05-02-2007, Saat: 06:16 PM
Bazen Rüyalar Gerçek Olur
--------------------------------------------------------------------------------
Genç kız yatağa kapanmış hıçkırıklarla ağlıyordu. İyi ki ev de kimse yoktu. Annesi olsa hemen yanına gelir. Merakla neden ağladığını sorardı.
-Seviyorum işte seviyorummm.
Karşı komşunun oğluna fena halde aşık olmuştu. Ama onun haberi yok diye düşünüyor ağlama sesi neredeyse duvarlarda yankılanıyordu.
Birsen yeni üniversiteyi bitirmişti. Eczacı olmayı hep hayal etmiş nihayetinde
emeline kavuşmuştu. Karşı komşunun oğlu Sedat' ta aynı üniversiteden mezundu. Senelerdir arkadaşlıkları vardı. Ama düzeyli bir arkadaşlıktı bu. Oysa Birsen senelerdir Sedat'a aşıktı.
-Artık yüzümü yıkayıp Sevim teyze ne yapıyor bir bakayım.
Sevim teyze dediği Sedat'ın annesiydi. Senelerdir komşulukları akrabadan ileriydi. Üzerine güzel birşeyler giydi. Saçını başını düzeltti Karşı dairenin kapısını çaldı.
-Kim o.
-Benim Sevim teyze.
-Hoşgeldin kızım. Annen yok mu.
-Alışverişe gitti. Gelir biraz sonra.
-Sedat'ta askere gidiyor. Kurada Ankara çıkmış.
-Hayırlısı olsun teyze.Sedat yok mu.
-Banyo yapıyor. Gelir şimdi. İki gün sonra birliğe teslim olacak.
İçini bir üzüntü kapladı Birsen'in.
-Ben ne yapacağım şimdi diye düşünürken Sedat içeri girdi.
-Merhaba Birsen hoşgeldin.
-Askere gidiyormuşsun.
-Evet. bir an önce gidip gelmeliyim. Eczane açacak babam. Artık işimle ilgileneceğim.Sen ne yapacaksın.
-Bilmem. Babamın şu ara biraz sıkıntısı var. Sıkıntımı atlatayım birşeyler yaparız dedi bana.,
-Olmazsa benim eczaneyi birlikte yürütürüz.
bu fikir harikaydı Birsen için, ama belli edemezdi.
-Bakalım neler olacak bilemiyorum. Sen git gel de.
-Ben kalkayım Sevim teyze.
-Otursaydın kızım.
-Yok teyze biraz iş yapayım.
Birsen işi bahane etmişti. Aslında nedense hep ağlamak istiyordu. kendi de anlıyamıyordu. Bukadar ağlayan biri de değil di.
İki gün geçmişti. Kapıda Sedat'ı yolcu ediyorlardı.. Bütün apartman,eş dost davullarla uğurluyorlardı Sedat'ı. Birsen gözünde ki yaşları belli etmemek için büyük çaba sarfediyordu. Gitmeden Sedat Birsen'in yanına geldi.
-Allahısmarladık Birsen dedi ve yanaklarından öptü.
Kıpkırmızı olduğunu hissetti birden Birsen. Ancak gülegüle diyebildi.
Zaman çabuk geçiyor Sedat'tan gelen güzel haberlerle seviniyor. Sevim teyzesini de yalnız bırakmıyordu.
Kapı çalındı. Birsen'in annesi Nevin hanım kapıyı açtı.
Sevim hanım kapıdaydı. İki gözü iki çeşme ağlıyordu.
-Hayrola ne oldu diye sordu Nevin hanım.
-Sormayın Sedat'ı Hâkkari'ye yolladılar.
-Aman Sevim hanım bak kısa devrede yapacak askerliğini bir bakarsın bitmiş gelir. Üzülme bukadar.
-İnşallah canım. İyi ki varsınız. Siz de olmasanız bunalıma düşeceğim vallahi.
