09-10-2008, Saat: 11:03 PM
09-10-2008, Saat: 11:04 PM
Yokluğun..
Ah o dayanılmaz yokluğun var ya.. Uyutmuyor. Nefes aldırmıyor. Hiç bir şeyi yaşatmıyor. Bırak yaşatmayı..
Uzaktasın
ayrısın benden; sana duyduğum sonsuz sevgime
aşkıma rağmen. Var uzakta ol. Sana dokunamasam bile
yanımda göremesem bile her gün açacak bir çiçek. Senin için.. Aşk için..
Yokluğun.. Buz gibi. Zemheride bırakıyor yüreğimi. İçmeye çalıştığım bir bardak tavşan kanı çay bile ısıtmıyor içimi
okuduğum bir dolu aşk şiiri dindirmiyor yüreğimdeki sensizliği..
Ellerimsin
gözlerimsin. Yokluğunda daha da iyi anladım bunu. Benim bunu anlamam bir şey ifade etmiyor ama.. Hatta bunu anlamam sevdamı daha da büyütüyor
yüceltiyor kalbimde. Azalacağı yerde kat be kat artıyor sana olan sevgim..
Kalbimin seni sınırsız
karşılıksız katıksız sevmesini; bülbülle gülün tutkusuna
şarkılardaki söz ve müziğin vazgeçilmez arkadaşlığına benzetiyorum..
Ama şöyle bir düşünüyorum..
Çok sevmek işe yaramıyor bazı aşklarda. İşe yaramıyor demeyelim de sadece çok sevmek yetmiyor bazı aşklarda. Yani benim şu anki durumum. Gönlümün sevdiğim kişi yani senin tarafından sevilme isteğini bir tarafa bırakalım
sonsuz ve de katıksız bir sevgi ile seni seviyorum ama sen yoksun. Yokluğunla başbaşayım
seninle olmam gereken yerde..
Nerdesin..? Gel..
Yüreğimde aşkın serinliğini
sevginin dinginliğini
aşkın heyecanlarını
kıpırtılarını hissetmek istiyorum. Seninle birlikte..
"Sevgi bir yürekteki yoğun duyguların
başka bir yüreğe akmasıdır..'' diye okumuştum bir yerde. Çok doğru. Yüreğine akıyor
yüreğimdeki o tarifsiz duygular. Hissediyor musun bilmem..?
Aşk
yüreklerin en kuytu yerindeki sürekli okşayıcı bir şarkı; bitmesi hiç istenmeyen
defalarca dinlenmek istenen..
Sen de yaşadığımız güzel anları düşün. Sadece aşkı.. Bir aşk şarkısı eşliğinde..
Ben aşkı düşünüyorum şu an. Yüreğimden zihnime yansıyanlar bunlar..
Bebek için ağlamak
yazar için yazmak
volkan için patlamak
kuş için uçmak
hanendeler için şarkı söylemek
çıra için yanmak
su için akmak
fırtına için esmek
yağmur için yağmak
yıldız için parlamak
sis için çökmek
miskamberler için kokmak
şair için şiir
ağaç için kök
gül için gonca
çiçek için açmak
nehir için coşmak
güneş için doğmak
bülbül için gül
sevgi için paylaşılmak ne ise yürek için aşk odur..
Nefes almak
yaşamın nasıl "olmazsa olmaz"ı ise sevginin bir kıvılcımla ateşlediği aşk da yüreğin "olmazsa olmaz"ıdır..
Korkulan
kaçılan ama vazgeçilemeyen
duygularımızı yüreğimizin diline bıraktıran
şaşırtan
havalara uçuran
yerden yere vuran
bizi anlatılmaz telaşa koyan..
Aşk böyle bir şey işte..
Şimdi seninle aramızda
kalbimde keskin acısını hissettiğim kahrolası uzaklık var.
Var ama..
Gelmeni istesem.. Gelir misin..?
Bilmiyorum..
Ama şunu iyi biliyorum ki
kader hiç bir şeyi yarım bırakmıyor..
Biliyorum bigün gelecegim (Geleceksin)Bana...
Ah o dayanılmaz yokluğun var ya.. Uyutmuyor. Nefes aldırmıyor. Hiç bir şeyi yaşatmıyor. Bırak yaşatmayı..
Uzaktasın



Yokluğun.. Buz gibi. Zemheride bırakıyor yüreğimi. İçmeye çalıştığım bir bardak tavşan kanı çay bile ısıtmıyor içimi

Ellerimsin


Kalbimin seni sınırsız


Ama şöyle bir düşünüyorum..
Çok sevmek işe yaramıyor bazı aşklarda. İşe yaramıyor demeyelim de sadece çok sevmek yetmiyor bazı aşklarda. Yani benim şu anki durumum. Gönlümün sevdiğim kişi yani senin tarafından sevilme isteğini bir tarafa bırakalım


