06-22-2007, Saat: 10:45 AM
Aşka ara verdiğim zamanlarda çaldın kapımı, yüz görümlüğü kadar kısa gelip geçtin içimden sana ait herşeyi bırakarak..
Sonra, sonra lâl kırmızı gün batımlarında aradım hep seni..
Tütün kokan tenine değince ellerim kavrulurdum şimdi ne zaman sigara içsem tütün kokan tenin gelir aklıma, gözlerin gözlerime değse darlara düşer titrerim.
Gözlerinde arardım kendimi, askim’din..
Güvercin kanatlarına yüklediğin sevgin/sevinçlerinle gelmiştin bir kuşluk vakti
Kurak, çorak bahçeme en güzel çiçeklerini ekmiştin buram, buram kokardı fesleğen’ ler yasemen’ler sen kokardın..
Savururdu ulu çınar dallarını gülüşünle..
Cemre gibi düşmüştün dünyama yüreğime, aklıma tenime..
Gidişinde gelişin gibi sessiz olmuştu aniden haber vermeden. Sessizlik ormanında yürürken geceleri adını fısıldadım her tarafa, cevap vermedin..
Neredeydin bilinmez, kime sorsam başı önde sessizliklere gömülüyordu..
Deniz tanrısı Poseidon’ a sormak geldi aklıma, kum tanesi olup bir istiridye de yaşıyordun belki eşsiz güzellikte inci tanesi olmak için, sonra şarap tanrısı Dionysos’ a bağ bozumu üzümlerden yapılan damaklarda eşsiz tatlar bırakan şaraplar’ amı dönüştürmüştü seni, oda diğerleri gibi sessiz kaldı...
Bulma arayışlarım sürerken.!..
Kaf dağının ardındaki masal ülkesine kanat çırpan zümrütüanka kuşuna sordum
Kanatlarında taşımıştır diye adını haykırdım ona..
Bilmiyor musun dedi .!..
Yok artık arama boşuna dönmeyecek, geldiği yere gitti yaşamdaki her canlı gibi döndü özüne..
Sonra hızla kanat çırpıp uçtu gitti uzaklara anladım yoktun ve artık olmayacaktın..
Ölmüş tün..!
Ha bugün ha yarın deyip ertelediğim, söylemek istediğim halde söylemediğim nede çok şeyim vardı, ama geç kalmıştım..
En hoyrat davranıp en çok sevdiğim’ din beni en çok seven ve en iyi anlayan.. Geceleri sessizlik ormanında ilerlerken bir başıma, başım yukarıda gülerek göz kırpıyorum zaman, zaman biliyor ve hissediyorum ki sende bana gülümsüyorsun o an..
Geçmişte söylemediğimi ve gözlerimi kapayarak fısıldıyorum şimdi..
Bil ki..! Çok sevdim seni...