:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Mimar Sinan
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
MİMAR SİNAN


Mimar Sinan, 1490 yılında Kayseri'nin Kesi nahiyesine bağlı Agrınas köyünde doğdu. Yavuz Sultan Selim zamanına kadar, devşirme çocukları yalnız Rumeli eyaletlerinden alınırken Yavuz, bu kuralın Anadolu eyaletlerinde de uygulanmasını emretti. Kayseri'den gelen ilk devşirme kafilesi arasında Mimar Sinan da vardı. İstanbul'a geldikten sonra, Atmeydanı'ndaki İbrahim Paşa sarayında bulunan, Acer Oğlanlar Mektebi'ne verildi. Orada dülgerlik ve yapıcılık öğrendi.
Yavuz Selim'in Çaldıran seferinde ordu ile Sivas, Erzurum, Amasya ve Tebriz gibi şehirlerdeki mimari eserleri inceleme fırsatı buldu. Çaldıran Zaferi'nden sonra 25 yaşlarında acemi oğlanlıktan, asıl yeniçeriliğe geçti. İlk zamanlarda seferlere yaya olarak katılırken, ordunun yapı işlerinde gösterdiği yararlılıktan ötürü Atlı Sekban sınıfına geçirildi. 36 yaşında Yayabaşı, bir süre sonra Zemberekcibaşı oldu.
Ordu içinde asıl şöhretini yapıcılıktaki büyük hüneri sayesinde kazandı. Vezir-i Azam Lütfi Paşa, Mohaç seferinden sonra Bağdat'a giderken, Van Gölü'nden orduyu geçirmek üzere kayıklar ve gemiler yaptırmak ihtiyacını görmüştü. Mimar Sinan gemi yapma işi ile görevlendirildi. Zamanın sadrazamı, Mimar Sinan'ı bu görevinden ötürü yakından tanımıştı. Bir süre sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafından da tanınıp takdir edilen Mimar Sinan, Boğdan seferinde Prut nehri üzerine 13 gün içinde mükemmel bir köprü yapmayı başardı. 1529 yılında Başmimar Acem İsa ölünce, sadrazam Lütfi Paşa'nın teklifi üzerine Mimar Sinan Mimarbaşı oldu. Ölümüne kadar bu görevde kalan Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim devrini gördüğü gibi, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan İkinci Selim ve Sultan Üçüncü Murad devirlerinde de yaşadı. Mimar Sinan, aralarında Selimiye ve Süleymaniye gibi dünyanın en muhteşem abideleri kabul edilen bir çok caminin de bulunduğu altı yüzden fazla mimari eseri, Osmanlı toprakları üzerinde inşa etti. 1588 yılında vefat eden Mimar Sinan iki defa evlendi, ancak hiç çocuğu olmadı. Edebiyata, şiir yazacak derecede hakimdi. Mimar Sinan büyük şöhretine ve kazandığı servetine rağmen, öldüğünde hiç parası yoktu.
Zamanın sadrazamı, Mimar Sinan'ı bu görevinden ötürü yakından tanımıştı. Bir süre sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafından da tanınıp takdir edilen Mimar Sinan, Boğdan seferinde Prut nehri üzerine 13 gün içinde mükemmel bir köprü yapmayı başardı.


[COLOR="Indigo"]13 gün içinde mükemmel bi köprü, dile kolay...
çok yetenekli bir insan,,,bunu bilir bunu söylerim...
emeğine sağlık...
[/COLOR]
Tesekkür ederim..
saoL pepeqimBig Grin eLLerine SağLık Smile
TesekkürLer Sekerim...
Mimar Sinan ın nasıl baş mimar olduğunuda ben size anlatayım o halde :
tabiki koca bir imparatorlukta baş mimar olunacaktı elbetteki bi sınav vardı ve bu sınavı geçen başmimar olcaktı.
dönemin bütün mimarları padişahın huzurunda toplanır padişahın sorusu şudur :
her kim ki 3 adet top mermisini ( yuvarlak olanlar var ya hani onlardanSmile işte)
üst üste koymayı başarırsa o başmimarım olacak .
mimarlar sırayla denerler tabi fakat üç tane top üst üste durmuyor.
Mimar Sinan gelmiş topların başına parmağındaki yüzüklerden birini çıkarıp yere koymuş onun üzerine topu diğer parmağındaki yüzüğü çıkarıp o topun üzerine koymuş onun üzerine de diğer topu yerleştirmiş. padişahın yanına gitmiş padişahım parmağınızdaki yüzüğü alabilirmiyim demiş. padişah parmağındaki yüzüğü çıkarıp mimar sinan a vermiş ve bu şekilde
üç adet top mermiyi üst üste koymayı başarmış . bu hareket padişahın çok hoşuna gitmiş ve tabiki yapmış olduğu sınavıda başarıyla geçtiği için o günden sonraki baş mimar Mimar Sinan olmuş.
TesekkürLer Ercan..
rica ederim paylaşımın için ben tşkr ederim
en büyük eserlerinden bi taneside benim yanı başımda bulunan süleymaniye camiisidir görmeyen bilmeyen arkadaşlarımızın gelip görmesi ve ibadet yapmasıı şiddetle tavsiye edilir çünkü çok güsel bi havası var içersininnn .....
ya mimar sinan bana göre mimarlık tarihinde bi efsane
yaptığı eserleri inşaasında ki hassasiyet mükemmel doğrusu
duyduğum bir şeyide anlatayım burada yeri gelmişken madem

bir camii tadilatı hangisi olduğunu bilmiyorum kusura bakmayın o yüzden
tadilat yapımı sırasında olan bi olay bu

kapı kemerleri vardı bilirsiniz yarım yuvarlak şeklinde
o taşlardan biri düşmüş ustalarda onu yerine koymaya çalışıyorlar bi türlü başaramıyorlar öle uğraşırlarken kemerdeki diğer taşlarda yere dökülüyor
ustalar taşları toplarlarken bir kağıt parçası buluyorlar o kağıtta kemerdeki taşları nasıl dizilieceği harita şeklinde çizilmiş
ve o taşlar yerine tek tek yerleştirilmesi mümkün olmayan bi şekilde tasarlanmış taşlar önce bir bez parçasına diziliyor ve sonra toplu şekilde
kemere yapıştırılıyor varın siz düşünün o çağlarda ne kadar mükemmel bir mimari zekaya sahip olduğunu
Sayfalar: 1 2