:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: rüya'nın sahih derecesi
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bir zaman ehl-i kalb iki çoban varmış. Kendileri ağaç kâsesini süt sağıp yanlarına bıraktılar. Kaval tabir ettikleri düdüklerini, o süt kasesinin üzerine uzatmışlardı. Birisi “uykum geldi.” Deyip yatar. Uykuda bir zaman kalır. Ötekisi yatana dikkat eder, bakar ki; sinek gibi bir şey, yatanın burnundan çıkıp süt kâsesine bakıyor ve sonra kaval içine giriyor öbür ucundan çıkar gider, bir geven altındaki deliğe girip kaybolur. Bir zaman sonra yine o şey döner yine kavaldan geçer, yatanın burnuna girer; o da uyanır. Der ki : “ Ey arkadaş! Acip bir rü’ya gördüm.” O da der:” Allah hayır etsin nedir?” Der ki : “ Sütten bir deniz gördüm. Üstünde acip bir köprü uzanmış. O körünün üstü kapalı pencereli idi. Ben o köprüden geçtim. Bir meşelik gördüm li, başları hep sivri. Onun altında bir mağara gördüm, ,ç,ne girdim, altun dolu bir hazine göRdüm. Acaba tâbiri nedir?”

Uyanık arkadaşı dedi: “gördüğün süt denizi , şu ağaç çanaktır. O köprü de şu kavalımızdır. O başı sivri meşelik de şu gevendir. O mağara da, şu küçük deliktir. İşte kazmayı getir, sana hazinEyi de göstereceğim.” Kazmayı getirir. O gevenin altını kazdılar, ikisini de dünyada mes’ud edecek altunları buldular.

İşte, yatan adamın gördüğü doğrudur, doğru görmüş, fakat rü’ya da iken ihâtasız olduğu için tabirde hakkı olmadığından âlem-i maddi ile âlem-i maneviyi birbirinden fark etmediğinden hükmü kısmen yanlıştır ki, “ Ben hakiki maddi bir deniz gördüm.” Der. Fakat uyanık adam âlem-i misal ile âlem-i maddiyi fark ettiği için tabirde hakkı vardır ki, dedi: “ Gördüğün doğrudur, fakat hakiki deniz değil; belki şu süt kâsemiz senin hayâline deniz gibi olmuş; kaval da köprü gibi olmuş ve hâkezâ…

Risale-i Nur Külliyatından
18.Mektub

[FONT=Times New Roman] [/FONT]HADİS-İ ŞERİFLER
[FONT=Times New Roman] [/FONT]
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zaman yaklaşınca, mü'minin rüyası, neredeyse yalan söylemeyecek. Esasen mü'minin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür." Buhari'nin rivayetinde şu ziyade var: "Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz."

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mü'minin rüyası, nübüvvetin kırk cüzünden bir cüzdür. Bu rüya, anlatılmadığı müddetçe bir kuşun ayağında (takılı vaziyette) durur. Anlatılacak olursa hemen düşer."

Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Rüya Allah'tan dır. Hulm (sıkıntılı rüya) şeytandandır. Öyle ise, sizden biri, hoşuna gitmeyen kötü bir rüya (hulm) görecek olursa sol tarafına tükürsün ve ondan Allah'a istiaze etsin (sığınsın). (Böyle yaparsa şeytan) kendisine asla zarar edemiyecektir."

Resulullah (sav)'a Cenab-ı Hakk'ın şu ayeti hakkında sordum: "Dünya hayatında da, ahirette de müjde onlaradır..." (Yunus, 64). Şu cevabı verdi: "Burada kastedilen müjde salih rüyadır. Mü'min kul onu görür veya kendisine gösterilir."

Resulullah (sav) şöyle demişti: "Benden sonra, peygamberlikten sadece mübeşşirat (müjdeciler) kalacaktır!" Yanındakiler sordu: "Mübeşşirat da nedir?" "Salih rüyadır!" diye cevap verdi." Muvatta'nın rivayetinde şu ziyade var: "Salih rüyayı salih kişi görür veya ona gösterilir."

Bir adam Resulullah (sav)'a gelerek şu rüyayı anlattı: "Bu gece rüyamda buluta benzer bir şey gördüm, ondan yağ ve bal yağıyordu, insanlar da ellerini açıp bu yağmurdan almaya çalışıyorlardı. Azıcık alan da vardı, çokça alabilen de. Derken arzdan semaya kadar uzanan bir ip gördüm. Siz o ipe yapışıp çıktınız. Sizden sonra birisi ona tutunup o da çıktı. Sonra bir diğeri yükseldi, sonra bir diğeri daha ipe tutundu, ama ip koptu. Ancak onun için ipi eklediler, o da yükseldi." Hz. Ebu Bekir (ra) atılarak: "Ey Allah'ın Resulü, annem babam sana kurban olsun, müsaade buyursanız ben yorayım!" dedi. Resulullah da: "Pekala, yor!" dedi. Hz. Ebu Bekir şunları söyledi: "O bulutumsu gölgelik, İslam bulutudur. Ondan yağan bal ve yağ Kur'andır. Kur'an'ın (bal gibi) halaveti ve (yağ gibi) yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuç avuç almaları Kur'an'dan kiminin çok, kiminin az miktarda istifadeleridir. Arzdan semaya inen ip ise, senin getirdiğin hakikattir. Sen buna yapışmışsın, Allah o sebeple seni yüceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapışacak ve onunla yücelecek, ondan sonra biri daha ona yapışıp o da yücelecek. Ondan sonra biri daha yapışır, fakat ip kopar, ancak onun için ip ulanır o da yapışıp yükselir. Ey Allah'ın Rasülü, annem babam sana feda olsun, doğru te'vil edip etmediğimi haber ver!" Resulullah (sav) şu cevabı verdi: "Bazı te'vilinde isabet ettin, bazı te'vilinde de hata ettin" "Öyleyse, Allah'a kasem olsun, hatalarımı söyleyeceksin!" "Hayır," dedi, Resulullah (sav) "yemin verme!"
teşekkürler paylaşımın için emeğine sağlık
sibel arkadaşım gerçekten çok faideli bir paylaşım olmuş Rabbim yar ve razı olsun hayırlı rüyalar gören kullarından eylesin cümlemizi (amin)..Selam VE Dua ile....
serhad_26 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:sibel arkadaşım gerçekten çok faideli bir paylaşım olmuş Rabbim yar ve razı olsun hayırlı rüyalar gören kullarından eylesin cümlemizi (amin)..Selam VE Dua ile....
sağol arkdaşım bu konuya zaman ayırmamız gerektiği kanısındayım bilmemiz ve öğrenmemiz şart paylaşımlarım devam edecek
sibel Adlı Kullanıcıdan Alıntı:sağol arkdaşım bu konuya zaman ayırmamız gerektiği kanısındayım bilmemiz ve öğrenmemiz şart paylaşımlarım devam edecek


İnşaALLAH arkadaşım temennim bu tür konularda daha fazla hassas olunması ama malesef bakıorum da bir kaç kişi parmakla gösterilecek kadar ilgi gösterio halbuki aşk şiirlerine gösterilen ilginin yarısı buraya gösterilse ne güsel olcak bişiler öğrenecekler ama malesef(: İnşaALLAH dielim yine de ..paylaşımlarını 4 gözle bekliyoruz arkadaşım...Selam ve Dua ile..
emegine saglık arkadasım.