08-15-2007, Saat: 01:05 PM
Adımı kaybettim, ağır parçalı, gidişsiz suskunluklarında. Adım başı bensiz yakarışların boğdu sebeplerimi. "Sus" deme takatinde parçaladım bileklerimi, her sızıntıda isyanım öldü. Bir yanım yok oldu, tüm; sen. Islak ve buruk çehre demindeyken süzdüm gölgeni okşamış benliğimi. Hiç de acımadım. Hiç de sana benzemedi efkarım, Hiç "Sen" olamadım ki, senelere yetemezken, çürümüş düşlerim zemberek sevişmelere bölündü. Işık söndü, hani uykuya dalmak tek çözümdü? Sağlıksız ironiler örgüsüydü, sevgili büyüsüydü salla pati, çakırkeyf ömrün sürgüsüydü her çığlığın. Ben değildim çağırdığın ve benliğinde yoktu hiç bir çağrında. Yutkunmalarımla doyarken uzak sancılarında, aşk yana çıkmadı, bırakmadı başka yanılgılar sarayım, izini sürmekten hiç bıkmadım. Bırakmadım dengesizce o soylu boşluğuna yüreğimi de, bende de tutunamadım. Gasp ettim tek göz seyirmemde tümümden sen kalanlarımı, harp ettim, dinlemedi kulaklarım özlemimi, koklamadım sana karışmış gök yüzünü ve darp izleriyle saydım tam on sekiz gün dönümünü. Sen yok olduğun için büyüdü ruhumun sevi sanrıları, sen yokluğun için daraltırken duvarlarını, sıkışan; her defasında benim kalbim oluveriyordu. İç ihtilallerle depreşen özüm karanlıklarımın süsüydü, gitmek görgüsüydü itimaller iç olunca, aşk büyüdü. Işıklar söndü, hadi gözlerini aç, korkmadan bak karanlığıma ve susma! Düş önüme, kat rüzgarına, durma! sabırdan kuleler yükselttiğin hislerinde ilk kez yenil şu kimsede deva bulmaz kendine ve bakma yıl kaç, ay; hangi meridiyenle sevişir düşünme. Söz çıkacak avaz bulamaz veya bulunmaz söyleyeceklerinin bekçisi o an orada. Buz kesme hesaplaşmalarında ki hayat; ömrüne an sığdıramayanlara içi kocaman bir boş ödüldü, bizi götürdü, erteli kaçışlarda yitmek döngüsüydü seni bensiz yaşatan. Bir bütündü karşımızda duran her bildiğimiz, sezgimiz haykırış ördü. Bırakmak zor geldi hep yarımın yarısında tekrar, tekrar emek verdik ama hiç bu kadar benimseyemedik. Her bakışmamız boşluğaydı, bazen şu lanet dünyaya gözlerimizden ışıltılar döküldü de "Seni Seviyorum" diyemeden söz bölündü. Susma, bırakma artık bizi yüzüstü. Işıklar söndü, farzet vakit dündü...