Nerdesin..? Gel..
Yüreğimde aşkın serinliğini



"Sevgi bir yürekteki yoğun duyguların


Aşk


Sen de yaşadığımız güzel anları düşün. Sadece aşkı.. Bir aşk şarkısı eşliğinde..
Ben aşkı düşünüyorum şu an. Yüreğimden zihnime yansıyanlar bunlar..
Bebek için ağlamak



















Nefes almak

Korkulan






Aşk böyle bir şey işte..
Şimdi seninle aramızda

Var ama..
Gelmeni istesem.. Gelir misin..?
Bilmiyorum..
Ama şunu iyi biliyorum ki

Biliyorum bigün gelecegim (Geleceksin)Bana...
09-11-2008, Saat: 12:12 AM
emeğine sağlık canım 

09-11-2008, Saat: 01:00 AM
09-11-2008, Saat: 02:45 AM
tesekkurler
09-12-2008, Saat: 08:16 PM
teşekkür ederim beğendiğinize sevindim 

11-03-2008, Saat: 09:53 PM
Unut/ma beni...
Ruhum komada... Ruh ölür mü? Ruhlar/da ölür, yorulur senden öğrendim...
Dinle/me, kalp atışlarımı... Onlar çoktan durdu... Nabzım karışmıyor artık, sesine!
Senin sokaklarında adımı heceledim hep... Adımı aradım yüzünün tutunaksız merdivenlerinde... Dilinden düşerken yerlere, kirpiklerine astım Ef'i, Sun savruldu bilmediğim bir kente, ayaklarının güzüne!... Ef-Sun düş'tü, kanadı...
Sana her uzanışımda, üstüme bastın... Dib(-in)e vurdum en dibe!...
Ruh katili! Acıyı ördün saçlarıma, gecelerimde ki yıldızları indirdin yeryüzüne, gülüşlerimi hapsettin duvarlarına! Beyaza leke düşer dedim, mürekkebin kirletti düşlerimi! Ay ışığı'ndan yıldızları (ç)alamıyorum, göğe ellerim uzandığında, ekleyemiyorum gözlerime, tekrar gülerlerdi belki! Yerine koy onları! Yakışmadılar yeryüzüne, tıpkı senin aşk(-ım)a yakışmadığın gibi!
Nefes diye soluklandığım hava, ciğerlerimi boğuyor... Parçalanmış ömrüme yama yapıyorum bıraktığın hüznü... Ama arada bir de düşünüyorum, delik deşik aldanmışlıklarım dururken sen değilsin bu mutsuzluğun nedeni... Hep koyu siyah yalnızlıktı taşıdığım, şimdi içine kırmızı damladı.
Sol yanımda ki kesik, ihanetinin arsız dikeni! Sus, bana aşk de/me! Yoksu(l-n)luğunda peydahladığın, (p)hiçim ben! Ayazlar da üşüttüğün, gülüşlerinle emzirmediğin, sana aç bıraktığın! Suretimin aslı yok! Adım yok! Babam yok! Yoklukların içinde (p)hiçim! Faili belli olan (h)***! Mezar taşıma adını yaz! Doğuşuma sevinmedin sevgili(m), ölümüme ağlasın melekler(in)!
Cesedimde parmak izlerin var! Yaşanmışlıklar(-ımız) tebessüm ediyorlar her köşede... Olay yeri inceleme ekipleri gelecek birazdan! Yalanları kuşan/ma... Tanrı inecek, anlatacak cinayetini!
Ne çabuk bulandım kırmızıya, siyahın masumiyetindeyken... Rahmim de kürtaj kırıntıları... Oluk oluk akıyor geceye kan!
Oysa prensestim ben ölmeden önce, camdan/dı yüreğimin ayakkabısı...
Masallar değişti, büyüdük...
Dedim ya; camdan/dı yüreğimin ayakkabısı zaten... Kırıldı(m)!
Gerçekleri kandıramaz kelimeler(in)...
Gidemezsin dedin...
Gittim...
Öldürürüm dedin...
Zaten ölüy(d)üm...
Terkettin...
Kaldın, kalandı terkeden! Yürek kapımı kapattım... Ayakkabımı eşiğine bıraktım...
Bana el/veda(lar)...
Özgürsün artık, yazılmayacaksan olsan da satırlarımda;
Günün aydın olsun Efsun'suz tümce...
Yaşat/ma beni...
Ruhum komada... Ruh ölür mü? Ruhlar/da ölür, yorulur senden öğrendim...
Dinle/me, kalp atışlarımı... Onlar çoktan durdu... Nabzım karışmıyor artık, sesine!
Senin sokaklarında adımı heceledim hep... Adımı aradım yüzünün tutunaksız merdivenlerinde... Dilinden düşerken yerlere, kirpiklerine astım Ef'i, Sun savruldu bilmediğim bir kente, ayaklarının güzüne!... Ef-Sun düş'tü, kanadı...
