05-30-2007, Saat: 05:14 PM
kafası dalgındı
evden hiç çıkmıyordu
sabahtan akşama kadar gül resimleri yapıyor ve içinden gelen şiir gibi yazılar yazıyordu.dışarı çıkmak için bir sebebi yoktu ki
ne bir sevdiği,ne görmek istediği bi yer,nede gitmek istediği bi yer...
çok güzel bir kızdı.onunla gezmek isteyen o kadar çok kişi vardı ki.. ama o hiçbirini istemiyor
kendi içinden geleni yapmak ve öyle yaşamak istiyordu
böyle yaparak nereye kadar gideceğini bilmiyordu
hayatı hep aynı hızda geçiyordu
bi akşam üzeri içine bi sıkıntı düştü üzerine çok sevdiği mavi hırkasını alarak çıktı dışarı...
nereye gideceği belli değildi sadece biraz hava alacaktı
deniz kıyısına gitti ve bir bankta oturmaya başladı
masmavi gökteki martıları ve batmakta olan güneşi seyrediyordu.
güneş öyle güzeldi ki...gökte uçuşan martılarda güneşe adeta ayrı bi hava veriyordu..
kız dalıp gitti...uzaklara...çok uzaklara....
'bundan 2 sene önce bir sevdiği vardı.birbirlerini çok seviyorlardı ve gözleri birbirlerinden başkasını görmüyordu.evleneceklerdi... ama bu kurdukları hayaller ve birbirlerine karşı olan sevgi bağları gencin ölmesine engel olamamıştı.bi perşembe günü herzamanki gibi yine aynı buluştukları yerde buluşmuşlardı.genç,kızın en sevdiği güllerden getirmişti.gülü kıza verdi ve sımsıkı sarıldı.birbirlerine bakmaya bile kıyamayan gençler ogün orada birbirlerine söz verdiler..
ölene kadar birlikte olacaklarına
ölseler bile ölürken son nefeslerinde yan yana olacaklarına
birbirlerinden hiç ayrılmayacaklarına dair..
ve kim ne derse desin evleneceklerdi...
ama bu verdikleri sözün ve buluşmalarının son olduğunu bilmiyorlardı.
kız vedalaştıktan sonra evine doğru yola çıktı.genç ise arabasına binerek yola çıkmıştı.yarın tekrar aynı yerde aynı saatte buluşacaklardı.
ama ne yazık ki olmadı.... buluşamadılar..genç oradan ayrıldıktan sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.Kız sevinçle evine gitti ve yine bir gül çizerek altına tarih attı.onu dosyasının ilk başına koydu tam o sırada nedense içine bir sıkıntı düşmüş ve bitmek bilmeyen bu sıkıntı sanki ona bişeyler anlatmak istiyordu.Akşam oldu.odasındaydı bi ara içeriden yüksek sesle 'trafikte genç bir kurban daha' diye bir ses duydu.ilk başta aldırmadı ama daha sonra koşar adımlarla içeri geldi ve hiç beklemediği,görmek istemediği bi görüntü ile karşılaştı.çok sevdiği aşkının,bitanesinin yol kenarında cansız bedeni yatıyordu. içinden bağırmak,ağlamak hatta o anda ölmek geldi.ne yapacağını bilmiyordu.sabaha kadar gözünü kırpmadan ağladı.artık gözbebeklerinde akacak yaş kalmamıştı,halide yoktu zaten.sabah erkenden sevdiğinin verdiği son gülü de yanına alarak bitanesinin mezarına gitti...orada ağladı... elinden gelen başka birşey yoktu çünkü.ağladı....sadece ağladı...mezarına sarılarak:
''hani beraber ölecektik?,hani hiç ayrılmayacaktık?,ben şimdi ne yaparım?,sensiz nasıl yaşar?,nasıl nefes alırım?'' dedi ağlayarak.oradan sessizce kalktı tam gidiyordu geriye dönüp baktı ve ''SANA DOKUNAMASAMDA HER ZAMAN YANIMDA OLDUÄžUNU BİLİYORUM AŞKIM'' dedi ve uzaklaştı....
o günden sonra yaşamak için bi sebebim yok diyordu.zaten o yüzden evden hiç çıkmıyor sadece gül çizip,yazmakla bitiremediği aşkını anlatıyordu boş kağıtlara...''
işte hayatı buydu...
sonra birden ürperdi ve gözlerinin önünde sadece ucu bucağı görünmeyen bir deniz,batmakta olan bir güneş ve gözünden akan bir damla yaş gördü. daha sonra akşam olduğunu fark etti..
''geç olmuş artık gideyim''diyerek kalktı
tam gidiyordu ki birşey fark etti.
bankta sevdiğinin ona verdiği güllerden vardı ve yanında bir not..
notta:''SANA DOKUNAMASAMDA HERZAMAN YANINDAYIM AŞKIM'' yazıyordu..
kız o an bir gülümsedi ve kendi kedine:
''biliyorum..biliyorum aşkım diyerek evine döndü..
evden hiç çıkmıyordu
sabahtan akşama kadar gül resimleri yapıyor ve içinden gelen şiir gibi yazılar yazıyordu.dışarı çıkmak için bir sebebi yoktu ki
ne bir sevdiği,ne görmek istediği bi yer,nede gitmek istediği bi yer...
