Son kez gelmeni istiyorum sessizce,
habersizce, aniden.
Karşıma çıkmanı istiyorum,
Son kez sarılmak istiyorum sana sıkıca,
Elimi bırakmamanı gün boyunca,
Ve seni öptügümde,
Sessizligimizi seyretmek istiyorum.
Vedaların en güzelini yaşamak,
belki yaşatmak, ve son kez ‘’ Seviyorum Seni ‘’
demek istiyorum.
...
Sen giderken,
Aglamaya utanan gözlerim, dayanamayacak, biliyorum.
İnatlaşacaklar benimle.
Sen giderken,
Gözlerimi gözlerinden kaçırmaya çalışacagım.
Sana son kez bakmak,,, çok zor gelecek bana.
Son sözlerim çıkmak istemeyecek dudaklarımdan,
yanımda biraz daha kalabilmen için.
Sen giderken,
Bittiğini biliyor olacagım, bakmayacagım korkumdan arkama.
...
Sen gitmiş olacaksın,
Ve bitmiş olacagız bizde...
...
hoşçakal,Sevdiğim...hoşçakal..
Alıntı:Sen gitmiş olacaksın,
Ve bitmiş olacagız bizde...
...
hoşçakal,Sevdiğim...hoşçakal..
Hala aynı fikirdemisin ???
Bir masal anlat bana
En gerçeği olsun tüm zamanların...
Dokun yıldızlara
Işıktan toplar at kar beyazı
Aysız gecelerime..
Guguk kuşu ol uykumun en derin yerinde..
Işık getir kör kuyularımın diplerine...
Seher bu değil bilesin!
Yanımda sen yoksan eğer,
Alışamam alacakaranlıklara...
Dağlar yırttı da geceyi
Bir ben yırtamadım daha!..
Sesin kulağımda ama hala!..
Türküler gibi...
Kuşlarla gelmişti
Bir ekin biçme mevsimi...
Sarı başaklar sunmuştu sözlerin ömrüme...
Harman harman rüzgarlar...(dinmedi!..)
Tınazlarında savrulduk ikindi vakti..
Seclerine yattı acıkmış gönlümüz
Sevgiye ve tene...(bitmedi!..)
Hani!
İkinin bir olduğu zamandı ellerimizin birbirine değişi
Sen ve ben!..canız işte!..
Sızılarımızda çiçeği açar sevdanın
Topla haydi!
Bak!
Düş pembesi düşler kadar güzel renkleri...
Leylaklar benim olsun sen kokuyorsun diye
Kekikler senin!...(kır delisi..)
Her gece
Yokluğunda seni aradı...(diyemedi..)
Pencere ağladı,
Duvar ağladı,
Göle döndü yastığı,
Yatak ağladı!..
Bitti masal
Yürek ağladı.!..
Yürek ağlamasın , masal devam ediyor ....
Sevg ...
Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın.
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği
Kirpikleri hissetti yokluğunu
Büktü boynunu deprem bu...
Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu.
Bir kenti boydan boya temizliyordu
Sokakta kimsecikler yoktu
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu
Kirliydi yaşamaktan utanıyordu
Tit tir titriyordu yüreği
Yaralı bir güvercin gibi...
Oysa bu yürek bir zamanlar
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu,yorgundu konuşamıyordu.
Şu hayatı sırtından atamıyordu,
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı
Ne bir dost kaldı yanında
Ne de bir düşman aklında...
Zor bir gün
Önünü göremiyordu
İnsanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı
Kirpiğinden yüreğine saplanan
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde.
Bir yalnızlık adılarıyla büyüyen
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde
Sırtında ayrılık dilinde küfür
Ben gidiyorum sen uyuyorsun.
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde,
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.
Ben gidiyorum sen uyuyorsun
Ben gidiyorum sen susuyorsun.
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun
Siliyorum dudağında kalan yalanı
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun.
Ben geldiğim yoldan ;
Geldiğim gibi acılara bezenip
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum
Bir kapı kapandı
Bu gece benimde gözlerimin içine
Kirpiklerim hissetti yokluğunu
Büktüm boynumu deprem bu.
Tenime değdim kokun sinmiş mi diye
Sol elime baktım;bahar gibiydin
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar
Bir nehir oldun aktın gittin
Sağ elime baktım ;Cehennemdin ayrılıktın kordun
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu
Adaklar yüreğimden geçip gitti
Tutabilseydim birini
Korkmadan kesebilseydim eğer
Biliyorum gelecektin
Zoruma gidiyor zor bir gün
Biliyorum zorla güzellik olmaz
Oysa çirkin olmak vardı
Kovsanda kapından gitmemek vardı
Ama bir yüzün vardı;ellerimde kaybolan
Öyle bir küçüldümki;artık büyüme zamanı
Ey sevdalılar;eydostlar;
Var olan bütün güzellikler
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar
dağlar,taşlar elveda
Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar
Siz kalın sağlıcakla
Ben gidiyorum
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun
Bu bana yeter elveda yaralım elveda
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda..
(Mehmet Tokat)
Esişler ............
Ey sevdalılar;eydostlar;
Var olan bütün güzellikler
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar
dağlar,taşlar elveda
Ben geldiğim yoldan ;
Geldiğim gibi acılara bezenip
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum