:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Arama motoru !!!!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8
isyanbitmez Adlı Kullanıcıdan Alıntı:bana banı anlatma :yikildim: gördüğüm yanlışı söyledim. bu yüzden de banlanırsam eyvallah der geçerim. Birileri de çıkıp yanlış olanı söylemeli. Her şey doğru gitmiyor ki durum buraya geldi ?!!!

yaaa:yikildim: ama bana banı anımsatıyor herşey napabilirim:yikildim: Haklısın evet sana katılıyorum:k: ve bance de ban anlatılmaz yaşanır :yikildim: :yikildim: :yikildim:
sevinen yok .........
Her şey Ve herkes Bazen Sen.! Bezende pişkinlik üzerine…

Mızmız, dırdırcı insanları hiç Sevmem, bu adamlar, yaşamanın sevinçlerine yan çizer, dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar. Sinekler gibi, cilalı, pırıl pırıl yerlerde tutunamaz, pürüzlü, pürtüklü yerlere abanır, oralarda rahat ederler. Bazen de eşekarıları gibi etrafındakileri iğnelemekten çekinmezler…

Gülüşler Ve gülmelerin Yeri…
Gülmeleri Ayırmak Gerek ; Sevinç, kızgınlık üzüntü ve en önemlisi YÜZSÜZLÜK ile pişkin gülmeler.

Pişkin gülüşleriniz: İnsanı hep nefsinin etrafında, yeni keyf ve şehvetinin etrafında, bedenin ve arzuların etrafında hayvani yanının etrafında dolaşır. Böylece ömür tarafı dumura uğrar, büzülürken, solar ve ölürken hayvani tarafı büyür, şişer...

İnsanın, maddi ve hayvani tarafının bu suretle büyümesi habis bir büyümedir. Sonunda insanı tamamen mahveder.
Öyleyse insanın, nefsinden ve KEYFİNDEN başka ulaşmak istediği bir hedefi olmalıdır. Yoksa dolap beygiri gibi kendi etrafında döner durur. Döner, döner, son verdiği yer ilk defa başladığı yerdir!..

Aşağılık duygusuna kapılan ve havasına uyan pişkin gülenler, kuyruğunu yakalamak için kendi etrafında dönen köpeğe benzer. Ne kuyruğunu yakalayabilir nede koşmaktan geri durur. Bu, boş vakit buldukları zaman köpeklerin oynadıkları bir oyundur, SONU OLMAYAN BİR OYUNDUR…

MİZACINA uyarak güdülerinin arkasına gizlenenler çoktur…

Eğer mizacı hayvani ise şehvetinin zevklerinin ardı sıra koşar. Elde etmek için her türlü yola irtikap eder. Girmediği delik kalmaz. Hayası yok ki utansın, vicdanı yok ki sızlasın. Aklı yok ki düşünsün….
Eğer mizacının şeytani tarafı baskın ise hile düşünür, DOSTLARI birbirinden ayırır. Dinamitlemek için lağım kazar, öldürmek için kuyuları zehirler, balık avlamak için suyu BULANDIRIR. Forum sakinleri arasına kin ve nefret tohumları saçar. Düşünceleri “ Fayda vermiyorsan zarar ver / dir “.

İlkel tohuma “ilkel” demekten kurtulmadıkça, sosyal bilimin bütün tespitleri yanlış üzerine bina edilmekten kurtulmaz. Kök hücre benzetmesiyle: tüm çeşitlilik kazanan hücrelere göre ana hücre ilkel olabilir. Ama bu ilkelik gerilik, aşılması gereken anlamda bir nitelik olmayıp, ilke, esas anlamında bir ilkeliktir.
Komünal değerlerine bu yönlü bakmadıkça, diğer tüm kurumlarının analizi, kendi başına anlam yoksunluğu içinde değerlendirilecektir.

Bu konuda sol ayağımla giriş yaptığımı belirterek bunun açıklaması altaki paragrafımda saklıdır.

Sümer mitolojisinde insan, TANRILARIN Dışkısından yaratılmış gibi gösterir . “ Bu oratamı gördükçe Sümerli tanrılarına hak veriyorum”



v Seviyesizliği yüzsüzlüğe, pişkinliğine vuran yönetimin arkasında varsayarak tabiri caizse Tanrı gibi gördüğü co- admin’nin varlığını düşünerek “ sultan “ olarak kendisini dev aynasından bakan. Ukalaca -ucube bir şekilde cevap veren, Sultan
v Düşündüğü gücün artık geçmişte kaldığını belirtmem gerek.

