06-14-2007, Saat: 04:23 PM
BURDAYIM...
Burdayım.... Burda…
Tüm çizgilerini yıkadım işte avuçlarımın… Suya akıttım tüm
yazgılarımı…
Şimdi her şeyin sonrasında.. Tüm başlangıçların öncesindeyim….
Öyle sakin, öyle sessiz, öyle kendimleyim……
Susturdum sesimin yankılarını…
Burdayım… Burda…
Ayakkabılarımın içinde, emanetlerimin peşinde yürüyorum...
Anılarım göçerken daha sıcak iklimlere, ben bi kırlangıcın yarı yıkılmış yuvasına
saklamıştım.. Bir zamanlar korkmuş yüreğimi…
Ve bi ağacın kovuğuna gizlemiştim alel-acele, bir mendile sarıp yarı mavi,yarı
çocuk düşlerimi….
Geceydi… Uzakların yolları, dudağımdaki şarkıların sözleri yoktu.. Yürek yüreği
görmüyodu. El yordamı çöktüm bir duvar kenarına… İçimden parça parça
koparıp kalbimi, işaretler bıraktım hiç kimselere…
Ve yan yana dizip yetim cümlelerimi bir gözyaşı şişesinin içine akıttım...
Bir tanesini bile düşürmeden yerlere…
İkiden eksilen oldum, bire sığmıyoken ben.. Cümlelerimden ve sevgilerden
vazgeçtim...
Ruhumun alevini üfleyip, kendimi kendimin üzerine çekip uykulara yatırdım
bedenimi…
Geceydi.. Yürek yüreği görmüyodu… En karanlık kabuslarda bile açmadım
gözlerimi dişlerimi sıktım.. Kan sızarken dudaklarımdan, bir kez olsun
yakınmadım…
Sonra, kaç sonra geçti bilmiyorum, birer birer azaldı korkularım.. Birer birer
açıldı örtüleri gözlerimin siyahının… Sonra gün ışığı sızdı önce inceden, sonra
mevsim değişti kendiliğinden…
Sonra iliklerim ısındı sanki, ve elini yüzümde gezdirdi sıcacık bi düşün içinden
bir çiçek.. Ve sanki uzanıp kirpiğimdeki nemden öptü bir melek…
Aralandı sıktığım avuçlarım, bileklerimdeki nabız çözüldü yeniden… Uzaklara bi
rüzgâr esti yüreğimden “teşekkür ederim” dedi hiç kullanılmamış bir dille, çok
güzel bir düşe…
“Teşekkür ederim” ve ardından yaz geldi…
Burdayım… Burda…
Dudağımın kenarındaki kıvrımda gülümsüyorum… Ve yeniden
topluyorum savurduklarımı, yeniden rüzgar kanatlarımın altında..
Yükseliyorum….
Tüm saatlere sırtımı döndüm,bak işte bu kadar kolay, işte zamanı durdurdum…
Tüm küllerini savurdum başka yüreklerin, yaşamın közüne çıplak ellerimle
dokundum…. Kimse yolmasın diye kokusunu, ayda yetiştirdim bu kez
çiçeklerimi..
Ve büyüttüm içimden yeni şarkılar mırıldanarak…
Ve sonra dizlerimin üzerinde kağıt gemiler yaptım ellerimle. Ve bi çiçek
yükledim her kağıt gemiye. Ve saldım hayat ırmağına ve uğurladım.
“Batarsa suya, varırsa çiçekleri ruhunda saklayana varsın” deyip, el salladım
umudum “rastgele”…
Buradayım… Burda…
Şahdamarımın içinde akıyorum..
Öyle sakin.. Öyle sessiz.. Öyle kendimleyim….
Gerçeklerden uyandım..
Düşlere uyuyorum...
Burdayım.... Burda…
Tüm çizgilerini yıkadım işte avuçlarımın… Suya akıttım tüm
yazgılarımı…
Şimdi her şeyin sonrasında.. Tüm başlangıçların öncesindeyim….
Öyle sakin, öyle sessiz, öyle kendimleyim……
Susturdum sesimin yankılarını…
Burdayım… Burda…
Ayakkabılarımın içinde, emanetlerimin peşinde yürüyorum...
Anılarım göçerken daha sıcak iklimlere, ben bi kırlangıcın yarı yıkılmış yuvasına
saklamıştım.. Bir zamanlar korkmuş yüreğimi…
Ve bi ağacın kovuğuna gizlemiştim alel-acele, bir mendile sarıp yarı mavi,yarı
çocuk düşlerimi….
Geceydi… Uzakların yolları, dudağımdaki şarkıların sözleri yoktu.. Yürek yüreği
görmüyodu. El yordamı çöktüm bir duvar kenarına… İçimden parça parça
koparıp kalbimi, işaretler bıraktım hiç kimselere…
Ve yan yana dizip yetim cümlelerimi bir gözyaşı şişesinin içine akıttım...
Bir tanesini bile düşürmeden yerlere…
İkiden eksilen oldum, bire sığmıyoken ben.. Cümlelerimden ve sevgilerden
vazgeçtim...
Ruhumun alevini üfleyip, kendimi kendimin üzerine çekip uykulara yatırdım
bedenimi…
Geceydi.. Yürek yüreği görmüyodu… En karanlık kabuslarda bile açmadım
gözlerimi dişlerimi sıktım.. Kan sızarken dudaklarımdan, bir kez olsun
yakınmadım…
Sonra, kaç sonra geçti bilmiyorum, birer birer azaldı korkularım.. Birer birer
açıldı örtüleri gözlerimin siyahının… Sonra gün ışığı sızdı önce inceden, sonra
mevsim değişti kendiliğinden…
Sonra iliklerim ısındı sanki, ve elini yüzümde gezdirdi sıcacık bi düşün içinden
bir çiçek.. Ve sanki uzanıp kirpiğimdeki nemden öptü bir melek…
Aralandı sıktığım avuçlarım, bileklerimdeki nabız çözüldü yeniden… Uzaklara bi
rüzgâr esti yüreğimden “teşekkür ederim” dedi hiç kullanılmamış bir dille, çok
güzel bir düşe…
“Teşekkür ederim” ve ardından yaz geldi…
Burdayım… Burda…
Dudağımın kenarındaki kıvrımda gülümsüyorum… Ve yeniden
topluyorum savurduklarımı, yeniden rüzgar kanatlarımın altında..
Yükseliyorum….
Tüm saatlere sırtımı döndüm,bak işte bu kadar kolay, işte zamanı durdurdum…
Tüm küllerini savurdum başka yüreklerin, yaşamın közüne çıplak ellerimle
dokundum…. Kimse yolmasın diye kokusunu, ayda yetiştirdim bu kez
çiçeklerimi..
Ve büyüttüm içimden yeni şarkılar mırıldanarak…
Ve sonra dizlerimin üzerinde kağıt gemiler yaptım ellerimle. Ve bi çiçek
yükledim her kağıt gemiye. Ve saldım hayat ırmağına ve uğurladım.
“Batarsa suya, varırsa çiçekleri ruhunda saklayana varsın” deyip, el salladım
umudum “rastgele”…
Buradayım… Burda…
Şahdamarımın içinde akıyorum..
Öyle sakin.. Öyle sessiz.. Öyle kendimleyim….
Gerçeklerden uyandım..
Düşlere uyuyorum...