09-26-2007, Saat: 05:30 PM
Sen... Yüzümdeki gülüşlerin, ellerimdeki terlemenin, yüreğimdeki deli atışın sebebi... Her gece uykum, her sabah güneşim. Yıldızım, ayım, akan kanım. Bitmeyen masalım. Bahçedeki çiçeğim, çiçekteki rengim. Gökyüzüm, denizim, mavim sen...
Sevdamın adresi, aşkımın menzili, içkimdeki tat, yaşadığım hayat sen... Sebebim, niyetim, geleceğim, geçmişim, bilinmezliğim, belirsizliğim, kararlılığım, kararsızlığım sen... Bitmez yolculuğum, sonsuzluğum. Sen, gözüm elim, yüreğim. Beyaz kelebeğim, bebeğim sen...
Hani gidecek olsan, yollarına sererim tüm kır çiçeklerini. Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle. Üzülecek olsan, içim erir, kalırım öyle. Seni bir üzen şey beni bin üzer inan. Kırıyorsam seni, bu benim densizliğimdendir, şaşırmışlığımdandır. Kendimle kavgalıyım ben. Bir yanım sana tutkun, bir yanım çok bencil. Kayboluşlara vuruyorum kendimi, seni üzdüğümü bilmeden. Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum. Ah ben, nasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen... Bakma bana birtanem, içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme sakın bunlarla...
Seni bilirim ben, bir tek seni. Seni söylerim, seni duyarım her yerde ve her zaman. Sensiz olmaya gücüm yok, sensizliğe katlanmak benim harcım değil. Seni her şeyinle, ay parçası yüzünle, duruşunla, gülüşünle, bakışınla, konuşmanla, çocukluğunla, olgunluğunla, kızgınlığınla, şaşkınlığınla, güçlülüğünle, zayıflığınla kabul etmişim bir kere. Ne değiş, ne de değiştir beni. Biz böyle sevdik birbirimizi. Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi.
Şimdi hangi denizin kıyısındaysan, hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak. Aşkımı, yüreğimi, içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum, tut onu. Tut ve bırakma... Ben maviyi sende buldum, beni başka renklerle kandırma...