budurrrr hilalll yürğineee sağlıııkk on üzerin dennnn on sanaaaaa
GÜN BATIMINDA
Ruhumun gün batımında
Izdırap çiçeklerim,
Gözyaşlarımla sulanacak.
Adsız duygularla yüklü yüreğim
Işıksız dünyamın yaşam penceresinden
Son kez bakacak..
………………Zaman
B adım ötemde sinsi bir yılan.
Ömrümün son dönemecinde
……..Bitecek özlemler,
…………Duracak saatler,
……….……Kırılacak aynalar,
………..……….Solacak umutlar.
Aydınlığı kucaklayacak karanlık.
Susacak Yaşam senfonim artık.
Ölümün nefesi..
Saracak yorgun bedenimi.
Yumuşak bir sıcaklık
Akacak damarlarımda ılık ılık.
……………..Son nefesimde.
Yaşamı yenip ölümü seçeceğim.
Hiç giyemediğim gelinliğim…
Olacak bembeyaz Kefenim..
eyvallah hilal ama biran gittimmm ben benlikten çıktımmm yaaaa neyseee tşklerrrrrrr.sanaaaaa..
Elim sol yanağında, gözlerinden senli zamanları yudumluyorum. Susadıkça içiyorum, içtikçe kanamıyorum…Daralıyor akrep yelkovan arası; zamansızlaşıyorum.
Bir el dokunsa içime, titrer acımdan, alevim kucaklar şehri, yağmurlar dindiremez bendeki kundaklanmış köşkünü. Küllerim… küllerin… ve sarmalanmış bir ayin kutsallığında yaşanmış zamansızlıklar; hediyesidir elementlerin.
Bir vapur esintisinde sakladığım kokun dalgaların kıyıya vurumu şiddetinde aşındırıyor sabrımın taşlarını. Ahir zamanlar gelmek bilmiyor. Gözlerim kapanıyor senli rüyalara, bir liman gölgesinde kirpiklerin düşüyor aklıma. Sığınıyorum köpüklerin ardına, sımsıkı rüzgar kucaklıyor beni; senden elçi…. bir gülümseme ikram edip içtenliğimle ağırlıyorum.
Gidişlerin hüznüme yataklık eder, gece baskına uğrar gözbebeklerim ve teslim olurum özleminin namlusu dayandığında kalbimin alnına… kendimi ele verişim sana teslimiyetlere
hazır oluşumdan, biliyorum sebepsiz baskınlarının sebebidir özlemimin isyanı. Ve ellerim kelepçeliyken sıcaklığınla, sessizliğim müebbete hazırlanışım… nasıl da vazgeçiyorum kendimden senli zamanlar için…
Uzak denizlerdeki bir sahilden adımlıyorum yalnızlığı. Her adımda kırgınlıklarım batıyor içime kendi kendimi incitip, sende onarıyorum yaralarımı. Anılarımın önünden geçiyorum ne kadar da değişmişler zaman geçtikçe, yapay ve karanlık bir boşluktayım. Adımlarım ağırlaşıyor yapaylıkta kaybolma umuduyla ama ben hep aşkın bilinmeyen hallerine çıkıyorum. Ekleri ayıklasam çıplak kalır duygular, aitlik değil de dâhil olma hallerinde kalıyorum o yüzden.
Aynadaki yüzümden, gözlerimden sancılı günleri yudumluyorum. Yutkundukça acılaşıyor yokluğun, gözlerimden yansıyan parlaklık damıtılmaya hazır panzehir dilime. Yalnızlığın tadını çıkarmayı deniyorum, posası kalıyor ellerimde, tükürsem kurtulurum yanılgısına düşüyorum. Yapışıyor damağıma, peltekleşiyor dilim ve anlamsız kelimeler kazanında kavruluyorum…. Elimde kalanlara bakıyorum; avuntularıma…. Ne çok düşüyorum sana ….
Acı insanı büyütür. Büyümeyi öğreniyorum seni severken. Büyümek bana ne kadar yakışır bilmiyorum. Ben sende zaten küçüğüm, kalbinin cebine sakla beni, zehirlemek istedikçe zihnini, çıkar ve yak...... yağmurlar dindirsin sağnaklarla…
Şimdi senin ıhlamurların kokuyor buram buram. Ben bir kiraz ağacının altında oturmuş sensiz zamanlarıma ağıtlar yakıyorum, tütün kokuyor ellerim. Dökülen kurumuş yapraklarını defter aralarında saklıyorum sonra onlardan kendime bir masal çizip aşık oluyorum.hezimete uğruyor direnişlerim, ellerim havada, yine hedef oluyorum Eros’un oklarına....
Kendi sonbaharıma yabancıyım, senin baharlarına tanıdık... Rüzgarların bekçisine emanet ettim saçlarımı. Suskunluklarını sakladığın bakışlarını taç yaptım, rüzgar krallığında prenscilik oynuyorum perdeler kapanana kadar ...
Sağol çilek hepside çok güzeldiler....
Bacım güzel yüreğin dert görmesin..
Harika..
Bütün bu yazdıkların çok güzel gerçekten Hilal ...Yüreğin dert görmesin ...
Hepinize Ayrı Ayrı teşekür ederim begenmenize sevindim...Yüreklerinizeden mutluluk eksilmesin..