Sana her uzanışımda, üstüme bastın... Dib(-in)e vurdum en dibe!...
Ruh katili! Acıyı ördün saçlarıma, gecelerimde ki yıldızları indirdin yeryüzüne, gülüşlerimi hapsettin duvarlarına! Beyaza leke düşer dedim, mürekkebin kirletti düşlerimi! Ay ışığı'ndan yıldızları (ç)alamıyorum, göğe ellerim uzandığında, ekleyemiyorum gözlerime, tekrar gülerlerdi belki! Yerine koy onları! Yakışmadılar yeryüzüne, tıpkı senin aşk(-ım)a yakışmadığın gibi!
Nefes diye soluklandığım hava, ciğerlerimi boğuyor... Parçalanmış ömrüme yama yapıyorum bıraktığın hüznü... Ama arada bir de düşünüyorum, delik deşik aldanmışlıklarım dururken sen değilsin bu mutsuzluğun nedeni... Hep koyu siyah yalnızlıktı taşıdığım, şimdi içine kırmızı damladı.
Sol yanımda ki kesik, ihanetinin arsız dikeni! Sus, bana aşk de/me! Yoksu(l-n)luğunda peydahladığın, (p)hiçim ben! Ayazlar da üşüttüğün, gülüşlerinle emzirmediğin, sana aç bıraktığın! Suretimin aslı yok! Adım yok! Babam yok! Yoklukların içinde (p)hiçim! Faili belli olan (h)***! Mezar taşıma adını yaz! Doğuşuma sevinmedin sevgili(m), ölümüme ağlasın melekler(in)!
Cesedimde parmak izlerin var! Yaşanmışlıklar(-ımız) tebessüm ediyorlar her köşede... Olay yeri inceleme ekipleri gelecek birazdan! Yalanları kuşan/ma... Tanrı inecek, anlatacak cinayetini!
Ne çabuk bulandım kırmızıya, siyahın masumiyetindeyken... Rahmim de kürtaj kırıntıları... Oluk oluk akıyor geceye kan!
Oysa prensestim ben ölmeden önce, camdan/dı yüreğimin ayakkabısı...
Masallar değişti, büyüdük...
Dedim ya; camdan/dı yüreğimin ayakkabısı zaten... Kırıldı(m)!
Gerçekleri kandıramaz kelimeler(in)...
Gidemezsin dedin...
Gittim...
Öldürürüm dedin...
Zaten ölüy(d)üm...
Terkettin...
Kaldın, kalandı terkeden! Yürek kapımı kapattım... Ayakkabımı eşiğine bıraktım...
Bana el/veda(lar)...
Özgürsün artık, yazılmayacaksan olsan da satırlarımda;
Günün aydın olsun Efsun'suz tümce...
Yaşat/ma beni...
11-04-2008, Saat: 12:18 AM
Canim yine hasreti, huznu, ozlemi ve en onemliside sevgiyi butun sayfalara serpistirmissin..
Bu saydiklarimin hepside yureginde her daim var olsunlar..Hepside bir birine giden yol bir birine bagli bir kopru birindne biri eksik olunca digerlerininde bir anlami kalmaz...
Rabb'im bu guzellikleri yureginden yoksun etmesin ins..Yurek dolusu sevgilerimi ve tesekkurlerimi birakiyorum bu yuklu sayfana ve yuregine...



Bu saydiklarimin hepside yureginde her daim var olsunlar..Hepside bir birine giden yol bir birine bagli bir kopru birindne biri eksik olunca digerlerininde bir anlami kalmaz...
Rabb'im bu guzellikleri yureginden yoksun etmesin ins..Yurek dolusu sevgilerimi ve tesekkurlerimi birakiyorum bu yuklu sayfana ve yuregine...



11-04-2008, Saat: 05:27 AM
K€$K!NßI¢@K Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Canim yine hasreti, huznu, ozlemi ve en onemliside sevgiyi butun sayfalara serpistirmissin..
Bu saydiklarimin hepside yureginde her daim var olsunlar..Hepside bir birine giden yol bir birine bagli bir kopru birindne biri eksik olunca digerlerininde bir anlami kalmaz...
Rabb'im bu guzellikleri yureginden yoksun etmesin ins..Yurek dolusu sevgilerimi ve tesekkurlerimi birakiyorum bu yuklu sayfana ve yuregine...
Teşekkür ederim canım benim.
Bende bıraktığın yolladığın sevgini yüreğime alıyorum

11-04-2008, Saat: 08:39 PM
Konular birleştirilmiştir