08-25-2007, Saat: 03:54 PM
Yağmur taneleri çiseliyordu semadan.Yerle bir oluyor bütünleşiyordu her damla
Böyle bir gündü işte başlangıcı bir günlük büyük aşkımın
Sabahın erken saatleriydi. Haydarpaşa tren garında gün yeni başlamıştı yünü göstermeye
Elinde valiziyle geldi oturdu yanımdaki boş banka.
Saçları uzundu simsiyahtı; bakışları hırçın ve bir o kadarda alımlıydı görünüşü
Çantasından sigara paketini çıkardı bir tanesini aldı içinden yakamamıştı;
çakmağını arıyordu çantasının içinde.Fırladım yerimden izninizle deyip yaktım
sigarasını bir tanede ben yaktım ardından.Buyur etti oturdum yanına
Aynı yöneymiş yolculuğumuz ve hatta kompartımanımızda.
Sohbetine doyum olmuyor inci gibi dökülüyordu kelimeler kiraz dudaklarından
Trenin hareket saati yaklaşmıştı. Yavaş yavaş toparlanıp
kompartımanımızdaki yerimizi almış trenin hareketini bekliyorduk. Çok geçmeden hareket etmeye
başlamıştı tren bizde konuşmalarımıza devam ediyorduk kaldığımız yerden.
Bir O anlatıyor bir ben konular bir daldan ötekine atlayıp gidiyordu.
Laf lafı açıyor saat son sürat ilerliyordu. Biz hiç bıkmadan usanmadan
konuşuyorduk. O konuşurken aklım başımdan gidiyor Onun ne söylediğini bile
duymuyor anlamıyordum bazen.Dalıp dalıp gidiyordum hayaller alemine.
Sanki yıllardır tanıyordum o kadar sıcak ve samimiydiki O anlattıkça onda
kendimden birşeyler buluyordum.Sanki beni anlatıyordu sözleriyle.
Kafamda kalbimde hızla Ona doğru kayıyordu.
Aradığım bu olmalıydı, yıllardır hayalini kurduğum kişilik ve aşk bu olmalıydı.
Kapılıyordum içten içe terliyordum bu düşünceler içerisinde sıcak sıcak.
Ona herhangi birisiyle birlikte olup olmadığını sordum biraz çekinerek.
Yalnızım dedi dünyanın en büyük hediyesini verdi o an sanki bana.
Kalbim büyük bir heyecan içerisinde çarpıyordu bıraksam sanki fırlayıp
gidecekti bedenimden dışarı.
Zaman o kadar çabuk ilerliyorduki Onun yanında çok az kalmıştı yolculuğun bitmesine
Birazdan tren duracak ayrı yönlere doğru dönüp gidecektik ikimizde.
Bunu kabullenemiyordum bir türlü içim içimi yiyordu.Onun gözlerine bakmaktan
alamıyordum kendimi. Yine biraz mahçup bir halde
Onu tekrar görüp göremeyeceğimi sordum.Gülümsedi gözlerimin içine bakarak.Bana seni tekrar
görmek benide çok mutlu eder telefon numaramı vereyim beni istediğim zaman
arayabilirsin istediğin zaman tekrar görüşebiliriz dedi.Numarasını yazacağı bir
kağıt arıyordu çantasının içinde bulamadı.Bende ceplerimi karıştırıyor bir kağıt arıyordum.
Cebimden çıkardığım banknot parayı uzattım Ona bunun üzerine yazmasını rica ettim.
Bir gülücük attı o tatlı gülümsemesiyle ve numarasını yazıp bana uzattı.
Aldım parayı avucum içine ve onu sıkıca sarmıştı bu benim için en değerli paraydı çünkü.
Tren durmuştu.Hiç istemediğim ayrılık vakti gelmişti yine. Trenden ağır
adımlarla indim.Hiç inmek istemiyor içim sızlıyordu.Tokalaştık Onun gözlerinin
içine bakarak tanıştığımıza çok memnun olduğumu söylüyordum. Yağmur
şiddetlenmiş rüzgar hızını iyice artırmıştı. Fazla uzatmadan lafı Ona sarılmak istediğimi
söyledim birşey demeden gülümseyerek sarıldı boynuma.O an hiç bitmesin diye
iç geçiriyordum.Yanağıma bir öpücük kondurarak vedalaşıp arkasını döndü.