Yani: Tanrısallığın, gelişen toplum, kimlik ve iradenin kolektif soyut ifadesi olduğunu hiç akıldan çıkarmadan, ilahiyat toplum ve siyaset arasında ilişkiyi daha iyi kavrayabiliriz. Ortaçağdaki orta doğunu Devleti , orta sınıfını da kapsamına alırken, despotik karakterinde ciddi bir değişim gözlenmemektedir.
Kralın yeni unvanı “ sultanlık “ iktidarın şahısla TEMSİLİDİR. Sultan Tanrıdan başka bağlayan bir irade yoktur. Tanrı emirlerini yorumlayan ilmiye sınıfı KAPIKULUNUN bir kategorisidir

Ø .Eğer zamanında konuya müdahale edilseydi Sultan bu cevabı vermezdi. Ama; Diktatörlüğün havasında olan Sultan
Ø Siyasi elidin olağanüstü yetkilerle donattıkları “ bir veya birkaç kişi “ tarafından icra etmiştir. Despottan farkı Etrafındakileri denetleyici gücün ağırlık teşkil etmesidir. Diktatörün hesap vereceği çevre her zaman olmuştur…
Unuttuğu şey şu; imparatorluk kalıcı bir rejim olduğunu halde diktatörlük “ GEÇİCİLİÄžİDİR”.


Komik, gülünecek hiçbir şeyin olmadığı halde “( pi(S)ş-KiN ) “ gülenler.
Mazeretlerini ceplerinde taşırlar. Gizlemeye çalıştıkları ( pişkinliğin altındaki ) bir aşağılık duygusunun ifadesinden başka bir şey değildir.

Edepsizliğin burada bolca olduğunu görmek, hiç şaşırtıcı gelmedi. Çünkü insanlarla hayvanlar arasındaki fark; Edeptir. İnsanın olmadığı yerde edepten söz edilmez buda diğer unsurdur.

· Sizde şu düşünce Hakim! Problemi çözmekten çok, problem yaratmayı ve üzerinde tartışmayı olmasıdır.
· Bir Çin Atasözü derki; “ Birini işaret ederek suçlarken dikkat edin, diğer üç parmağınız SİZİ GÖSTERİYOR.”
· SUÇLAMAK yerine OLGUN davranın sorumluluk edinin! Onu da yapamıyorsanız “ ya bil yol bul ya bir yol aç yada bu yoldan DEFOLUN GİDİN!”

Bazı yönlerinden yetersiz ve kusurlu olan sizler. Mesela beyninizin ön bölümü, kabuk kısmı dediğimiz yerini kullanamıyorsunuz. Nu yönünüzü örtmek için olmadık yollara ( piS(Ş)-KİN gülüşleriniz ) başvuruyorsunuz. “ Paylaşımcı değil mızmız ve kincisiniz, olumlu düşünen değil, kötülüğü benimseyen düşük kalite bireylersiniz. Kendinizi olduğunuz gibi göstermeye utanır.

Bu tür insanlar kötü yönlerini gizler. Sadece iyi yönleri ( ki zaten mevcut değil ) ile övünürler…
Öyle bir konum belirlemişsiniz ki kendinize: Kötülük yapmak için elinizden gelen her şeyi yapan. Elinden hiçbir şey gelmiyorsa rezillik yapmaktan çekinmeyen kişiler olduğunuzu söylememde sakınca yoktur… Sizi burada çamur atarken görmek, dediğim gibi hiç şaşılacak bir durum değil. Mevlana derki: “ eşek müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham kavunu alır. Sizi burada görmek ŞAŞILACAK durum değil.


—İnsan, insanı yeme üzerine konuşmak gerekirse. Ebetteki insan, insan yiyen bir yaratıktır. Bu yemenin ne tür bir yeme olduğu konusunda; bu konuda dört dörtlük bir tanım vermenin güçlüğünü söylemek gerek ( insan değişken bir yaratıktır ).

İnsan yemek, bir insanın vücudunu ortadan kaldırmaktan başlayıp, onun en doğal HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİNİ kısıtlamaya, kimi zaaflarını, eksiklerini onu değersiz göstermek için söz konusu etmeye, özetle maddi ve manevi olarak yok etmeye kadar giden çok boyutlu bir eylemdir.
Anlaşılacağı üzere çeşitli yeme biçimi vardır. İlki tarih boyu hemen, hemen bütün imparatorların, sultanların diktatörlerin. Korkularını kolay yoldan giderdikleri sandıkları için başvurdukları İNSAN ÖLDÜRMEDİR. Sorun yaratanı ortandan kaldırma, sorunu da ortadan kaldırdığını sanmasıdır.
İNSAN OÄžLUNUN EN VAHŞİ EN KORKUNÇ VE EN AFFEDİLMEZ olanı BUDUR!..
Çok daha yaygın olan bir tür insan yemede, hemen herkesin günlük yaşamındaki SÖZ ve DAVRANIŞLARINDAN Varlık kazanmaktır. Bu hemen tümüyle duygusal nedenlere dayanan, Sevilen- sevilmeyen, dost bilinen- düşman tanınan kimselere yöneliktir. Temel dayanakları da ÖFKE, KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZLİK, HAZIMSIZLIK, HÖZGÖRÜSÜZLÜK, BİRBİRİNİ DEÄžERSİZ göstermekten büyük MUTLULUK duymaktır.

Demek istediğim şu ki ; İster dedikodu, ister saldırı niteliği göstersin, böyle bir davranış ( Pi(s)ş-KİN ), bu tür edilgin savunmadır, öç almadır, KOMPEKS TATMİN ETMEDİR ve insan yeme insanlık dışı olduğu kadar hayvanidir….



