06-30-2007, Saat: 03:43 PM
Sayfalar: 1 2
02-26-2008, Saat: 10:06 PM
Mum misaliydi umutlarım Sağa sola yalpalanırdı alevi. Korkardım sönmesinden Hep aklımda rüzgar vardı Ha esti ha esecek. Gün geldi kalkan oldum umuduma Kül olmak pahasına Gün geldi rüzgarla pazarlık ettim. Geçmişeydi saygım, Gelecekti kaygım. Saygının bittiği yerde Ne umudun önemi var nede Şeref ve onurun Şimdi üfle umudun ışığına Kapansın perde Koyu mavide kalsın, Umutlarım,hayallerim ve cesaretim…
02-27-2008, Saat: 11:39 AM
süperr yha
02-27-2008, Saat: 07:54 PM
yüreğin dertten acıdan uzak olsun dileklerimle hilal
teşekkürler...
teşekkürler...
03-07-2008, Saat: 05:03 PM
Beklemek mi gitmek mi oldu adın, hiç bilmedim. Gittiğim zamanların
bekleyeniydi yerin, geldiğim zamanların gideni. Kocaman uğultuların gözü
yaşlı sessizliğiydi sende durmak, sana bakmak, ve belki her gelişte senden
gitmek.
Deniz gözlü bir kız olurdu sende kent ve sen kente her düşüşünde, ben sana
her dönüşümde isli hatıraları çalardı şarkılar; sen susar, ben susar biz
ağlardık…
Katran karası acıların su üstüne düşmüş siluetiydi tenin ve sana yaslanmış
bir hayatın ezim ezim ezilmesi olurdu kayganlığında gezinmek.
Bir valiz dolusu kimsesizliği sırtlanmaktı sana gelmek; kente bırakılan
yalnızlıkları umuruna bile almadan… Yalnızlık basamak olurdu kimsesizliğime
ve sen kimsesizliğim olurdun.
Gelmek alacanın beyaza döndüğü bir gülümseyiş, gitmek akşam kızıllığı kaplı
bir ağlamaktı senin yüzünde ve sana her bakışta basamak basamak tırmanırdı
gözyaşlarım yerçekimine inat gözlerimden gözlerine.
Sen belli belirsiz bir yeşile dalardın, ben içinin duman kokan
pencerelerinden bitip tükenmek bilmeyen bir maviliğe… Sana bakmak denize
bakmaktı ve gözlerimin sana her değişinde su yeşile çalar, zaman durur, an
yosun kokardı.
Sesine de sessizliğine de yoldaş ederdin kıyına gelmiş çığlıkları. İnleyen
her vapur düdüğü, yalnızlığına tecavüzdü. Sen kalabalıklaşır, ben
yalnızlaşırdım.
Bazen bir kaçıştın sen. İçinin duvarlarına suçumu haykırdığım. Kaçandım..
Tanıktın.. İs rengi sesin ihbar ederdi beni, kimseler duymazdı…
…………
Ve ne zaman sana baksam gözlerimden avuçlarıma kusuyorum geçmiş diye içime
kilitlediklerimi. Siyah beyaz hayaletler dans ediyor hayat ayamda. Müzik
kırgın, gitar ağlamaklı…
Nasıl bir senfoniydi yaşamak seni aşkın kimsesizliğinde. Can çekişen
ruhlardan yapılma uğultuların ortasında kulağa fısıldanmış sevişmelerdi
terimize bulaşan. Her dokunuşun içinde bin ah gizliydi dilimizden
sakındığımız. Aynı söylemlerle açmışken kapılarımızı, ayrılığın pimi şimdi
neden gözlerimde. Patlasa, tüm renkler dönecek ya kızıla. Oysa en çok yeşil
yakışırdı hem sana, belki biraz da bana…
Bir şarkının dizelerinden asıyorum kendimi boşluğa. Ellerin yok. Sesin
gömülmüş içine. Bağır şimdi. Bağır çağır… Sustur çığlıklarımı sana.
Yan,yak.Bırakma öyle;öleyim gitmelerin ertesinde.
Bil sözlerin düştüğünden beri içime, an’ ın gerçekliğinde Hak’ tı her şey.
Kelimelere asılı heceler tersine döndü, gizlendi isimler.
Sayfalar: 1 2