06-17-2007, Saat: 09:46 AM
Ölümden Öte Sevmek
Yokluğunun dayanılmaz olduğunu bin kere söyledim sana, anlamıyorsun. Oyun mu oynuyorsun yoksa başka hesapların mı var, neden gelmiyorsun? Bu mudur aşk, sevgilim? Varlığınla sevgiliyi yokluğa mahkum etmek midir aşk? Hesapların mı var yoksa, neyin peşindesin söylesene bana?
Bunca yıldan sonra, yaşanan tüm aşkların bıraktığı tortuyu sildiğini sanıyordum. Öyleyse niye bu kadar ağır yüreğim, niye taşıyamıyorum? Her gidenin yaptığı gibi sen de sana ait bir yara mı bırakacaksın yüreğimde? Ben aşkı mutlu kılmanın yollarını arıyorum. Ama sen... Uzak kaldıkça bana yavaş yavaş yok oluyorum, bitiyorum görmüyor musun?
Bazen, "Çek git" diyorum kendime, "Senin kadar sevmiyor işte, anla..." Ama değil, seviyorsun, gözlerin anlatıyor bunu. Sesin titriyor beni gördüğünde, ellerin terliyor. Paylaştığımız her şeyi sen de benim kadar güçlü duyumsuyorsun. Peki ne tutuyor seni söylesene? Bu aşkın büyüsüne kaptırmak için kendini ne bekliyorsun?
Aşkta akışa bırakmalı insan kendini. Her şeyi kontrol etmek aşkı yaşanmaz kılar. Bilmeyeceksin yarın ne olacağını. Sevgilinin kapına hangi süprizlerle geleceğini bilmeyeceksin. "Acaba yarın neler yaşayacağız?" diye birgün önceden merak edeceksin. Heyecan basacak bedenini, her an her şeye hazırlıklı olacaksın. Böyle yaşanmalı aşk, sürüklemeli ikimizi de. Başka duygularla karıştırma aşkı. Her duygunu kontrol altında tutabilirsin ama aşkı değil. Aşk olmuyor o zaman işte, yaşadığın başka bir şeye dönüşüyor. Adına ne dersen de, ama, aşkla en ufak benzer yanı yoktur o duygunun.
Öldürme aşkı sevgilim, ben gelecekten söz etmiyorum sana "Bugün" diyorum. Yarın, öbür gün olacaklarla bağlamıyorum aşkımı. Ya dorukta yaşamalısın aşkı, ya hiç bulaşmamalısın. Şimdi bir kez daha dinle yüreğinin sesini ve söyle bana, aşk bu kadar yakınındayken, bu kadar içindeyken neden itiyorsun onu? Kendini inandır önce, sonra çık yola. Coşkuyu da, mutluluğu da aşkta bulacaksın. Bir de bana bak, yüzüme... Ölümden öte sevmenin ne demek olduğunu anlayacaksın...
Yokluğunun dayanılmaz olduğunu bin kere söyledim sana, anlamıyorsun. Oyun mu oynuyorsun yoksa başka hesapların mı var, neden gelmiyorsun? Bu mudur aşk, sevgilim? Varlığınla sevgiliyi yokluğa mahkum etmek midir aşk? Hesapların mı var yoksa, neyin peşindesin söylesene bana?
Bunca yıldan sonra, yaşanan tüm aşkların bıraktığı tortuyu sildiğini sanıyordum. Öyleyse niye bu kadar ağır yüreğim, niye taşıyamıyorum? Her gidenin yaptığı gibi sen de sana ait bir yara mı bırakacaksın yüreğimde? Ben aşkı mutlu kılmanın yollarını arıyorum. Ama sen... Uzak kaldıkça bana yavaş yavaş yok oluyorum, bitiyorum görmüyor musun?
Bazen, "Çek git" diyorum kendime, "Senin kadar sevmiyor işte, anla..." Ama değil, seviyorsun, gözlerin anlatıyor bunu. Sesin titriyor beni gördüğünde, ellerin terliyor. Paylaştığımız her şeyi sen de benim kadar güçlü duyumsuyorsun. Peki ne tutuyor seni söylesene? Bu aşkın büyüsüne kaptırmak için kendini ne bekliyorsun?
Aşkta akışa bırakmalı insan kendini. Her şeyi kontrol etmek aşkı yaşanmaz kılar. Bilmeyeceksin yarın ne olacağını. Sevgilinin kapına hangi süprizlerle geleceğini bilmeyeceksin. "Acaba yarın neler yaşayacağız?" diye birgün önceden merak edeceksin. Heyecan basacak bedenini, her an her şeye hazırlıklı olacaksın. Böyle yaşanmalı aşk, sürüklemeli ikimizi de. Başka duygularla karıştırma aşkı. Her duygunu kontrol altında tutabilirsin ama aşkı değil. Aşk olmuyor o zaman işte, yaşadığın başka bir şeye dönüşüyor. Adına ne dersen de, ama, aşkla en ufak benzer yanı yoktur o duygunun.
Öldürme aşkı sevgilim, ben gelecekten söz etmiyorum sana "Bugün" diyorum. Yarın, öbür gün olacaklarla bağlamıyorum aşkımı. Ya dorukta yaşamalısın aşkı, ya hiç bulaşmamalısın. Şimdi bir kez daha dinle yüreğinin sesini ve söyle bana, aşk bu kadar yakınındayken, bu kadar içindeyken neden itiyorsun onu? Kendini inandır önce, sonra çık yola. Coşkuyu da, mutluluğu da aşkta bulacaksın. Bir de bana bak, yüzüme... Ölümden öte sevmenin ne demek olduğunu anlayacaksın...