Herkese insan demek icap etmez!.. Her iki cins arıda aynı yerden gıda alır; Fakat birinde ZEHİR diğerinde bal hâsıl olur… Ve terazide Arpa Altınla eş olunmuştur fakat bununla arpanın altın gibi kıymetlenmesi icap etmez… İnsan kılıfında olmanız size değer vereceğim anlamına gelmez bilakis yılan dili zehir ve akrep gibi dolaşan sizler Benden uzak ALLAH’ha yakın olunuz…

Size niçin tartışıyor, neden hep sizler burada birilerinin banlanmasına neden oluyor diye soru sorsam hemen savunmaya geçersiniz .
Birinci dayanağınız uzun cümleler kurup ama ana teması içeriği şu olur “ düşman dışarıda”,
Yani : işler ters gittiğinde herkes suçu üzerine atabileceği birilerini arar. Bir okulda ki öğrenci başarısının düşüklüğü karşısında öğretmenin bunu YÖNETİCİLERİN ilgisizliğine, yöneticiler de öğretmen yetersizliğine; karşılarına veliler çıktığında da bütün suçu onlara çocuklarına yüklendiğini sıklıkla görüyoruz ( sizin yönetimle sorunlarınız )

Bu aslında “ pozisyonum neyse ben oyum “ düşüncesinin bir uzantısıdır. Sadece kendi alanımızın sınırları içinde kaldığımızda, eylemlerimizin bizim pozisyonumuzun ötesine uzandığını göreceksiniz. Kendi eylemleriniz sonuçta size rahatlık verdiğinde de bunun sizin dışınızdan ortamı HAZIRLIYOR dersem. Hemen DÜŞMAN DIŞARDA diyeceksiniz. Bunun yanı sıra “ yorum hakkımı kulandım diyerek ( pi(S)- KİN ) gülüp ve sonrasında sunu diyeceksiniz. “ kimseyle derdiğimiz yok konumumuz belli biz arkadaşla güldük nerden bilebiliriz ki insan neye kızar biz bilmiyoruz deyip kendinizi tatmin edeceksiniz”.

Size şunu demem gerekir: Siz sorumluluk değil ( üyelerin sorumlulukları kendisine ve çevrelerinse saygı ) Sadece KURUNTU YAPTIÄžINIZI ve geçmişten Gelen KİNİN lağım sularını buraya akıttığınızı söylemem gerek…

__
_
RUH Halinizi bir hikaye anlatarak Belirtecek ve KOMPEKS yapınızı ifade edecem.( tabi siz bu konuda uzmansınız Kimin nerde nasıl kızacağına tahrik olacağına bilmiyorsunuz “ pi(s)ş- Kin gülerek. )

Kadının biri tavuk çalmış, tavuğu çaldıktan sonra huyu değişmiş.
Herkes hırsızlığımı biliyor, “ her evde beni konuşuyorlar zannediyormuş”
Konuşan iki kişiyi görse, hemen yanlarına gidip “ Niye tavuk lafı ediyorsunuz?” diye sorarmış.
Tabiî ki de “ ne tavuğu, biz öyle bir laf etmedik bu kadın deli mi ne?. Nereden çıktı bu kadın diye çıkışıyorlarmış.

Sevgili ve bir o kadar değerli isyan-bilge BU YAŞAM ve tavuk çalsanız veya çalmasanız HİÇ KİMSE İLGİLENMİYOR…
FORUMDA VARLIÄžINIZ inanınki ve tüm samimiyetim ile söylüyorum
HİÇ KİMSENİN UMRUNDA DEÄžİLSİNİZ!.. bir parantez ( seviyenizdekileri katmıyorum )
Tavuk çalın insan onuru çalın pişkin pişkin gülün ama !..

KİMSEYE SALDIRMAYIN…

Beraberliğiniz çok güzel hep mutlu olun diyecektim ama dilim varmıyor. Çünkü Ancak bu kadar uyar iki Kişilikli- SİZ birlikte olun. Mevlana’nın şu sözleri ne kadar anlamlı.
ÇARPIK AYAKKABI ÇARPIK AYAÄžA UYAR…


Geneleme yaparsak ben aşk üzerine sizin aşkınızı kastetmiyorum sakın burun kıvırmayın forum aşkları üzerinde değil (!)
Günümüz dünyanın en çok ağızlarda sakız edilen aşk konusu tarihinin EN REZİL, en içeriksiz dönemini yaşamaktadır. Tarihin hiçbir döneminde aşk bu denli ayağa düşmedi.
( kişisel makale ve silinen konular )

Dünya klasikleri arasında hep varlığı olan insanlık için yazılmış olan kitap
Ahlak ve sosyolojiyi kapsamasıyla dünya görüşü ahlakın yapısı VE İNSAN olmayan kişilerin Davranışı üzerinde yazılmış gelmiş geçiş En iyi eser “ honore de BALCAK’in Vadideki Zambak” adlı kitabından birkaç paragraf ekledikten sonra sizinle işim bitmiş olacak. İnşallah bunları uygular be Medeni insanlar arasında kinci değil insancıl kompleksli değil onurlu varlıklar olursunuz.

