05-27-2007, Saat: 06:58 AM
Hatırlar mısın? Bir şarkımız vardı
Sen dans etmekten utanırdın...
Hatırlıyor musun Çanakkale`de bir sonbahar zamanıydı... Yağmur öyle delicesine yağıyor, rüzgar öylesine hırçın sırtımıza vuruyordu ki, zaman zaman ayaklarımız yerden kesilecek gibi oluyordu. O yağmurun ve sert esen rüzgarın altında sarılmıştık birbirimize... Upuzun bir atkımız vardı... Bembeyaz... Neredeyse ikimizin boyu kadar tertemiz bir atkı... Üşümüştük ve ikimiz birden dolanmıştık o atkıya... İkimizinde gözleri görünüyordu akşamın buğusunda... Gözlerin öyle güzel parlıyordu ki; her saniye daha da kör oluyordu gözlerim... Öyle güzeldi ki gözlerin... Gözlerin... Sırtımıza vuran hırçın rüzgarların esintisinde bir kalkan gibiydiler bana...
Sarıla sarıla yürüdük kordonu. Çok üşümüştük, hem de çok.. Ama dünya umurumuzda değildi... Kimin umurunda olabilirdi... Yol boyunca çılgınlar gibi sevişirken, ikimizde de kocaman bir yürek varken, kim bizim umurumuzda olabilirdi...
Hatırlar mısın yağmur yağardı
Sen toprak kokusuna bayılırdın
Damlalar kıskandırır beni
Tutardım pamuk ellerini
Aşk dolu kalbimi ısıtırdım
Bizim şarkımızdı bu hatırlıyor musun... Yine yağmur yağıyordu o gece. Yine ben senin pamuk ellerini tutup, birlikte kordon boyunca yürüyorduk... Yağmur öylesine güzel yağardı ki, her damlası sana düştüğünde kıskandırırdı beni...
Şimdi yine yağmur yağıyor... Toprağına düşen damlalardan bunu hissedebiliyorsundur belkide... Gözyaşlarımla birlikte karışıyor toprağına... Bugün toprağına bir çiçek ektim... En sevdiğin çiçeği... Kardelen... Onu gözlerimden düşen damlalarla büyüteceğim... Toprağında onu ben gibi seveceksin sende...Bir gün, yağmur damlaları olarak düşeceğim toprağına... O zamana kadar seni hiç mi hiç unutmayacağım. Dedim ya... Ben hiç unutmadım, unutamam......
Sen dans etmekten utanırdın...
Hatırlıyor musun Çanakkale`de bir sonbahar zamanıydı... Yağmur öyle delicesine yağıyor, rüzgar öylesine hırçın sırtımıza vuruyordu ki, zaman zaman ayaklarımız yerden kesilecek gibi oluyordu. O yağmurun ve sert esen rüzgarın altında sarılmıştık birbirimize... Upuzun bir atkımız vardı... Bembeyaz... Neredeyse ikimizin boyu kadar tertemiz bir atkı... Üşümüştük ve ikimiz birden dolanmıştık o atkıya... İkimizinde gözleri görünüyordu akşamın buğusunda... Gözlerin öyle güzel parlıyordu ki; her saniye daha da kör oluyordu gözlerim... Öyle güzeldi ki gözlerin... Gözlerin... Sırtımıza vuran hırçın rüzgarların esintisinde bir kalkan gibiydiler bana...
Sarıla sarıla yürüdük kordonu. Çok üşümüştük, hem de çok.. Ama dünya umurumuzda değildi... Kimin umurunda olabilirdi... Yol boyunca çılgınlar gibi sevişirken, ikimizde de kocaman bir yürek varken, kim bizim umurumuzda olabilirdi...
Hatırlar mısın yağmur yağardı
Sen toprak kokusuna bayılırdın
Damlalar kıskandırır beni
Tutardım pamuk ellerini
Aşk dolu kalbimi ısıtırdım
Bizim şarkımızdı bu hatırlıyor musun... Yine yağmur yağıyordu o gece. Yine ben senin pamuk ellerini tutup, birlikte kordon boyunca yürüyorduk... Yağmur öylesine güzel yağardı ki, her damlası sana düştüğünde kıskandırırdı beni...
Şimdi yine yağmur yağıyor... Toprağına düşen damlalardan bunu hissedebiliyorsundur belkide... Gözyaşlarımla birlikte karışıyor toprağına... Bugün toprağına bir çiçek ektim... En sevdiğin çiçeği... Kardelen... Onu gözlerimden düşen damlalarla büyüteceğim... Toprağında onu ben gibi seveceksin sende...Bir gün, yağmur damlaları olarak düşeceğim toprağına... O zamana kadar seni hiç mi hiç unutmayacağım. Dedim ya... Ben hiç unutmadım, unutamam......