06-09-2007, Saat: 02:37 AM
Can'Im..
Çok uzun zaman oldu sana yazmayalı
Ben de, neredeyse bin ömür bin asır
Necip Fazıl okuyordum, yaşamaya başlamışım,
(Göğe asılı bir hamak); ta uyuya kalmışım.
Kimsesiz,
.....kendi kalabalığımla kutladığım
On marttan , bana kalanlar işte bunlar
Gücenme, seni unuttum sanma sakın,
Mektuplar !
Bütün değer verdiklerimiz gibi
Mektupların unutulduğu bu zamanlarda
Eminim sende biliyorsun,
Çağ dışı diyorlar ya.
Kağıt yok, kalem yok,
Uçlarını yakabileceğimiz mektuplar ,
Tellerine kuşlar konduracağımız telgraf yok.
Soğuk klavye, buzdan cam
ve
varken yok sayısal sevgililer,
.........................aşklar avuntuda.
Oysa ben !
Bunca emek, bunca duygu varken içimde
Mektuplar yazabilmek istiyorum sana,
Afâki bile olsa, içinde emek olan, umut olan mektuplar.
Sevmeyi ve sevdiğime, mektup yazmayı seviyorum
Kokuları ve duyguları taşıyan, sevgi kokan
Samimiyet kokan, her satırının içinde ben olan.
Sanıyorum ki satırlara sen siniyorsun, bakışların gülüşlerin
Engizisyon ötesi, soğutulmuş iç yangınlarım bitiyor,
Ben satırlarda seni buluyorum, sana geliyorum.
Ben, mektup yazmıyorum, seni yaşıyorum.
Sevmek, seni yaşamak varken, nasıl unuturum?
Saatlerimi, beş mevsim seni beklemelere kurdum,
Takvimleri yasakladım duvarlarıma, gün saymıyorum,
Kışlara inat, baharları yedi iklim bahar bahçe kıldım,
Sen iste, zemheride kardelen koynunda gül dereyim,
Düşümde gülüşünü gördüm, göç etti alaca kuşlarım.
Bulutlarım pamuk helvadan, gülüşün horoz şekerim,
Sevenler çocuk gibi mutludur ya, ben de çok mutluyum
Gözlerinde, düşünü gördüğüm bilyelerimi buldum.
Sen olmasanda, ben seni hiç bulamayacak olsamda,
Düşünü kurmak, seni beklemek sana mektuplar yazmak
ve
Duvarlara adını yazmak, seninle nefes almak
Yokluğunda bile, seni sen varmışsın gibi sevmek
Düşünle, gerçek olmak ne güzel.
Seni severken nefes alıyorum, seninle yaşıyorum.
Tekrar yazacağım çünkü seni yaşamak gibi seviyorum..........
Çok uzun zaman oldu sana yazmayalı
Ben de, neredeyse bin ömür bin asır
Necip Fazıl okuyordum, yaşamaya başlamışım,
(Göğe asılı bir hamak); ta uyuya kalmışım.
Kimsesiz,
.....kendi kalabalığımla kutladığım
On marttan , bana kalanlar işte bunlar
Gücenme, seni unuttum sanma sakın,
Mektuplar !
Bütün değer verdiklerimiz gibi
Mektupların unutulduğu bu zamanlarda
Eminim sende biliyorsun,
Çağ dışı diyorlar ya.
Kağıt yok, kalem yok,
Uçlarını yakabileceğimiz mektuplar ,
Tellerine kuşlar konduracağımız telgraf yok.
Soğuk klavye, buzdan cam
ve
varken yok sayısal sevgililer,
.........................aşklar avuntuda.
Oysa ben !
Bunca emek, bunca duygu varken içimde
Mektuplar yazabilmek istiyorum sana,
Afâki bile olsa, içinde emek olan, umut olan mektuplar.
Sevmeyi ve sevdiğime, mektup yazmayı seviyorum
Kokuları ve duyguları taşıyan, sevgi kokan
Samimiyet kokan, her satırının içinde ben olan.
Sanıyorum ki satırlara sen siniyorsun, bakışların gülüşlerin
Engizisyon ötesi, soğutulmuş iç yangınlarım bitiyor,
Ben satırlarda seni buluyorum, sana geliyorum.
Ben, mektup yazmıyorum, seni yaşıyorum.
Sevmek, seni yaşamak varken, nasıl unuturum?
Saatlerimi, beş mevsim seni beklemelere kurdum,
Takvimleri yasakladım duvarlarıma, gün saymıyorum,
Kışlara inat, baharları yedi iklim bahar bahçe kıldım,
Sen iste, zemheride kardelen koynunda gül dereyim,
Düşümde gülüşünü gördüm, göç etti alaca kuşlarım.
Bulutlarım pamuk helvadan, gülüşün horoz şekerim,
Sevenler çocuk gibi mutludur ya, ben de çok mutluyum
Gözlerinde, düşünü gördüğüm bilyelerimi buldum.
Sen olmasanda, ben seni hiç bulamayacak olsamda,
Düşünü kurmak, seni beklemek sana mektuplar yazmak
ve
Duvarlara adını yazmak, seninle nefes almak
Yokluğunda bile, seni sen varmışsın gibi sevmek
Düşünle, gerçek olmak ne güzel.
Seni severken nefes alıyorum, seninle yaşıyorum.
Tekrar yazacağım çünkü seni yaşamak gibi seviyorum..........