Vadideki Zambak
……. her şeyi bir bütün olarak ele aldığım toplum hakkında fikrimin üstünde durun. Ben bu noktaya bir değinip geçtim ama zaten size bir şeyi kısacık anlatmak da yeter.
Toplumun kaynağı tanrısal bir nitelik mi göstermiş, yoksa insanlar tarafından mı yaratılmış, bilmiyorum ama bence bu konuda muhakkak olan şey varsa oda toplum denen şeyin var olduğudur.

---Bir kenarda kalıp yaşamak yerine, toplumların içine girmeyi kabul ettiğimiz andan itibaren, onu yaratan KURALLARIN da iyi olduğunu KABUL etmek zorundasınız.
İste yarın bu onu sömüren bir toplumudur acaba? Öyledir bence, ne var ki insanın orada kazançtan çok bir takım sorumluluklar ve yükümlerle karşılaşması yada kişiye sağladığı faydaları fazlasıyla pahalı satın alması konusuna gelince.

BUNLAR BİREYİ DEÄžİL yasa KOYUCUYU ilgilendirir. Böyle olunca, ben o kanıdayım ki ister sizin için faydalı ister zararlı olsun, asıl olan toplumda belirmiş genele kurallara UYMAKTIR…
Aziz felix, Yasaların HEPSİ KİTAPLARDA YAZILI DEÄžİLDİR TÖRENLERİN de YARATTIÄžI yasalarda vardır, bunların EN ÖNEMLİSİ EN AZ BİLİNENLER OLMAKTADIR.

Hareketlerimizi, konuşmalarımızı, dış hayatımızı, toplum önüne çıkma, servete yaklaşma gibi durumlarımızı yöneten bu yasalardır. Bu yasaların öğretmeni de, kitabı da, okulu da yoktur!..

Bu toplumu, kurnaz davranıp herkesin zararına olarak KENDİ MUTLULUÄžUNU YARATMA KURAMIYLA anlatmaya çalışmak YIKICI ve AÄžIR SONUÇLARI, YASALARI, Toplumu yada insanları ATLATARAK, HARCAYARAK elde edilen şeyin haklı ve uygun olduğuna İNANMAYA ZORLAR…

Toplumu böyle gören bir kimse için, elde edilmesi istenen bir servetin ortaya çıkardığı tek mesele sonu bir milyon kürek! Yüksek bir mevki yada Şerefsizlik olan bir KUMARDAN öteye geçmeyecektir. Dostum…
Yazar: honore de BALCAK
Çeviren: cemal Süreyya

Bunu her zaman okuyun sevgili pişkin gülen ve herkesi harcayan güzel kardeşlerim.

v Yorum hakkımı kulandım kişilere yönelik hiçbir düşünce yorumu değildir
v Kişilere yönelik olması için, kişilikli bireylerin olması gerekirli.

Hiç kimsenin Duygusuz.com ailesi ve üyelerine saldırı amaçlı fesatlık kin nefret yüklü yorumlarda bulunamaz. Helede kendi çıkarları için yönetim ve yönetimdekileri kişileri eleştiremez
Yasaların hepsi kuralların hepsi “ kitaplarda yazılı değildir “

İNSANIN AHLAK ANLAYIŞINDA OLAN YASALARDA VARDIR.

Artık bir çok şeyi aşmak gerek. Orta doğu zihniyet savaşına girerken, Tıpkı Hz. Musa gibi İbrani kabilesini yürütmek, Hz. Davut gibi Golyat’la savaşmak, Hz. İsa gibi havarilerini seferber etmek, Hz. Muhammed gibi müminlerini cihada koşturmak gerekir. Yine Sokrates heyecanıyla “ KENDİNİ BİL “, Perikles coşkusuyla “ demokrasiye değer ver “ Mevlana gibi
İNSANI SEV!.. bunları bilmek ve bu faziletleri taşımak gerekir.

Bu dönem: Zihninizi açmanın, Rönesans heyecanıyla doğaya koşmak İNSANI SEVMEK, Bilime susama dönemidir…

İNSANA SEVMEYİ ÖÄžRETMEK, DOSTLUÄžU AŞILMAK DÖNEMİDİR
Sevgilerimle
Masal_yüzlü

Saat: 23:06 yazan neron ...

birinci özel mesajı. saldırı ve kimliksiz veya çok kimlikli kişiliksiz birinden.

neronn Adlı Kullanıcıdan Alıntı:yazmışsın toplama sözlerle...bu kavga ne kadar sürecek...insan değilsiniz...siz hayvansınız dediğin insanlar kim ? sencegerçekten pis ve hayvan mı onlar ? msn ne senin

Dediğim gibi Tavuk Demedim?.. Lütfen kopleks yapıpı bana Başka bir kişi olarak gelme ...
Milleti birbirine düşürdüğünüz yeter!.. Herşeyi dile hetirdim.. Daha açık konuşacak bir durum yok.

Saldırılar devam ediyor!..

neronn Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Edepsizliğin burada bolca olduğunu görmek, hiç şaşırtıcı gelmedi. Çünkü insanlarla hayvanlar arasındaki fark; Edeptir. İnsanın olmadığı yerde edepten söz edilmez buda diğer unsurdur.

edep nedir sence ?edepsiz dediğin insanlar hakikaten edepsizler mi gerçekte ?hayvanlar ve edepsizler.....sence bu sözlerin üzerine ne denmeli ? bravo çok haklısın !!!! sen bi tanesin sen insansın onlar da hayvan mı ?