-Birsen bize şimdi bir kahve yapar. Üzüntün hafifler.
-Tamam anne kahvelerinizi şimdi yaparım.
Biraz sonra Sevim hanımın üzüntüsü dağılmıştı.
Aradan zaman geçmiş Sedat'ın gelmesine bir ay kalmıştı. Heyecandan yerinde duramıyordu Birsen.
-İnat gibi bu bir ay geçmek bilmez diye düşünüyordu.
Geceleri artık uyuyamıyor sağa sola dönmekten bir hal oluyordu. Sabah olmuştu. kapının zili hiçdurmadan çalıyordu. Acele kapıyı açtı. Yine Sevim hanım ağlıyordu.
-Ne oldu Sevim teyze demeden kadıncağız bayılıverdi. Gürültüye Birsen'in annesi ve babası koştu.
-Allah Allah ne oldu bu kadına.
-Bilmiyorum anne. kapı çaldı açtım ağlıyordu. İçeri girer girmez düştü bayıldı.
-Kızım çabuk kolonya bir bardak su getir.
Birsen meraklanmıştı. Sedat'a birşey mi olmuştu acaba.
Neyse Sevim hanım kendine gelmeye başlamıştı.
Nevin hanım soruyordu
-Ne oldu Sevim hanım anlatsana.
-Sormayın Sedat birliğiyle dağlarda teröristlerle çatışmada ölmüş. Şimdi haber verdiler.
Kadın üzüntüden mahvolmuştu. Teselli olacak durumda değil di.
Bunu duyan Birsen ağlayarak odasına kapandı. Annesi şaşırmıştı. Bir yerde komşusu bir yerde kızı.
-Allahaşkına bey kıza sen bak.
-Tamam bakarım.
-Nevin hanım soruyordu Sevim hanıma
-Babasının haberi var mı.
-Yok evi aradılar.
-Nasıl haber verceğiz. Bu kötü haberi vermek zor.
Birden telefon sesiyle irkildiler. Nevin hanım telefonu açtı. Karşısında Sevim hanımın kocası vardı. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Elindeki telefonu düşürdü. Tekrar eline aldı. Hatta Yasin Bey alo diye bağırıp duruyordu.
-Buyrun Yasin Bey
-Benim hanım orda mı. Evde bulamadım da.
-Evet burda vereyim bir dakika.
-Nevin hanım eşiniz telefonda.
-Ne diyeceğim ben şimdi.
-En iyisi çağır hastayım de gelsin. Peki öyle yapayım. Allah korusun ona da birşey olmasın.
-Efendim
-Sevim nasılsın. Ev de bulamadım. Orda olduğunu tahmin ettim.
-Canım ben çok rahatsızlandım.
-Tamam hemen eve geliyorum.
Kapamıştı telefonu Sevim hanım.
-Ben gidiyorum Nevin hanım.
-Otursana bu halde ne yapacaksın ev de.
-Olsun şimdi gelir o.
Diyerek gitti.
Birsen'in ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Birşeyde yemiyordu.
-Kızım hepimiz üzüldük ama bu halin ne. Vallahi seni de kaybetmek istemem. Yemek yemelisin.
Ama boğazından hiçbirşer geçmiyordu Birsen'in.
Gece olmuştu. Uyur uyanık haldeydi. Herzaman kapısını kapatır uyurdu. Ama kapısı açıktı. Birden içeri Sedat girdi.
Nefesi kesilmişti.
-Sedat diyebildi ancak.
Sedat ona gülümseyerek yanına doğru geliyordu.
-Sen öldün Sedat. haberin geldi.
-Yok ben ölmedim. Ölmeyede niyetim yok. Çünki seninle evlenip mutlu olacağım.
Şaşkındı Birsen ağlamaya başladı.
-Neden ağlıyorsun. beni sevdiğini hissetmediğimi mi sanıyorsun. Ben de seni çok sevdim hepte seveceğim.
