??imden ?u Zalim ??pheyi Kald?r Ya Kendin Gel Ya Beni Oraya Ald?r
A?z?n?n bir k?vr?m?ndan cesaret bularak
ter y?rekte susay??lar yaratan ya?murlara a??ld?m
kalm??sa tomurcuklar ?n?nde sendeleyen ?ocuklar
kalm??sa bir ka? ?srar ?l?mle yar??acak
onlar?n yard?m?yla d?nyam?za ac?d?m.
D?nya. ??plak omuzlar ?zerinde duran.
Herkes al??k?n d?lyata?? bersalarla a?ulanm?? bir d?nyaya
Benimse dar
??nk? darg?n havsalam?n
g?c? yok baz? ?eyleri ta??maya.
?nce kalbim lanete ?arpa ?arpa g?mrah
sonra kalbim g?mrah ?rmaklar? tan?maktan kaygulu
sak?n Styks sular?n?n heyulas? sanmay?n
er g?vdesinde dola?an bulutun simyas? bu,
biraz ?zg?n ve ?mer ?fkesinde biraz
?yle hisab kat?nday?m ki katlim savc?lardan sorulmaz
ne kire? badanal? evlerde do?mu? olmak
ne ellerin h?rsla yaban tutu?u
ne fabrikalarda biteviye ?retilmekte olan kah?r
dev i?tihas?yla bende kabaran a?k?
yetmez kar??lamaya.
?nsanlar
hangi d?nyaya kulak kesilmi?se ?b?r?ne sa??r
o ferah ve deli?men bir?ok al?nlarda
betondan tanr?lara kullu?un z?rh? vard?r
?elik teller ve baruttan ?at?l?nca iskeletim
?akaklar?ma dayan?nca g?ne?
can ?eki?en bir sansar edas?yla
u?ultudan farkedilmez olunca konu?tu?um
kad?nlar?n sahiden do?urdu?una
topra??n da s?r?ld???ne inanm?yorum
nicedir kavrayamam haller i?inde halim
demiri bir hecenin s?ca??nda eriyor iken g?rd?m
bir somunu b?l?nce silkinen g?ky?z?n?
su i?ti?im tas bana merhaba dedi, duydum
duydum ya?murlar?n g?vdemden a?d???n?.
Sen ol k???k bir k?vr?mdan, bir heceden
a?k i?in bir vaha de?il a?ka ota? yaratan
sen ol zihnimde y?zen da??n?k ?ark?lar?
bir harfin ba?latt??? yang?n ile s?nd?r
beni bir ses sahibi k?l, kefarete haz?r?m
?yle mahzun
ki h?z?n ciltlerinde ad?na rastlanmas?n.
Kısa Pantolon, Paslı Çakı, Dizde Kabuk Bağlamış Yara, Kısa Çakı, Paslı Pantolon, Gözde Yarası Kalmış Kabuk.
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
Bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
Yumru bastım iş değildi hake çakılmak bayırdan
Dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukardan lakayt kehkeşan
Altımda hep beni yutmaya çağladı nehir
Yetişir hecelemem sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hegame getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahval değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tıkandıkça bende
Hep seni seslendirir.
Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak
Benim adım insanların hizasına yazılmıştır.
Hergün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.
Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olsaydım
ölüm ve acılar çatsaydı beni
düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak
sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.
Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım
diri-gergin kasları konuşsaydım
“Kardeşler! ” deseydim “Kardeşlerim! ”
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan
Bakın yaklaşıyor…”
yazık, şairler kadar cesur değilim
çoçukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan
gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor.
Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı
öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım
bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında
çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların
inanmazdım dosyalara sığacağına
gittikçe ışıldardım dükkanlar kararırken
hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı.
Benim adım bilinen bütün cevapların üstüne mühürlenmiş
ellerim tütsülenmiş
evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında
dirgenler, bakraçlar, tornavidalar
bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar
ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa
gövdem açık bir hedef kılındı belâlara.
Ve bu yüzden yakışıksız oluyor
insanları hummalı baharlar olarak tanımlamak
ve bu yüzden göğsümde dakikalar
ince parmaklar halinde geziniyor
konvoylar geçiyor meşelikler arasından
bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına
ölümden anlayani ciddi bir yaprak
unutulacak diyorum, iyice unutulsun
neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına.
Haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
ruhum sahte
evi Nepal'de kalmış
Slovakyalı salyangozdur ruhum
sınıfları doğrudan geçip
gerçekleri gören gençlerin gözünde.
Acaba kim bilen doğrusunu? Hatta ben
kıyı bucak kaçıran ben ruhumu
sanki ne anlıyorum?
Ola ki
şeytana satacak kadar bile bende ondan yok.
Telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum
çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir
devlet sırrıyla birlikte insanın
sinematografik bir hayatı olabilir
o kibar çevrelerden gizli batakhanelere
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki!
Evet, evet ruhu olmak
bütün bunları sağlayamaz insana.
Doğruysa bu yargı
bu sonuç
bu çıkarsama
neden peki her şeyi bulandırıyor
ertelenen bir konferans
geç kalkan bir otobüs?
Milli şefin treni niçin beyaz?
Ruslar neden yürüyorlar Berlin'e?
Ne saçma! Ne budalaca!
Dört İncil'den Yuhanna'yı
tercih edişim niye?
Ben oysa
herkes gibi
herkesin ortasında
burada, bu istasyonda, bu siyah
paltolu casusun eşliğinde
en okunaklı çehremle bekliyorum
oyundan çıkmıyorum
korkuyorum sıram geçer
biletim yanar diye
önümde bir yığın açalya
bir sürü çarkıfelek
gergin çenekli cesetleriyle
önümde binlerce çiçek
korkuyorum sıra sende
sen de başla ve bitir diyecek.
Yo, hayır
yapamaz bunu, yapmasın bana dünya
söyleyin
aynada iskeletini
görmeye kadar varan kaç
kaç kişi var şunun şurasında?
Gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
Bakın ben, bir çok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
Bir söylev: Büyük İnsanlık İdeali hakkında!
Yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
Yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
Ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.