"Edep nedir sorusuna gelince: Sende olmuyan Herkeste olan, Sadece bir yaratık Hariç Oda DOMUZ dediğim hayvan. EDEP yoktur... Sevgilerimle Neron musun Herkimsen.

Yine Tekrar Edeyim TAVUK DEMEDİK. Başka yere saldırın lütfen."
emincimSmile çok teşekürlerr..
her zamanki gibi harikasınn
[COLOR="Purple"]çok tşk ederim...
sınırları aşmamak gerekir...
sonuçta burası bi han ve bizlerde bir yolcuyuz...
yazdıklarını tek kelimesine kadar okudum...
çok tşk ederimSmile
[/COLOR]
yazdıklarını tek kelimesine kadar okudum...

son kelimesine kadar olacak :yikildim:
Masal_yüzLü Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Her şey Ve herkes Bazen Sen.! Bezende pişkinlik üzerine…

Mızmız, dırdırcı insanları hiç Sevmem, bu adamlar, yaşamanın sevinçlerine yan çizer, dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar. Sinekler gibi, cilalı, pırıl pırıl yerlerde tutunamaz, pürüzlü, pürtüklü yerlere abanır, oralarda rahat ederler. Bazen de eşekarıları gibi etrafındakileri iğnelemekten çekinmezler…

Gülüşler Ve gülmelerin Yeri…
Gülmeleri Ayırmak Gerek ; Sevinç, kızgınlık üzüntü ve en önemlisi YÜZSÜZLÜK ile pişkin gülmeler.

Pişkin gülüşleriniz: İnsanı hep nefsinin etrafında, yeni keyf ve şehvetinin etrafında, bedenin ve arzuların etrafında hayvani yanının etrafında dolaşır. Böylece ömür tarafı dumura uğrar, büzülürken, solar ve ölürken hayvani tarafı büyür, şişer...

İnsanın, maddi ve hayvani tarafının bu suretle büyümesi habis bir büyümedir. Sonunda insanı tamamen mahveder.
Öyleyse insanın, nefsinden ve KEYFİNDEN başka ulaşmak istediği bir hedefi olmalıdır. Yoksa dolap beygiri gibi kendi etrafında döner durur. Döner, döner, son verdiği yer ilk defa başladığı yerdir!..

Aşağılık duygusuna kapılan ve havasına uyan pişkin gülenler, kuyruğunu yakalamak için kendi etrafında dönen köpeğe benzer. Ne kuyruğunu yakalayabilir nede koşmaktan geri durur. Bu, boş vakit buldukları zaman köpeklerin oynadıkları bir oyundur, SONU OLMAYAN BİR OYUNDUR…

MİZACINA uyarak güdülerinin arkasına gizlenenler çoktur…

Eğer mizacı hayvani ise şehvetinin zevklerinin ardı sıra koşar. Elde etmek için her türlü yola irtikap eder. Girmediği delik kalmaz. Hayası yok ki utansın, vicdanı yok ki sızlasın. Aklı yok ki düşünsün….
Eğer mizacının şeytani tarafı baskın ise hile düşünür, DOSTLARI birbirinden ayırır. Dinamitlemek için lağım kazar, öldürmek için kuyuları zehirler, balık avlamak için suyu BULANDIRIR. Forum sakinleri arasına kin ve nefret tohumları saçar. Düşünceleri “ Fayda vermiyorsan zarar ver / dir “.

İlkel tohuma “ilkel” demekten kurtulmadıkça, sosyal bilimin bütün tespitleri yanlış üzerine bina edilmekten kurtulmaz. Kök hücre benzetmesiyle: tüm çeşitlilik kazanan hücrelere göre ana hücre ilkel olabilir. Ama bu ilkelik gerilik, aşılması gereken anlamda bir nitelik olmayıp, ilke, esas anlamında bir ilkeliktir.
Komünal değerlerine bu yönlü bakmadıkça, diğer tüm kurumlarının analizi, kendi başına anlam yoksunluğu içinde değerlendirilecektir.

Bu konuda sol ayağımla giriş yaptığımı belirterek bunun açıklaması altaki paragrafımda saklıdır.

Sümer mitolojisinde insan, TANRILARIN Dışkısından yaratılmış gibi gösterir . “ Bu oratamı gördükçe Sümerli tanrılarına hak veriyorum”



v Seviyesizliği yüzsüzlüğe, pişkinliğine vuran yönetimin arkasında varsayarak tabiri caizse Tanrı gibi gördüğü co- admin’nin varlığını düşünerek “ sultan “ olarak kendisini dev aynasından bakan. Ukalaca -ucube bir şekilde cevap veren, Sultan
v Düşündüğü gücün artık geçmişte kaldığını belirtmem gerek.