Sedat diz çökmüştü yatağın yanına.
-Benimle evlenir misin canım.
-Yoksa evlenmek istemiyor musun.
Birsen hayret içersindeydi. Bu gerçekmiydi. Yoksa rüya mı görüyorum diye düşünürken.
Sedat bir kere daha sordu.
-Hadi kabul et. Seni seviyorum ben ve evlenmek istiyorum.
-İstemezmiyim Sedat. Seni ilk görüğümden beri seviyorum ben.
-Peki o zaman en kısa zamanda evleneceğiz.
-Ben şimdi gideyim. Annem çok üzgün. Üzüntüsü geçsin dedi ve Birsen'in yanağına bir öpücük kondurdu.
Birsen hala yataktan kıpırdıyamıyordu. Şoka girmişti.
-Olamaz böyle birşey. Ben uyanığım ve o benim yanımdaydı.Peki eve nasıl girdi.
Aniden kalktı saat altı olmuştu. Annesinin odasına gitti. Anne ve babası uyuyorlardı. kapı da akşam ki gibi kilitliydi.
-Biraz geçsinde Sevim teyzeye gideyim diye düşündü.
Ama satler geçmek bilmiyordu. Gözünü saatten ayıramıyordu.
-Tamam saat sekiz daha fazla da bekliyemem dedi. Sevim hanımın kapısını çaldı.
Kapıyı gözleri kızarmış Sevim hanım açtı.
-Hayrola kızım ne oldu.
-Sevim teyze. Sedat geldi.
-Ne biçim şaka kızım bu. Bak bugün cenazeyi yolluyacaklarını söylediler.
-Hayır Sevim teyze Sedat ölmedi derken kapı çaldı.
-Cenazenin geldiğini haber mi verecekler acaba.
kadın başladı ağlamaya.
-Dur ben açayım teyze kapıyı.
kapıyı açmasıyla Sedat kapıdaydı. Birden öyle bir sarıldı ki Sevim hanımı unutmuştu bile.
-Geleceğini biliyordum. Hem ağlıyor hem de yanaklarından öpüyordu Sedat'ı
-Ne oldu kimmiş kızım diye bağırıyordu Sevim hanım içerden.
-Benim anne.
Sevim hanım kendini birden kapıda oğlunun kollarında buldu.
-Olamaz bu rüya olsa
-Benim anne etimle kemiğimle benim.
-O arada babası da patırdaya kalkmıştı.Ne oldu demeden oğlunu görünce.ağlıyarak sarıldı.
Biraz sonra başından geçenleri anlatıyordu Sedat.
-Çatışma başlamıştı. Künyem yere düşmüş farkında değildim. Arkadaşın kendi künyesi kopmuştu takmıyordu. Benimkini bulunca alıp boynuna takmış. Bu çatışmada şehit oldu. Ölenin ben olduğumu sanmışlar. Yalnışlık anlaşıldı bana da izin verdiler. Sizlerden af dilediler.
-Sedat sabah seni gördüm.
-Gelirken otobüste uyuya kaldım. ben de seni gördüm. Senin yatak odana geldim. Ve benimle evlenmeni istedim.
Birsen şaşkındı. Nasıl olabilirdi. Sedat uyurken, onu gerçekte görmüş ve konuşmuştu.
Aniden Sedat yerinden kalkıp Birsen'in önünde sabah ki gibi diz çöktü.
-Birsen benimle evlenir misin.
-Cevabımı vermiştim sana.
-Evet demiştin.
-Anne, baba ben Birsenle evlenmek istiyorum. Ne diyorsunuz.
