04-18-2007, Saat: 10:58 PM
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum.
Ulaşılmaz oldun hep hayatımda.
Dokunmak,hissetmek,dolu dolu yaşamak isterken seni kocaman bir
yalnızlıktı payıma düşen.
Payıma düşen herşeyi erteledim.
Erteleyemediğim bir şey vardı sana benziyordu.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun.
Bozulmayan birşey'din..
Gidilecek yer olsan sonu olurdu sonu olmayan birşey'din..
Uykuda görülecek rüya olsan uyanırdım beni rüyamdan uyandırmayan birşey'din..
Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur.
Yalanım yok.
Geçmişten yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın yatağı değişmeyen ırmak gibi.
Yaşadıklarımız azdı zamana sığmadık yaşamak isterken herşeyi.
Bugün türkü söylüyorsam o gün türküde türkü gibi yaşamak isterim seni.
Ruhuma benziyordun.
Bir yanın göç bir yanın toprak kokuyordu.
Bazen yasaklandın bana bazen suç gibi boynumda taşıdım seni.
Yasaların bile tanımlayamadığı bir şey'din sen.
Haritama sığmazdın, her hücremde bir başka gülüyordun.
Nereli olduğumu seninle hatırlardım bana kendimi hatırlatan birşey'din..
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama dün değil yarın gibi birşeysin sen.
Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda.
Kabul ediyorum artık.
Yarınlarıma bu kalsın ama sen bilme..
Dünyada ne kadar acı ne kadar ölüm var?
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin.
Olsun bilme.
Bugün her acıyla biraz daha ölürken ben,
seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden..
Gecenin en karanlık yerindeyim.
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık olsan yinede istiyorum.
Sadece benim seni anladığımı kimsenin unutmamak
için defterine not düşmediği ama hayatında bir dip not
olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmayacağım seni.
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum.
Bir başka dilden seviyorum seni.
Gelincikler gibi bir mevsim değil dört iklim.
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok senden başka.
Bu şehrin orta yerinde çığlık çığlığa tek başıma kalsam da yine
SEVİYORUM SENİ..
BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR KENDİMİ SANA İHBAR EDİYORUM.
HADİ TUTUKLA BENİ....
Ulaşılmaz oldun hep hayatımda.
Dokunmak,hissetmek,dolu dolu yaşamak isterken seni kocaman bir
yalnızlıktı payıma düşen.
Payıma düşen herşeyi erteledim.
Erteleyemediğim bir şey vardı sana benziyordu.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun.
Bozulmayan birşey'din..
Gidilecek yer olsan sonu olurdu sonu olmayan birşey'din..
Uykuda görülecek rüya olsan uyanırdım beni rüyamdan uyandırmayan birşey'din..
Seni düşündükçe yoruluyorum desem dünyanın en büyük yalanı olur.
Yalanım yok.
Geçmişten yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın yatağı değişmeyen ırmak gibi.
Yaşadıklarımız azdı zamana sığmadık yaşamak isterken herşeyi.
Bugün türkü söylüyorsam o gün türküde türkü gibi yaşamak isterim seni.
Ruhuma benziyordun.
Bir yanın göç bir yanın toprak kokuyordu.
Bazen yasaklandın bana bazen suç gibi boynumda taşıdım seni.
Yasaların bile tanımlayamadığı bir şey'din sen.
Haritama sığmazdın, her hücremde bir başka gülüyordun.
Nereli olduğumu seninle hatırlardım bana kendimi hatırlatan birşey'din..
Uzaksın, yakınsın, özlenensin ama dün değil yarın gibi birşeysin sen.
Bugün herşeyi değiştirmek için çabalarken sen değişmeyen olarak duruyorsun karşımda.
Kabul ediyorum artık.
Yarınlarıma bu kalsın ama sen bilme..
Dünyada ne kadar acı ne kadar ölüm var?
Bir seni bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin.
Olsun bilme.
Bugün her acıyla biraz daha ölürken ben,
seni düşündükçe hayata dönüyorum yeniden..
Gecenin en karanlık yerindeyim.
Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar ışık olsan yinede istiyorum.
Sadece benim seni anladığımı kimsenin unutmamak
için defterine not düşmediği ama hayatında bir dip not
olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmayacağım seni.
Her şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum.
Bir başka dilden seviyorum seni.
Gelincikler gibi bir mevsim değil dört iklim.
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok senden başka.
Bu şehrin orta yerinde çığlık çığlığa tek başıma kalsam da yine
SEVİYORUM SENİ..
BU BİR SUÇ DUYURUSUDUR KENDİMİ SANA İHBAR EDİYORUM.
HADİ TUTUKLA BENİ....