Yani: Tanrısallığın, gelişen toplum, kimlik ve iradenin kolektif soyut ifadesi olduğunu hiç akıldan çıkarmadan, ilahiyat toplum ve siyaset arasında ilişkiyi daha iyi kavrayabiliriz. Ortaçağdaki orta doğunu Devleti , orta sınıfını da kapsamına alırken, despotik karakterinde ciddi bir değişim gözlenmemektedir.
Kralın yeni unvanı “ sultanlık “ iktidarın şahısla TEMSİLİDİR. Sultan Tanrıdan başka bağlayan bir irade yoktur. Tanrı emirlerini yorumlayan ilmiye sınıfı KAPIKULUNUN bir kategorisidir

Ø .Eğer zamanında konuya müdahale edilseydi Sultan bu cevabı vermezdi. Ama; Diktatörlüğün havasında olan Sultan
Ø Siyasi elidin olağanüstü yetkilerle donattıkları “ bir veya birkaç kişi “ tarafından icra etmiştir. Despottan farkı Etrafındakileri denetleyici gücün ağırlık teşkil etmesidir. Diktatörün hesap vereceği çevre her zaman olmuştur…
Unuttuğu şey şu; imparatorluk kalıcı bir rejim olduğunu halde diktatörlük “ GEÇİCİLİÄžİDİR”.


Komik, gülünecek hiçbir şeyin olmadığı halde “( pi(S)ş-KiN ) “ gülenler.
Mazeretlerini ceplerinde taşırlar. Gizlemeye çalıştıkları ( pişkinliğin altındaki ) bir aşağılık duygusunun ifadesinden başka bir şey değildir.

Edepsizliğin burada bolca olduğunu görmek, hiç şaşırtıcı gelmedi. Çünkü insanlarla hayvanlar arasındaki fark; Edeptir. İnsanın olmadığı yerde edepten söz edilmez buda diğer unsurdur.

· Sizde şu düşünce Hakim! Problemi çözmekten çok, problem yaratmayı ve üzerinde tartışmayı olmasıdır.
· Bir Çin Atasözü derki; “ Birini işaret ederek suçlarken dikkat edin, diğer üç parmağınız SİZİ GÖSTERİYOR.”
· SUÇLAMAK yerine OLGUN davranın sorumluluk edinin! Onu da yapamıyorsanız “ ya bil yol bul ya bir yol aç yada bu yoldan DEFOLUN GİDİN!”

Bazı yönlerinden yetersiz ve kusurlu olan sizler. Mesela beyninizin ön bölümü, kabuk kısmı dediğimiz yerini kullanamıyorsunuz. Nu yönünüzü örtmek için olmadık yollara ( piS(Ş)-KİN gülüşleriniz ) başvuruyorsunuz. “ Paylaşımcı değil mızmız ve kincisiniz, olumlu düşünen değil, kötülüğü benimseyen düşük kalite bireylersiniz. Kendinizi olduğunuz gibi göstermeye utanır.

Bu tür insanlar kötü yönlerini gizler. Sadece iyi yönleri ( ki zaten mevcut değil ) ile övünürler…
Öyle bir konum belirlemişsiniz ki kendinize: Kötülük yapmak için elinizden gelen her şeyi yapan. Elinden hiçbir şey gelmiyorsa rezillik yapmaktan çekinmeyen kişiler olduğunuzu söylememde sakınca yoktur… Sizi burada çamur atarken görmek, dediğim gibi hiç şaşılacak bir durum değil. Mevlana derki: “ eşek müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham kavunu alır. Sizi burada görmek ŞAŞILACAK durum değil.


—İnsan, insanı yeme üzerine konuşmak gerekirse. Ebetteki insan, insan yiyen bir yaratıktır. Bu yemenin ne tür bir yeme olduğu konusunda; bu konuda dört dörtlük bir tanım vermenin güçlüğünü söylemek gerek ( insan değişken bir yaratıktır ).

İnsan yemek, bir insanın vücudunu ortadan kaldırmaktan başlayıp, onun en doğal HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİNİ kısıtlamaya, kimi zaaflarını, eksiklerini onu değersiz göstermek için söz konusu etmeye, özetle maddi ve manevi olarak yok etmeye kadar giden çok boyutlu bir eylemdir.
Anlaşılacağı üzere çeşitli yeme biçimi vardır. İlki tarih boyu hemen, hemen bütün imparatorların, sultanların diktatörlerin. Korkularını kolay yoldan giderdikleri sandıkları için başvurdukları İNSAN ÖLDÜRMEDİR. Sorun yaratanı ortandan kaldırma, sorunu da ortadan kaldırdığını sanmasıdır.
İNSAN OÄžLUNUN EN VAHŞİ EN KORKUNÇ VE EN AFFEDİLMEZ olanı BUDUR!..
Çok daha yaygın olan bir tür insan yemede, hemen herkesin günlük yaşamındaki SÖZ ve DAVRANIŞLARINDAN Varlık kazanmaktır. Bu hemen tümüyle duygusal nedenlere dayanan, Sevilen- sevilmeyen, dost bilinen- düşman tanınan kimselere yöneliktir. Temel dayanakları da ÖFKE, KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZLİK, HAZIMSIZLIK, HÖZGÖRÜSÜZLÜK, BİRBİRİNİ DEÄžERSİZ göstermekten büyük MUTLULUK duymaktır.

Demek istediğim şu ki ; İster dedikodu, ister saldırı niteliği göstersin, böyle bir davranış ( Pi(s)ş-KİN ), bu tür edilgin savunmadır, öç almadır, KOMPEKS TATMİN ETMEDİR ve insan yeme insanlık dışı olduğu kadar hayvanidir….



