08-26-2007, Saat: 04:28 PM
BEN HER SENSİZLİK DE....
Gittin ya sen hani, ardına bile bakmadan...
Beni böyle çaresiz ve bir başıma bırakarak...
Gittin ya sen hani, haykırışlarıma aldırmadan...
Gözyaşlarımı peşin sıra hükümsüzce akıttırarak...
Bu deli gönüle ben ne laf anlatabiliyorum, ne de söz geçirebiliyorum artık sen gittiğinden beri....
Biliyorum böyle sürmeye devam ettikçe ben kahrolup, üzüleceğim.... Farkında değil miyim sanıyorsun ne kadar aciz durumda olduğumun, merak etme aynalara küs değilim sadece kırgınım o yüzden her zaman olmasa da ara sıra bakıyorum kendime.... Bakmamın sebebi ise sen gittiğin günden bu yana bende değişenleri izlemek.... Bazen kendimi tanıyamıyorum bile, bu ben miyim diyorum ara ara aynadan yansıyan suretime bakarak... Gözlerim balon gibi şişmiş, ferri sönmüş ve gözalatlarım esrar kullanır gibi morarmış, yüzüm solmuş ve kendini salmış, ellerim ellerini ararcasına buz kesmiş, dudaklarım çatlamış, saçlarım dağılmış, bedenim yorgun düştüğünden omuzlarım aşşağıya doğru çökmüş, ya ruhum ona ne demeli yüreğimin her gün kanayıp, ağlamasına dayanamamış olacak ki benliğimi almış gitmiş...Hıh, ruhum şimdi Allah bilir yine senin peşinden gitmiştir ya da seni aramaktadır herkesten köşe bucak saklandığımız köşelerde... O ilk gittiğin gün hani hatırlarsın sokak ortasındaydık, gecenin üstüydü ve sana ihtiyacımın olduğu en önemli zamandı... Kırık, yıkık ve sönük hayallerini çıkarmıştın gün yüzüne ve anlatmaya başladın tüm gerçekliliğyle... Seni dinliyordum ve anlattıklarına anlam veremiyordum, bizimle ne alakası vardı ve konumuzun ne kadarını kapsıyordu çözemiyordum... Uzun ve soluklu bir konuşmadan sonra sustun ve gözlerimin içine baktın, anlamamışlığımın şaşkınlığını görünce yüz ifadem de gülümsedin ve "anlamadın değil mi, küçük meleğim" dedin... Başımı sallayarak anlamadığımı ifade etmiştim ve sende anlamıştın nihayetinde.... Bunun üzerine derin bir ah çekerek ellerimi tuttun ve gözleriin içine bakarak; " biz seninle olamayız küçük meleğim, ilk zamanlar çok farklıydık ve heyecanlıydık, herşeyden önemlisi seviyor ve değer veriyorduk... Zaman öyle bir duruma getirdi ki bizi artık birbirimizi tamamlayamaz olduk... Seninle sonımu göremiyorum, birbirimize daha fazla alışıp, bağlanmadan burda sonlandırmamız lazım...Sakın, ağlama sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun ama dedim ya kendimi biliyorum ben ileriyi göremiyorum ve ilersi olmayacağını düşünüyorum, bu yüzden seni kandırıp, kırmamak adına bu işi burda sonlandırıyorum...Anlayacağın küçük meleğim biz bu sevda masalında ayrılanlar olduk..." dediğinde yere çömeldim, sanki bütün evler üzerime çökmüştü ve ben bir kelime dahi edemiyordum... Gerçi nasıl edecektim ki yutkunmakta bile zorlanıyrdum, sadece gözyaşlarımla birşeyler anlatabiliyordum... Ellerini çekmeye çalıştın ellerimden ama ben bırakamadım, "gitme" dedim titreyen ve kısılan sesle..."gitme ne olursun beni sensiz bırakma, seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun" dedim ama sen o kadar kararlıydın ki sana bir kez daha sarılamadan, bir kez daha öpüp koklayamadan, kokunu içime çekemeden gittin...
Sen gittiğinde rüzgar sana kızdı ve peşin sıra keskince esti,
Ama bana bir kere olsun dokunmadı, acaba sana hissettirdi mi?
Sen gittiğinde bulutlar gidişine kızdı ve peşin sıra gözyaşlarını döktü,
Ama beni az da olsa ıslatmadı, acaba seni gözyaşlarıyla ıslattı mı?
Ama bana bir kere olsun dokunmadı, acaba sana hissettirdi mi?
Sen gittiğinde bulutlar gidişine kızdı ve peşin sıra gözyaşlarını döktü,
Ama beni az da olsa ıslatmadı, acaba seni gözyaşlarıyla ıslattı mı?
Bir ara gözüm gökyüzüne takıldı, etrafta fırtınalar kopuyordu, yağmur yağıyordu ama bana bir an olsun yansıtılmıyordu, neyin nesiydi ki bu acaba diye de düşünmüyor değildim. Yalnız bir yaprak, bir yaprak uçuşuyordu havada savunmasızca ve üşümüşcesine..."O da hangi ağacın, hangi dalından ayrıldı acaba benim gibi" diye düşünürken, avucumun arasına düştü... O da galiba ben gibi kendine yakın buldu beni, baksana seslenmeme bile gerek bırakmadan düşüverdi avuçlarıma.... Sensizliğin acısını bir an olsun dinmesi bu yaprak sayesinde oldu, kader arkadaşımdı ve bu hayatta bu ayrılma sahnesini ben tek başıma oynamıyordum...
Seninle artık gittiğimiz yerlere gitmiyorum, resimlerimize bakmıyorum ve gözlerini gözlerime getirmiyorum.... Şuan bunları yazarken bile boğazımda yumruk oluştu yutkunamıyorum adeta, gözlerimde nem oluştu ama ağlamamaya yeminli olduğumdan içime akıtıyorum ve yüreğimde öyle bir sıkıntı ve sancı var ki bunu hiç bir değerle yok edemiyorum.... Kahretsin ne seni unutabiliyorum, ne de içimde ki sevgiyi yok ediyorum....
Yoksun ya artık yanımda,
Avucuma düşen yaprakla avunuyorum...
Yoksun ya yanımda,
Ben her gece sana gönderilemeyen mektuplar yazıyorum...
Her yalnız kalışlarımda sensizlikle baş etmeye çalışıyorum
Ve baş edemediğim günlerde işte ozaman...
Ben her sensizlik de,
Kendi silahımı, kendime doğrultuyorum..
Seninle artık gittiğimiz yerlere gitmiyorum, resimlerimize bakmıyorum ve gözlerini gözlerime getirmiyorum.... Şuan bunları yazarken bile boğazımda yumruk oluştu yutkunamıyorum adeta, gözlerimde nem oluştu ama ağlamamaya yeminli olduğumdan içime akıtıyorum ve yüreğimde öyle bir sıkıntı ve sancı var ki bunu hiç bir değerle yok edemiyorum.... Kahretsin ne seni unutabiliyorum, ne de içimde ki sevgiyi yok ediyorum....
Yoksun ya artık yanımda,
Avucuma düşen yaprakla avunuyorum...
Yoksun ya yanımda,
Ben her gece sana gönderilemeyen mektuplar yazıyorum...
Her yalnız kalışlarımda sensizlikle baş etmeye çalışıyorum
Ve baş edemediğim günlerde işte ozaman...
Ben her sensizlik de,
Kendi silahımı, kendime doğrultuyorum..