09-04-2007, Saat: 03:04 PM
[COLOR="Blue"][SIZE="3"]Aşk...
Öyle olmalı ki...
Gülümsetebilmeli seni, çekip gittiğinde.
Acılara değil, yaşanmış o çok özel anlara teslim olmalı insan gidişinin ardından. Gözlerde bir ışık olarak kalabilmeli. Ve dudaklarda hafif bir tebessüm...
"Çok güzeldi, yaşadım, yaşadık", diyebilmeli.
Hiç beklemediğin anda geliveren, ve ergeç gideceğini bildiğin bu harika yaşanmışlık pişmanlık olmamalı anılarında.
Sen bir yer de, ve O çok yakınında ama uzaklarda olsa bile, ve sen asla bir daha onu göremeyeceğini, gözüne bir muzip, bir öyle... romantik bakamayacağını bile bile... kalbin bir buruk ama değişik bir sevinçle atabilmeli.
Bir kuşun kanat çırpışında heyecanlandırabilmeli seni, bir daha birlikte hiç bir kuşun kanadını göremeyeceğin sevgili. Birlikte belki bir çiçek koklama vaktinin bile olmadığı, ama dünyanın tüm çiçek kokularını sana duyumsatan sevgili...
Gittiğine yanmamalı, gelişine sevinmelisin aslında.
Sana yaşattığı her an'a ve yaşadığın her hızlı kalp atışına minnetar kalmalısın.
"Şimdi nerede, kiminle?" soruları yerine, "Şimdi mutlu olmalı..." diyebilmelisin ve asla kıskanmamalısın mutluluğunu.
Hoş bir tebessüm olarak kalmalı dudaklarında...
Güzel di... düşüncende, O'nun da "güzeldi" dediğini duymalısın...
Aşk böyle olmalı...
Çünkü yaşadığın aşk'tı...
Ve aşk sonu olmayan bir sonsuzsa... anımsadığında, "Güzel di..." dedirtebiliyorsa...
Ve aşk... ansızın... her an heryerde...
[VIDEOX]http://turksayfa.googlepages.com/lovely2006.swf[/VIDEOX]
[COLOR="Blue"][SIZE="3"][i][b]Gidenler hep bekle beni derler ve kalanlar hep bekleyeceğine yemin ederler. Her giden ardında bir bekleyen bırakır. Bazen ister bekle beni der, bazen de bekleme hayatına devam et der. Bu bekleme demenin ardında bir beklenme isteği vardır hep... Ve her kalan yüreğindeki acısıyla bekleyeceğim der. Dönmeyeceğini bile bile, gelmeyeceğini bile bile,sevmeyeceğini bile bile. Ve bekler... Yanı başımızdayken fark etmediğimiz bir çok ayrıntı takılır hafızalara. Oysa ne güzelmiş yaşanılanlar dersiniz. Meğer ne çok sevmişim dersiniz. Ve belki de hiç sevilmediğinizi fark edersiniz. En acısı da budur ya zaten...
Sevilmeden sevdiğinizi fark ettiğinizde beyninizi yer binlerce soru. Başlarsınız cevabı besbelli olan sorulara kendinizce cevap aramaya. Ve sorgulama zamanı gelir kendinizce.. Oysa unutursunuz bir şeyi.
"Aşk Sorgulanmadan Yaşanmalıdır."
Baktığınız her yer "onda" biter. Gördüğünüz her şey de "onu" ararsınız. Aynadaki görüntünüzde bir yansıma, sokaktaki köşe başında bir kucaklaşmadır "o". Yağan yağmurdur, denizdeki yakamozdur "O", gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "O"...
Ve son cümleler dökülür artık dilinizden. "O" Mutlu Olsun Yeter.
Diyebileceğiniz bir şey kalmamıştır çünkü. Tıpkı yüreğinizi sizden aldığı gibi giderken cümlelerinizi de götürmüştür yanında.
Sessizlik kalır geriye biten bir sevgiden. Ve Ayrılık Urganı kalır boynunuzda "yağlı bir ilmek gibi". Sanki biri ha çekti ha çekecek. Durdu sanırsınız dünyayı ha battı ha batacak. Ama ne dünya durur nede o ilmek çekilir. Hayat devam ediyordur ve bu çarkın içinde sizi de bilmediğiniz başka diyarlara sürüklüyordur.
Bitecek sanırsınız acınızı bitmez. Sadece bir yerlere saklanır yüreğinizde. Bir şarkıda, bir şiirin içli mısralarında ve belki de bir sözde kanamaya hazır bir yaradır o artık.
"Sessizliğin içinde bir çığlık, Karanlığın içinde bir ışık, yürekte kapanmaz bir yaradır artık O... AŞK ' tır o AŞK... ·
[/SIZE][/COLOR]
[/b][/i][/SIZE][/COLOR]