07-12-2007, Saat: 10:02 AM
[COLOR="Blue"][SIZE="4"]İçe kapanma kıyılarına vurdum kendimi. Suya aksi vuruyor bugünkü maskemin. Sessizliği dinlerken mumdan gülüşüm eriyor yanaklarımdan. Yakıcı kokusu ciğerlerine doluyor sahte mutlulukların ve damla damla düşüyor avucuma. Sessizlik içinde hep pişmanlıklar, keşkeler çığlık çığlığa. Huzursuz bu suyun kıpırdanışları... kırgın. Oysa ki ne kadar düzgün ve berrak seyrederken. Hissediyorum, kızıl saçlarını mavi rüzgara bırakan denizkızının uğulduyan istiridyelerde gizlediği düşlerini. Yıldızları görüyorum gece kayarken tuttuğum dileklerin ağırlığıyla gömülmüş sulara.
Adım adım yaklaşıyorum derinliklere, ya ayağım kesilecek yerden ya bu mavilik yutacak gün geldiğinde. Dalıyorum boynum bükük, çıplak duygularla. Yalınayak kavgalarım. Dokunduğum su kadar bölünebilse keşke acılarım, cankırıklarım dalgaların vurduğu kayalarda kalabilse geri gelmeden. Martılar balıkların cilvelerini resimleseler kumlara kimsesiz rıhtımları mutlu etmek için. Kırık tahtalarda hafif bir tebessüm belirebilse ve sular köpük köpük kucaklasa kıyıda unutulan yosunları.
Kimsesiz ve kırık rıhtım , ucu saçak saçak kalın bir urgan ve kumlarda ters dönen bir kayık… Yalnızlığını dinliyorum denizin, ve köhne teknelerin sessizliğinde ağlıyorum için için.
Dingin mavinin içinde kırmızı bir tufan kopmakta. Tüm balıkların yüreğini, denizkızının düşlerini yutuyor girdap, dönüyor usul usul ve deniz kayıyor gözlerimde. Kumlar uçuşuyor, cankırıklarım batıyor rüzgarla heryerime, saçlarım dolanıyor kurumuş yosunlarla. Bu kıyıda kalmak istemiyorum. Sular çekmiyor beni, tutunamıyorum da rüzgarın ucuna ve deniz gözler terkediyor yavaş yavaş… sular çekiliyor, gitgide kuruyor sahiller, denizle rüzgarın sevişlerinden kalan tuzu basıyorum gönül yarama… Kanayan yaramı dinliyorum.
Sesimi duymak için uzanın kumlara güneş doğmadan. Çakıllar arasındaki çıtırtılara kulak verin sabah ayazı teninize düşerken. Yalnızlığı dinleyin ve güneş doğmadan yakarıp 'sıcak gülüşlerini' özlediğimiz soğuk duruşların ayazına portakal çiçeklerini düşürmesini isteyin göğsünden. Yükselirken aydınlığı , bana eşlik eden dolunayın süzülen gümüş damlalarını serpeceğim üzerinize … dinleyin …hissedin , gözönünde ve kalabalıkta olanların da ağladığını…
Dalgalar gülen maskemi yıkar , yıldızlar yalnızlığımı haykırır, peki kim ağlar ‘bende tükettiğin sana’ ben gibi !!…
Şimdi kaybolmak istiyorum sularda, yavaş yavaş boğulmak ve mavide tüketmek beyaz hayalleri… çekilirken benide alın dalgalar. Yosunlarınıza benide sarın.
Birgün kuruyan denizyıldızlarıyla bırakın kimsesiz kumsallara…[/SIZE][/COLOR]