Yavaş yavaş uzaklaşıyordu benden.Gidiyordu istemiyordum oysa hiç gitmesini
Onunla gitmek için nelerimi vermezdim o an. Bende arkamı döndüm gidiyor bir yandan da
Onu düşünüyordum numarasını yazdığı para hala avucumun içinde duruyor,
ona bakıp gülümsüyordum.Durağa doğru ilerleyip bir taksiye elimle işaret ettim.
Bir anlık bir dalgınlıkla para elimden uçup gitti. Çantamı atıp elimden uçan paranın
peşinden koşmaya başladım.Rüzgar alıp götürüyordu Onu benden.
Uçarak gitti caddenin ortasına düşüverdi. Arabalar sanki onun değil benim
üzerimden hızla geçip gidiyordu içimde müthiş bir ateş va acı hissediyordum.
Arabalara işaret edip durmalarını sağlıyordum telaşla. İçim yanıyor paranın
düştüğü yere doğru ilerliyordum hızla.Para ıslanmış parçalanmış numara yokolup gitmişti
üzerinden. Beynimde o an çaktı bütün şimşekler. Oturduğum gibi kaldım öylece
caddenin ortasında öylece. Arabalar birbiri ardına kornalara basıyor ben ise hiçbirimi
duymuyor umursamıyordum.Ağlıyordum sadece gözyaşlarım yağmurlara
karışmış, ağlıyordum hıçkıra hıçkıra. Büyük bir yangın içinde kalbim kalktım ayağa.
Ona ulaşmanın tek yolunuda avuçalrımın içinden uçup gitmesini seyretmiştim hüzünle.
Umutlarım hayalini kurduğum mutlu olacağıma inandığım bir aşk yağmurlara
rüzgarlara karışıp gitmişti. Bir günde başlamış ve bitmişti benim büyük aşkım.
Bir kelebeğin ömrü gibi ...
Sevgilerle.....
Böyle bir gündü işte başlangıcı bir günlük büyük aşkımın
Sabahın erken saatleriydi. Haydarpaşa tren garında gün yeni başlamıştı yünü göstermeye
Elinde valiziyle geldi oturdu yanımdaki boş banka.
Saçları uzundu simsiyahtı; bakışları hırçın ve bir o kadarda alımlıydı görünüşü
Çantasından sigara paketini çıkardı bir tanesini aldı içinden yakamamıştı;
çakmağını arıyordu çantasının içinde.Fırladım yerimden izninizle deyip yaktım
sigarasını bir tanede ben yaktım ardından.Buyur etti oturdum yanına
Aynı yöneymiş yolculuğumuz ve hatta kompartımanımızda.
Sohbetine doyum olmuyor inci gibi dökülüyordu kelimeler kiraz dudaklarından
Trenin hareket saati yaklaşmıştı. Yavaş yavaş toparlanıp
kompartımanımızdaki yerimizi almış trenin hareketini bekliyorduk. Çok geçmeden hareket etmeye
başlamıştı tren bizde konuşmalarımıza devam ediyorduk kaldığımız yerden.
Bir O anlatıyor bir ben konular bir daldan ötekine atlayıp gidiyordu.
Laf lafı açıyor saat son sürat ilerliyordu. Biz hiç bıkmadan usanmadan
konuşuyorduk. O konuşurken aklım başımdan gidiyor Onun ne söylediğini bile
duymuyor anlamıyordum bazen.Dalıp dalıp gidiyordum hayaller alemine.
Sanki yıllardır tanıyordum o kadar sıcak ve samimiydiki O anlattıkça onda
kendimden birşeyler buluyordum.Sanki beni anlatıyordu sözleriyle.
Kafamda kalbimde hızla Ona doğru kayıyordu.
Aradığım bu olmalıydı, yıllardır hayalini kurduğum kişilik ve aşk bu olmalıydı.