Herkese insan demek icap etmez!.. Her iki cins arıda aynı yerden gıda alır; Fakat birinde ZEHİR diğerinde bal hâsıl olur… Ve terazide Arpa Altınla eş olunmuştur fakat bununla arpanın altın gibi kıymetlenmesi icap etmez… İnsan kılıfında olmanız size değer vereceğim anlamına gelmez bilakis yılan dili zehir ve akrep gibi dolaşan sizler Benden uzak ALLAH’ha yakın olunuz…

Size niçin tartışıyor, neden hep sizler burada birilerinin banlanmasına neden oluyor diye soru sorsam hemen savunmaya geçersiniz .
Birinci dayanağınız uzun cümleler kurup ama ana teması içeriği şu olur “ düşman dışarıda”,
Yani : işler ters gittiğinde herkes suçu üzerine atabileceği birilerini arar. Bir okulda ki öğrenci başarısının düşüklüğü karşısında öğretmenin bunu YÖNETİCİLERİN ilgisizliğine, yöneticiler de öğretmen yetersizliğine; karşılarına veliler çıktığında da bütün suçu onlara çocuklarına yüklendiğini sıklıkla görüyoruz ( sizin yönetimle sorunlarınız )

Bu aslında “ pozisyonum neyse ben oyum “ düşüncesinin bir uzantısıdır. Sadece kendi alanımızın sınırları içinde kaldığımızda, eylemlerimizin bizim pozisyonumuzun ötesine uzandığını göreceksiniz. Kendi eylemleriniz sonuçta size rahatlık verdiğinde de bunun sizin dışınızdan ortamı HAZIRLIYOR dersem. Hemen DÜŞMAN DIŞARDA diyeceksiniz. Bunun yanı sıra “ yorum hakkımı kulandım diyerek ( pi(S)- KİN ) gülüp ve sonrasında sunu diyeceksiniz. “ kimseyle derdiğimiz yok konumumuz belli biz arkadaşla güldük nerden bilebiliriz ki insan neye kızar biz bilmiyoruz deyip kendinizi tatmin edeceksiniz”.

Size şunu demem gerekir: Siz sorumluluk değil ( üyelerin sorumlulukları kendisine ve çevrelerinse saygı ) Sadece KURUNTU YAPTIÄžINIZI ve geçmişten Gelen KİNİN lağım sularını buraya akıttığınızı söylemem gerek…

__
_
RUH Halinizi bir hikaye anlatarak Belirtecek ve KOMPEKS yapınızı ifade edecem.( tabi siz bu konuda uzmansınız Kimin nerde nasıl kızacağına tahrik olacağına bilmiyorsunuz “ pi(s)ş- Kin gülerek. )

Kadının biri tavuk çalmış, tavuğu çaldıktan sonra huyu değişmiş.
Herkes hırsızlığımı biliyor, “ her evde beni konuşuyorlar zannediyormuş”
Konuşan iki kişiyi görse, hemen yanlarına gidip “ Niye tavuk lafı ediyorsunuz?” diye sorarmış.
Tabiî ki de “ ne tavuğu, biz öyle bir laf etmedik bu kadın deli mi ne?. Nereden çıktı bu kadın diye çıkışıyorlarmış.

Sevgili ve bir o kadar değerli isyan-bilge BU YAŞAM ve tavuk çalsanız veya çalmasanız HİÇ KİMSE İLGİLENMİYOR…
FORUMDA VARLIÄžINIZ inanınki ve tüm samimiyetim ile söylüyorum
HİÇ KİMSENİN UMRUNDA DEÄžİLSİNİZ!.. bir parantez ( seviyenizdekileri katmıyorum )
Tavuk çalın insan onuru çalın pişkin pişkin gülün ama !..

KİMSEYE SALDIRMAYIN…

Beraberliğiniz çok güzel hep mutlu olun diyecektim ama dilim varmıyor. Çünkü Ancak bu kadar uyar iki Kişilikli- SİZ birlikte olun. Mevlana’nın şu sözleri ne kadar anlamlı.
ÇARPIK AYAKKABI ÇARPIK AYAÄžA UYAR…


Geneleme yaparsak ben aşk üzerine sizin aşkınızı kastetmiyorum sakın burun kıvırmayın forum aşkları üzerinde değil (!)
Günümüz dünyanın en çok ağızlarda sakız edilen aşk konusu tarihinin EN REZİL, en içeriksiz dönemini yaşamaktadır. Tarihin hiçbir döneminde aşk bu denli ayağa düşmedi.
( kişisel makale ve silinen konular )

Dünya klasikleri arasında hep varlığı olan insanlık için yazılmış olan kitap
Ahlak ve sosyolojiyi kapsamasıyla dünya görüşü ahlakın yapısı VE İNSAN olmayan kişilerin Davranışı üzerinde yazılmış gelmiş geçiş En iyi eser “ honore de BALCAK’in Vadideki Zambak” adlı kitabından birkaç paragraf ekledikten sonra sizinle işim bitmiş olacak. İnşallah bunları uygular be Medeni insanlar arasında kinci değil insancıl kompleksli değil onurlu varlıklar olursunuz.