-Birsen bizim kızımız zaten. İki mutluluğu birden yaşattınız bize. Acılı günümüzü mutluluğa dönüştürdünüz. Allahıma binlerce kere şükür diyordu anne ve babası. Bu sefer de hep birlkte mutluluktan ağlıyorlardı
--------------------------------------------------------------------------------
Genç kız yatağa kapanmış hıçkırıklarla ağlıyordu. İyi ki ev de kimse yoktu. Annesi olsa hemen yanına gelir. Merakla neden ağladığını sorardı.
-Seviyorum işte seviyorummm.
Karşı komşunun oğluna fena halde aşık olmuştu. Ama onun haberi yok diye düşünüyor ağlama sesi neredeyse duvarlarda yankılanıyordu.
Birsen yeni üniversiteyi bitirmişti. Eczacı olmayı hep hayal etmiş nihayetinde
emeline kavuşmuştu. Karşı komşunun oğlu Sedat' ta aynı üniversiteden mezundu. Senelerdir arkadaşlıkları vardı. Ama düzeyli bir arkadaşlıktı bu. Oysa Birsen senelerdir Sedat'a aşıktı.
-Artık yüzümü yıkayıp Sevim teyze ne yapıyor bir bakayım.
Sevim teyze dediği Sedat'ın annesiydi. Senelerdir komşulukları akrabadan ileriydi. Üzerine güzel birşeyler giydi. Saçını başını düzeltti Karşı dairenin kapısını çaldı.
-Kim o.
-Benim Sevim teyze.
-Hoşgeldin kızım. Annen yok mu.
-Alışverişe gitti. Gelir biraz sonra.
-Sedat'ta askere gidiyor. Kurada Ankara çıkmış.
-Hayırlısı olsun teyze.Sedat yok mu.
-Banyo yapıyor. Gelir şimdi. İki gün sonra birliğe teslim olacak.
İçini bir üzüntü kapladı Birsen'in.
-Ben ne yapacağım şimdi diye düşünürken Sedat içeri girdi.
-Merhaba Birsen hoşgeldin.
-Askere gidiyormuşsun.
-Evet. bir an önce gidip gelmeliyim. Eczane açacak babam. Artık işimle ilgileneceğim.Sen ne yapacaksın.
-Bilmem. Babamın şu ara biraz sıkıntısı var. Sıkıntımı atlatayım birşeyler yaparız dedi bana.,
-Olmazsa benim eczaneyi birlikte yürütürüz.
bu fikir harikaydı Birsen için, ama belli edemezdi.
-Bakalım neler olacak bilemiyorum. Sen git gel de.
-Ben kalkayım Sevim teyze.
-Otursaydın kızım.
-Yok teyze biraz iş yapayım.
Birsen işi bahane etmişti. Aslında nedense hep ağlamak istiyordu. kendi de anlıyamıyordu. Bukadar ağlayan biri de değil di.
İki gün geçmişti. Kapıda Sedat'ı yolcu ediyorlardı.. Bütün apartman,eş dost davullarla uğurluyorlardı Sedat'ı. Birsen gözünde ki yaşları belli etmemek için büyük çaba sarfediyordu. Gitmeden Sedat Birsen'in yanına geldi.
-Allahısmarladık Birsen dedi ve yanaklarından öptü.
Kıpkırmızı olduğunu hissetti birden Birsen. Ancak gülegüle diyebildi.
Zaman çabuk geçiyor Sedat'tan gelen güzel haberlerle seviniyor. Sevim teyzesini de yalnız bırakmıyordu.
Kapı çalındı. Birsen'in annesi Nevin hanım kapıyı açtı.
Sevim hanım kapıdaydı. İki gözü iki çeşme ağlıyordu.
-Hayrola ne oldu diye sordu Nevin hanım.
-Sormayın Sedat'ı Hâkkari'ye yolladılar.
-Aman Sevim hanım bak kısa devrede yapacak askerliğini bir bakarsın bitmiş gelir. Üzülme bukadar.
-İnşallah canım. İyi ki varsınız. Siz de olmasanız bunalıma düşeceğim vallahi.