Kapılıyordum içten içe terliyordum bu düşünceler içerisinde sıcak sıcak.
Ona herhangi birisiyle birlikte olup olmadığını sordum biraz çekinerek.
Yalnızım dedi dünyanın en büyük hediyesini verdi o an sanki bana.
Kalbim büyük bir heyecan içerisinde çarpıyordu bıraksam sanki fırlayıp
gidecekti bedenimden dışarı.
Zaman o kadar çabuk ilerliyorduki Onun yanında çok az kalmıştı yolculuğun bitmesine
Birazdan tren duracak ayrı yönlere doğru dönüp gidecektik ikimizde.
Bunu kabullenemiyordum bir türlü içim içimi yiyordu.Onun gözlerine bakmaktan
alamıyordum kendimi. Yine biraz mahçup bir halde
Onu tekrar görüp göremeyeceğimi sordum.Gülümsedi gözlerimin içine bakarak.Bana seni tekrar
görmek benide çok mutlu eder telefon numaramı vereyim beni istediğim zaman
arayabilirsin istediğin zaman tekrar görüşebiliriz dedi.Numarasını yazacağı bir
kağıt arıyordu çantasının içinde bulamadı.Bende ceplerimi karıştırıyor bir kağıt arıyordum.
Cebimden çıkardığım banknot parayı uzattım Ona bunun üzerine yazmasını rica ettim.
Bir gülücük attı o tatlı gülümsemesiyle ve numarasını yazıp bana uzattı.
Aldım parayı avucum içine ve onu sıkıca sarmıştı bu benim için en değerli paraydı çünkü.
Tren durmuştu.Hiç istemediğim ayrılık vakti gelmişti yine. Trenden ağır
adımlarla indim.Hiç inmek istemiyor içim sızlıyordu.Tokalaştık Onun gözlerinin
içine bakarak tanıştığımıza çok memnun olduğumu söylüyordum. Yağmur
şiddetlenmiş rüzgar hızını iyice artırmıştı. Fazla uzatmadan lafı Ona sarılmak istediğimi
söyledim birşey demeden gülümseyerek sarıldı boynuma.O an hiç bitmesin diye
iç geçiriyordum.Yanağıma bir öpücük kondurarak vedalaşıp arkasını döndü.
Yavaş yavaş uzaklaşıyordu benden.Gidiyordu istemiyordum oysa hiç gitmesini
Onunla gitmek için nelerimi vermezdim o an. Bende arkamı döndüm gidiyor bir yandan da
Onu düşünüyordum numarasını yazdığı para hala avucumun içinde duruyor,
ona bakıp gülümsüyordum.Durağa doğru ilerleyip bir taksiye elimle işaret ettim.
Bir anlık bir dalgınlıkla para elimden uçup gitti. Çantamı atıp elimden uçan paranın
peşinden koşmaya başladım.Rüzgar alıp götürüyordu Onu benden.
Uçarak gitti caddenin ortasına düşüverdi. Arabalar sanki onun değil benim
üzerimden hızla geçip gidiyordu içimde müthiş bir ateş va acı hissediyordum.
Arabalara işaret edip durmalarını sağlıyordum telaşla. İçim yanıyor paranın
düştüğü yere doğru ilerliyordum hızla.Para ıslanmış parçalanmış numara yokolup gitmişti
üzerinden. Beynimde o an çaktı bütün şimşekler. Oturduğum gibi kaldım öylece
caddenin ortasında öylece. Arabalar birbiri ardına kornalara basıyor ben ise hiçbirimi
duymuyor umursamıyordum.Ağlıyordum sadece gözyaşlarım yağmurlara
karışmış, ağlıyordum hıçkıra hıçkıra. Büyük bir yangın içinde kalbim kalktım ayağa.
Ona ulaşmanın tek yolunuda avuçalrımın içinden uçup gitmesini seyretmiştim hüzünle.
Umutlarım hayalini kurduğum mutlu olacağıma inandığım bir aşk yağmurlara
rüzgarlara karışıp gitmişti. Bir günde başlamış ve bitmişti benim büyük aşkım.
Bir kelebeğin ömrü gibi ...
Sevgilerle.....