:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Allah´a Ismarladik Istanbul,yarinlarini..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
İhanetimizin adıydın İstanbul,affetmiyoruz kendimizi..
Şimdi gönlümüze kaldırımları basıyoruz,
Sokak lambaları dileniyoruz,siyahı renk edinmiş gecelerinden,
En kuytularımızdaki ahvalin için.

Yüzümüze bakma öyle tanıyamazsın,
Bu karmaşanın töresidir maskeli balolar,
Malzemesi yapay gözyaşlarıyla,sahte kahkahalar..

İşgale gönüllü kalelerle sınırlanmış,
Dört başı mağdur bir adaydın sen,
Ve misafirdik kentini arayanlar.
Menüde özlem vardı yine,
Ekşitmedik terkimizden tadarken suratımızı.
Alaca ihanetler titriyordu masa başlarında,
Yani hiç mi kimsenin hatırı yok?
Maskelerin takasıyla devam ediyor balo..
Çehrende sade´ce bir maske,
Çıkarma,sana değmesinler İstanbul!

Semt butiklerinde askıya alınıyor umutlar,
Dostluklar seyyardan maliyetine,
Sezon sonu indirimi devam ediyor değerlerimizde,
Hasretten defolu sevgiler dağıtılıyor,kaldırırım yüreklilere,
Tüm halk,kin kusuyor bir tutam maviliğine,
Kentine sadık diye...
Ve parklarda adımızın yanına bencillikler kazınıyor,
Kalp içindeki oklara kaydı mı gözün,
Ayrılığı aralıyor her kapı...

Kara kedilerin ağlayışları tırmalıyor,sırtını döndümü aydınlıklar,
Cehennemlikler uluyor köşe başlarında,
Kan sızıyor aslını temize çekmek isteyenlerin kaleminden,
Sırf yeşilin gönlünü hoş etmek için,
İncir ağacı dikiliyor ocaklarımıza,
Bir gülün şimaline,onlarca diken satılıyor semt pazarlarında,
En lüks arabalara biniliyor hayata geç kalmama adına,
Oysa belimize çullanmış tüm yasaklar,
Yorgun kaçıyoruz gençliğimizden İstanbul..

Nerede kaldı İstanbul,
Deli sevda zanlısı Üsküdar´ın da şaha hazır atların,
Ve tüm kederlere Taksim umursamazlığın?
Hangi vakit çınar diplerine sır mabetlerden,
Bir lokma huzur bulaşsa diline,Eyüp kokardı tenin.
Sancılı keklik ocağındı Beykoz,
Onurunla boylandırdığın kızıl lalelerin
Rasathane´nin kuytu köşelerinde başsız kalışlarında.
Yüreğimizi ılındıran umutdanlıklarla,
Hüzün demlerdin ya Çamlıca´da.
Sen ki,Kızkulesi´nin efkarına ortak ederdin kendini,
Yağmurlar ağladığında sana
Bağrına basasın gelirdi boynu bükük toprağı.
Baksana İstanbul,
Fatiğin yurduna sığınmış,terkettikçe sahiplendiğin mavi sözlü bebeklerin,
Artık okşanmıyor saçları.
Ve adları kötüye çıkıyor Beyoğlu´nda,
Kaçtığı müddetçe beyaz kalacak güvercinlere
Gölgeler satan kızların..

Yine,ansız baltalanılıyorsun kelebek kanatlarından,
Avaz avazken sen zirvelerde
İnan, yokuşlarının çıkışı değil eli boş dönüşü yoruyor adamı.
Çünkü dizlerimizin bağı,şeytan silüetlilerin parmağında halka,
Gönlümüzden kaydırılıyorsun İstanbul,türlü zorbalıklarla ..
Bu teknolojik çaresizliğin panzehiri yoksa,
Gözyaşı tortulu tövbeleride mi yok?
Öyleyse,Allah´a ısmarladık İstanbul,yarınlarını..

´´kafana yattıysak, dizine yatmasak da olur
bizi hep özle İstanbul´´...



[videox]http://hilkay.blogcu.com/[/videox]
alıntı olduğuunu söylemeyi unutmuşum
özürler olsun Smile