-Birsen bize şimdi bir kahve yapar. Üzüntün hafifler.
-Tamam anne kahvelerinizi şimdi yaparım.
Biraz sonra Sevim hanımın üzüntüsü dağılmıştı.
Aradan zaman geçmiş Sedat'ın gelmesine bir ay kalmıştı. Heyecandan yerinde duramıyordu Birsen.
-İnat gibi bu bir ay geçmek bilmez diye düşünüyordu.
Geceleri artık uyuyamıyor sağa sola dönmekten bir hal oluyordu. Sabah olmuştu. kapının zili hiçdurmadan çalıyordu. Acele kapıyı açtı. Yine Sevim hanım ağlıyordu.
-Ne oldu Sevim teyze demeden kadıncağız bayılıverdi. Gürültüye Birsen'in annesi ve babası koştu.
-Allah Allah ne oldu bu kadına.
-Bilmiyorum anne. kapı çaldı açtım ağlıyordu. İçeri girer girmez düştü bayıldı.
-Kızım çabuk kolonya bir bardak su getir.
Birsen meraklanmıştı. Sedat'a birşey mi olmuştu acaba.
Neyse Sevim hanım kendine gelmeye başlamıştı.
Nevin hanım soruyordu
-Ne oldu Sevim hanım anlatsana.
-Sormayın Sedat birliğiyle dağlarda teröristlerle çatışmada ölmüş. Şimdi haber verdiler.
Kadın üzüntüden mahvolmuştu. Teselli olacak durumda değil di.
Bunu duyan Birsen ağlayarak odasına kapandı. Annesi şaşırmıştı. Bir yerde komşusu bir yerde kızı.
-Allahaşkına bey kıza sen bak.
-Tamam bakarım.
-Nevin hanım soruyordu Sevim hanıma
-Babasının haberi var mı.
-Yok evi aradılar.
-Nasıl haber verceğiz. Bu kötü haberi vermek zor.
Birden telefon sesiyle irkildiler. Nevin hanım telefonu açtı. Karşısında Sevim hanımın kocası vardı. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Elindeki telefonu düşürdü. Tekrar eline aldı. Hatta Yasin Bey alo diye bağırıp duruyordu.
-Buyrun Yasin Bey
-Benim hanım orda mı. Evde bulamadım da.
-Evet burda vereyim bir dakika.
-Nevin hanım eşiniz telefonda.
-Ne diyeceğim ben şimdi.
-En iyisi çağır hastayım de gelsin. Peki öyle yapayım. Allah korusun ona da birşey olmasın.
-Efendim
-Sevim nasılsın. Ev de bulamadım. Orda olduğunu tahmin ettim.
-Canım ben çok rahatsızlandım.
-Tamam hemen eve geliyorum.
Kapamıştı telefonu Sevim hanım.
-Ben gidiyorum Nevin hanım.
-Otursana bu halde ne yapacaksın ev de.
-Olsun şimdi gelir o.
Diyerek gitti.
Birsen'in ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Birşeyde yemiyordu.
-Kızım hepimiz üzüldük ama bu halin ne. Vallahi seni de kaybetmek istemem. Yemek yemelisin.
Ama boğazından hiçbirşer geçmiyordu Birsen'in.
Gece olmuştu. Uyur uyanık haldeydi. Herzaman kapısını kapatır uyurdu. Ama kapısı açıktı. Birden içeri Sedat girdi.
Nefesi kesilmişti.
-Sedat diyebildi ancak.
Sedat ona gülümseyerek yanına doğru geliyordu.
-Sen öldün Sedat. haberin geldi.
-Yok ben ölmedim. Ölmeyede niyetim yok. Çünki seninle evlenip mutlu olacağım.
Şaşkındı Birsen ağlamaya başladı.
-Neden ağlıyorsun. beni sevdiğini hissetmediğimi mi sanıyorsun. Ben de seni çok sevdim hepte seveceğim.
