kendisini trafik kazasinda kaybettik, telefon defterinin arasinda sizin mail adresinizi bulduk ve haber vermeyi uygun gördük. Basimiz sagolsun" diyor ve devam ediyordu ama
mailin devami onu ilgilendirmiyordu artyk. Okuyacagini okumu?tu zaten.Kaçinci ölum haberiydi bu, bu kaçinci deger verdigi insandiyitip giden?Bazen bütün ugursuzlugun kendinde oldugunu düsünüyordu. Sonra saçma geliyordu düsündükleri, ama ne farkederdi ki iste çok sevdigi, her gün yazdiklariyla onun gününe renk katan o kisi artik yoktu. Kötü bir saka olamaz miydi? Ne yapacakti simdi? Bekledigi mail gelmismiydi? Ne yani kalkip gidecek ve bir daha gelmeyecek miydi? Bir daha o güzel mesajlari hiç göremeyecek bir daha o elleri hayal edememenin üzüntüsüyle dogruldu. " Cebinden size henüz yollamadigi , yollamak için
dogum gününüzü bekledigi bir siir bulduk. Tipki sahibine ulasmamis bir mektup gibi duruyordu oracikta. Asagida onun sizin için yazdigi son siiri bulacaksiniz."
VAR MISIN?
Biliyorum sasiracaksin,
Son sözler gibi gelecek kulagina,
Yoo yanilmiyorsun , son sözler bunlar
Bu uzakligi kaldirmak için ortadan sadece bir ufacik bir histik
Sen bana ben sana iki satir laf iki misralik siirdik,
Bir gülücüktük, bir soru isareti,
Oysa daha fazlasini istemek bencillik mi?
Anla artik! sözler var ama satirlar yetersiz,
Düsünceler var ama sayfalar yetersiz,
Duygular var ama misralar yetersiz,
Anla artik, biliyorum bir sen var bir de ben ,
Uzak uzak yerlerde ayri ayri sehirlerde
Ama desem ki sana, biz demeye var misin?
Desem ki ne sen olsun ne de ben,
Bir biz olalim Var misin?
Akin Yildiz
Sasirmisti, istemezdi etraftakilerin gözü önünde aglasin. Hiç adeti degildi.Ne de olsa. Oysa Akin hep "Nasil hissediyorsan öyle ol baskalarini bosver "derdi. iste her zamanki gibi yine dinlemisti onun sözünü. Demek o da ayni seyleri hissetmis, o da artik bu uzakligi kaldirmak istemisti. Dogum günü geçmisti, hem de yine bilgisayar basinda.Yeni bir yasa daha girmisti iste,yepyeni bir yas, yepyeni umutlar, acilar, mutluluklar. Her yas olgunlastirirmis biraz daha insani, belki de en cok bu yasa girdiginde olgunlastigini anlayacakti yillar sonra arkasina dönüp baktiginda kimbilir.Akin! Kahretsin, seni simdiden özledim diyerek hiçkiriklara gömüldü. Neden?sonra eli yanita gitti. Akin'a gec kalmis bir yanitti bu.
Sadece tek bir sözcük yazdi: VARIM!