Vadideki Zambak
……. her şeyi bir bütün olarak ele aldığım toplum hakkında fikrimin üstünde durun. Ben bu noktaya bir değinip geçtim ama zaten size bir şeyi kısacık anlatmak da yeter.
Toplumun kaynağı tanrısal bir nitelik mi göstermiş, yoksa insanlar tarafından mı yaratılmış, bilmiyorum ama bence bu konuda muhakkak olan şey varsa oda toplum denen şeyin var olduğudur.

---Bir kenarda kalıp yaşamak yerine, toplumların içine girmeyi kabul ettiğimiz andan itibaren, onu yaratan KURALLARIN da iyi olduğunu KABUL etmek zorundasınız.
İste yarın bu onu sömüren bir toplumudur acaba? Öyledir bence, ne var ki insanın orada kazançtan çok bir takım sorumluluklar ve yükümlerle karşılaşması yada kişiye sağladığı faydaları fazlasıyla pahalı satın alması konusuna gelince.

BUNLAR BİREYİ DEÄžİL yasa KOYUCUYU ilgilendirir. Böyle olunca, ben o kanıdayım ki ister sizin için faydalı ister zararlı olsun, asıl olan toplumda belirmiş genele kurallara UYMAKTIR…
Aziz felix, Yasaların HEPSİ KİTAPLARDA YAZILI DEÄžİLDİR TÖRENLERİN de YARATTIÄžI yasalarda vardır, bunların EN ÖNEMLİSİ EN AZ BİLİNENLER OLMAKTADIR.

Hareketlerimizi, konuşmalarımızı, dış hayatımızı, toplum önüne çıkma, servete yaklaşma gibi durumlarımızı yöneten bu yasalardır. Bu yasaların öğretmeni de, kitabı da, okulu da yoktur!..

Bu toplumu, kurnaz davranıp herkesin zararına olarak KENDİ MUTLULUÄžUNU YARATMA KURAMIYLA anlatmaya çalışmak YIKICI ve AÄžIR SONUÇLARI, YASALARI, Toplumu yada insanları ATLATARAK, HARCAYARAK elde edilen şeyin haklı ve uygun olduğuna İNANMAYA ZORLAR…

Toplumu böyle gören bir kimse için, elde edilmesi istenen bir servetin ortaya çıkardığı tek mesele sonu bir milyon kürek! Yüksek bir mevki yada Şerefsizlik olan bir KUMARDAN öteye geçmeyecektir. Dostum…
Yazar: honore de BALCAK
Çeviren: cemal Süreyya

Bunu her zaman okuyun sevgili pişkin gülen ve herkesi harcayan güzel kardeşlerim.

v Yorum hakkımı kulandım kişilere yönelik hiçbir düşünce yorumu değildir
v Kişilere yönelik olması için, kişilikli bireylerin olması gerekirli.

Hiç kimsenin Duygusuz.com ailesi ve üyelerine saldırı amaçlı fesatlık kin nefret yüklü yorumlarda bulunamaz. Helede kendi çıkarları için yönetim ve yönetimdekileri kişileri eleştiremez
Yasaların hepsi kuralların hepsi “ kitaplarda yazılı değildir “

İNSANIN AHLAK ANLAYIŞINDA OLAN YASALARDA VARDIR.

Artık bir çok şeyi aşmak gerek. Orta doğu zihniyet savaşına girerken, Tıpkı Hz. Musa gibi İbrani kabilesini yürütmek, Hz. Davut gibi Golyat’la savaşmak, Hz. İsa gibi havarilerini seferber etmek, Hz. Muhammed gibi müminlerini cihada koşturmak gerekir. Yine Sokrates heyecanıyla “ KENDİNİ BİL “, Perikles coşkusuyla “ demokrasiye değer ver “ Mevlana gibi
İNSANI SEV!.. bunları bilmek ve bu faziletleri taşımak gerekir.

Bu dönem: Zihninizi açmanın, Rönesans heyecanıyla doğaya koşmak İNSANI SEVMEK, Bilime susama dönemidir…

İNSANA SEVMEYİ ÖÄžRETMEK, DOSTLUÄžU AŞILMAK DÖNEMİDİR
Sevgilerimle
Masal_yüzlü

Saat: 23:06 yazan neron ...

birinci özel mesajı. saldırı ve kimliksiz veya çok kimlikli kişiliksiz birinden.



Dediğim gibi Tavuk Demedim?.. Lütfen kopleks yapıpı bana Başka bir kişi olarak gelme ...
Milleti birbirine düşürdüğünüz yeter!.. Herşeyi dile hetirdim.. Daha açık konuşacak bir durum yok.

Saldırılar devam ediyor!..




"Edep nedir sorusuna gelince: Sende olmuyan Herkeste olan, Sadece bir yaratık Hariç Oda DOMUZ dediğim hayvan. EDEP yoktur... Sevgilerimle Neron musun Herkimsen.

Yine Tekrar Edeyim TAVUK DEMEDİK. Başka yere saldırın lütfen."
..........
Konu kilitlenmiştir.En kısa sürede incelenecektir.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8