Sedat diz çökmüştü yatağın yanına.
-Benimle evlenir misin canım.
-Yoksa evlenmek istemiyor musun.
Birsen hayret içersindeydi. Bu gerçekmiydi. Yoksa rüya mı görüyorum diye düşünürken.
Sedat bir kere daha sordu.
-Hadi kabul et. Seni seviyorum ben ve evlenmek istiyorum.
-İstemezmiyim Sedat. Seni ilk görüğümden beri seviyorum ben.
-Peki o zaman en kısa zamanda evleneceğiz.
-Ben şimdi gideyim. Annem çok üzgün. Üzüntüsü geçsin dedi ve Birsen'in yanağına bir öpücük kondurdu.
Birsen hala yataktan kıpırdıyamıyordu. Şoka girmişti.
-Olamaz böyle birşey. Ben uyanığım ve o benim yanımdaydı.Peki eve nasıl girdi.
Aniden kalktı saat altı olmuştu. Annesinin odasına gitti. Anne ve babası uyuyorlardı. kapı da akşam ki gibi kilitliydi.
-Biraz geçsinde Sevim teyzeye gideyim diye düşündü.
Ama satler geçmek bilmiyordu. Gözünü saatten ayıramıyordu.
-Tamam saat sekiz daha fazla da bekliyemem dedi. Sevim hanımın kapısını çaldı.
Kapıyı gözleri kızarmış Sevim hanım açtı.
-Hayrola kızım ne oldu.
-Sevim teyze. Sedat geldi.
-Ne biçim şaka kızım bu. Bak bugün cenazeyi yolluyacaklarını söylediler.
-Hayır Sevim teyze Sedat ölmedi derken kapı çaldı.
-Cenazenin geldiğini haber mi verecekler acaba.
kadın başladı ağlamaya.
-Dur ben açayım teyze kapıyı.
kapıyı açmasıyla Sedat kapıdaydı. Birden öyle bir sarıldı ki Sevim hanımı unutmuştu bile.
-Geleceğini biliyordum. Hem ağlıyor hem de yanaklarından öpüyordu Sedat'ı
-Ne oldu kimmiş kızım diye bağırıyordu Sevim hanım içerden.
-Benim anne.
Sevim hanım kendini birden kapıda oğlunun kollarında buldu.
-Olamaz bu rüya olsa
-Benim anne etimle kemiğimle benim.
-O arada babası da patırdaya kalkmıştı.Ne oldu demeden oğlunu görünce.ağlıyarak sarıldı.
Biraz sonra başından geçenleri anlatıyordu Sedat.
-Çatışma başlamıştı. Künyem yere düşmüş farkında değildim. Arkadaşın kendi künyesi kopmuştu takmıyordu. Benimkini bulunca alıp boynuna takmış. Bu çatışmada şehit oldu. Ölenin ben olduğumu sanmışlar. Yalnışlık anlaşıldı bana da izin verdiler. Sizlerden af dilediler.
-Sedat sabah seni gördüm.
-Gelirken otobüste uyuya kaldım. ben de seni gördüm. Senin yatak odana geldim. Ve benimle evlenmeni istedim.
Birsen şaşkındı. Nasıl olabilirdi. Sedat uyurken, onu gerçekte görmüş ve konuşmuştu.
Aniden Sedat yerinden kalkıp Birsen'in önünde sabah ki gibi diz çöktü.
-Birsen benimle evlenir misin.
-Cevabımı vermiştim sana.
-Evet demiştin.
-Anne, baba ben Birsenle evlenmek istiyorum. Ne diyorsunuz.
-Birsen bizim kızımız zaten. İki mutluluğu birden yaşattınız bize. Acılı günümüzü mutluluğa dönüştürdünüz. Allahıma binlerce kere şükür diyordu anne ve babası. Bu sefer de hep birlkte mutluluktan ağlıyorlardı