09-29-2007, Saat: 06:08 PM
Sen; içinde baharı gizleyen kışımsın benim...
Ve biliyorum ki o baharın güneşinde tenim esmer
olmayacak hiç. Bana susmak düşecek,
payıma kilitlenmiş bir yürek kalacak.
Kaderi önceden belirlenmiş konuşmalar, paylaşmalar,
bakışmalar olacak.
Bir yerde aykırılığım tutup sarılsam da içimde sana,
sen bunu hiçbir zaman bilemeyeceksin...
Git diyorum sana, kalma yüreğimde, bu kadar
özleteceksen kendini.
Bir bakış; gözüm gözüne değiyor; hissediyorum...
Gitme diyorum. Kal geldiğin yerde.
Ne gitmelerin bitiyor; ne de benim sana
kal demelerim...
Hangi aralıkta girmiştin içime anlamadım.
Tüy gibi hafif, usul usul inivermiştin yüreğime.
Kabullenemedim önce. kocaman yalanlar söyledim
kendime. Ben dışımda tutmaya çalışırken seni,
meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı.
Kuşatmıştın dört yanımı; ve kendim için çok geçti.
Yerle bir olmuştu her şey. Olmazsa olmazlarım;
ilkelerim, yargılarım...
Nasıl bir şeydi, bu beni böyle yağmalayan.
Şimdi karşı durmuyorum Sana, nasılsa buluyorsun
bir yolunu ve sarmalıyorsun içimi dışımı.
Ayak seslerini duyuyorum hangi yöne
gittiğini bilemeden.
Ben yaşanmış bir aşkta eski yaralarıma yanıyorum,
Sen yaralarına benden sevda sürüyorsun.
"Belki"lerden, "ihtimal"lerden, "keşke"lerden
medet umuyorum, Senin belki de yabancısı
olduğun düşler büyüterek...
Ben, suretine değil, aslına dokunma ihtimallerinde
mutlu oluyordum.
Ben seninle, aynı coğrafyada yaşayabilme
ihtimalinden huzur buluyordum.
Şimdi, bilinci küflerinden kurtulmuş bir yürekle,
süresi diğer aşklardan çok daha uzun olacak
bir aşkın ömrünü anlatıyorum,
Sana dair yazılanlarda...
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle; bir imkansızlığın
mucizeye dönüşünü anlatıyorum...
Şimdi, bozgun sonrası imkansız bir zafer kazanan
bir orduyum,
bir yenilgide zafer ne kadar anlam taşıyorsa
o kadar anlamlaşıyorum...
Şimdi ben, dağıldıkça kurulan yeni düşlerde
Sana bakıyorum… Umut; hep var olacak çünkü...
..... Daha İyisi Değil, En İyisi İçin;
Ve biliyorum ki o baharın güneşinde tenim esmer
olmayacak hiç. Bana susmak düşecek,
payıma kilitlenmiş bir yürek kalacak.
Kaderi önceden belirlenmiş konuşmalar, paylaşmalar,
bakışmalar olacak.
Bir yerde aykırılığım tutup sarılsam da içimde sana,
sen bunu hiçbir zaman bilemeyeceksin...
Git diyorum sana, kalma yüreğimde, bu kadar
özleteceksen kendini.
Bir bakış; gözüm gözüne değiyor; hissediyorum...
Gitme diyorum. Kal geldiğin yerde.
Ne gitmelerin bitiyor; ne de benim sana
kal demelerim...
Hangi aralıkta girmiştin içime anlamadım.
Tüy gibi hafif, usul usul inivermiştin yüreğime.
Kabullenemedim önce. kocaman yalanlar söyledim
kendime. Ben dışımda tutmaya çalışırken seni,
meğer içerde hakimiyetin çoktan başlamıştı.
Kuşatmıştın dört yanımı; ve kendim için çok geçti.
Yerle bir olmuştu her şey. Olmazsa olmazlarım;
ilkelerim, yargılarım...
Nasıl bir şeydi, bu beni böyle yağmalayan.
Şimdi karşı durmuyorum Sana, nasılsa buluyorsun
bir yolunu ve sarmalıyorsun içimi dışımı.
Ayak seslerini duyuyorum hangi yöne
gittiğini bilemeden.
Ben yaşanmış bir aşkta eski yaralarıma yanıyorum,
Sen yaralarına benden sevda sürüyorsun.
"Belki"lerden, "ihtimal"lerden, "keşke"lerden
medet umuyorum, Senin belki de yabancısı
olduğun düşler büyüterek...
Ben, suretine değil, aslına dokunma ihtimallerinde
mutlu oluyordum.
Ben seninle, aynı coğrafyada yaşayabilme
ihtimalinden huzur buluyordum.
Şimdi, bilinci küflerinden kurtulmuş bir yürekle,
süresi diğer aşklardan çok daha uzun olacak
bir aşkın ömrünü anlatıyorum,
Sana dair yazılanlarda...
Şimdi, bir sayfa dolusu cümlelerle; bir imkansızlığın
mucizeye dönüşünü anlatıyorum...
Şimdi, bozgun sonrası imkansız bir zafer kazanan
bir orduyum,
bir yenilgide zafer ne kadar anlam taşıyorsa
o kadar anlamlaşıyorum...
Şimdi ben, dağıldıkça kurulan yeni düşlerde
Sana bakıyorum… Umut; hep var olacak çünkü...
..... Daha İyisi Değil, En İyisi İçin;