07-12-2007, Saat: 05:17 PM
Hiç sevmem aslında şu veda yazılarını.Hüzünü bir tarafa,birilerini arkanızda bırakıp gitmek,onun ufuktan kayboluşunuzu seyrettiğini ,içinin sızladığını belki bilmek,ya da birkaç damla da olsa gözyaşı döktüğünü tahmin etmek,kısacası insanları üzmek kötü bir olay... Gideceksen neden geldin,ya da neden varsın?Neden acılar bırakıyorsun seven gönüllere,sevdaları,dostları,arkadaşları neden hüzünlerde bırakıyorsun?
Sevmiyorum bu gitmeleri...
Sevmiyorum veda yazılarını,cümleleri ayrılık üzerine kurmayı istemiyorum...
Vedaları sevmiyorum ama,bir taraftan da başka sevenlerimi üzmek istemiyorum.
Bir birikim kalmış içimde çocukluk yıllarımdan,bir heves saklamışım farkında olmadan.
Olmuş bir yanlışlık zamanında,bir tutan olmamış elimizden,yol gösterenimiz olmamış,tutmuş mühendis olmuşuz.Makineler,çizimler,formüller engellemiş kelimelerle,cümlelerle,sayfalarla kader birliği etmemizi.Onlarla oynaşma zevkinden mahrum kalmışız bir hayat boyu.
Bir gün,geçmiş zamanların birinde işte,serin bir Mart sabahı bu siyah sayfayla tanışıvermişiz. Kader birliği etmişiz onunla,beraber yazmışız içimizden gelenleri yazabildiğimizce, anlatmışız alın yazımızı dilimiz döndüğünce...
İyi dostlarımız oldu bizi anlayan,bizimde yüreğini görebildiklerimiz çıktı karşımıza... Dertleştik kendimizce,arada ağlaştık,gülüşlerimiz de oldu...Unutulmayacak dostlar edindik bu kara sayfanın arkasına gizlenmiş...Az buçuk mutlu olduk...
Her güzel şeyin bir sonu vardır derler ya,o sona geldik,yaslandık artık...Gitme zamanıdır şimdi...Toplayacağız tüm kelimelerimizi,şiirlerimizi sarıp sarmalayacağız,yakılacakları yakacağız ve yolumuza gideceğiz alın yazımızın istikametinde...
Çünkü dostlar,gönlümüzün mutluluğuna karşın,sevdiklerimiz var üzülen yazılarımıza,
şiirlerimize...varsın üzülmesin onlar diyorum,biz olalım üzülen...
Hoşça kalın dostlarım...
Mutlu kalın...
Sevmiyorum bu gitmeleri...
Sevmiyorum veda yazılarını,cümleleri ayrılık üzerine kurmayı istemiyorum...
Vedaları sevmiyorum ama,bir taraftan da başka sevenlerimi üzmek istemiyorum.
Bir birikim kalmış içimde çocukluk yıllarımdan,bir heves saklamışım farkında olmadan.
Olmuş bir yanlışlık zamanında,bir tutan olmamış elimizden,yol gösterenimiz olmamış,tutmuş mühendis olmuşuz.Makineler,çizimler,formüller engellemiş kelimelerle,cümlelerle,sayfalarla kader birliği etmemizi.Onlarla oynaşma zevkinden mahrum kalmışız bir hayat boyu.
Bir gün,geçmiş zamanların birinde işte,serin bir Mart sabahı bu siyah sayfayla tanışıvermişiz. Kader birliği etmişiz onunla,beraber yazmışız içimizden gelenleri yazabildiğimizce, anlatmışız alın yazımızı dilimiz döndüğünce...
İyi dostlarımız oldu bizi anlayan,bizimde yüreğini görebildiklerimiz çıktı karşımıza... Dertleştik kendimizce,arada ağlaştık,gülüşlerimiz de oldu...Unutulmayacak dostlar edindik bu kara sayfanın arkasına gizlenmiş...Az buçuk mutlu olduk...
Her güzel şeyin bir sonu vardır derler ya,o sona geldik,yaslandık artık...Gitme zamanıdır şimdi...Toplayacağız tüm kelimelerimizi,şiirlerimizi sarıp sarmalayacağız,yakılacakları yakacağız ve yolumuza gideceğiz alın yazımızın istikametinde...
Çünkü dostlar,gönlümüzün mutluluğuna karşın,sevdiklerimiz var üzülen yazılarımıza,
şiirlerimize...varsın üzülmesin onlar diyorum,biz olalım üzülen...
Hoşça kalın dostlarım...
Mutlu kalın...