çok güzel bir kızdı.onunla gezmek isteyen o kadar çok kişi vardı ki.. ama o hiçbirini istemiyor
kendi içinden geleni yapmak ve öyle yaşamak istiyordu
böyle yaparak nereye kadar gideceğini bilmiyordu
hayatı hep aynı hızda geçiyordu
bi akşam üzeri içine bi sıkıntı düştü üzerine çok sevdiği mavi hırkasını alarak çıktı dışarı...
nereye gideceği belli değildi sadece biraz hava alacaktı
deniz kıyısına gitti ve bir bankta oturmaya başladı
masmavi gökteki martıları ve batmakta olan güneşi seyrediyordu.
güneş öyle güzeldi ki...gökte uçuşan martılarda güneşe adeta ayrı bi hava veriyordu..
kız dalıp gitti...uzaklara...çok uzaklara....
'bundan 2 sene önce bir sevdiği vardı.birbirlerini çok seviyorlardı ve gözleri birbirlerinden başkasını görmüyordu.evleneceklerdi... ama bu kurdukları hayaller ve birbirlerine karşı olan sevgi bağları gencin ölmesine engel olamamıştı.bi perşembe günü herzamanki gibi yine aynı buluştukları yerde buluşmuşlardı.genç,kızın en sevdiği güllerden getirmişti.gülü kıza verdi ve sımsıkı sarıldı.birbirlerine bakmaya bile kıyamayan gençler ogün orada birbirlerine söz verdiler..
ölene kadar birlikte olacaklarına
ölseler bile ölürken son nefeslerinde yan yana olacaklarına
birbirlerinden hiç ayrılmayacaklarına dair..
ve kim ne derse desin evleneceklerdi...
ama bu verdikleri sözün ve buluşmalarının son olduğunu bilmiyorlardı.
kız vedalaştıktan sonra evine doğru yola çıktı.genç ise arabasına binerek yola çıkmıştı.yarın tekrar aynı yerde aynı saatte buluşacaklardı.
ama ne yazık ki olmadı.... buluşamadılar..genç oradan ayrıldıktan sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.Kız sevinçle evine gitti ve yine bir gül çizerek altına tarih attı.onu dosyasının ilk başına koydu tam o sırada nedense içine bir sıkıntı düşmüş ve bitmek bilmeyen bu sıkıntı sanki ona bişeyler anlatmak istiyordu.Akşam oldu.odasındaydı bi ara içeriden yüksek sesle 'trafikte genç bir kurban daha' diye bir ses duydu.ilk başta aldırmadı ama daha sonra koşar adımlarla içeri geldi ve hiç beklemediği,görmek istemediği bi görüntü ile karşılaştı.çok sevdiği aşkının,bitanesinin yol kenarında cansız bedeni yatıyordu. içinden bağırmak,ağlamak hatta o anda ölmek geldi.ne yapacağını bilmiyordu.sabaha kadar gözünü kırpmadan ağladı.artık gözbebeklerinde akacak yaş kalmamıştı,halide yoktu zaten.sabah erkenden sevdiğinin verdiği son gülü de yanına alarak bitanesinin mezarına gitti...orada ağladı... elinden gelen başka birşey yoktu çünkü.ağladı....sadece ağladı...mezarına sarılarak:
''hani beraber ölecektik?,hani hiç ayrılmayacaktık?,ben şimdi ne yaparım?,sensiz nasıl yaşar?,nasıl nefes alırım?'' dedi ağlayarak.oradan sessizce kalktı tam gidiyordu geriye dönüp baktı ve ''SANA DOKUNAMASAMDA HER ZAMAN YANIMDA OLDUÄžUNU BİLİYORUM AŞKIM'' dedi ve uzaklaştı....
o günden sonra yaşamak için bi sebebim yok diyordu.zaten o yüzden evden hiç çıkmıyor sadece gül çizip,yazmakla bitiremediği aşkını anlatıyordu boş kağıtlara...''
işte hayatı buydu...
sonra birden ürperdi ve gözlerinin önünde sadece ucu bucağı görünmeyen bir deniz,batmakta olan bir güneş ve gözünden akan bir damla yaş gördü. daha sonra akşam olduğunu fark etti..
''geç olmuş artık gideyim''diyerek kalktı
tam gidiyordu ki birşey fark etti.
bankta sevdiğinin ona verdiği güllerden vardı ve yanında bir not..
notta:''SANA DOKUNAMASAMDA HERZAMAN YANINDAYIM AŞKIM'' yazıyordu..
kız o an bir gülümsedi ve kendi kedine:
''biliyorum..biliyorum aşkım diyerek evine döndü..